en sarsıcı örneklerden biri için (bkz: kastrato)
adı venüs gezegenindeki kraterlerden birine verilmiştir.
muhabbet bağına girmek isteyen bilgiclerimize kucak acan diceydir. fasil ortamı yaşatmaktadır.
koruma köpekleri için geliştirilmiş temel taktiklerdendir.
"hoşt" adı takılan hayvanın caydırıcılığı artabilir.
söyle ki;
hoşt, sahibinin hümanistliğinden etkilenerek mahallenin maskarası olmuş cici ama biraz irice bir köpektir.
onun bütün hayatı oyun oynamak, beslenmek, dışkılamak ve hatta fırsat bulunca sokak köpekleriyle aşk yapmaktır.
ona "hoşt" adını veren sevecen bünye, bir gece alışılmadık biçimde arka sokaklarda gezintiye çıkar.
fakat sevecen bünyelerin karşısına, gece geç vakitte, arka sokaklarda çıkmak için bekleşen bir sürü kötü adam vardır. hoşt ve sevecen sahibinin önünde dizilirler.
sevecen sahibinin hoşt’tan bir koruma beklentisi olmasa da hoşt bir adım öne çıkar.
4 kişiden oluşan kötü adam hattında hafif kıpırdanmalar olur. zira onların alışkın oldukları şey; sevecen bünyelerdir. gecenin karanlığından fırlayan, 40 kg ağırlığındaki, her şeyini kaybetmeye hazır bir yaratık ihtimali, onları biraz tedirgin eder.
gruptaki tedirginliği ve bir anlık duraksamayı sezen en cesaretlileri durumu toparlamak için haykırır: "hoşt"...
hoşt, bir sevgi kelebeği gibi sahibinin elinden kurtulur. yeni oyun arkadaşlarına doğru 5 yaşındaki bir çocuk cılgınlığıyla yol alır.
kötü adamlar karanlık ve yeni dinen yağmurun miras bıraktığı kayganlığa aldırmaksızın kaçmaya çalışırlar.
biraz önceki sessizlik ve rehavetin hüküm sürdüğü sokaklarda artık kaçmaya çalışan ayakkabıların çıkarttığı tok sesler yankılanmaktadır.
hoşt oynamak için sabırsızlandığı yeni arkadaşlarını oyun gereği sokağın sonuna kadar kovalar. sokağın sonunda biraz nefeslenmek, birde gözden kaybolmadan önce sahibinin onayını almak için son bir kez kafasını çevirir.
yaşadığı gasp teşebbüsünün şokunu atlatamayan sevecen bünye son bir refleks ile hoşt’a "gel" işareti yapar.
hoşt belki içi biraz buruk, belki kendisinden daha hızlı koşan arkadaşlarını merak ederek sahibine döner.
sonuç olarak gece geç saatlerde köpeğinizi gezdirmeyin. hele gece geç saatlerde ve arka sokaklarda hiç gezdirmeyin ama illede "ben gece geç saatlerde ve arka sokaklarda köpeğimi gezdirmek istiyorum" diyorsanız; köpeğinizin adını "hoşt" koymayın. bu entry’i ciddiye alıyorsanız; bir ruh doktoruna başvurun. hatta benimle irtibata geçin, terapi grubu oluşturalım.
"hoşt" adı takılan hayvanın caydırıcılığı artabilir.
söyle ki;
hoşt, sahibinin hümanistliğinden etkilenerek mahallenin maskarası olmuş cici ama biraz irice bir köpektir.
onun bütün hayatı oyun oynamak, beslenmek, dışkılamak ve hatta fırsat bulunca sokak köpekleriyle aşk yapmaktır.
ona "hoşt" adını veren sevecen bünye, bir gece alışılmadık biçimde arka sokaklarda gezintiye çıkar.
fakat sevecen bünyelerin karşısına, gece geç vakitte, arka sokaklarda çıkmak için bekleşen bir sürü kötü adam vardır. hoşt ve sevecen sahibinin önünde dizilirler.
sevecen sahibinin hoşt’tan bir koruma beklentisi olmasa da hoşt bir adım öne çıkar.
4 kişiden oluşan kötü adam hattında hafif kıpırdanmalar olur. zira onların alışkın oldukları şey; sevecen bünyelerdir. gecenin karanlığından fırlayan, 40 kg ağırlığındaki, her şeyini kaybetmeye hazır bir yaratık ihtimali, onları biraz tedirgin eder.
gruptaki tedirginliği ve bir anlık duraksamayı sezen en cesaretlileri durumu toparlamak için haykırır: "hoşt"...
hoşt, bir sevgi kelebeği gibi sahibinin elinden kurtulur. yeni oyun arkadaşlarına doğru 5 yaşındaki bir çocuk cılgınlığıyla yol alır.
kötü adamlar karanlık ve yeni dinen yağmurun miras bıraktığı kayganlığa aldırmaksızın kaçmaya çalışırlar.
biraz önceki sessizlik ve rehavetin hüküm sürdüğü sokaklarda artık kaçmaya çalışan ayakkabıların çıkarttığı tok sesler yankılanmaktadır.
hoşt oynamak için sabırsızlandığı yeni arkadaşlarını oyun gereği sokağın sonuna kadar kovalar. sokağın sonunda biraz nefeslenmek, birde gözden kaybolmadan önce sahibinin onayını almak için son bir kez kafasını çevirir.
yaşadığı gasp teşebbüsünün şokunu atlatamayan sevecen bünye son bir refleks ile hoşt’a "gel" işareti yapar.
hoşt belki içi biraz buruk, belki kendisinden daha hızlı koşan arkadaşlarını merak ederek sahibine döner.
sonuç olarak gece geç saatlerde köpeğinizi gezdirmeyin. hele gece geç saatlerde ve arka sokaklarda hiç gezdirmeyin ama illede "ben gece geç saatlerde ve arka sokaklarda köpeğimi gezdirmek istiyorum" diyorsanız; köpeğinizin adını "hoşt" koymayın. bu entry’i ciddiye alıyorsanız; bir ruh doktoruna başvurun. hatta benimle irtibata geçin, terapi grubu oluşturalım.
sikca sorulan sorular başlığı altında bulamayacağınız kadar aptalca sorulardır.
sikca sorulan sorulardan bir diğer farkı, sıkça olmayan ama sikce olan sorular olmalarıdır. "yuh artık" dedirtirler.
sikca sorulan sorulardan bir diğer farkı, sıkça olmayan ama sikce olan sorular olmalarıdır. "yuh artık" dedirtirler.
omuzlarımda ki yükmüydü üstüme çöken, yoksa yüreğimdeki bulunmazmıydı?
bir görünüp bir kaybolan bulunmaz, yüreğimdemiydi yoksa dışarıdamıydı?
ne kadar çabalasanda, bulunmazı bulmak, aşk için yetmezdi ki...
- anneee gel. ben nevrotik sayıkladım
+ körolmayasıca. kaç yaşına geldin.
- (ama ben cidden nevrotik sayıkladım)
bir görünüp bir kaybolan bulunmaz, yüreğimdemiydi yoksa dışarıdamıydı?
ne kadar çabalasanda, bulunmazı bulmak, aşk için yetmezdi ki...
- anneee gel. ben nevrotik sayıkladım
+ körolmayasıca. kaç yaşına geldin.
- (ama ben cidden nevrotik sayıkladım)
ön not ve kişisel itiraf:
bu entry; başlığı ciddiyetle tanımlamak ve ayak kokusundan şikayet eden okuyucular için, denenmiş bir takım önerilerde bulunmak için yazılmıştır.
sikce sorulan sorular:
1.
- ben kamuoyunda "ayşe teyze" olarak tanınan, mulayim bir teyzeyim. ayak kokusundan muzdarip, kız oğlan kızım. denemediğim çamaşır suyu, denemediğim ejnebi zıkkımı kalmadı ama bu meretten kurtulamadım.
methinizi çok duydum. o yüzden size yazıyorum.
bir arkadaşım 3 gün boyunca ayaklarını sülfürik asitte bekletmiş. ayak kokusu geçmiş. 12 kg sülfürik asit sipariş ettim. gelmesi an meselesi. bende ayaklarımı 3 gün sülfürik asitte bekletsem ayak kokum geçermi ?
+ ayşe teyzecim, öncelikle ellerinizden hürmetle öperim. bizim nesil sizin "çart" seslerinizle büyüdü. sülfürik ve asit olaylarına gelince; asit ayakları 3 günde yok edeceğinden, kokuda doğal olarak yok olacaktır. ((bkz: bacak kokusu)) biz bunu tavsiye etmiyoruz. entry’nin daha aşağılarındaki tedavi kısmını okumanızı tavsiye ederim.
2.
- greyfurt abi, ben güney afrika’da gurbetçi olarak çalışan, zebralarla seks yapmaktan hoşlanan bir kamyon şoförüyüm. bir kabile şefine aşık oldum. evlencez. çocuklarımın ayakları kokarmı ?
+ kokmaz. evlen.
- o zaman haftaya evleniyoz. afrika çalkalansın.
+ saygı duyarım.
3.
- merhaba greyfurt amca. lafı fazla dolaştırmadan konuya giricem. muhtarın oğlu akif elimi tuttu. hamile kalırmıyım ?
+ kızım sen başlığı okumadın galiba?
4.
-sayın greyfurt bey, ben afşin küçük şehir belediyesi, çay ocakları denetleme daire başkanlığından emekliyim. benim bir piç kurusu oğlum var.
ayakları koktuğu için kafasına çaydanlıkla hafifçe vurdum. orucum bozulurmu ?
+ abi bak entry giricem, yolu tıkıyosun.
5.
- ben var nasa’da çalışmak. türkçe bozuk olmak. ben 2012’de uzaya gitmek ama ayak kokmak. diğer ibne astronot trip atmak.
ben var onun uzayda kablosunu kesmek istemek.
bana bir tavsiyede bulunmak.
+ abi sizi bana moderatörlermi yolluyo yaa? kıtalar arası çalışmıyoruz abicim. hade bakem.
6.
- ben uzak doğu sporlarına hayatını adamış, 1989 hafif siklet , 1991 ağır siklet avrupa kung-fu şampiyonu, milli bir sporcuyum. 46 yaşında olmama rağmen henüz geçen sene doping kullanmayı bıraktım. ben topmuyum?
+ sayın abim. sadece ayak kokusu... ayak kokusuyla ilgili yazabiliyoruz yani. anladık dimi ?
ara not: sözlüğe saygimdan dolayı 7.,8.,9. ve 10. soruları yayınlamak istemiyorum. sözkonusu soruların gerek sığ oluşu, gerekse çözüm önerdiğimiz konulara olan tezatlığı nedeniyle affınıza sığınarak entry’e devam etmek istiyorum.
önemli ara not: bu entry’nin "sikce sorulan sorular" bölümü teknik nedenlerden dolayı kapanmıştır. başka soru kabul edilmemektedir.
tanım:
bozulmaya yüz tutmuş beyaz peynir kokusuna benzer. o kadar kuvvetli ve tahammülü zor bir kokudur ki; o kokuyu ancak ölü domuz yada ölü insan kokusu bastırabilir.
temel mantık:
genetik değildir. kaderde değildir. bilinçli kişisel bakımla ilgilidir. basit bir takım çabalarla yokedilebilir.
sosyal yaklaşım:
hayatı boyunca hiç 16 saat tempolu şekilde çalışmamış ve hatta bunu her gün yapmak zorunda kalmamış bireylerin anlamakta zorluk çekmesi doğal olan durumdur. ayak kokusuna tepki veren bireyleride anlayışla karşılamak gerekir. sonuçta ters dönmüş titanikte sigara içmek gibi bir şey onlara yaşattıklarınız.(evet titanik bölünüp battı ama ters dönmüş titanikte birileri sigara içseydi; dayak yemek kaçınılmaz olurdu)
risk altındakiler:
uzun süre çalışmak zorunda olanlar, hava almayan, ayağı terleten ayakkabı modelleri kullananlar, rocker görünmek için yazın postal giyenler yada vatani görevini yapanlar, bunlara ek olarak pis insanlar ana risk grubunu oluşturur.
teşhis:
siz boş verseniz bile çevreniz teşhise yardımcı olacaktır, merak etmeyin. hatta sevinin. bu sorunla ilgili en az çaba harcayacağınız aşama teşhis aşamasıdır.
değiştirilebilir faktörler:
ana risk grubundan uzaklaşmamız için alınabilecek, müdahale alanımızdaki faktörlerdir. havadar ayakkabılar, pamuklu çoraplar vb... müdahale edilebilir, tedavi edici yada önleyici faktörlerdir.
tedavi: günde 2 kere çorabını değiştir. pamuk oranı yüksek çorap giy. ayaklarını her gece yatmadan önce iyice yıka (özellikle parmak aralarını)
yıkadıktan sonra iyice kurula. (özellikle parmak aralarını)
hala geçmiyorsa doktora git.(cilt doktoru)
greyfurt kanunları:
1- hava almayan ayak kokar.
2- ıslak kalan ayak kokar.
3- hem hava almayan, hemde ıslanan ayak çok kötü kokar.
4- hem hava almayan, hem ıslanan , hemde ilk fırsatta yıkanmayıp, yıkandıktan sonra iyi kurulanmayan ayak inanılmaz kokar.
bunu kanunları tekrar tekrar okuyup, anladığımıza, içselleştirdiğimize, benimsediğimize göre; artık mutlu yarınlar bizleri bekliyor.
sevgiler, şebeklikler, sevinçle sarılmalar.
muzdariplere son not: pek çok yayın organında "en belirleyici faktör kişisel bakımdır" diye geçer. oysa en belirleyici faktör "bilinçli kişisel bakım"dır. yani ayaklarınızı 3-5 kere yıkadıktan tam yarım saat sonra, ayaklarınız gene kokabilir(...ki; büyük ihtimalle kokacaktır)
ayak kokusunun en eleştirel yanı bu basit tedbirleri almamaktır. ayak kokusunun iğrençliği aslında ikinci plandadır. kimse senin özürünle dalga geçmiyor.
edit: bu bir özür değil. değiştirilebilir olduğu için dalga geçilebilir bir durum. insanların değiştiremeyeceği şeylerle ilgili dalga geçmek büyük kabahattir.
bu entry; başlığı ciddiyetle tanımlamak ve ayak kokusundan şikayet eden okuyucular için, denenmiş bir takım önerilerde bulunmak için yazılmıştır.
sikce sorulan sorular:
1.
- ben kamuoyunda "ayşe teyze" olarak tanınan, mulayim bir teyzeyim. ayak kokusundan muzdarip, kız oğlan kızım. denemediğim çamaşır suyu, denemediğim ejnebi zıkkımı kalmadı ama bu meretten kurtulamadım.
methinizi çok duydum. o yüzden size yazıyorum.
bir arkadaşım 3 gün boyunca ayaklarını sülfürik asitte bekletmiş. ayak kokusu geçmiş. 12 kg sülfürik asit sipariş ettim. gelmesi an meselesi. bende ayaklarımı 3 gün sülfürik asitte bekletsem ayak kokum geçermi ?
+ ayşe teyzecim, öncelikle ellerinizden hürmetle öperim. bizim nesil sizin "çart" seslerinizle büyüdü. sülfürik ve asit olaylarına gelince; asit ayakları 3 günde yok edeceğinden, kokuda doğal olarak yok olacaktır. ((bkz: bacak kokusu)) biz bunu tavsiye etmiyoruz. entry’nin daha aşağılarındaki tedavi kısmını okumanızı tavsiye ederim.
2.
- greyfurt abi, ben güney afrika’da gurbetçi olarak çalışan, zebralarla seks yapmaktan hoşlanan bir kamyon şoförüyüm. bir kabile şefine aşık oldum. evlencez. çocuklarımın ayakları kokarmı ?
+ kokmaz. evlen.
- o zaman haftaya evleniyoz. afrika çalkalansın.
+ saygı duyarım.
3.
- merhaba greyfurt amca. lafı fazla dolaştırmadan konuya giricem. muhtarın oğlu akif elimi tuttu. hamile kalırmıyım ?
+ kızım sen başlığı okumadın galiba?
4.
-sayın greyfurt bey, ben afşin küçük şehir belediyesi, çay ocakları denetleme daire başkanlığından emekliyim. benim bir piç kurusu oğlum var.
ayakları koktuğu için kafasına çaydanlıkla hafifçe vurdum. orucum bozulurmu ?
+ abi bak entry giricem, yolu tıkıyosun.
5.
- ben var nasa’da çalışmak. türkçe bozuk olmak. ben 2012’de uzaya gitmek ama ayak kokmak. diğer ibne astronot trip atmak.
ben var onun uzayda kablosunu kesmek istemek.
bana bir tavsiyede bulunmak.
+ abi sizi bana moderatörlermi yolluyo yaa? kıtalar arası çalışmıyoruz abicim. hade bakem.
6.
- ben uzak doğu sporlarına hayatını adamış, 1989 hafif siklet , 1991 ağır siklet avrupa kung-fu şampiyonu, milli bir sporcuyum. 46 yaşında olmama rağmen henüz geçen sene doping kullanmayı bıraktım. ben topmuyum?
+ sayın abim. sadece ayak kokusu... ayak kokusuyla ilgili yazabiliyoruz yani. anladık dimi ?
ara not: sözlüğe saygimdan dolayı 7.,8.,9. ve 10. soruları yayınlamak istemiyorum. sözkonusu soruların gerek sığ oluşu, gerekse çözüm önerdiğimiz konulara olan tezatlığı nedeniyle affınıza sığınarak entry’e devam etmek istiyorum.
önemli ara not: bu entry’nin "sikce sorulan sorular" bölümü teknik nedenlerden dolayı kapanmıştır. başka soru kabul edilmemektedir.
tanım:
bozulmaya yüz tutmuş beyaz peynir kokusuna benzer. o kadar kuvvetli ve tahammülü zor bir kokudur ki; o kokuyu ancak ölü domuz yada ölü insan kokusu bastırabilir.
temel mantık:
genetik değildir. kaderde değildir. bilinçli kişisel bakımla ilgilidir. basit bir takım çabalarla yokedilebilir.
sosyal yaklaşım:
hayatı boyunca hiç 16 saat tempolu şekilde çalışmamış ve hatta bunu her gün yapmak zorunda kalmamış bireylerin anlamakta zorluk çekmesi doğal olan durumdur. ayak kokusuna tepki veren bireyleride anlayışla karşılamak gerekir. sonuçta ters dönmüş titanikte sigara içmek gibi bir şey onlara yaşattıklarınız.(evet titanik bölünüp battı ama ters dönmüş titanikte birileri sigara içseydi; dayak yemek kaçınılmaz olurdu)
risk altındakiler:
uzun süre çalışmak zorunda olanlar, hava almayan, ayağı terleten ayakkabı modelleri kullananlar, rocker görünmek için yazın postal giyenler yada vatani görevini yapanlar, bunlara ek olarak pis insanlar ana risk grubunu oluşturur.
teşhis:
siz boş verseniz bile çevreniz teşhise yardımcı olacaktır, merak etmeyin. hatta sevinin. bu sorunla ilgili en az çaba harcayacağınız aşama teşhis aşamasıdır.
değiştirilebilir faktörler:
ana risk grubundan uzaklaşmamız için alınabilecek, müdahale alanımızdaki faktörlerdir. havadar ayakkabılar, pamuklu çoraplar vb... müdahale edilebilir, tedavi edici yada önleyici faktörlerdir.
tedavi: günde 2 kere çorabını değiştir. pamuk oranı yüksek çorap giy. ayaklarını her gece yatmadan önce iyice yıka (özellikle parmak aralarını)
yıkadıktan sonra iyice kurula. (özellikle parmak aralarını)
hala geçmiyorsa doktora git.(cilt doktoru)
greyfurt kanunları:
1- hava almayan ayak kokar.
2- ıslak kalan ayak kokar.
3- hem hava almayan, hemde ıslanan ayak çok kötü kokar.
4- hem hava almayan, hem ıslanan , hemde ilk fırsatta yıkanmayıp, yıkandıktan sonra iyi kurulanmayan ayak inanılmaz kokar.
bunu kanunları tekrar tekrar okuyup, anladığımıza, içselleştirdiğimize, benimsediğimize göre; artık mutlu yarınlar bizleri bekliyor.
sevgiler, şebeklikler, sevinçle sarılmalar.
muzdariplere son not: pek çok yayın organında "en belirleyici faktör kişisel bakımdır" diye geçer. oysa en belirleyici faktör "bilinçli kişisel bakım"dır. yani ayaklarınızı 3-5 kere yıkadıktan tam yarım saat sonra, ayaklarınız gene kokabilir(...ki; büyük ihtimalle kokacaktır)
ayak kokusunun en eleştirel yanı bu basit tedbirleri almamaktır. ayak kokusunun iğrençliği aslında ikinci plandadır. kimse senin özürünle dalga geçmiyor.
edit: bu bir özür değil. değiştirilebilir olduğu için dalga geçilebilir bir durum. insanların değiştiremeyeceği şeylerle ilgili dalga geçmek büyük kabahattir.
daha önceki yıllarda, gene alt komisyonda, 40’a karşı 5 red oyuyla onaylanan tasarıdır. (geçmişle kıyaslandığında; bu gün 27 evete karşı 21 hayır ile onaylanması siyasi bir zaferdir-yani yasalaşmadı henüz)
lojistik desteğini tartışılmaz şekilde mersin limanına ve incirlik üssüne borçlu olan abd’nin bu saçma salak tasarıyı yasa olarak kabul edeceğine inanmıyorum. (inanmayan google maps’de bir baksın. bir tarafta iran, bir tarafta biz ve suriye. suudi arabistan’nın lojistik desteği nereye kadar besler o yüzbinleri???)
sonuç olarak bu tasarıyı yasalaştırmak;
güven
özveri
tecrübe
ister.
not1: o geçmeyen meşhur "1 mart tezkeresi" vardıya ??? işte o tezkere geçmesin diye dönemin meclis başkanı bir çok milletvekili ile tek tek görüşüp tasarının geçmemesi için lobi yaptı.(hükümetin açıkca destekleyeceğini açıkladığı tezkere hemde...bak, bak)
yani danışıklı döğüş oldu.
şimdi bizim dünyaya demokrasi dersi verdiğimiz, samimi olmasada bir çok övgü aldığımız, jonileri aylarca dalgalarda salladığımız o danışıklı döğüş; şimdi amerikan tarafınca sergilenmekte.
vatan pahasına politika olmaz. hepimiz aynı gemideyiz. biraz daha ölçülü eleştirmek lazım. devletin ilgili birimleri konuyu her açıdan değerlendirmekte ve gereken şekilde ilgilenmektedir.
not2: geçmişte 40’a 5 gibi ezici bir oyla alt komisyonda kabul edilen bu taslağı siyasi bir hezimet gibi göstermeye çalışan bir kısım basın kurum ve mensuplarını yüce allah’a havale ediyorum.
not3: bu entry’de bütün bu okuduklarınız; sırf haklı çıkmak için kötü günler geçirmemizi temenni eden, hatta o günleri görürsek utanmadan mastürbasyon yapacaklara ithaf edilmiştir.
lojistik desteğini tartışılmaz şekilde mersin limanına ve incirlik üssüne borçlu olan abd’nin bu saçma salak tasarıyı yasa olarak kabul edeceğine inanmıyorum. (inanmayan google maps’de bir baksın. bir tarafta iran, bir tarafta biz ve suriye. suudi arabistan’nın lojistik desteği nereye kadar besler o yüzbinleri???)
sonuç olarak bu tasarıyı yasalaştırmak;
güven
özveri
tecrübe
ister.
not1: o geçmeyen meşhur "1 mart tezkeresi" vardıya ??? işte o tezkere geçmesin diye dönemin meclis başkanı bir çok milletvekili ile tek tek görüşüp tasarının geçmemesi için lobi yaptı.(hükümetin açıkca destekleyeceğini açıkladığı tezkere hemde...bak, bak)
yani danışıklı döğüş oldu.
şimdi bizim dünyaya demokrasi dersi verdiğimiz, samimi olmasada bir çok övgü aldığımız, jonileri aylarca dalgalarda salladığımız o danışıklı döğüş; şimdi amerikan tarafınca sergilenmekte.
vatan pahasına politika olmaz. hepimiz aynı gemideyiz. biraz daha ölçülü eleştirmek lazım. devletin ilgili birimleri konuyu her açıdan değerlendirmekte ve gereken şekilde ilgilenmektedir.
not2: geçmişte 40’a 5 gibi ezici bir oyla alt komisyonda kabul edilen bu taslağı siyasi bir hezimet gibi göstermeye çalışan bir kısım basın kurum ve mensuplarını yüce allah’a havale ediyorum.
not3: bu entry’de bütün bu okuduklarınız; sırf haklı çıkmak için kötü günler geçirmemizi temenni eden, hatta o günleri görürsek utanmadan mastürbasyon yapacaklara ithaf edilmiştir.
annemin her gün tvde defalarca izlemesine rağmen bununla yetinmeyip, günde 1 defada youtubedan izlediği reklam karakteridir.
not: yıllar önce (96-98 civarı) bir tavuk vurma oyunu vardı. oradaki tavukların tasarımına çok benzeyen tavuktur aynı zamanda. (patlak gözler, gaga yapısı ve hemen hemen her şey)
not: yıllar önce (96-98 civarı) bir tavuk vurma oyunu vardı. oradaki tavukların tasarımına çok benzeyen tavuktur aynı zamanda. (patlak gözler, gaga yapısı ve hemen hemen her şey)
bu örgütün üyesi yada sempatizanı olup hala "ben müslümanım" diyebilen insanlar var.
bırakın müslümanlığı, hangi din, inanç yada felsefe, böyle insanlık dışı bir saldırıyı -hemde müslümanlar için en kutsal ayda- yaptırabilir ? neyse ki bunlara destek olup, çanak tutanlarda artık yaptıkları hatayı anladılar ve örgüt çözülme sürecine girdi.
pkk, asalanın son günlerindeki gibi kudurmuş köpekmişcesine sağa sola saldırıyor.
pkk bitince belki bizi yıpratmak için başka şeyler icat edecekler ama biz mücadeleden yılmayacağız.
öncelikli öneri: idam cezası referanduma sunulsun.
bırakın müslümanlığı, hangi din, inanç yada felsefe, böyle insanlık dışı bir saldırıyı -hemde müslümanlar için en kutsal ayda- yaptırabilir ? neyse ki bunlara destek olup, çanak tutanlarda artık yaptıkları hatayı anladılar ve örgüt çözülme sürecine girdi.
pkk, asalanın son günlerindeki gibi kudurmuş köpekmişcesine sağa sola saldırıyor.
pkk bitince belki bizi yıpratmak için başka şeyler icat edecekler ama biz mücadeleden yılmayacağız.
öncelikli öneri: idam cezası referanduma sunulsun.
dış mihrakların yüz yıllardır yürüttükleri bazı politikalar sebebiyle, son yıllarda daha da fazla ön yargılarla karşı karşıya kalan halktır.
ırak medyasına (hemde k.ırakta) "ben türk oğlu türküm. anadilimde kürtçedir" diyebilecek kadar cesaret ve çapa sahibi insandır.(bu açıklamasından sonra barzani, konserleri süresince kendisine tahsis ettiği korumaları geri çekmiştir)
ifade özgürlüğü ile sıkça karıştırılan terimdir.
insan oğlunun belkide en zor müdahale edilen özgürlüğüdür.(herkes dilediğini düşünmekte özgürdür)
bazen en kolay müdahale edilen özgürlük olur. (bir kısım basın, yayın ve diğer düşünce tecavüzcüleri)
sonuçta yasalar yaptırım uygulayamayacağı ve denetleyemeyeceği için; çarpık düşünceye değil, çarpık düşüncenin ifade edilmesine odaklanmıştır.
insan oğlunun belkide en zor müdahale edilen özgürlüğüdür.(herkes dilediğini düşünmekte özgürdür)
bazen en kolay müdahale edilen özgürlük olur. (bir kısım basın, yayın ve diğer düşünce tecavüzcüleri)
sonuçta yasalar yaptırım uygulayamayacağı ve denetleyemeyeceği için; çarpık düşünceye değil, çarpık düşüncenin ifade edilmesine odaklanmıştır.
eşi vesilesiyle müslüman olup istanbul’a yerleşen abdullah robenson’un (önceki adı spencer robenson’dur) biricik oğludur.
1915 yılında kafkasya cephesinde şehit olmuştur.
1915 yılında kafkasya cephesinde şehit olmuştur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?