şahin k´nın grup seks anlayışı: bir filminde yatakta bir erkek ve bir kadın sevişmekte, yine aynı yatağın üzerinde başka bir erkekle başka bir kadın daha sevişmekte.
yukarıdaki haber radikal gazetesinden alınmıştır. gazete bu albumun türkiye´ye yeni geldiğini söylüyordu ama bir arkadaşımda 6-7 senedir var ve sahte değil.
belki de gazetenin kastetmek istediği yeni bitches brew albümüdür ki o zaman yayınlanmayan parçaları içeriyor 4 cd lik set halinde satılıyor.
albümün toplam süresi ise 4 saat 25 dakika.
belki de gazetenin kastetmek istediği yeni bitches brew albümüdür ki o zaman yayınlanmayan parçaları içeriyor 4 cd lik set halinde satılıyor.
albümün toplam süresi ise 4 saat 25 dakika.
popüler müzik tarihinin en şaşırtıcı, en olağanüstü olaylarından biri, ’birth of the cool’, ’kind of blue’ gibi albümleriyle cazın çehresini sürekli değiştiren miles davis’in, jimi hendrix, sly and the family stone gibi isimleri günlerce üst üste izleyip, onların dinleyici üzerinde yarattığı etkiyi görüp, rock’ı kendi müziğinin hizmetine sunmaya karar vermesiyle gerçekleşti.
davis, jimi hendrix’in woodstock sahnesinde belirmesinden bir gün sonra, 19 ağustos 1969 günü soprano saksofonda wayne shorter, elektronik piyanolarda chic corea, joe zawinul, larry young, gitarda john mclaughlin, davullarda jack dejohnette, don alias, lenny white, basta dave holland, elektro basta harvey brook ve bas klarnette bennie maupin’den oluşan bir kadroyla ’bitches brew’ albümünü kaydetmek üzere stüdyoya girdi. gerçi elektronik sound’lar 1967’den beri miles davis’in müziğinde yer almaya başlamıştı. ancak, ’bitches brew’ın farkı, bu elektronik sound’ların da yardımıyla cazın sınırlarını öncelikle funk, rock ve soul müziğe ait öğelerle genişletmesi oldu. elbette davis, rock ve cazı bir araya getiren ilk isim değildi ama kuşkusuz en büyük isimdi.
’bitches brew’ nisan 1970’te müzik marketlerdeki yerini aldı. çift plaktan oluşan bu albüm müzik tarihinde gerçek bir devrime işaret ediyordu. üzerine söylenebilecek, konuşulabilecek neredeyse hiçbir şey yoktu. bu olağanüstü müzik kendi kendine konuşuyor, kendini açıklıyordu. net bir biçimde anlaşılan tek şey müzikte sınırları zorlamanın, hatta yıkmanın sonu yoktu.
davis, jimi hendrix’in woodstock sahnesinde belirmesinden bir gün sonra, 19 ağustos 1969 günü soprano saksofonda wayne shorter, elektronik piyanolarda chic corea, joe zawinul, larry young, gitarda john mclaughlin, davullarda jack dejohnette, don alias, lenny white, basta dave holland, elektro basta harvey brook ve bas klarnette bennie maupin’den oluşan bir kadroyla ’bitches brew’ albümünü kaydetmek üzere stüdyoya girdi. gerçi elektronik sound’lar 1967’den beri miles davis’in müziğinde yer almaya başlamıştı. ancak, ’bitches brew’ın farkı, bu elektronik sound’ların da yardımıyla cazın sınırlarını öncelikle funk, rock ve soul müziğe ait öğelerle genişletmesi oldu. elbette davis, rock ve cazı bir araya getiren ilk isim değildi ama kuşkusuz en büyük isimdi.
’bitches brew’ nisan 1970’te müzik marketlerdeki yerini aldı. çift plaktan oluşan bu albüm müzik tarihinde gerçek bir devrime işaret ediyordu. üzerine söylenebilecek, konuşulabilecek neredeyse hiçbir şey yoktu. bu olağanüstü müzik kendi kendine konuşuyor, kendini açıklıyordu. net bir biçimde anlaşılan tek şey müzikte sınırları zorlamanın, hatta yıkmanın sonu yoktu.
toplumda "psikopat" diye tanımlanan kişilerin dahil olduğu bir kişilik bozukluğudur. birçok davranışları ile uzun süre toplumsal yasalara ters düşen, suç sayılan davranışlar gösteren kişiler bu tanı sınıfına girerler.
çocukluk çağında davranım bozukluğu (conduct disorder) tanısı alan bu kişilere 18 yaşından sonra antisosyal kişilik bozukluğu tanısı konur.
bu kişiler toplum kurallarına uyma güçlükleri ve öfkelerini kontrol edememeleri nedeni ile sık sık karakollara düşerler ve tutuklanırlar. rahatsızlıkları ile ilgili içgörüleri olmadığı için aldıkları cezaları kendilerine haksızlık olarak algılarlar.
bu kişilik bozukluğu için tanı kriterleri:
1) tutuklanması için zemin hazırlayan eylemlerde tekrar tekrar bulunmakla belirli, yasalara uygun toplumsal davranış biçimine ayak uyduramama
2) sürekli yalan söyleme, takma isimler kullanma ya da kişisel çıkarı, zevki için başkalarını atlatma ile belirli dürüst olmayan tutum.
3) dürtüsellik (impulsivite) ya da gelecek için tasarılar yapmama
4) yineleyen kavga dövüşler ya da saldırılarla belirli olmak üzere sinirlilik ve saldırganlık
5) kendisinin ya da başkalarının güvenliği konusunda umursamazlık
6) bir işi sürekli götürememe ya da mali yükümlülüklerini tekrar tekrar yerine getirmeme ile belirli olmak üzere sürekli bir sorumsuzluk
7) başkasına zarar vermiş, kötü davranmış ya da başkasından bir şey çalmış olmasına karşı ilgisiz olma ya da yaptıklarına kendince mantıklı açıklamalar getirme ile belirli olmak üzere vicdan azabı çekmeme.
çocukluk çağında davranım bozukluğu (conduct disorder) tanısı alan bu kişilere 18 yaşından sonra antisosyal kişilik bozukluğu tanısı konur.
bu kişiler toplum kurallarına uyma güçlükleri ve öfkelerini kontrol edememeleri nedeni ile sık sık karakollara düşerler ve tutuklanırlar. rahatsızlıkları ile ilgili içgörüleri olmadığı için aldıkları cezaları kendilerine haksızlık olarak algılarlar.
bu kişilik bozukluğu için tanı kriterleri:
1) tutuklanması için zemin hazırlayan eylemlerde tekrar tekrar bulunmakla belirli, yasalara uygun toplumsal davranış biçimine ayak uyduramama
2) sürekli yalan söyleme, takma isimler kullanma ya da kişisel çıkarı, zevki için başkalarını atlatma ile belirli dürüst olmayan tutum.
3) dürtüsellik (impulsivite) ya da gelecek için tasarılar yapmama
4) yineleyen kavga dövüşler ya da saldırılarla belirli olmak üzere sinirlilik ve saldırganlık
5) kendisinin ya da başkalarının güvenliği konusunda umursamazlık
6) bir işi sürekli götürememe ya da mali yükümlülüklerini tekrar tekrar yerine getirmeme ile belirli olmak üzere sürekli bir sorumsuzluk
7) başkasına zarar vermiş, kötü davranmış ya da başkasından bir şey çalmış olmasına karşı ilgisiz olma ya da yaptıklarına kendince mantıklı açıklamalar getirme ile belirli olmak üzere vicdan azabı çekmeme.
(bkz: antisosyal kişilik bozukluğu)
exorcist´in türk coverı "şeytan". türk filmindeki kız orjinal filmdekinden daha korkutucudur ya da kucukken bana öyle gelmiştir.
(bkz: ben küçükken)
(bkz: ben küçükken)
bir stevie ray vaughan şarkısı.
well youve heard about love givin sight to the blind
my babys lovin cause the sun to shine
shes my sweet little thang....shes my pride and joy
shes my sweet little baby....im her little lover boy
yeah i love my baby....heart and soul
love like ours wont never grow old
shes my sweet little thang....shes my pride and joy
shes my sweet little baby....im her little lover boy
yeah i love my lady....shes long and lean
you mess with her....youll see a man get mean
shes my sweet little thang....shes my pride and joy
shes my sweet little baby....im her little lover boy
well i love my baby....like the finest wine
stick with her until the end of time
shes my sweet little thang....shes my pride and joy
shes my sweet little baby....im her little lover boy
yeah i love my baby....heart and soul
love like ours wont never grow old
shes my sweet little thang....shes my pride and joy
shes my sweet little baby....im her little lover boy
well youve heard about love givin sight to the blind
my babys lovin cause the sun to shine
shes my sweet little thang....shes my pride and joy
shes my sweet little baby....im her little lover boy
yeah i love my baby....heart and soul
love like ours wont never grow old
shes my sweet little thang....shes my pride and joy
shes my sweet little baby....im her little lover boy
yeah i love my lady....shes long and lean
you mess with her....youll see a man get mean
shes my sweet little thang....shes my pride and joy
shes my sweet little baby....im her little lover boy
well i love my baby....like the finest wine
stick with her until the end of time
shes my sweet little thang....shes my pride and joy
shes my sweet little baby....im her little lover boy
yeah i love my baby....heart and soul
love like ours wont never grow old
shes my sweet little thang....shes my pride and joy
shes my sweet little baby....im her little lover boy
(bkz: mail atarak ayrılmak)
aslında bir çocuk şarkısı olup, ilk hali tarihte kaydedilen(tabii ki taş plağa) ilk parça olma ünvanına sahiptir.
stevie ray vaughan´ın muhteşem bir şekilde coverladığı parça.
mary had a little lamb,
its fleece was white as snow, yeah
everywhere the child went,
the little lamb was sure to go, yeah
he followed her to school one day,
and broke the teachers rule
what a time did they have,
that day at school
tisket, tasket, baby
a green and yellow basket
sent a letter to my baby
on my way i past it
mary had a little lamb,
its fleece was white as snow, yeah
everywhere the child went,
the little lamb was sure to go, yeah
he followed her to school one day,
and broke the teachers rule
what a time did they have,
that day at school
tisket, tasket, baby
a green and yellow basket
sent a letter to my baby
on my way i past it
süper gitar tekniğiyle parlayıp, 80’lerdeki blues’un yeniden canlanması hareketine ivme katan bu güneyli gitarist ne yazık ki bir helikopter kazasında, 36 yaşında hayat gözlerini yummuştur.
(bkz: stevie ray vaughan)
(bkz: superstition)
ayrıca bu sarkının stevie ray vaughan´in yaptığı covera çektiği klipteki srv hariç bütün grubu öldüren kediyi en sonda kucağına alan adam.
ayrıca bu sarkının stevie ray vaughan´in yaptığı covera çektiği klipteki srv hariç bütün grubu öldüren kediyi en sonda kucağına alan adam.
(bkz: mekonyum)
(bkz: meconium)
kelebeğin pupadan çıktığı sırada pupadan bırakılan sıvı.
insanın ilk dışkısı. normalde ilk 24 saatte çıkması gerekir. 48 saate kadar çıkmazsa konjenital megakolon açısından incelenir. eğer ana rahminde doğuma yakın çok stres altına girerse doğmadan önce de çıkarabilir.
(bkz: sağlamak)
hayvanların bu hikayelerde genel olarak doğru davranışlarda bulunduğunu varsayarsak okuyan insanlara bak hayvan bile böyle yapıyor, bir de kendine bak mesajı verilmeye çalışılmaktadır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?