superkahraman

hızlandırılmış ingilizce kurslarında teacher ın azımıza sıçma sebeplerinden biri.

(bkz: zzt boston azınıza sıçıcam hepinizin)

türk sinema tarihinde yapılmış en iyi korku filmi.

(bkz: absurd horror gothic thriller pornographic gore)

dünyada olup bitenler -savaşlar, ölümler, çevresel duyarsızlıklar, toplumsal baskılar, yasaklar, sansürler, ee nezaman evleneceksiniz baskıları, katliamlar ne kötü be birader ...vs- karşısında bireyin haklı isyanını tanımlar ifade.

tarihinde amerikan bağımsızlık bildirisi adı altında, belkide bütün dünya halklarına örnek oluşturması gereken önemde bir bildiri hazırlayıp, akabinde kendi hazırladıkları bu bildiriye tamamen ters politikalar üretebilen ülke. aşağıdaki metin bu bildiriden alınmıştır.

"biz şu gerçeklerin açık olduğu görüşündeyiz: bütün insanlar eşit yaratılmışlardır, onları yaratan tanrı kendilerine vazgeçilemez bazı haklar vermiştir, bu haklar arasında yaşama, özgürlük ve refahını arama hakları yer alır, bu hakları korumak için insanlar arasında meşru, iktidar hak ve yetkilerini yönetilenin rızasından alan hükümetler kurulmuştur. herhangi bir hükümet şekli, bu amaçları tahrip eder bir nitelik kazanırsa, onu değiştirmek veya kaldırmak ve temelleri kendi güvenlik ve refahlarını sağlamaya en uygun görünecek ilkeler üzerine dayanan, güç ve yetkiyi aynı amaçla örgütleyen yeni bir hükümet kurmak o halkın hakkıdır." - thomas jefferson

yayılmıyorsam 1930-50 liı yıllardaki hollywood sinemasının siyah-beyaz dönemlerinde, özellikle polisiye gerilim türlerinde çekilen filmlere, o dönemin fransız izleyicisi ve sinema eleştirmenleri tarafından takılan isim.

(bkz: ahmet müfid)

brokeback mountain - kayışdağı

özünde ilk bakışta devrimci bir ifade yatıyor gibi görünen söz öbeği. türkiye şartlarında belkide hungry man is an easy controllable man olarak değiştirilmesi gerekebilir.

sevgili şahanın recep ivedik projesi ve bu projeye bakış açısı ile ilgili duyulması gereken tek rahatsızlık şudur.

"kolay yoldan para kazanma ve bunu projeye ait gelecek nesiller için de devam ettirmek"

çünkü bu bir sömürüdür. sinema adına içinde hiç bir emeğin olmadığı bir projeden katır yüküyle para kazanmak biz izleyicilere karşı büyük bir ayıptır.

buna rağmen henüz herşey için geç olmadığını düşünüyorum. sayın şahan ri projelerinde kazandığı bu katır yükü paraları aynı projenin 3. filmi için bir yatırım olarak değerlendirebilir.

neden olmasın? 3. filmde gayet derinlik kazanmış ve karikatür havasından sıyrılmış gerçek bir recep ivedik yaratılabilir, karakter için ustaca hazırlanmış gerçek problemler ortaya konabilir, karakterin bu problemler karşısında verdiği seçimler ile varoluşuna anlam kazandırılabilir, sinematografi, oyunculuk, kurgu, senaryo, yönetmenlik ...vs ile belli bir olgunluğa ulaşmış, the big lebowski kalitesinde bir filmle bile yarışabilecek bir ürün ortaya çıkartılabilir. bütün mesele doğru seçimi yapmak galiba.

hem böylelikle sevgili şahan internet ortamında ki tüm sözlük ve klonlarında kendisi ile ilgili olarak yapılan ağır eleştirilere cevabını da işi ile vermiş olabilir. ama bu olmadığı sürece diyorum ki bütün eleştirileri hakediyosun sevgili şahan

:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:yeni sezonda işler iyice karışıp, konu sarpa sardığında, ulan nasıl çıkacak bu karanlıklar aydınlığa derken, benjamin denyosunun ne olduğu belli olmayan bir dümeni çevirmesi ile konuyu zaman yolculuğuna bağlamıştır.

tüm sezonlar boyunca "ohaaa, bu neki şimdi" diye sorduğumuz bütün sorular zaman yolculuğu ile açıklanmaya başlanmıştır. çözüme gitmesi açısından büyük umutlar içinde beklediğimiz yeni sezon, iyice sarpa saran konuya açıklama getirmek için gökten melek indiren eski yunan tragedyalarında olduğu gibi sırtını zaman yolculuğu adı verilen deus ex machina ya bağlamıştır.

hikayede anlam veremediğimiz ve cevabını çok merak ettiğiniz bir noktamı var? buyrun size zaman yolculuğu. mesela birinci sezonda ormanın içine kaçıp ikinci bir kamp kurdukları şelale kenarında buldukları iki adet cesette geçmişte ölen kate ve jack tir gibi bir açıklama ile karşımıza gelecektir büyük ihtimal.

fakat umutla beklemekteyiz. sevgili lost yazarları izleyicilerini yüzüstü bırakmaz. olayı bu kadar hafifletmez. yine işin içine iş katarak bizi şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükler.:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:

(bkz: interracial)

şebnem ferah gibi müzik yapacam derken şebnem scheffer gibi saçmalamış ece gürsel kişisi. ayrıca üçünü de tanımıyorum. belki de çok iyi insanlardır ha hacı?

her gece beraber uyuduğunuz sevgili kediniz bir gece kalkıp daha önce hiç gitmediği bir yere gidip kıçını devirip yatıyorsa anlayınki bu normal bir durum değil. ne olursa olsun saat kaç olursa olsun hemen kalkın ve onu bir veterinere götürün. en azından sabah uyanınca ölüsüyle karşılaşmaktan dolayı hissedeceğiniz vicdan azabının yerini uykusuz geçireceğiniz bir gün alacaktır. ardından çocukken mahallede salıncak kurduğunuz ağacın altına gömün.

dizi ilk yayınlanmaya başladığı zamanlarda "bana mı ulan?" tepkisiyle karşıladığım, sonrasında gerçeğin öyle olmadığını meğer bir adet babanın çocuklarına hitap ettiğini öğrendiğim sevimli dizi.

erkek sadece ilk buluşmada değil, herhangi bir buluşma olmasa bile günlük bir rutin olarak seks yapmak ister. erkek kavramının yüceliğini karşısındaki kadınla kaçıncı buluşmasında seks yapmak istemesine göre kategorize etmek yanlıştır.

1. buluşmada istiyorsa abazan,
2. buluşmada istiyorsa abazan değil ama angut,
3. buluşmada istiyorsa eh işte, dur bakalım... diye gitmez.

eğer böyle olsaydı karşısındaki kadınla hiç seks yapmak istemeyen erkek ideal erkek olurdu. asıl doğru sıralama için kriter, karşısındaki kadına onunla seks yapmak istediğini nasıl ifade ettiği ve karşısındaki kadının onunla seks yapmak istemiyor olabileceği ihtimalinin de olduğunun farkında olması ile alakalıdır. bu bakımdan sıralama şöyle düzeltilebilir.

1.ulan bana vermiyecekte kime verecek: angut yada beyinsiz olduğunun farkında olmadan dünyada tek erkek kendisinin olduğunu zanneden ve her kadının kendisi ile seks yapabileceğini düşünen zavallı erkek.

2.benden iyisini mi bulacak: en azından dünyada tek erkeğin kendisi olmadığının farkında olan ama yinede her kadının kendisi ile seks yapmak istediğini zanneden zavallı erkek.

3.bende okadar zengin olsam bana da verirdi: her kadının kendisi ile seks yapmak istemeyeceğinin farkında olan ama bunu kendi angutluğundan değil başkalarının sahip olduğu arabalardan, cep telefonlarından ...vs kaynaklandığını zanneden zavallı erkek.

4.i sex you: "vermek" gibi bir kelimeyi kullanmak yerine "seks yapmak" kelimesini kullanabilecek kadar dünya görüşü elde edebilmiş ama yinede angutluktan payını almış zavallı erkek.

5.bu gece buluşalım mı: sadece kaba kelimeler kullanmaktan vazgeçerek karşısındaki kadına değer verdiği izlenimini yaratmaya çalışan ama karşısındaki kadının onunla buluşmak istemeyeceği ihtimalinin de varlığının farkında olamayan, bunun yanında aldığı hayır cevabını sindiremeyen ve kadına haketmediği bin türlü zırvayı yakıştıracak olan zavallı erkek.

6.istersen bu gece bende kalabilirsin: güzel ve eğlenceli geçen bir günün ardından karşısındaki kadına kendisi ile seks yapmak istediğini belkide en doğru yoldan belirten ve bunu yaparken de seçimin ona bağlı olduğunun farkında olan, evet derse bayramlardan bayram yaşayan, hayır derse de buna saygı gösteren ve daha sonrasında da aramamazlık etmek gibi bi angutluk yapmayacak normal erkek.

7. benimle evlenirmisin: direk zavallı erkek

çarkıfelek programında ki dekolteli ve sarışın yarışmacılardan birinin harf tanımlamak için kullandığı zavallı hayvan. fakat hanım kızımız yazıldığı gibi değil okunduğu gibi sarf etmiştir kelimeyi.

şivava nın ş si

sartre ın la nausee sinde bahsi geçen bir şarkı. şarkı orjinal olarak 1910 yada 20 li yıllarda sophie tucker tarafından seslendirilmiş. fakat antoine roquentin bize "zenci kadın şarkıyı söylüyor" demekte. sophie ablamız ise krema kadar beyazdır. bununla birlikte biraz kurcalandığında hikayedeki şarkının büyük ihtimalle ella fitzgerald tarafından söylendiği tahmin edilebilir. yada zaten biliniyor da ben yeni öğrenmiş olabilirim.

ayrıca hikayede geçen "some of these days, you ll miss me honey" sözleri parçanın hiç bir kaydında bulunmamaktadır. orjinal kayıt "some of these days, you gonna miss me honey" dir.

- wud u like to play tenis with my penis?
- well sure.

recep ivedik romantiktir, eric cartman varoluşçudur.

ri: agresifim, kompleksliyim ama perdelerimi kaldırdığımda kedi gibi bir insanım.

ec: i m not fat, i m just big bone.

dans eden güzel kadınlar haricinde çokta umrumda olmayan bir müzik türünün türkiyedeki önde gelenlerinden biri olan adam. buna rağmen hakkının yendiğini düşünüyorum.

özellikle türkiye sizinle gurur duyuyor adlı parçasının reklam cingılı olarak dinlenildiğinde "ulan hem muhalefet şarkı yazıyosun hem kapitalin oyuncağı oluyosun davar" tepkisi verilebiliyor. bende aynı tepkiyi verdim.

fakat kandaki adrenalin normal seviyelere inipte, ensedeki terler kuruyunca böylesi bir parçayı reklam cingılı olarak yayınlama cesareti gösteren kişilerin hiç bir zaman rita hayworth posterinin arkasına bakmayı akıl edemeyeceklerini, yada posterin arkasına bakıp rezil olma riskini alamayacaklarını anlıyoruz.

serbest çağrışım için;
(bkz: the shawshank redemption)