varoluşçulukta insan bilinci.
(bkz: varlık)
varoluşçulukta duyguların dışa vurumu, taşma.
ing. boş, nafile, beyhude.
albert camus’nün gerçekte tek felsefi sorunun intihar olduğunu vurguladığı eseri. yaşamı ve intiharı sorgularken yazar eserinde aynı zamanda yaşama ve intihar etme nedenlerinin aynı olduğundan da bahseder. camus’ye göre bir insan intihar ettiği için yaşar ve yaşadığı için son verir yaşamına.
kitap homeros’a göre ölümlüler arasında en hünerli olan sisifos’tan alır adını. sisifos’un tanrıları kızdırmanın bedeli olarak yaptığı aşağı inip tekrar taşı çıkarmaktır. camus`ye göre bu kısır döngüyü trajik yapan da kahramanın her deneyişinde tekrar düşeceğini bile bile taşı çıkarmaya gayret etmesidir.
işte insanın yaşamı da aynı bu şekildedir, sisifos’unki gibi; inşa edeceği tüm dekorların yıkılacağını bile bile yaşar insan... ama yine de yaşar.
"kazanılan zafer bir erteleme değil, yeni bir zaferin müjdecisidir." her ne kadar camus bu söylediğine inanmamış bile olsa , bu umut dolu sözü aktarmadan geçemezdim...
(bkz: umut ve uyumsuz)
(bkz: absürt)
kitap homeros’a göre ölümlüler arasında en hünerli olan sisifos’tan alır adını. sisifos’un tanrıları kızdırmanın bedeli olarak yaptığı aşağı inip tekrar taşı çıkarmaktır. camus`ye göre bu kısır döngüyü trajik yapan da kahramanın her deneyişinde tekrar düşeceğini bile bile taşı çıkarmaya gayret etmesidir.
işte insanın yaşamı da aynı bu şekildedir, sisifos’unki gibi; inşa edeceği tüm dekorların yıkılacağını bile bile yaşar insan... ama yine de yaşar.
"kazanılan zafer bir erteleme değil, yeni bir zaferin müjdecisidir." her ne kadar camus bu söylediğine inanmamış bile olsa , bu umut dolu sözü aktarmadan geçemezdim...
(bkz: umut ve uyumsuz)
(bkz: absürt)
pis faşist. cüce. kompleksli. ezik.
#575400
...ve üzerine bir de kalkıp, sisifos söyleni adlı kitabıyla intihara çözüm bulmaya çalışan, intiharın nedenlerini inceleyen yazardır.
...ve üzerine bir de kalkıp, sisifos söyleni adlı kitabıyla intihara çözüm bulmaya çalışan, intiharın nedenlerini inceleyen yazardır.
sisifos açgözlü ve hilekar bir kraldır. homeros, sisifos’u en hünerli olarak anlatır. kuzenini baştan çıkarmış, erkek kardeşinin tahtını ele geçirmiş ve zeus’un güvenine ihanet etmiştir. bunun üzerine zeus, hades’ten sisifos’u cehennemde zincire vurmasını istemiştir. sisifos aklını kullanarak kendini zincirlemekle görevli thanatos’u zincire vurmuştur kurnazca. thatanos can almaktan sorumlu olduğu için uzun süre hiçbir can alınmamıştır yeryüzünden. bu nedenle düşmanları ölmeyen ve savaşlardan keyif alamayan ares bu duruma müdahale edip thanatos’u serbest bırakmış, sisifos’u tartarus’a göndermiştir. burada ünlü cezasını almıştır.
sisifos tanrılar tarafından büyük bir kayayı dik bir tepenin doruğuna yuvarlamaya mahkum edilmiştir. sisifosun tepenin doruğuna ulaştığı her seferde kaya aşağı geri yuvarlanmaktadır ve sisifos her şeye yeniden başlamak zorunda kalmaktadır.
sisifos tanrılar tarafından büyük bir kayayı dik bir tepenin doruğuna yuvarlamaya mahkum edilmiştir. sisifosun tepenin doruğuna ulaştığı her seferde kaya aşağı geri yuvarlanmaktadır ve sisifos her şeye yeniden başlamak zorunda kalmaktadır.
(bkz: sisyphus)
(bkz: sisyphos söyleni)
"anlamamız gereken ilk şey anlamadıklarımızdır."
kierkegaard gibi felsefenin amaçlarına inançlarını yitirmemiş, aksine felsefenin gerektirdiği ve getirdiği dünya görüşüne bağlı kalmış varoluşçu düşünür. rasyonalizm ve empirizm arasındaki örtüşmezlik sorununu çözmeye çalışırken varoluşçulukla tanıştı. çok geçmeden varoluş felsesi için önemli adımlar attı. sartre varoluşçulukla henüz tanışık değilken, varoluşçuluk husserl adı ile birlikte anılıyordu.
varoluşçuluğun kurucusudur. dünyanın yalnızca hakikat ya da deneyim olmadığını iddia etmiş, her ikisinden oluştuğunu söylemiştir. yani akılcılık rasyonalizm ve deneyimcilik empirizm aslında hatalıdır, her ikisi de doğrunun öğrenilmesi için, bilgiye varılması için iç içe olmalıdır. sorunların çözülmesi, hayatın keşfedilmesi için hem deneyim, hem de akıl eşit miktarda önem taşır.
kierkegaard insan olmanın düşünmekten daha fazla şey ifade ettiği konusunda ısrar etmiştir. insan sadece mantık yürüten akıldan ve ona tutturulmuş bir bedenden ibaret değildir. insan sadece bilen değildir. ayrıca o ister, seçer, eylemde bulunur ve hayatını renklendiren pek çok güçlü duyuyu tecrübe eder. bunların hepsi de insan olmanın ne anlama geldiği ile ilişkilidir. kierkegaard’a göre bu, gerçek felsefenin ne hakkında olması gerektiği ile ilgilidir. bu varoluş felsefesi olmalıdır.
rasyonalistler varoluşçuluğu kendi kuyruğunu yiyen bir yılan gibi görmüş, zaafları olduğu gerekçesiyle başta varoluş felsefesine önem vermemişlerdir. kierkegaard yine de yılmamış, çalışmalarını yapmış; ama bu sırada felsefenin amaç olarak belirlediklerine inancını kaybetmiş, yeni amaçlar çizmiştir. kierkegaard’ın yarattığı varoluşçuluk akımı felsefeyle bu yönden ters düşmüş olmasına rağmen, husserl tarafından geliştirilecek ve jean paul sartre’nin aşık olacağı modern halinin ilk şekline bürünecektir.
(bkz: varoluşçuluk)
(bkz: rasyonalizm)
(bkz: empirizm)
kierkegaard insan olmanın düşünmekten daha fazla şey ifade ettiği konusunda ısrar etmiştir. insan sadece mantık yürüten akıldan ve ona tutturulmuş bir bedenden ibaret değildir. insan sadece bilen değildir. ayrıca o ister, seçer, eylemde bulunur ve hayatını renklendiren pek çok güçlü duyuyu tecrübe eder. bunların hepsi de insan olmanın ne anlama geldiği ile ilişkilidir. kierkegaard’a göre bu, gerçek felsefenin ne hakkında olması gerektiği ile ilgilidir. bu varoluş felsefesi olmalıdır.
rasyonalistler varoluşçuluğu kendi kuyruğunu yiyen bir yılan gibi görmüş, zaafları olduğu gerekçesiyle başta varoluş felsefesine önem vermemişlerdir. kierkegaard yine de yılmamış, çalışmalarını yapmış; ama bu sırada felsefenin amaç olarak belirlediklerine inancını kaybetmiş, yeni amaçlar çizmiştir. kierkegaard’ın yarattığı varoluşçuluk akımı felsefeyle bu yönden ters düşmüş olmasına rağmen, husserl tarafından geliştirilecek ve jean paul sartre’nin aşık olacağı modern halinin ilk şekline bürünecektir.
(bkz: varoluşçuluk)
(bkz: rasyonalizm)
(bkz: empirizm)
(bkz: soren kierkegaard)
menderes, özal ve rte... üç amerikan yıldızı, üç küçük kukla büyük vazifelerdeki. doğru; onlar demokrasinin sönmez yıldızları gerçekten! ne de olsa demokrasi de, bu üç yıldız da abd’nin tekelinde.,
(bkz: demokrasi götürmek)
truman doktrini, marshall planı menderes’in göreviydi bir yıldız olarak; ülkeyi pazarlama özal’ın.
rte ise kendinden önce gelmiş bu iki yıldızın sağladığı altyapıyı kullanmakta yalnızca; efendisinin en parlak yıldızı olmak için koşuşturmakta. olmuştur da herhalde. ne de olsa o hem ülkeyi pazarladı, hem kendini; hem abd başkanlarının doktrinlerini gerçek yaptı, hem de yeşil kuşağı. diğer yıldızların yaptığını tek başına yaptı.
(bkz: demokrasi götürmek)
truman doktrini, marshall planı menderes’in göreviydi bir yıldız olarak; ülkeyi pazarlama özal’ın.
rte ise kendinden önce gelmiş bu iki yıldızın sağladığı altyapıyı kullanmakta yalnızca; efendisinin en parlak yıldızı olmak için koşuşturmakta. olmuştur da herhalde. ne de olsa o hem ülkeyi pazarladı, hem kendini; hem abd başkanlarının doktrinlerini gerçek yaptı, hem de yeşil kuşağı. diğer yıldızların yaptığını tek başına yaptı.
başbakan olduğu dönemde bakanlarıyla birlikte nazım hikmeti vatan haini ilan etmiş, türkiye cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarmış zat.
"savaşın çapraşık ve bilgiçce bir tanımlaması ile işe girişmeyelim. savaşın özüne, düelloya bakmakla yetinelim. savaş çok daha büyük çapta olmak üzere, düellodan başka bir şey değildir."
"herhangi bir şekilde askeri güç kullanmak, politikanın başka araçlarla sürdürüldüğünü gösterir."
"savaş politik ilişkilerin başka araçların desteği ile sürdürülmesinden başka bir şey değildir. politika eline kalem yerine kılıcı almıştır."
"her yeri savunmak zordur. iyi bir savunma yapmak için stratejik yerleri tutunuz."
"komutan, kendi bilgisine duyduğu güven içinde - dalgaların çarparak kırıldığı kaya gibi - dimdik durmalıdır."
"herhangi bir şekilde askeri güç kullanmak, politikanın başka araçlarla sürdürüldüğünü gösterir."
"savaş politik ilişkilerin başka araçların desteği ile sürdürülmesinden başka bir şey değildir. politika eline kalem yerine kılıcı almıştır."
"her yeri savunmak zordur. iyi bir savunma yapmak için stratejik yerleri tutunuz."
"komutan, kendi bilgisine duyduğu güven içinde - dalgaların çarparak kırıldığı kaya gibi - dimdik durmalıdır."
carl von clausewitz’in şaheseri. sekiz kitaptan oluşmakta olan bu eser günümüz koşullarında geçerli olduğu gibi okuyucuya savaşın amacını, nedenini ve yöntemlerini tam anlamıyla verir.
"taktik, silahlı güçlerin çarpışmalarda nasıl kullanılacağını, stratejiyse çarpışmalardan savaşın amacına ulaşmada nasıl yararlanılacağını öğretir."
(bkz: savaş teorisi)
"taktik, silahlı güçlerin çarpışmalarda nasıl kullanılacağını, stratejiyse çarpışmalardan savaşın amacına ulaşmada nasıl yararlanılacağını öğretir."
(bkz: savaş teorisi)
modern savaş ve yöntemlerinin babası, tarihin önemli zaferlerini kazanmış komutanların ilham aldğı prusyalı genereal. topyekün savaş fikrini bilimsel olarak ortaya atmıştır; bir filozoftur da aynı zamanda.
(bkz: savaş üzerine)
(bkz: savaş üzerine)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?