50 lilik bira dolu bardaga arjantin denir ve arjantin denildiğinde aklıma ülke değil bira gelmektedir
sevdiğim bir yazardır düşüncelerin uyusmasından öte düşünce önemlidir,düşünebilmek zamanımızın altın anahtarıdır ve kendisi bunu severek güler yüzlü askeridir,düşünürün dediği gibi düşünemiyorsan en azından düşünenlere saygı duy ve onları savun!
yasar kurtun bir yolculukta bir babayla oynayan cocugu gördükten sonra yazdıgı sarkıdır
orda hadi baba gene yap baba gene yap sözleri o cocuga aittir ve babayla oynadıgı oyunlarda tekrarlamaktadır
orda hadi baba gene yap baba gene yap sözleri o cocuga aittir ve babayla oynadıgı oyunlarda tekrarlamaktadır
güzel bir gelecek istiyorsak;konusmalıyız ve sesimizi kulaklarını kapayan her kez duymalı biz konusmazsak aydın kesim kim ozaman?
konusmadan neyi anlatabilir ve anlayabiliriz?
bunu derinlemesine bakmalı ve önce biz görmeliyiz böylece televizyonu actıgımızda her izlediğimizi derinlemesine inceler ve gerceğin saptırılmış parcalarını basımızdan atarız oyunların gercek yüzü televizyon camındamı sanıyoruz acaba kitaplar okumalı ve anlamalıyız yoksa körlük olur ve bosa bir yıgın cıglık!
konusmadan neyi anlatabilir ve anlayabiliriz?
bunu derinlemesine bakmalı ve önce biz görmeliyiz böylece televizyonu actıgımızda her izlediğimizi derinlemesine inceler ve gerceğin saptırılmış parcalarını basımızdan atarız oyunların gercek yüzü televizyon camındamı sanıyoruz acaba kitaplar okumalı ve anlamalıyız yoksa körlük olur ve bosa bir yıgın cıglık!
bu tabiki bir komplo teorisi olacaktır
ama bazı seyler gözümüze sokuluyor
hiç bir sey nedensiz değil bunu biliyoruz
ya nedenleri fazla acımasızsa!
ülkedeki siyasi yapılanma ve sekilleri bozuluma ugradı!
demokrasi iki ucu boklu degnek tabiri dogruysa
secilenler bizi temsilen mi orda?
akp secilmeden önce sagın kuvvetlendirilip basa istenilen biri gececeği zaten biliniyordu
bir ülkücü gördüm dedi ki;mhp benim partim değil artık o beni savunmuyor o ben değilim
ah bir sol görüşlü sol yoktur arıtık diye yırtıyordu kendini...
bir ideoloji kumpanyasıdır ki gercek bir sirk!!
peki bu rantlar acımasız kokusmus eller üzerimizdeki,satılan topraklar,göz yumulan beyinler ve taa içimizde ki satıcılar
onlara seslenmek anlamsız tabiki buyrun benim diyen biri olmuyacak ama burda eleştirdiğimiz zaman zaman küfür ettiğimiz ve karsı gelmemiz gereken sey kişiler değil
bunu unutmayın kişiler sadece oyuncak!
yapılması gereken sesin yüksekliğinden öte frekansı,bunun gücü ve niteliği....
içsel dinginliğin yok olacagı bir gelecege bakıyoruz atatürk’ü unutturmak kurtulus savasını silmek isteyen kişilere bakıyoruz kurumlara markalara,cıkarın kol gezdiği ülkem de yapmamız gereken aklımızı kullanmak,bakmamız gereken önümüzdekiler değil arkamızdaki aynanın yansıttığı duvarın arkasını görmek,görünenlerin canı cehenneme!
türk milletini yine bu milletin vatandaslarına vurduruyolar,bombanın pimi cekildi,
izin verilmediği için bir cok madenini bile cıkaramayan bizler buna ses cıkarmayarak destek veren sevgili büyüklerimiz ve yöneticilerimizin bu tavrına görmemezliktenmi geleceğiz?
ya yeni bir atatürk cıkmazsa,ya arkasından ölümüne gitme isteğimize değecek ya biri cıkmazsa?
ya büyük israil ütopyası artık cok yakınsa ensemizdeyse? ya onların kadınları ülkemizde dogurup buranın vatandası ettikleri insanlara göz yummamız agır gelecekse bize!ya bu kayıp; giderek bilinçli artırılan iç çatışmayla güçsüz düşen bir türkiyeden daha büyük bir hal alırsa!
her yıl öss de istanbulun belli baslı üniversitelerine dogru düzgün konusamayan okuyamayan azar azar katılan ögrenciler artık güçlenmiş bir gruplarsa!
ah durum feci ama pembe yuvalar herzaman daha tatlı uykulu gözlere....
ama bazı seyler gözümüze sokuluyor
hiç bir sey nedensiz değil bunu biliyoruz
ya nedenleri fazla acımasızsa!
ülkedeki siyasi yapılanma ve sekilleri bozuluma ugradı!
demokrasi iki ucu boklu degnek tabiri dogruysa
secilenler bizi temsilen mi orda?
akp secilmeden önce sagın kuvvetlendirilip basa istenilen biri gececeği zaten biliniyordu
bir ülkücü gördüm dedi ki;mhp benim partim değil artık o beni savunmuyor o ben değilim
ah bir sol görüşlü sol yoktur arıtık diye yırtıyordu kendini...
bir ideoloji kumpanyasıdır ki gercek bir sirk!!
peki bu rantlar acımasız kokusmus eller üzerimizdeki,satılan topraklar,göz yumulan beyinler ve taa içimizde ki satıcılar
onlara seslenmek anlamsız tabiki buyrun benim diyen biri olmuyacak ama burda eleştirdiğimiz zaman zaman küfür ettiğimiz ve karsı gelmemiz gereken sey kişiler değil
bunu unutmayın kişiler sadece oyuncak!
yapılması gereken sesin yüksekliğinden öte frekansı,bunun gücü ve niteliği....
içsel dinginliğin yok olacagı bir gelecege bakıyoruz atatürk’ü unutturmak kurtulus savasını silmek isteyen kişilere bakıyoruz kurumlara markalara,cıkarın kol gezdiği ülkem de yapmamız gereken aklımızı kullanmak,bakmamız gereken önümüzdekiler değil arkamızdaki aynanın yansıttığı duvarın arkasını görmek,görünenlerin canı cehenneme!
türk milletini yine bu milletin vatandaslarına vurduruyolar,bombanın pimi cekildi,
izin verilmediği için bir cok madenini bile cıkaramayan bizler buna ses cıkarmayarak destek veren sevgili büyüklerimiz ve yöneticilerimizin bu tavrına görmemezliktenmi geleceğiz?
ya yeni bir atatürk cıkmazsa,ya arkasından ölümüne gitme isteğimize değecek ya biri cıkmazsa?
ya büyük israil ütopyası artık cok yakınsa ensemizdeyse? ya onların kadınları ülkemizde dogurup buranın vatandası ettikleri insanlara göz yummamız agır gelecekse bize!ya bu kayıp; giderek bilinçli artırılan iç çatışmayla güçsüz düşen bir türkiyeden daha büyük bir hal alırsa!
her yıl öss de istanbulun belli baslı üniversitelerine dogru düzgün konusamayan okuyamayan azar azar katılan ögrenciler artık güçlenmiş bir gruplarsa!
ah durum feci ama pembe yuvalar herzaman daha tatlı uykulu gözlere....
(bkz: sepultura)
(bkz: propaganda)
(bkz: roots bloody roots)
(bkz: roots bloody roots)
biri onun için konusuyorum yani şimdiki zaman ama az önce konustugum şimdi gecmiş zaman oldu yani aynı anda değişen bir kavram o halde zaman yoktur der kısaca,bu sav cok ilginçtir
zaman kavramını yaratan dahi bunu yararına düşündü ve kolaylıktı tabi isteği her zaman ama kabiledeki kişi için bu kavram yüktü sonra azim etti ve tekrar yenildi...istihdam edemediği bir sagırdı artık....
işte şimdi yenilgilerin nedeni olarak ah zaman sözlerimize biz söz dahazaman cok değişti ya!
gercekten mi diyesim gelen bir söz ama su var ki değişen hiç zaman değil.....
bastaki söylediklerimi hatırlayın....
o hal de değişen sizlersiniz..
zaman kavramını yaratan dahi bunu yararına düşündü ve kolaylıktı tabi isteği her zaman ama kabiledeki kişi için bu kavram yüktü sonra azim etti ve tekrar yenildi...istihdam edemediği bir sagırdı artık....
işte şimdi yenilgilerin nedeni olarak ah zaman sözlerimize biz söz dahazaman cok değişti ya!
gercekten mi diyesim gelen bir söz ama su var ki değişen hiç zaman değil.....
bastaki söylediklerimi hatırlayın....
o hal de değişen sizlersiniz..
o karanlıkta ısıga bakmaktır ama karanlıgı yaratır
o bazen aglamaya sebep yaratır ama kendisi bizzat tebessümdür
onun tatminliği sadece diyaloglara carpar ve kanlı yere düşüp bagıran o sonra degeri bilinip yerden kalkması için el uzatılandır ve bu gülüşünü hiç unutmaz
o kurnaz ve kandırmayı sever o bilgedir ve sogugu sıcak,sıcagı soguk yapar ama yine de kavramların düşündürücü etkisi sadece onun özündeki kaynaktadır
o bir cahilin tek ve öz sözüyken yine de onun cahil oldugunu,sövdüğü bellekle anlatan hiç birseyi kabul etmez cocuktur
o erdemi savunurken bir bakarsınız onu tekrar teraziye vurun der anlasılmaz gibidir ama anlamı sadece mantıgındadır
o bazen ütopya bazense en pratik dogmadır
cıglık gibidir kulakları rahatsız eder ama bir sustumu sagır kalırsınız!
ah onun anlam denizindeki ufak ada oldugunu tasavvur ediyorum ve soy adı yapıyorum demelisiniz, hadi diyin bunu ve tartısmalarda acı ceken ve önyargılara boyun egen olun!en acısıda hayatı romana dönüştüren iç
çelişkileridir
o size stoacı olun bilin der ama deliliğinden taviz vermez!
onun sesi olun ya da durun olmayın,ölüme terkedin onu ve nefes alırken artık kokusuzlugu duyumsayın, tüm cevirilmiş önsözleri bastan yazın hadi bunu yapın!
o bazen aglamaya sebep yaratır ama kendisi bizzat tebessümdür
onun tatminliği sadece diyaloglara carpar ve kanlı yere düşüp bagıran o sonra degeri bilinip yerden kalkması için el uzatılandır ve bu gülüşünü hiç unutmaz
o kurnaz ve kandırmayı sever o bilgedir ve sogugu sıcak,sıcagı soguk yapar ama yine de kavramların düşündürücü etkisi sadece onun özündeki kaynaktadır
o bir cahilin tek ve öz sözüyken yine de onun cahil oldugunu,sövdüğü bellekle anlatan hiç birseyi kabul etmez cocuktur
o erdemi savunurken bir bakarsınız onu tekrar teraziye vurun der anlasılmaz gibidir ama anlamı sadece mantıgındadır
o bazen ütopya bazense en pratik dogmadır
cıglık gibidir kulakları rahatsız eder ama bir sustumu sagır kalırsınız!
ah onun anlam denizindeki ufak ada oldugunu tasavvur ediyorum ve soy adı yapıyorum demelisiniz, hadi diyin bunu ve tartısmalarda acı ceken ve önyargılara boyun egen olun!en acısıda hayatı romana dönüştüren iç
çelişkileridir
o size stoacı olun bilin der ama deliliğinden taviz vermez!
onun sesi olun ya da durun olmayın,ölüme terkedin onu ve nefes alırken artık kokusuzlugu duyumsayın, tüm cevirilmiş önsözleri bastan yazın hadi bunu yapın!
(bkz: sevginin askın cıglıkları)
bu gercek bir neden, yaradılısın öyküsüdür...
sunu diyordu:
-güzellikler diyarı burası,cennet oglum,kızım bak bu şarap,mutlulugun o lethe nehrinin suyu gercekten gercek olan sey,bu değil mi?
+güzelliğin içimi ısıttı ama ben savas gördüm ve ölenler,sence gercek olan sen,anlarını yitirdiğin de nerdesin?
-oglum ben hep kapının yanında gülen yüzüm sense hep kapının önünden gecen somurtan babasın kapıyı vurarak calan mutsuz annesin sen filozofun erdemini kaybetmiş böğürtüleri sıkıntılı düşüsün,düşüncesisin!
+peki güzeller güzeli içimi ısıttınız ama sevgi hep olan mıdır?
-ah buna ne şüphe bunun için gökyüzüne bakman yeterli küçüğüm,sen kırlangıclara bakıp gülmelisin gülmek o kadar yakısır ki silüetine!
sen o kadar acsın ki bana o yüzden en cokta duymak istediğin duyguyum ben beni yasamak ve doyasıya içmek istiyorsun işte bak kapıya ve bana gül! gül ve gülmem senin içini sogmayan bir atese versin!
sunu diyordu:
-güzellikler diyarı burası,cennet oglum,kızım bak bu şarap,mutlulugun o lethe nehrinin suyu gercekten gercek olan sey,bu değil mi?
+güzelliğin içimi ısıttı ama ben savas gördüm ve ölenler,sence gercek olan sen,anlarını yitirdiğin de nerdesin?
-oglum ben hep kapının yanında gülen yüzüm sense hep kapının önünden gecen somurtan babasın kapıyı vurarak calan mutsuz annesin sen filozofun erdemini kaybetmiş böğürtüleri sıkıntılı düşüsün,düşüncesisin!
+peki güzeller güzeli içimi ısıttınız ama sevgi hep olan mıdır?
-ah buna ne şüphe bunun için gökyüzüne bakman yeterli küçüğüm,sen kırlangıclara bakıp gülmelisin gülmek o kadar yakısır ki silüetine!
sen o kadar acsın ki bana o yüzden en cokta duymak istediğin duyguyum ben beni yasamak ve doyasıya içmek istiyorsun işte bak kapıya ve bana gül! gül ve gülmem senin içini sogmayan bir atese versin!
o nun bagırısları ve iç kemirmeleridir bu
söyle diyordu:
-hey sen!hiç yoldaki insanlara bakmadın mı? ah ne acınası!ne kötü sesleri,ne iç gıcırtıcı,ne adice oyunları o cıkarcı köpeğin havlamaları seninde mideni bulandırmadı mı?
+yargılamalımıyım onları o hal de?
-ah hayır,sen hakim değilsin hakim benim!
su lafı duymadınmı hiç?
ayak takımı düşünmeye basladıgında her sey kaybedilir
ah platon demedimiinsanca olan her sey fazlaca ciddiye alınmamalı
gecenlerde sunu duydum bir filozoftaninsan tamamen zorunlu bir yaratık gecmiş ve geleceğin sonucu bu yüzden yaptığı hiçbir seyden sorumlu değildir
sen hala sorumlu bile tutulamaya bu zayıflara acımıyormusun?sence bilgili olanıyla bilgisiz olanı arasında fark var mı?
+olmalı,yok mu?
-ah sacmalama,erdemleri,kültürleri ve topluma uygun birer birey olmaları kimin umrunda!birer kayıplar hepsi nekadar içlerini bastırırlarsa okadar iyiler!bu onların ikiyüzlülükleri işte sonra ikiyüzlü olduktan sonra soylulukları kimin umrunda!
+ah senin sesin acı veriyor!! yeter artık sus!
-bu aynı zamanda dogrunun sesi ufaklık alısmaya calıs ve beni görmemezlikten gel,yoksa bu senin sonun olur ama sakın bir seyin de dogusu olur sanma!
söyle diyordu:
-hey sen!hiç yoldaki insanlara bakmadın mı? ah ne acınası!ne kötü sesleri,ne iç gıcırtıcı,ne adice oyunları o cıkarcı köpeğin havlamaları seninde mideni bulandırmadı mı?
+yargılamalımıyım onları o hal de?
-ah hayır,sen hakim değilsin hakim benim!
su lafı duymadınmı hiç?
ayak takımı düşünmeye basladıgında her sey kaybedilir
ah platon demedimiinsanca olan her sey fazlaca ciddiye alınmamalı
gecenlerde sunu duydum bir filozoftaninsan tamamen zorunlu bir yaratık gecmiş ve geleceğin sonucu bu yüzden yaptığı hiçbir seyden sorumlu değildir
sen hala sorumlu bile tutulamaya bu zayıflara acımıyormusun?sence bilgili olanıyla bilgisiz olanı arasında fark var mı?
+olmalı,yok mu?
-ah sacmalama,erdemleri,kültürleri ve topluma uygun birer birey olmaları kimin umrunda!birer kayıplar hepsi nekadar içlerini bastırırlarsa okadar iyiler!bu onların ikiyüzlülükleri işte sonra ikiyüzlü olduktan sonra soylulukları kimin umrunda!
+ah senin sesin acı veriyor!! yeter artık sus!
-bu aynı zamanda dogrunun sesi ufaklık alısmaya calıs ve beni görmemezlikten gel,yoksa bu senin sonun olur ama sakın bir seyin de dogusu olur sanma!
nüfus bilimi
(bkz: demografi geciş)
bu nüfusta dogumun azalsa da hala genc nüfus sayısının yüksek olması ve iş gücü talebinin artması anlamına gelir,ayrıca bu fırsat penceresi yaratır ki az ücretle işçi kullanımı saglar,ekonomik büyümede sıcrama yaratır iyi kullanılabilirse türkiyede demografik geciş sürecindedir...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?