2 yıl, 8 ay, 28 gün
*şubat 28 gün, pi 3 alınmıştır.
cogito ergo sum için ingilizce çeviri arandığında i think therefore i exist yerine i think therefore i am ile karşılaşılmaktadır.
latince aslının ingilizce den direk türkçeye çevirisi ise,
"sanıyorum o halde benim" dir. varlık yada varoluşa direk bir gönderme yoktur. descartes ın soba başında otururken kendi kendine yaptığı monologlardan çıkan bir sonuç cümlesidir en nihayetinde. varoluş kavramına dolaylı yoldan isteyen ulaşabilir tabi. aslen descartes burada varoluşunu değil de kendini farketmiştir sanki be hacı.
bu nedenle "düşünüyorum o halde varım" yanlış bir çeviridir. belkide değildir. şüphelendim şimdi. dur ben bunu bir düşüneyim. düşünüyorum evet. hmmm o halde varım.
latince aslının ingilizce den direk türkçeye çevirisi ise,
"sanıyorum o halde benim" dir. varlık yada varoluşa direk bir gönderme yoktur. descartes ın soba başında otururken kendi kendine yaptığı monologlardan çıkan bir sonuç cümlesidir en nihayetinde. varoluş kavramına dolaylı yoldan isteyen ulaşabilir tabi. aslen descartes burada varoluşunu değil de kendini farketmiştir sanki be hacı.
bu nedenle "düşünüyorum o halde varım" yanlış bir çeviridir. belkide değildir. şüphelendim şimdi. dur ben bunu bir düşüneyim. düşünüyorum evet. hmmm o halde varım.
oyunu verme anne
oyuna gelme anne
oyuna gelme anne
(bkz: demokrasilerde kariyerler tükenmez)
(bkz: ahmet burak erdoğan)
gemicik
(bkz: abdullah unakıtan)
mısırda gümrük vergisi
(bkz: ahmet burak erdoğan)
gemicik
(bkz: abdullah unakıtan)
mısırda gümrük vergisi
prezervatifin çeşidine göre, vatandaşın, seçimlerden galip çıkacak partiden beklentilerinin de analiz edilebileceği durum ve bu duruma ev sahipliği yapan sandıktır.
ankara ve istanbulda ki seçimlerden anlaşılacağı üzere prezervatifin büyük olasılıkla tırtıklı olabileceği tarafımca tahmin edilmektedir.
ankara ve istanbulda ki seçimlerden anlaşılacağı üzere prezervatifin büyük olasılıkla tırtıklı olabileceği tarafımca tahmin edilmektedir.
çoğu zaman yaşamak için öldürmek ile karıştırılan kavram
kredi kartımı yoksa başka bişeymi bir türlü hatırlayamadığım reklamdaki devamlı alışveriş yapan ve kasiyerlere dıt dıt dırıt dıt diyen anne rolündeki shop addicted.
bu kadın yanında küçük oğluyla alışverişe çıkar. oğlu yanında bana kamyon nezaman alıcaz diye ağlamaktadır fakat anne rolündeki beyinsiz reklam karakteri dur oğlum alışveriş yapıyorum der ve çocuğun istediği kamyonu almaz. onun yerine kendine toplam değeri 200tl olan bişeyler alır.
ardından başka bir mağazada çocuk gene kamyon istiyorum diyerek ağlamaya başlar beyinsizimiz gene dur oğlum baba na hediye alıyorum der ve kocasına 250 tl lik bişey alır.
ondan sonra benzincide görürüz anne oğulu oğul gene ağlamaktadır bana kamyon diye. anne gene dinlemez el kadar yavruyu ve arabasına 100tl lik benzin alır.
en sonunda oğulcağız elinde tuttuğu catterpillar oyuncağı gösterir ve bunu istiyorum anne der. anne ise oğluna onun yerine 10tl bile etmeyen gerizekalı bir oyuncak göstererek bunu alıyoruz ya aptal şey neyine yetmiyo bu senin dercesine hiddetleniyor.
özet olarak kendisini ve sevgili kocasını oğlundan üstün gören akli dengesi bozuk anne toplamda 550tl lik alışveriş yaptıktan sonra küçük oğluna 10tl lik bir oyuncağı çok görmektedir. daha fazla yazmak isterdim ama sinirim oynadı yerinden. daha fazla konuşmak yerine referans vermek daha uygun olur zannımca nacizane...
(bkz: karl marx)
bu kadın yanında küçük oğluyla alışverişe çıkar. oğlu yanında bana kamyon nezaman alıcaz diye ağlamaktadır fakat anne rolündeki beyinsiz reklam karakteri dur oğlum alışveriş yapıyorum der ve çocuğun istediği kamyonu almaz. onun yerine kendine toplam değeri 200tl olan bişeyler alır.
ardından başka bir mağazada çocuk gene kamyon istiyorum diyerek ağlamaya başlar beyinsizimiz gene dur oğlum baba na hediye alıyorum der ve kocasına 250 tl lik bişey alır.
ondan sonra benzincide görürüz anne oğulu oğul gene ağlamaktadır bana kamyon diye. anne gene dinlemez el kadar yavruyu ve arabasına 100tl lik benzin alır.
en sonunda oğulcağız elinde tuttuğu catterpillar oyuncağı gösterir ve bunu istiyorum anne der. anne ise oğluna onun yerine 10tl bile etmeyen gerizekalı bir oyuncak göstererek bunu alıyoruz ya aptal şey neyine yetmiyo bu senin dercesine hiddetleniyor.
özet olarak kendisini ve sevgili kocasını oğlundan üstün gören akli dengesi bozuk anne toplamda 550tl lik alışveriş yaptıktan sonra küçük oğluna 10tl lik bir oyuncağı çok görmektedir. daha fazla yazmak isterdim ama sinirim oynadı yerinden. daha fazla konuşmak yerine referans vermek daha uygun olur zannımca nacizane...
(bkz: karl marx)
çorapla yapılan bir çok atraksiyon da örnek olarak verilebilir. özellikle ayağınıza bir numara büyük ve giyilmekten dolayı uçları sünmüş ve uzamış çoraplar ile birlikte hayal edilmesi tavsiye olunur.
duşa çorapla girmek
sevişirken en son çorapları çıkarmak
duşa çorapla girmek
sevişirken en son çorapları çıkarmak
genç ve metalci her ergen gibi uzun siyah palto giydiğim dönemde, sabahın köründe akşamdan kalma biçimde okula gitmek için kalkıp uzun siyah palto yerine mavi robdöşambırı giyip otobüs durağına kadar yürümek.
kredi kartlarında imza yerine şifre dönemine geçilen ilk zamanlar. kasiyer "şifre lütfen" dediği zaman ne hikmetse şifreyi makinaya tuşlamak yerine anıra anıra söylemek ve ardından "abi bu şifreli sistem boq gibin bişi, böle herkes duyuyo şifreyi" diye kendi kendine hayıflanmak.
türk dili üzerine yaptığım 3 doktoradan sonra şunu söylemem gerekirki, "hani" kelime olarak "nerde" demektir. bunu şurdan anlayabiliriz;
hani lan benim yemeğim...
nerde lan benim yemeğim...
örnekte de görüldüğü üzere hani=nerde
sonuç olarak üstün filoloji deneyimlerime dayanarak -miş ekini alan "hani" kelimesi;
hanimiş=neredeymiş anlamına bürünüvermekte bir anda. dolayısı ile herhangi bir absurd lük yoktur. ayrıca mübarek bir düşünürün bir lafı geldi hemen aklıma; filoloji değil de normalde diloloji olması gerekmiyo, hani dille alakalı falan ya.
hani lan benim yemeğim...
nerde lan benim yemeğim...
örnekte de görüldüğü üzere hani=nerde
sonuç olarak üstün filoloji deneyimlerime dayanarak -miş ekini alan "hani" kelimesi;
hanimiş=neredeymiş anlamına bürünüvermekte bir anda. dolayısı ile herhangi bir absurd lük yoktur. ayrıca mübarek bir düşünürün bir lafı geldi hemen aklıma; filoloji değil de normalde diloloji olması gerekmiyo, hani dille alakalı falan ya.
mahsun kırmızıgügü nün yönetmenliğini ispat ettiği ikinci filmmiş deniliyor da hayret ediyorum. evet çok güzel görüntüler var, hikayeler çok güzel, oyunculuklar iyi vs vs vs, herşey iyi.
ama şu var bende bir rock grubu kursam, en pahallısından aldığım gitarı satriani ye çaldırsam, ondan sonrada stüdyo da bob rock a kayıt ettirsem, liriklerini de dünyanın en iyi söz yazarlarına yazdırsam, ardından da bakın ben albüm çıkardım desem kızlar benim için tişörtlerini çıkarıp, tangalarını sahneye atarlar mı acaba konserlerde diye düşünüyorum.
bugünün büyük yönetmenlerinin yukarda sayılan tüm imkanlardan hiçbirine sahip olmadıkları halde ortaya çıkardıkları bir takım işler vardır. o işlerdir insanı büyük yönetmen yapan. örnek vermek gerekirse;
darren aronofsky yi yönetmen yapan pi dir, the wrestler değildir.
danny boyle u yönetmen yapan tv ye çektiği dandirik yapımlar ve ardından gelen shallow grave ve trainspotting dir, slumdog millionaire değildir.
george lucas ı yönetmen yapan thx1138 dir, star wars değildir.
cem yılmaz ı komedyen yapan karikatürleridir, gora, arog yada stand-up gösterileri değildir.
mahsun kırmızıgügü yü yönetmen yapan nedir acaba...
ama şu var bende bir rock grubu kursam, en pahallısından aldığım gitarı satriani ye çaldırsam, ondan sonrada stüdyo da bob rock a kayıt ettirsem, liriklerini de dünyanın en iyi söz yazarlarına yazdırsam, ardından da bakın ben albüm çıkardım desem kızlar benim için tişörtlerini çıkarıp, tangalarını sahneye atarlar mı acaba konserlerde diye düşünüyorum.
bugünün büyük yönetmenlerinin yukarda sayılan tüm imkanlardan hiçbirine sahip olmadıkları halde ortaya çıkardıkları bir takım işler vardır. o işlerdir insanı büyük yönetmen yapan. örnek vermek gerekirse;
darren aronofsky yi yönetmen yapan pi dir, the wrestler değildir.
danny boyle u yönetmen yapan tv ye çektiği dandirik yapımlar ve ardından gelen shallow grave ve trainspotting dir, slumdog millionaire değildir.
george lucas ı yönetmen yapan thx1138 dir, star wars değildir.
cem yılmaz ı komedyen yapan karikatürleridir, gora, arog yada stand-up gösterileri değildir.
mahsun kırmızıgügü yü yönetmen yapan nedir acaba...
türkler için bir nevi kutsal su, bi gün herhangi bir tanıdığınızın ruhuna şeytan girdimi rahatlıkla kullanabilirsiniz.
aman dikkat sallama çaylarla ekzorşist olmaz, halis demleme olacak tavşan kanı, serpin garibanın üzerine bir iki damla anında etkisini gösterir.
aman dikkat sallama çaylarla ekzorşist olmaz, halis demleme olacak tavşan kanı, serpin garibanın üzerine bir iki damla anında etkisini gösterir.
(bkz: ursula k le guin)
(bkz: tracy hickman)
(bkz: daniel handler)
(bkz: stephenie meyer)
(bkz: j k rowling)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?