--"zaman en iyi yazardır. her zaman mükemmel sonu yazar." calvero --"limelight"
--"eğer yanıtlarım seni korkutuyorsa, o zaman korkutucu sorular sormaktan vazgeçmelisin... jules winnfield --"pulp fiction - ucuz roman"
bakışımsı yürek analizleri yapılır pencerelere.oysa soğuklar gelmedi henüz,buğulanmış değil sırlar.koskoca bir merasim gözümün ufkunda...test edilmiş ömürlere mahkum ettiğimiz sanrısız kelimeler düşer omuzlarımızdan.
suskunluğun ölü kelimelerine bir baksak,içinden tutuşturulacak bir alfabe çıkabilirliğini düşünsek sonra.
gözlerinin önünden seğirip gidecek değil ya tuz katarları.
ılık da olsa akıyor yaşımız.günü ne kadar torbalayabiliriz ki.
ruhu büyüten de kimliksizliğimiz değil mi? günü kurtarsak
tuz katarlarından inerken...
gözlerinin önünden seğirip gidecek değil ya tuz katarları.
ılık da olsa akıyor yaşımız.günü ne kadar torbalayabiliriz ki.
ruhu büyüten de kimliksizliğimiz değil mi? günü kurtarsak
tuz katarlarından inerken...
sanılandan öte yere taşıma bilinci işte.neden endişelenir ki bazı insanlar vera? sanırım kulaklarının farklı titreşimlere gebe olmasını istemelerinden kaynaklanıyor.
hani gün tozlarını almak için çıkmıştım ya verandaya,sen ordan öyle tuhaf bir şekilde bakmıştın ki.
ve demiiştin: şimşekler üzerinden tutamazsın bu çatlakları, dilini lime lime de etsen onlar,kendi yaramazlıklarında miyavlaşırlar...
anlayana vera anlayana...
hani gün tozlarını almak için çıkmıştım ya verandaya,sen ordan öyle tuhaf bir şekilde bakmıştın ki.
ve demiiştin: şimşekler üzerinden tutamazsın bu çatlakları, dilini lime lime de etsen onlar,kendi yaramazlıklarında miyavlaşırlar...
anlayana vera anlayana...
sancıları bölen ses...kulaksızlığımda büyüyen yayın...karşı yaka telaşıyla ritmler gelir ardı ardına.istedimdi karbon istilasından çıkmak.istedim mi sıralanmasını tümcelerin o nöronlarda?
bilmem kaç dakika var o sığınaktan çıkmaya?
bilmem kaç dakika var o sığınaktan çıkmaya?
kesilmelerden dolayı gönül rahatlığıyla dinleyemediğim yayındır.
yürek çağırmaktan vazgeçmeyecek bir gruptur.
(bkz: yürek çağrısı)
(bkz: yürek çağrısı)
“birkaç yıl içinde, seni unuttuğum zaman, bu çeşit başka hikayeler geçince başımdan, aşkın unutuluşu olarak anacağım seni. unutmanın korkunçluğu olarak düşüneceğim seni. şimdiden biliyorum bunu.” (“erkek”, hiroshima mon amour - hiroşima sevgilim, alain resnais)
vatanseverlik, soytarıların en son sığınağıdır.” (“albay dax”, paths of glory - zafer yolları, stanley kubrick)
psikologunun parasını ben ödüyorum. o ilerleme kaydediyor ama ben yerimde sayıyorum.” (“alvy”, annie hall, woody allen)
“acılarımı biriktirip daha sonra komediye dönüştürüyorum.” (“rupert pupkin”, the king of komedy - kahkahalar kralı, martin scorsese)
1932 japonya doğumlu,özgürlükçü düşünceden,modern düşünme kalıplarından yana saf tutan,entelektüel duruşu sağlam olan
özgün yönetmen.
özgün yönetmen.
sakin bir ırmaktı gözleri...kabusunda uyandım ağustos terinde...
düş üsütüne düş kurunca,kayboldu kuruntularda...bildi en sonunda gezdirdiği iklimler bıçak sırtında bir intikamdı sadece...kucağında uyuyan çocuk büyümeden vurulmuştu kaburgalarından...kan sıçradı tavanına gözlerinin...körlüğüne sıraladığı küfürleri not etmedi bir yere,anlıyordu sabahların korkunç karanlığında nasılda lanetlendiğini...
bir kere daha çıksa o delikten ah çıksa da başı ezilse azizliği tarafından veranın...
....yüzün toplama kamplarında şimdi....
düş üsütüne düş kurunca,kayboldu kuruntularda...bildi en sonunda gezdirdiği iklimler bıçak sırtında bir intikamdı sadece...kucağında uyuyan çocuk büyümeden vurulmuştu kaburgalarından...kan sıçradı tavanına gözlerinin...körlüğüne sıraladığı küfürleri not etmedi bir yere,anlıyordu sabahların korkunç karanlığında nasılda lanetlendiğini...
bir kere daha çıksa o delikten ah çıksa da başı ezilse azizliği tarafından veranın...
....yüzün toplama kamplarında şimdi....
(bkz: düşü vuran aptallar)
eylül tozu var üzerimizde kandıran yağmurlara teslim olsa ya baht...taht üzerinde oynatır kelimelerini..batıracağı adalar sıralanırken,korkusuzluğunu içer adam ,kadının...söze gerek bıraktıracak iklim tınısına saklar cesaretini..
hissin ide ekseninde döndükten sonra kendine matematiksel bir yer bulup oturmasıdır.
jüpiterin bir uydusu.
tanısı bulunmamış bir hastalık sarkar boynundan...boyunduruğuma giremeyen takatsiz bir yolcusun sen..sabahla yıka yüzünü,şölen bu sert yere bırakacaksın başını,bakışlarınsa hala tutuklu bir türkü...çığlık ayaklarında.
bir fısıltı duyulunca kayıp kentten ayağa kalkacak surlara tüneyen gençliğim...kimsesizliğime yaralı kırlangıçlar yön verecek...tutunamayanlar ağız değiştirecek...kimliksizliğimde biriken ne varsa fısıldanacak kulaklara,üfürülecek yüzlere...
kendim gibi,adım gibi biliyorum aydınlanacak bu kent...
kendim gibi,adım gibi biliyorum aydınlanacak bu kent...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?