confessions

greyfurt

- Yazar -

  1. toplam entry 2267
  2. takipçi 3
  3. puan 45574

yeni yazarlara tavsiyeler

greyfurt
genel olarak;
1- sözlüğü okuyun.
2- sözlüğü gene okuyun.
3- "sözlüğü okumaktan sıkıldım. artık okuyucu değil bilgic olmak istiyorum" diyorsanız biraz daha okuyun.
4- okuyuculuğun yeterli seviyeye geldiğini farkettikten sonra bilgic olun ama gene her zaman okuyun.
5- her girdiğiniz entry’i en az 3 defa başka biriymiş gibi okuyun.

kişisel tavsiye;
1- çağrışım göreceli bir kavram. götünüzden çağrışmayın. ("hasan" başlığında "tarak hasan" çağrışımı)

2- entry girmeden önce başlığı okuyun ve düşünün. (ülkemizdeki tütün kalitesinin balkan ekonomisine etkilerinden yola çıkarak diyanet işleri başkanının kuzenini eleştirmeyin-kuzenleri eleştirin ama ayrı bir başlıkta eleştirin)

3- bunun bir sözlük olduğunu hatırlayın. mümkün mertebe bilgi içerikli entry girin. (gebelik döneminde ki şempanzelerin beslenme alışkanlıkları yada emeklilik arifesinde ki terzilerin risk grubunu oluşturdukları hastalıklar gibi...)

4- kaynak gösterin. kaynak oturma organınız ise kaynağı göstermeyin. o entry’i silin yada "kendi yorumum" diye belirtin.

5-entry’niz silinince; silinme nedenlerini dikkatlice okuyun. düzeltin. sonra bir daha okuyun.

6- son olarak moderatörlere hareket çekmeyin. ibneler kung-fu biliyo.

7 ekim 2007 şırnak terör saldırısı

greyfurt
bir şeyler yazılmak istenen ama yazılamayan acı olaydır.
bu ülkenin suyuyla, ekmeğiyle, kültürüyle büyümüş 13 fidana karşı gerçekleştirilen hain saldırının bünyede yarattığı ızdıraptır.

çocukluğumuza atılmış 13 tokat, yüreğimize çakılmış 13 çividir.

kelimelerin yetmediği, parmakların klavyeye uzanırken titrediği durumdur.

ne yazık ki; hülya avsar’ın tenis oynerken giydiği donun renginden daha az yazılıp çizilecek olaydır.

daha kırkı çıkmadan unutulacak şehitlerimizi hürmetle anarım.

alemlerin rabbi, yüce allah orduya, devlete zeval vermesin.

kimler var

greyfurt
(bkz: independence) (jedi) *
(bkz: expert3) (1. nesil bilgic) *
(bkz: angelus) (moderator) *
(bkz: passive) (1. nesil gammaz) *
(bkz: müqüe) (2. nesil bilgic) *
(bkz: fergadan) (2. nesil bilgic) *
(bkz: emotion) (2. nesil bilgic) *
(bkz: sepulturk) (2. nesil gammaz) *
(bkz: stella) (2. nesil bilgic) *
(bkz: nihilist) (2. nesil bilgic) *
(bkz: pelagehatun) (2. nesil bilgic) *
(bkz: shire) (2. nesil bilgic) *
(bkz: trafoberk) (2. nesil bilgic) *
(bkz: scapegoat) (2. nesil bilgic) *
(bkz: mad) (3. nesil bilgic) *
(bkz: zıpaydırmen) (3. nesil bilgic) *
(bkz: artemisia) (3. nesil bilgic) *
(bkz: darklady) (3. nesil bilgic) *
(bkz: connor mac leod) (3. nesil bilgic) *
(bkz: armour) (3. nesil bilgic) *
(bkz: freak) (4. nesil bilgic) *
(bkz: greyfurt) (4. nesil bilgic) *
(bkz: instrument) (4. nesil bilgic) *
(bkz: etom) (4. nesil bilgic) *
(bkz: betterthan) (4. nesil bilgic) *
(bkz: göte giren şemsiye) (4. nesil bilgic) *
(bkz: shevek) (4. nesil bilgic) *
(bkz: darkkwayy)(4. nesil bilgic) *
(bkz: nymph)(4. nesil bilgic) *
(bkz: şarkılarbirçığlığasığınmaksaşimdi)(4. nesil bilgic) *
(bkz: sözdebir)(comez) *
(bkz: wereyda) (4. nesil bilgic) *
(bkz: atlet juan) (4. nesil bilgic) *
(bkz: kudra) (4. nesil bilgic) *
(bkz: spyder) (4. nesil bilgic) *
(bkz: deepblack) (4. nesil bilgic) *

yürü be...

edit: herkeze üşenmeden <abkz> yapıp sonra <bkz> yapmam gerektiğini farkedip ve gene üşenmeden <bkz> yapmak beni üşendirdi
edit2: yukarıdaki sancılı sürecin sonunda <bkz> yerine <gbkz> yazmam gerektiğini farkedip öylece bırakmak beni derinden etkiledi.
(bkz: alkollüyken entry girmek)

uyandırmaya çalışırken terbiyesizleşen insan

greyfurt
sorun:
uyandırılmayı talep edip, uyanmayan bünye
çözüm:
suyun kaldırma kuvveti
temel gereksinimler:
1-bir bardak (bardak işte)
2-su (en azından zorunlu kalınınca içilebilecek kadar temiz olmalı)
3-hızlı bacak kasları (odanın dışına ulaşabilmek için)
4-güçlü kol kasları (uyku sahibi sakinleşene kadar kapı kolunu tutabilmek için)
5-ikna kabiliyeti ("olm bak iyiliğin için yaptık, valla" diyebilecek ve inandırabilecek kadar)

tarihteki muhteşem ayarlar

greyfurt
başbakan adnan menderes bir olay sebebiyle "neler oluyor burada?"
diye sormuştur. bunun üzerine bir genç başbakanın ceketinin yakasına yapışıp "özgürlük istiyoruz" diye bağırır. adnan menderes’de "bir başbakanın yakasına yapışıp bağırıyorsun. bundan büyük özgürlükmü olur ?" şeklinde feci ayar vermiştir.
not: hikayedeki gencin deniz baykal olduğunuda hatırlatalım. tam olsun.

doktorun doğumhane çıkışında ilk cümlesi

greyfurt
(endişeli doktor)
+ şeyyy... sülalenizde zenci varmı?

(ağzı bozuk doktor)
+ bi damla karı zaten. çekiyom, çekiyom gelmiyo. en son bi asıldım mua goyiim...

(duygu seli doktor)
+ biraz uğraştırdı ama o minik eller...o elleri tutunca bütün yorgunluğum geçti. ömür denen pınarı akmaya başladı o yavrucağın. ben çocukken babamız bizi adalara götürürdü...

(yavşak doktor)
+ valla koçum çok zor bir doğum oldu ama ikisininde durumu iyi. laf aramızda yengenin vakumuda sağlammış ha! apuahhaha...

ayak kokusu

greyfurt
ön not ve kişisel itiraf:
bu entry; başlığı ciddiyetle tanımlamak ve ayak kokusundan şikayet eden okuyucular için, denenmiş bir takım önerilerde bulunmak için yazılmıştır.

sikce sorulan sorular:

1.
- ben kamuoyunda "ayşe teyze" olarak tanınan, mulayim bir teyzeyim. ayak kokusundan muzdarip, kız oğlan kızım. denemediğim çamaşır suyu, denemediğim ejnebi zıkkımı kalmadı ama bu meretten kurtulamadım.
methinizi çok duydum. o yüzden size yazıyorum.
bir arkadaşım 3 gün boyunca ayaklarını sülfürik asitte bekletmiş. ayak kokusu geçmiş. 12 kg sülfürik asit sipariş ettim. gelmesi an meselesi. bende ayaklarımı 3 gün sülfürik asitte bekletsem ayak kokum geçermi ?

+ ayşe teyzecim, öncelikle ellerinizden hürmetle öperim. bizim nesil sizin "çart" seslerinizle büyüdü. sülfürik ve asit olaylarına gelince; asit ayakları 3 günde yok edeceğinden, kokuda doğal olarak yok olacaktır. ((bkz: bacak kokusu)) biz bunu tavsiye etmiyoruz. entry’nin daha aşağılarındaki tedavi kısmını okumanızı tavsiye ederim.

2.
- greyfurt abi, ben güney afrika’da gurbetçi olarak çalışan, zebralarla seks yapmaktan hoşlanan bir kamyon şoförüyüm. bir kabile şefine aşık oldum. evlencez. çocuklarımın ayakları kokarmı ?

+ kokmaz. evlen.

- o zaman haftaya evleniyoz. afrika çalkalansın.

+ saygı duyarım.

3.
- merhaba greyfurt amca. lafı fazla dolaştırmadan konuya giricem. muhtarın oğlu akif elimi tuttu. hamile kalırmıyım ?

+ kızım sen başlığı okumadın galiba?

4.
-sayın greyfurt bey, ben afşin küçük şehir belediyesi, çay ocakları denetleme daire başkanlığından emekliyim. benim bir piç kurusu oğlum var.
ayakları koktuğu için kafasına çaydanlıkla hafifçe vurdum. orucum bozulurmu ?

+ abi bak entry giricem, yolu tıkıyosun.

5.
- ben var nasa’da çalışmak. türkçe bozuk olmak. ben 2012’de uzaya gitmek ama ayak kokmak. diğer ibne astronot trip atmak.
ben var onun uzayda kablosunu kesmek istemek.
bana bir tavsiyede bulunmak.

+ abi sizi bana moderatörlermi yolluyo yaa? kıtalar arası çalışmıyoruz abicim. hade bakem.

6.
- ben uzak doğu sporlarına hayatını adamış, 1989 hafif siklet , 1991 ağır siklet avrupa kung-fu şampiyonu, milli bir sporcuyum. 46 yaşında olmama rağmen henüz geçen sene doping kullanmayı bıraktım. ben topmuyum?

+ sayın abim. sadece ayak kokusu... ayak kokusuyla ilgili yazabiliyoruz yani. anladık dimi ?

ara not: sözlüğe saygimdan dolayı 7.,8.,9. ve 10. soruları yayınlamak istemiyorum. sözkonusu soruların gerek sığ oluşu, gerekse çözüm önerdiğimiz konulara olan tezatlığı nedeniyle affınıza sığınarak entry’e devam etmek istiyorum.

önemli ara not: bu entry’nin "sikce sorulan sorular" bölümü teknik nedenlerden dolayı kapanmıştır. başka soru kabul edilmemektedir.

tanım:
bozulmaya yüz tutmuş beyaz peynir kokusuna benzer. o kadar kuvvetli ve tahammülü zor bir kokudur ki; o kokuyu ancak ölü domuz yada ölü insan kokusu bastırabilir.

temel mantık:
genetik değildir. kaderde değildir. bilinçli kişisel bakımla ilgilidir. basit bir takım çabalarla yokedilebilir.

sosyal yaklaşım:
hayatı boyunca hiç 16 saat tempolu şekilde çalışmamış ve hatta bunu her gün yapmak zorunda kalmamış bireylerin anlamakta zorluk çekmesi doğal olan durumdur. ayak kokusuna tepki veren bireyleride anlayışla karşılamak gerekir. sonuçta ters dönmüş titanikte sigara içmek gibi bir şey onlara yaşattıklarınız.(evet titanik bölünüp battı ama ters dönmüş titanikte birileri sigara içseydi; dayak yemek kaçınılmaz olurdu)

risk altındakiler:
uzun süre çalışmak zorunda olanlar, hava almayan, ayağı terleten ayakkabı modelleri kullananlar, rocker görünmek için yazın postal giyenler yada vatani görevini yapanlar, bunlara ek olarak pis insanlar ana risk grubunu oluşturur.

teşhis:
siz boş verseniz bile çevreniz teşhise yardımcı olacaktır, merak etmeyin. hatta sevinin. bu sorunla ilgili en az çaba harcayacağınız aşama teşhis aşamasıdır.

değiştirilebilir faktörler:
ana risk grubundan uzaklaşmamız için alınabilecek, müdahale alanımızdaki faktörlerdir. havadar ayakkabılar, pamuklu çoraplar vb... müdahale edilebilir, tedavi edici yada önleyici faktörlerdir.

tedavi: günde 2 kere çorabını değiştir. pamuk oranı yüksek çorap giy. ayaklarını her gece yatmadan önce iyice yıka (özellikle parmak aralarını)
yıkadıktan sonra iyice kurula. (özellikle parmak aralarını)
hala geçmiyorsa doktora git.(cilt doktoru)

greyfurt kanunları:
1- hava almayan ayak kokar.
2- ıslak kalan ayak kokar.
3- hem hava almayan, hemde ıslanan ayak çok kötü kokar.
4- hem hava almayan, hem ıslanan , hemde ilk fırsatta yıkanmayıp, yıkandıktan sonra iyi kurulanmayan ayak inanılmaz kokar.

bunu kanunları tekrar tekrar okuyup, anladığımıza, içselleştirdiğimize, benimsediğimize göre; artık mutlu yarınlar bizleri bekliyor.
sevgiler, şebeklikler, sevinçle sarılmalar.

muzdariplere son not: pek çok yayın organında "en belirleyici faktör kişisel bakımdır" diye geçer. oysa en belirleyici faktör "bilinçli kişisel bakım"dır. yani ayaklarınızı 3-5 kere yıkadıktan tam yarım saat sonra, ayaklarınız gene kokabilir(...ki; büyük ihtimalle kokacaktır)
ayak kokusunun en eleştirel yanı bu basit tedbirleri almamaktır. ayak kokusunun iğrençliği aslında ikinci plandadır. kimse senin özürünle dalga geçmiyor.

edit: bu bir özür değil. değiştirilebilir olduğu için dalga geçilebilir bir durum. insanların değiştiremeyeceği şeylerle ilgili dalga geçmek büyük kabahattir.

bilgi sözlük logosundaki çizgi

greyfurt
bakımsızlıktan dökülen sözlüğümüzün, tembel yönetimce ne hallere düşürüldüğünün simgesidir.
arızalı banner alelacele, bir elektrik bantıyla özensizce yapıştırılmış ve günlerdir bu halde durmaktadır.
yakında sözlüğün muhtelif yerlerinde vita tenekesi ile kaplamalar, eski lastikten saksılar, bira kasalarından butonlar görürsek şaşırmayalım.

edit: ilahi adalet. rabbim sen nelere kadirsin. böyle uzaktan atıp tutmak kolay tabi.
son iki gündür, kendisini doğaya vermeye karar vermiş bir abimin klübesinin çevre düzenlemesiyle uğraşıyorum.
sadece bu gün 20 teneke kum taşıdım (vita tenekeleri gibi) ve bir sürü ıvır zıvır iş yaptım. klübenin çatısında, rüzgar muşambayı uçurmasın diye atılmış eski lastikler var. (yarın onları alıp, muşambanın kenarlarına çiviler çakacağız)
bir tek bira kasaları eksik (içilen kutu biraların boşlarını ekmek kasası gibi bir kasada biriktiriyoruz-yani kişisel tercih farkı sadece)
sonuç olarak "alma mazlumun ahını....hede hödö" falan işte.

25 haziran 2008 almanya türkiye maçı

greyfurt
yenildik ve rahatladık. tadını çıkartın. (onurlu bir malubiyeti, almanlarınki gibi onursuz bir galibiyete tercih ederim)

bu almanya, bu kupayı nah alır.

haydi rusya, denizin soğuk sularından gelen yar...dımınızı almanyadan esirgemeyin.

teşekkürler türkiye. allaha çok şükür. final oynamasakta 2008’de 3 takım hatırlanacak; 2 adet finalist ve birde türkiye.

ayakkabı boyacısı

greyfurt
gönüllü çalıştığım bir kuruma 3 tanesine okuma yazma öğretmek için getirmiştim. sonradan sayıları 5 oldu. bazıları ilkokul terkti. (evet okuma yazma bilmeyen ilkokul terk). kendi imkanlarımla aldığım defterlerine bir şeyler yazıp çizdiler. bir tanesi "abi minibüse bile binemiyoruz" demişti. sonradan öğrendim ki; tabelaları okuyamıyorlarmış. (minibüsü durdurup nereye gidiyor diye soran insanları iyi gözlemleyin) bir diğeride "abi sayılarıda öğretcen dimi?" diye sordu. yanındaki "ben sayıları biliyom olm. okumayı sökelim gösteririm". gönüllü çalıştığım sözde "sosyal hizmet" amaçlı stk’nın maaşlı çalışanları "cep telefonlarımızı tuvalete giderken cebimizdemi götüreceğiz?" diye tepki bile gösterdiler. doğru ya onlar ayakkabı boyacısıydı. onlardan herşey beklenirdi.
bir gün "abi karnımız aç" dediler. benimde karnım açtı ama param yoktu. içime bir şey çöktü. dolu gözlerimi onlardan kaçırarak verdiğim dinlenme molasını tatile çevirdim. "hadi bu gün bitirelim evde yersiniz" dedim. o çocukların bir şeylerin ters gittiğini anlayıp apar topar odadan çıktıkları saniyeler bitmek bilmedi. ağlamamak için kendimi zor tuttum. sessiz hıçkırıklarımı rahatça bırakmak için ayak uçlarımı toplantı odasının kapısına dayadım ve ağladım.
"g"ye kadar öğrendik. sonra bazı (bir çok) sebeplerden son vermek zorunda kaldık.
sonuç olarak; enayilikle gerçek ihtiyaç sahiplerine yardım etmek arasındaki farkı anlamaktan aciz bilgiclerimizin büyük çoğunluğu hayatı boyunca hiç bir işte çalışmamış, baba kıçı öperek hayatta kalmaya çalışan ve üstüne birde utanmadan kendini sol çizgide gördüğü halde burjuva tadında entry’ler giren beyinsizlerdir.
onlar; dilleri ayakkabı boyasına bulanmadıkça, götlerine ayakkabı sokulmadıkça, hayatın sadece siyah ve beyazdan ibaret olduğunu zannederler. ayakkabı boyacısı kötüdür. kendileri iyidir.

paletin içine çorap giymek

greyfurt
tıp literatüründe "homopaletkus corapgiyus" şeklinde adlandırılan, sinsi ve ilerleyici bir sendromdur. halk arasında "şu yün çorapla denize giren salağa bak!" diye de bilinir. genelde yaz aylarında kıyı şeridinde görülür.

kış mevsiminde durağan bir seyir izler ve pek bir bulguya rastlanmaz. ancak yaz başlangıcı ile birlikte;
-palet rengine göre çorap seçimi,
-plaj çantasına çekecek koymak,
-palet satın alırken çorabı cıkarmadan denemek
gibi belirtiler ortaya çıkar.(1)

bu aşamada panik yapmaya gerek yoktur. erken teşhis ile birlikte "toplu uyarı" ve "bireysel posta koyma" gibi tedavilerin, hastaların %43’ünde sendromun gelişimini durdurduğu yada gerilettiği tespit edilmiştir.(2)

sendromun 2. safhasında ise;
-deniz gözlüğü altına güneş gözlüğü takmak,
-daha derine dalabilmek için snorkele bahçe hortumu eklemek,
-iskeleden deniz yatağına çivileme atlamak,
gibi ciddi bulgular ortaya çıkar.(3)

işte bu aşamada panik yapmaya gerek vardır. hasta acilen sudan çıkarılmalı ve en yakın sağlık kuruluşuna ulaştırılarak medet umulmalıdır. halk arasında sikça uygulanan "hastayı snorkeldeki hortum eklentisiyle dövmek", "hasta suyun altındayken şnorkele işemek" ve "hastayı paletler yukarı gelecek şekilde kuma gömmek" gibi müdahaleler çok ciddi sonuçlara yol açabilir.(4)

tedavinin son safhasında hasta, çocuk havuzunda yüzdürülmeli, hevesini alması sağlanmalı, ondan sonra insan içine çıkarılmalıdır.(5)

1)salladım
2)yok böle bişi
3)ciddiye almayın
4)bak hala okuyo
5)hadi bakiim

önemli not: etom’a teşekkürler.

ereksiyon halindeki penisi saklama metodları

greyfurt
- öncelikle panik yapmayın. sakin olmaya çalışın. penisiniz duruma ve konumuna alışmadan problemi çözün.

- ani kalkışlardan kaçının. direnmeye meyilli penisin nereye takılacağı belli olmaz.

- oturmak zorunda kaldığınız bir pozisyonsa mutlaka bacak bacak üstüne atın. "yok ben aşiret reisi gibi bağdaş kurucam" derseniz eyfel kulesine kılıf bulmak zorunda kalabilirsiniz.

- üzerinizde belaltına inen bişiler varsa güzel havalara aldırmadan önünüzü kapatın ve hafiften hasta olduğunuzu iddia edin. kızarmış surat ifadeniz ve döktüğünüz boncuk terler yalanınızı destekleyecektir.

- bedene yapışık bir yönelim sözkonusuysa dik durun, dik oturun. unutmayın dik bir şeyi kamufle etmeye çalışıyoruz.

- insanlarla konuşurken gözlerinin içine bakın. onlarda size böyle tepki vereceğinden istenmeyen noktalara kayabilecek bakışları engellemiş olursunuz.

- aletin yol aldığı bacağı karna çekerek (topuk kıça yakın) oturmak etkili bir kamufle yöntemidir ama ereksiyonu uzatır. sıcak ve sıkışık ortamlardan sakınmalıyız. ani gelişen "abdullahcım şunun ucundan tutabilirmisin?" durumlarında karizmayı feci dağıtabilirsiniz.

- uzaktaki bir nokta işaret edilerek o yöne yürüyün. ahali ilk etapta işaret ettiğiniz noktaya bakacağından, anteniniz göze çarpana kadar siz onları gerinizde bırakmış olursunuz.

- birde dua edin. dua edin ailesel ortamlarda olmasın.

bb

greyfurt
sigarayı bırakmaya azmetmiş, biricik bilgicimizdir. olayla ilgili bir izleyici mektubu seçelim çuvaldan:

yazan: greyfurt
sebep: piçlik olsun

sevgili bb,
sana bu satırları dolgun içimli, güzel aromalı sigaramı tüttürürken yazıyorum. evet, çılgınca tıkındıktan sonra şöle ayaklarımı uzatıp, vücudumu hiç olmadığı kadar gevşetecek o müthiş dumanlari içime çekmekle meşgulum. tabiki bu büyük dünyevi hazları yaşıyor olmam, içimde bin bir turlu guzellik uyandiran o dumanlari halkalar seklinde disa vurmam, seni bu onurlu ve kutlu mücadelenden alıkoymamalı.
"ister zengin ol, ister fukara, her yemekten sonra yak bir cigara..." şeklindeki bayagi yaklasimlar, artik hayatina yön veremeyecegi icin mutluyum.
düsünsene; artik püfür püfür esen bogazin rüzgarina karsi cayindan bir yudum alip, o meretin dumanini üflemek zorunda degilsin. kahvenin yaninda artik leblebi, kabak cekirdegi yemekte özgürsün.
bu büyük, onurlu ve örnek mücadelende destegimin tam oldugunu belirtir, gözlerinden öperim.

not: cok uzun oldu. ben bi tane daha yakayim.
önemli not: sigara genc yasta öldürür, sigara içenlerde ölümcül akciğer kanserine yakalanma riski çok yüksektir, sigara içenin pipisi düşer,vb...

adabıyla mini etek giyme kuralları

greyfurt
1- okey oynarken kahvenin en ücra masasına oturun.
2- halı saha maçlarında kaleci olmayın, rövaşata çekmeyin.
3- ampül takmak gibi işleri eş dost akrabaya yaptırın.
4- minibüste şoföre para vermek için uzanmayın. bırakın para elden ele gitsin.
5- uçartekme atmayın.
6- siz en iyisi bu eziyete katlanmak yerine hiç mini etek giymeyin. bırakın mini eteği bayanlar giysin.

yeni neslin aşktan anladığı

greyfurt
dıştan bakılmasını gerektiren değerlendirmedir.
bu konuda yorum yapanlar genelde en basit probleme takılıp kalır.
dinlenen müzik ile tarzın aynı olmadığı konusundaki çelişkiyi yaşarlar genelde.

örneğin sahneye kusup, kafesteki kargaları kesen rock gruplarını gönülden dinlediği halde düzenli ve hedefi olan hayatlar süren bir çok kardeşlerimiz olduğu gibi şebnem ferah dinleyip haftada bir kere çorap değiştiren yada yanında uyandığı insanı hatırlamayan kardeşlerimizde (üzücü ama...) vardır.

hayat müzik tarzı insanın tercihlerini bir noktaya kadar etkiler. sınıf değildir, tercihtir ve olayı buna indirgemek yeni neslin asktan ne anladigini konusunu sanırım özetliyor.

(bkz: fenerli bir adamı seviyorum)
(bkz: kendime chp den sevgili yaptım)
(bkz: zenci ama beni çekti)

odun sevgili

greyfurt
cinsiyet farkı gözetmeksizin, odun olduğunu hissettiren sevgilidir. sürekli açıklarını kapamaktan, düzeltmekten ve korumaktan yılan bünyelerce hakli olarak terk edilirler.
terk edildikten sonra büyük özgüven çöküşü yaşarlar. zira yaşadıklarının kendi hayatları olmadığını, sizin onlara yaşattığınız güzellikler olduğunu kavrarlar.
hakettiklerini ve sahip olduklarini düşündükleri saygının aslında size duyulan saygı olduğunu idrak ederler.
bu tiplerle fazla uzatmamak gerekir. onlari yontulmak üzere hayatin demir dişlileri arasına bırakmak, onlara yapılacak en büyük iyiliktir.
not: kas kas nereye kadar. humanist olmakla, anlayisli olmakla iliski yurumez. gercekleri gormek gerek zamani gelince. sadece görmekte yetmez, kabullenmek gerek. abi seysi. tavsiyesi.

kutup ayısına kola ikram eden penguen

greyfurt
penguenlerin temel savunma stratejilerinden biridir.

yeterli sıklıkta kola içirilen kutup ayısı ile samimiyet ilerletilir. çölde başı boş gezinmekte olan bir çok bedevi olduğu, bunların gayet alımlı ve hatta bir ayıyı bile tatmin edebilecek bir sexsapellik arzettikleri iyice benimsetilir.

gaza getirilen ayıya; çöl iklimine uyum, bedevi yakalama teknikleri, kumdan kale yapmak gibi konulardan oluşan kısa bir eğitim verilir ve ilk gemi ile yollanırlar.

not: bahtsız bedeviler dayanışma örgütünün girişimleriyle birleşmiş milletlerin üç bin bilmem kaç sayılı kararınca; penguenlerin ayılara kola ikram etmesi yasaklanmıştır.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol