her seye gülen ve kabullenen insan modelidir..
birini sevmemek için güzel bir nedendir her seyi anlayısla karsılaması ayrıca biraz aptallığı anlatır gibi bana,sürekli mutlu olamayız ve sürekli her sey iyi gidemez buna ragmen arkadas,sevgili,dost... hala cok iyi ve anlayıslıysa bu cok sinir bozucu ve iticidir
her seye evet demek gibidir bu durum halbuki yazar sürekli evet diyenle hayır diyebilen insanların yüzüne bir bakın hangisinde akıl ve düşünce görüceksiniz diyordu...
(bkz: anneyle pazara gitmek)
daha berbat bir şey olabilir mi bunu bir düşünün lütfen...
bir kere anneyle normalde alıs veriş cok zor ve yorucuyken pazar berbattır,zira orda tek anne o değildir...
siz alınan ve sonunda elli kiloya vuran sebze,meyve,perde,tül,canta v.s tasırken o birde yolda gördüğü bir sürü arkadasıyla konusur ve zaten yorgun ve orda olmaktan nefret eden siz bir kez daha krize girersiniz...
ah bir bakarsınız ki o tüm pazarcılarla kankadır ve klasik laf:
-ben hep senden alıyorum bana bir seyler yaparsın artık...
bintane pazarcı vardır ve o hep,hepsinden alıyordur...
lakin deliren,kızan,ahhhh yeteeerrr! diyen size artık kulak verir;tamam yavrum benim de hosumamı gidiyor sanıyorsun pazarda gezmek dediğinde,işte o an,işte o durum,yani o saniye...off daha dumur edici,kötü birşey olabilir mi? lütfen bir daha düşünün.
bir kere anneyle normalde alıs veriş cok zor ve yorucuyken pazar berbattır,zira orda tek anne o değildir...
siz alınan ve sonunda elli kiloya vuran sebze,meyve,perde,tül,canta v.s tasırken o birde yolda gördüğü bir sürü arkadasıyla konusur ve zaten yorgun ve orda olmaktan nefret eden siz bir kez daha krize girersiniz...
ah bir bakarsınız ki o tüm pazarcılarla kankadır ve klasik laf:
-ben hep senden alıyorum bana bir seyler yaparsın artık...
bintane pazarcı vardır ve o hep,hepsinden alıyordur...
lakin deliren,kızan,ahhhh yeteeerrr! diyen size artık kulak verir;tamam yavrum benim de hosumamı gidiyor sanıyorsun pazarda gezmek dediğinde,işte o an,işte o durum,yani o saniye...off daha dumur edici,kötü birşey olabilir mi? lütfen bir daha düşünün.
pulpta cıkan canakkaleli bir grup fena değillerdir ama sırf bu grup içinde eglence mekanına gidilmez
su aralar sürekli ıced earth calarak beni kendine baglamış cafedir bir kahveyi andırır götünüze batan sandalyeleri vardır ki rahat edemezsiniz,yine de taksimin bilinen ve sevilen mekanlarındandır...
10:30dan sonra canlı müzik vardır ama gruplar vasattır yine de tabiki eglenmek istenildikten sonra türkü barlarda da kafa sallarız ama insan bir system of a down bir limp bizkit sarkısı bekliyor ki pogo yapsın cossun zıplasın!
bu bir zaman oyunudur her kişinin yasadıgı bir durum,söyle ki büyüyen ve git gide aileden uzaklasan cocuga artık büyük demek istemez anne ve baba onun hakları ve aklı oldugunu bilirler ama hala cocuk bunları tam olarak beceremez yani aslında beceriksizdir ailenin gözünde ve ailenin kaybı pragmatik bakıs acısını yitirmesiyle baslar cocuga karsı...
ve bazen kendisinden daha iyi fikirleri oldugunu gördüğünde korkar ya da farklı gelir ve yanlış der,buna da buldugu kulp’’zamanın bozulması’’..
cocugun sekline davranısına karısır ona göre onun görevi hiç bitmez halbuki bir nokta vardır ki artık cocuk yalnız olmalıdır!
ucurum yani birbirini anlamayan bir aile yani zamanın bozulmuşluguna ayak uyduran aynı zamanda bir insan toplulugu olur...
paylasamaz olurlar ve cocuk aslında hatalarını düzeltmekte kendi içine döner aile bu hakkını kaybetmiştir...
aile sunu der
-ben senin iyiliğini istiyorum
+ama en fazla senin kadar senden fazlası değil!
-....
bu cevap yanıtsızdır
nietzsche sunu der’’babanızın yaptıklarından fazlasını yapmayın yoksa karın agrısı yapar’’
su halde belkide zaten yapamayacagından bahsediyordu bahsettiği durum galiba tam olarak buydu!
su hal de çözüm üretmek gerekir!
tabi ki çözüm var,aile egitilir her insan,grup,kurum,devlet gibi...
aile güdülenmelidir;cesur ve her adımınızı bilmelidir ha bu çözüm değildir ama sözlerinize siz de kulp bulursunuz!
dersiniz ki:’’ne zaman yanıldım sizce!tamam üstümde haklarınız büyük ama geldiğim yerde benim payımı,irademi küçümseyemeyiz değil mi?’’
o durum da basları asagıya iner ve kabullenirler!
hala kabul etmiyorsa bazen kişiliğiniz gücünü cümlelerinizin kısalığı ile koymanız mümkün kısa ve öz cevaplar,bu basta onlara fazla gelsede sonra kabulleneceklerdir burda kullandıgınız sey ise edebiyattır!
hala bir uyusmama varsa nietzsche sunu der:
’’eger iyi bir babanız yoksa kendinize iyi bir baba bulmalısınız!’’
ve bazen kendisinden daha iyi fikirleri oldugunu gördüğünde korkar ya da farklı gelir ve yanlış der,buna da buldugu kulp’’zamanın bozulması’’..
cocugun sekline davranısına karısır ona göre onun görevi hiç bitmez halbuki bir nokta vardır ki artık cocuk yalnız olmalıdır!
ucurum yani birbirini anlamayan bir aile yani zamanın bozulmuşluguna ayak uyduran aynı zamanda bir insan toplulugu olur...
paylasamaz olurlar ve cocuk aslında hatalarını düzeltmekte kendi içine döner aile bu hakkını kaybetmiştir...
aile sunu der
-ben senin iyiliğini istiyorum
+ama en fazla senin kadar senden fazlası değil!
-....
bu cevap yanıtsızdır
nietzsche sunu der’’babanızın yaptıklarından fazlasını yapmayın yoksa karın agrısı yapar’’
su halde belkide zaten yapamayacagından bahsediyordu bahsettiği durum galiba tam olarak buydu!
su hal de çözüm üretmek gerekir!
tabi ki çözüm var,aile egitilir her insan,grup,kurum,devlet gibi...
aile güdülenmelidir;cesur ve her adımınızı bilmelidir ha bu çözüm değildir ama sözlerinize siz de kulp bulursunuz!
dersiniz ki:’’ne zaman yanıldım sizce!tamam üstümde haklarınız büyük ama geldiğim yerde benim payımı,irademi küçümseyemeyiz değil mi?’’
o durum da basları asagıya iner ve kabullenirler!
hala kabul etmiyorsa bazen kişiliğiniz gücünü cümlelerinizin kısalığı ile koymanız mümkün kısa ve öz cevaplar,bu basta onlara fazla gelsede sonra kabulleneceklerdir burda kullandıgınız sey ise edebiyattır!
hala bir uyusmama varsa nietzsche sunu der:
’’eger iyi bir babanız yoksa kendinize iyi bir baba bulmalısınız!’’
sizler....
bilginin cocukları!
aynı zamanda bilginin
sübyancılarısınızda!
su halde sathi tavrınıza,
övünç duymanızdan daha dogal bir seyi,
tasavvur edemiyorum!
bilginin cocukları!
aynı zamanda bilginin
sübyancılarısınızda!
su halde sathi tavrınıza,
övünç duymanızdan daha dogal bir seyi,
tasavvur edemiyorum!
efsane olmak bir yerde gerceğin üstü ya da tam adı olmaktır,bu sözlükte öyle birimi var sanıyoruz?
herkes egleniyor ve bu eglenceye efsane mi diyeceğiz?
varsın eglenelim...
bir bize hayat pembe,anlattıklarımız bile buraya yansıdıgına göre onun büyük gercekciliği yitmiştir artık...
bir yazarın askını kitaba dökmesi gibi...
artık efsanemidir ki o asla değildir
aslında irdelemek istediğim bu kibirli laf
bu sözlükte iyi yazarlar vardır ama asla efsane ya da büyük yazar yoktur...
herkes egleniyor ve bu eglenceye efsane mi diyeceğiz?
varsın eglenelim...
bir bize hayat pembe,anlattıklarımız bile buraya yansıdıgına göre onun büyük gercekciliği yitmiştir artık...
bir yazarın askını kitaba dökmesi gibi...
artık efsanemidir ki o asla değildir
aslında irdelemek istediğim bu kibirli laf
bu sözlükte iyi yazarlar vardır ama asla efsane ya da büyük yazar yoktur...
bir lombak esprisidir ki üstüne binlerce karikatür çizilmiş sözdür her kişinin agzında sakız olmuş ve kısa her erkek ve hatuna ya da penise yapılan bir atıftır,boku cıkmıştır zamanla
epikurosculuk hazda olsa,o bu hazzı ararken,felsefeyle-felsefede arar o felsefe tanımı yaparken bir doktor nasıl hastalıgın tedevisinde en iyi yolları ve yöntemleri bulurken mutlulugu bulmada da en iyi,dogru yol ve yöntemleri felsefenin bulcagını aksi halde felsefe olmasının anlamsız olacagını savlar...
bir beklenti olamaz artık sözlere
bizler devamlılığı hiçe sayan ağıtlarız!
sunu demeli hep, içten ve bir kartal gibi bakarak yukardan, küçümser gözlerle
sizler! bir pislik gibi durmayın canlanın
küçük bir olasılığa dayandırdığınız biliminizin canı cehenneme!
bizler devamlılığı hiçe sayan ağıtlarız!
sunu demeli hep, içten ve bir kartal gibi bakarak yukardan, küçümser gözlerle
sizler! bir pislik gibi durmayın canlanın
küçük bir olasılığa dayandırdığınız biliminizin canı cehenneme!
beklentilerin güzeli ve doyuranı büyük ve zor olanları,
o halde beklentilere karsılık bulamamaktan daha dogalını beklentilere karsılık bulmak olarak tasavvur edemeyiz,
yani demek istiyorum ki beklentilerinizin adını rüya koyun ve böylece olursa aha ben görmüştüm dersiniz olmazsada neyse siktir et diyebilirsiniz ki bu böylece hep bir ışık tutar ve bir sonuc yaratır...
o halde beklentilere karsılık bulamamaktan daha dogalını beklentilere karsılık bulmak olarak tasavvur edemeyiz,
yani demek istiyorum ki beklentilerinizin adını rüya koyun ve böylece olursa aha ben görmüştüm dersiniz olmazsada neyse siktir et diyebilirsiniz ki bu böylece hep bir ışık tutar ve bir sonuc yaratır...
bu macın bir anlamımı var yani bunumu konuscaklar şimdi de konumuz o kadar az ki evde pineklemek bile daha doyurucu geliyor bana,buraya yazdım çünkü gündemi takip eden ve yazması gereken bilgicin bir baska acıdan gündemi bazende asagılık ve gereksiz görmesi gerektiğini düşünmemdir,neyse bizler golleri ve sezonu düşünelim hatta biletler,kombineler alalım ve mutlu olalım...
su var ki bazen en büyük futbol severlerin ve fanatiklerinin aynı zamanda en büyük cahillerde oldugunu düşünüyorum son an da diyorum ne alakası var;hala zekayı böyle degerlendirmek ölçüyü kacırır...
su var ki bazen en büyük futbol severlerin ve fanatiklerinin aynı zamanda en büyük cahillerde oldugunu düşünüyorum son an da diyorum ne alakası var;hala zekayı böyle degerlendirmek ölçüyü kacırır...
(bkz: filozof)
o gerceğin dısıdır ve bazen bizzat adı,
en büyük erdemi çelişkisidir ki çelişmeyen anlamaz ve bir tekdüzeliğin resmidir amacı gercek denilen rüyadır,
o nedeni değil aslında nedenin nedenini arar ve bu nedendeki misyonu,bunun yansımasını izler ve yorumlar,
o elektrik kesildiğinde mumu yakan adamdır ve sönmemesi için sürekli cakmagını yakmaktan cekinmez işi artık cakmagı doldurmak olmuştur,
o aynı zamanda cekilmez bir dosttur kaprislidir ve yukardan bakar zaman zaman o bir ukaladır bazen onla konusmak hatta sıkıcı bile gelebilir cünkü düşününüz onla olan bir arkadas topluluğunu;sordugu sorularla gercek bir can sıkıcıdır...
o anlasılmayacagını bilir cogu zaman ve artık anlasılmamak ister zira bilir ki yanlış anlaşılcaktır...
en büyük erdemi çelişkisidir ki çelişmeyen anlamaz ve bir tekdüzeliğin resmidir amacı gercek denilen rüyadır,
o nedeni değil aslında nedenin nedenini arar ve bu nedendeki misyonu,bunun yansımasını izler ve yorumlar,
o elektrik kesildiğinde mumu yakan adamdır ve sönmemesi için sürekli cakmagını yakmaktan cekinmez işi artık cakmagı doldurmak olmuştur,
o aynı zamanda cekilmez bir dosttur kaprislidir ve yukardan bakar zaman zaman o bir ukaladır bazen onla konusmak hatta sıkıcı bile gelebilir cünkü düşününüz onla olan bir arkadas topluluğunu;sordugu sorularla gercek bir can sıkıcıdır...
o anlasılmayacagını bilir cogu zaman ve artık anlasılmamak ister zira bilir ki yanlış anlaşılcaktır...
türkiye’de artık bazı seylerin gözle görülür bir harekete ve bilinçli bir tavra dönüşmesiyle kafalara dank eden kökten kazıma hedefli bir karsı koyuştur.doguya bir cok askerimiz gönderilmektedir hatta bir spekülasyona göre kuzey ıraktaki pkk ait yerlere girileceğidir ki girilmelidir artık ve bu türkiye’nin on yıllardır belini büken mesele halledilmelidir.
gözünden ameliyat olacak,umarım ki iyi gecer piknik işi bu yüzden yalan olmuştur ve ertelenmiştir cünkü müqüesiz bir piknik entrysiz bir baslıga benzer
umarım cabucak iyileşirsin sevgilerimle...
umarım cabucak iyileşirsin sevgilerimle...
gbknzı idrak etmemi saglayan bilgiçtir
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?