brokeback mountain: kayış dağı
abuk subuk entry leri okuyup dellenme eşiğini aşırttıktan sonra çareyi tekrar sözlükte arayıp , dünyanın en büyük ironisine imza günü düzenleyen birey saçması da olabilir.
(bkz: kulaktan dolma olmaz)
ankarada yaşamadığım için orada neler oluyor bilemiyorum, fakat denilenlere göre yönetime talipmiş. unutmayalım ki bu topraklarda yaşayan halk osmanlı torunudur. sever böyle babadan oğula geçen yönetim sistemlerini.
kişinin yabancılaşma süreci içinde sözlüğü amacının dışında kullanarak, ondan medet umma durumunu belirten ruh halinin dışa vurumu.
(bkz: ooha gene yaptım)
trt yıllardan beridir anlamsızca süregelen bir takım sosyal, kültürel ve toplumsal yasaklarını -mecburiyetten yada siyasal baskılardan dolayı da olsa büyük bir cesaretle- bir bir kaldırıp, özgürlükçü bir tutum sergileyebilecek kadar esnek olabilirken, hala daha erotik olduğu düşünülen bir görüntüyü ekranda yayınlamayı red edebiliyor. üstelik her iki tutumda aynı iktidar partisi döneminde oluyor, çok enteresan.
(bkz: hamdolsun teğet geçti)
(bkz: hamdolsun teğet geçti)
rte nin küresel ekonomik krizin türkiye etkilerini tarif ederken kullandığı cümle. kuyruklu yıldızmı lan bu.
(bkz: akademisyen)
biraz realist olmak gerekirse dünyadaki kadınlar bile karşısındaki erkekte önceden öğretilmiş - para, kariyer, kültür ...gibi - belirli güç simgeleri ararken galaksiler arası yolculuk yapabilecek teknolojiyi üretmiş bir ırkın, özellikle taş gibi olan kadınları, seni beni bırak brad pitt e bile bakmazlar.
halkın damarına basacak yada damardan girecek ölçüde argo kullanmak.
arabanın telefonun dişına fırlatıp atılması acaba talefonun navigasyon sistemlerinin beş para etmez olduğuna dair bir göndermemidir diye düşündüren reklam.
(bkz: serbest çağrışım)
(bkz: serbest çağrışım)
(bkz: alexis de tocqueville)
80 gençliğinin atari salonu çılgınlığındaki zirve noktayı belirten çığlık. özellikle ekran başına biriken çocukların, oyunun finalinde çıkan villian ı gördüklerinde sarfettikleri bir ünlem. genelde hep bir ağızdan, toplu olarak ve mistik bir tören atmosferinde kendilerinden geçerek, ölüm anında göreceğimiz anlatılan o beyaz ışığa bakarken içinde olacağımız haleti ruhiye ile söylenir.
oha son adam,
ve sessizlik... onlarca küçük kalp, konsolun başında duran ve onların gözünde artık bir kahraman olan yabancının müritleri olma yolunda, heyecan ve histeri krizleri ile coşmakta ve titremekte. böylesi bir anı sadece ve sadece bir kadına gerçekten aşık olup, onun tenine ilk dokunduklarında hissedebileceklerinden habersiz onlarca kayıp ruh, sinek sürülerinin lambalardan gelen ışığa toplandığı gibi sadece o ana tanık olabilmek, ışığı hissedebilmek ve belki de orada ölebilmek için konsolun başına yavaş yavaş toplanmakta.
oha son adam,
konsolun başına toplanan kalabalığın içinden, göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir süre sonra nefes alıp vermesi gerektiğini hatırlayan ilk sabi, sanki aradan yıllar geçmiş gibi duran yorgun gözlerinden akan gözyaşlarına engel olamayacaktır biraz sonra. kalabalık arasında aklını kaybetmeye en çok yaklaşmışlardan olmak kolaymı? bu sineklerin tanrısı olmak kolaymı?
oha son adam,
kendisine bu anı yaşatan, ekrandan fışkıran büyülü ışığı yüzünde hissetmesini sağlayan konsol başındaki belki de yüzünü hiç göremediği ve dahi göremeyeceği kahramana kaçamak bakışlar atmaktan da kendini alamaz. zaman mı durdu yoksa bana mı öyle geliyor düşünceleri içinde, yoğun, boğucu ve sancılı bir süreç beklenmektedir artık.
oha son adam,
sabi, önce ellerini hisseder. bu küçük eller şu anda bir ejderhanın boynunda olsa hayvan sağ çıkamazdı heralde diye düşünür. ancak bir boğanın kalbinin pompalayabileceği yoğunluktaki adrenalin, damarlarını patlatırcasına küçüğün vucuduna varoluşunu taşımaktadır. bütün bunlar olup biterken daha fazla büyüyecek yeri kalmayan gözbebekleri tüm dikkatini çoktan kahramana ve onun bir an sonra vereceği savaşa odaklamıştır artık.
oha son adam,
ve sessizlik... onlarca küçük kalp, konsolun başında duran ve onların gözünde artık bir kahraman olan yabancının müritleri olma yolunda, heyecan ve histeri krizleri ile coşmakta ve titremekte. böylesi bir anı sadece ve sadece bir kadına gerçekten aşık olup, onun tenine ilk dokunduklarında hissedebileceklerinden habersiz onlarca kayıp ruh, sinek sürülerinin lambalardan gelen ışığa toplandığı gibi sadece o ana tanık olabilmek, ışığı hissedebilmek ve belki de orada ölebilmek için konsolun başına yavaş yavaş toplanmakta.
oha son adam,
konsolun başına toplanan kalabalığın içinden, göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir süre sonra nefes alıp vermesi gerektiğini hatırlayan ilk sabi, sanki aradan yıllar geçmiş gibi duran yorgun gözlerinden akan gözyaşlarına engel olamayacaktır biraz sonra. kalabalık arasında aklını kaybetmeye en çok yaklaşmışlardan olmak kolaymı? bu sineklerin tanrısı olmak kolaymı?
oha son adam,
kendisine bu anı yaşatan, ekrandan fışkıran büyülü ışığı yüzünde hissetmesini sağlayan konsol başındaki belki de yüzünü hiç göremediği ve dahi göremeyeceği kahramana kaçamak bakışlar atmaktan da kendini alamaz. zaman mı durdu yoksa bana mı öyle geliyor düşünceleri içinde, yoğun, boğucu ve sancılı bir süreç beklenmektedir artık.
oha son adam,
sabi, önce ellerini hisseder. bu küçük eller şu anda bir ejderhanın boynunda olsa hayvan sağ çıkamazdı heralde diye düşünür. ancak bir boğanın kalbinin pompalayabileceği yoğunluktaki adrenalin, damarlarını patlatırcasına küçüğün vucuduna varoluşunu taşımaktadır. bütün bunlar olup biterken daha fazla büyüyecek yeri kalmayan gözbebekleri tüm dikkatini çoktan kahramana ve onun bir an sonra vereceği savaşa odaklamıştır artık.
beyaz şovun açılış jeneriğinde söylediği şarkıdan bir kuple. kesin olarak emin olmamakla beraber nakarat sözleri şöyle sanırım.
öyle olurki bazen
yattığım yeri bilmem
dilim damağım kurur
ter damlar hep götümden
öyle olurki bazen
yattığım yeri bilmem
dilim damağım kurur
ter damlar hep götümden
bazı kendini bilmezlerin ısrarla açtıkları boş başlıkları büyük bir serinkanlılıkla, bıkmadan usanmadan silen, bu uğurda ciddi performans sergilediği gün gibi aşikar olan kişi, patron, boss, son adam.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?