amerikan deniz kuvvetleri, barut kullanmadan saatte 9 bin km hızla mermiyi hedefine atabilen dünyanın en güçlü elektromanyetik topunu başarıyla test etti.
abd donanmasının, mühimmatı barut veya başka bir kimyasal malzeme kullanmadan, sesin 5 ila 7 katı hızla 200 deniz mili (360 km)
uzaklıktaki hedefe atabilecek bir top geliştirme çabalarının bu son aşaması dün yapıldı. kimyasal sevk barutu yerine mermiyi fırlatmak için elektromanyetik enerjiyi kullanan ve uzun bir ekmek kızartma makinesine benzeyen prototip, mühimmatı iki ray üzerindeki çok güçlü elektrik akımının geçişi sayesinde 5 mach (sesin 5 katı) gibi büyük bir hızla atabiliyor. amerikan donanmasının 237 milyon dolar tutarındaki geleceğin barutsuz topu projesi henüz envantere girecek duruma gelmese de, askeri yetkililer, bu sistemin geleceğin savaş gemilerinde operasyonel bir silah olarak kullanabileceğini düşünüyor. bu tip bir top, savaş gemisini düşmanın olası saldırısından koruyacak şekilde sadece çok uzağa ateş açma olanağı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda patlayıcı maddeyle dolu obüs veya füzelerle bundan böyle uğraşmak zorunda kalmayacak mürettebatın güvenlik koşullarını da iyileştiriyor. amerikan deniz kuvvetlerinin virjinya eyaletindeki dahlgren’de kurulu ar-ge merkezinin sözcüsü jim boyle, topun mühimmatı 360 km gibi çok uzaktaki hedeflere, sesin 5 katı olan mach 5 gibi çok yüksek hızla atmaya olanak sağladığını belirtti. donanmanın dün yaptığı testte fırlatılan mermi sadece 20 metre uzaktaki bir hedefi yerle bir ederken, amerikalı askeri yetkililer, prototip silahın menzili ile şimdilik ilgilenmiyor. testte, 10,64 megajul güç kullanılarak, şimdiye dek kaydedilen en yüksek güce ulaşıldı. bunun üç katına çıkabileceği belirtildi.
(bkz: what is matrix)
(bkz: sigarakahveçikolata)
dun aksam haberlerinde belediye baskanının bir roportajını izleyebildim:
muhabir soruyor; ambulansların, itfaiyenin bile giremediği bu dar sokakların arasında boyle bir sanayi sitesinin olması ne derece guvenli diye
başkan bey de diyor ki: biz tebliğlerimizi yaptık gelin basvurun, yıkalım yeni bir yer yapalım diye, esnaf da yapım asamasında burada faaliyet gosteremeyecegi icin basvurmadı, hala bekliyoruz....
bunları ben de yaparım. hatta istanbulu dunyanın en guzel yeri haline getirebilecek fikirlerim de var. ancak uygulanabilirliği olmadıgı için buyuksehir belediye baskanı ben değilim. ama gordugum kadarıyla en azından zeytinburnu belediye baskanı olabilirmişim. artık bir sonraki secimlere...
muhabir soruyor; ambulansların, itfaiyenin bile giremediği bu dar sokakların arasında boyle bir sanayi sitesinin olması ne derece guvenli diye
başkan bey de diyor ki: biz tebliğlerimizi yaptık gelin basvurun, yıkalım yeni bir yer yapalım diye, esnaf da yapım asamasında burada faaliyet gosteremeyecegi icin basvurmadı, hala bekliyoruz....
bunları ben de yaparım. hatta istanbulu dunyanın en guzel yeri haline getirebilecek fikirlerim de var. ancak uygulanabilirliği olmadıgı için buyuksehir belediye baskanı ben değilim. ama gordugum kadarıyla en azından zeytinburnu belediye baskanı olabilirmişim. artık bir sonraki secimlere...
bugun itibariyle olumunun uzerinden tam 29 yıl gecmiştir.
indirmek için oldukca beklemek gerekmekte su anda, zira cok yavas iniyor. mininova.org ya da turktorrent.net digerlerine oranla daha hızlı su anda.
halaybaşı olmak için mendilin hasına sahip olmuş adamdır.
şöyle bir göz attım da gercekten fiyatları dısarıdan uygun, , onun dısında her tur için de onlarca secenek sunuyor. bir goz atmakta fayda var.
istanbul bilgi üniversitesi halkla ilişkiler bolum baskanıdır.
ayrıca medya ve reklamcılık uzerine birçok şirkete danısmanlık yapmaktadır.
ayrıca medya ve reklamcılık uzerine birçok şirkete danısmanlık yapmaktadır.
aşınmaya paralel olarak ömrünü dolduran motor ve bileşenlerinin elden geçmesi, yenilenmesi işlemi.
ince iştir..
ince iştir..
bana gore universitede turban kesinlikle serbest bırakılmalıdır.
eger ki konu kisisel ozgurluklerse bu da bi ozgurluk olarak degerlendirilmelidir. ve ne yazık ki bu da sadece ozgurlukten ziyade bunu dini bir zorunluluk oldugunu dusundukleri için takan kişileri kısıtlayan bir durum haline gelmiştir.
bir toplumda insan diğerlerinin ozgurluklerine mudahil olmadıgı surece istediği gibi yasamakta ozgur olmalıdır. ben de maalesef son yıllardaki gelişmelerin yarattıgı bir onyargıyla beraber turbanlılara karsı cok buyuk bir muhabbet besleyememişimdir. ancak benim sevmemem onların bu dini bir gereklilik olan kapanma hakkını ellerinden almamalıdır.
diger taraftan turkiyenin ozgurluk ve insan hakları savunucuları (!) da nedense turban serbestisine en cok karsı cıkan kesimdir. ozgurlukse ozgurluk, insan hakkıysa insan hakkı... bu da bir hak olmalıdır. sonucta turban sadece takan kişiyi baglar, dısarıda kalan kesimler hiçbir şekilde bunun dini acıdan dogru ya da yanlıs oldugunu yorumlama hakkına sahip olamaz.
hukuki acıdan eger sakıncası varsa da kac gundur turbandan baska hiçbir sey izlemenin mumkun olmadıgı haber bultenlerinde bile bu konu siyaset dısından hiç bir zeminde ele alınmamakta. sakınca varsa biz de bilelim....
bir de turbanın sadece kamusal alanda hizmet alanın takabileceği, verenin takamayacagı hususu var ki bu konuda ben de hemfikirim. oyle ki turbansız bir bayan mini etegiyle gidip muayene yapamayacagı, benim bir karıs sakalla durusma yonetemeyecegim gibi devletin koydugu kurallara riayet etmek istemeyen biri devlet kadrosunda para karsılıgı bu hizmeti pek tabi ki verememelidir.
son olarak soylemek istediğim din ile dunya arasında kalmış yuzlerce genc kızın egitim hayatına nokta koymasını onlemenin universitelerde turban serbestisi ile cozulebilmesi mumkunse bu karar kesinlikle alınmalıdır. fazla paranoyaya da gerek olmadıgı kanaatindeyim, bpyle bir uyuglama ne turkiyeyi malezya yapar ne de seriata goturur.
eger ki konu kisisel ozgurluklerse bu da bi ozgurluk olarak degerlendirilmelidir. ve ne yazık ki bu da sadece ozgurlukten ziyade bunu dini bir zorunluluk oldugunu dusundukleri için takan kişileri kısıtlayan bir durum haline gelmiştir.
bir toplumda insan diğerlerinin ozgurluklerine mudahil olmadıgı surece istediği gibi yasamakta ozgur olmalıdır. ben de maalesef son yıllardaki gelişmelerin yarattıgı bir onyargıyla beraber turbanlılara karsı cok buyuk bir muhabbet besleyememişimdir. ancak benim sevmemem onların bu dini bir gereklilik olan kapanma hakkını ellerinden almamalıdır.
diger taraftan turkiyenin ozgurluk ve insan hakları savunucuları (!) da nedense turban serbestisine en cok karsı cıkan kesimdir. ozgurlukse ozgurluk, insan hakkıysa insan hakkı... bu da bir hak olmalıdır. sonucta turban sadece takan kişiyi baglar, dısarıda kalan kesimler hiçbir şekilde bunun dini acıdan dogru ya da yanlıs oldugunu yorumlama hakkına sahip olamaz.
hukuki acıdan eger sakıncası varsa da kac gundur turbandan baska hiçbir sey izlemenin mumkun olmadıgı haber bultenlerinde bile bu konu siyaset dısından hiç bir zeminde ele alınmamakta. sakınca varsa biz de bilelim....
bir de turbanın sadece kamusal alanda hizmet alanın takabileceği, verenin takamayacagı hususu var ki bu konuda ben de hemfikirim. oyle ki turbansız bir bayan mini etegiyle gidip muayene yapamayacagı, benim bir karıs sakalla durusma yonetemeyecegim gibi devletin koydugu kurallara riayet etmek istemeyen biri devlet kadrosunda para karsılıgı bu hizmeti pek tabi ki verememelidir.
son olarak soylemek istediğim din ile dunya arasında kalmış yuzlerce genc kızın egitim hayatına nokta koymasını onlemenin universitelerde turban serbestisi ile cozulebilmesi mumkunse bu karar kesinlikle alınmalıdır. fazla paranoyaya da gerek olmadıgı kanaatindeyim, bpyle bir uyuglama ne turkiyeyi malezya yapar ne de seriata goturur.
-büdü müslüman olursa ne olur?
+iyyake na büdü...
+iyyake na büdü...
#752970
aralarında ismetin ne işi oldugunu anlayamadıgım isimlerdir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?