ölen insanlar için üzülmemek elde değilidir ama daha da kötüsü o insanların ölüsü üzerinden trübünlere oynamaktır.
keçuva yerli dilinde bolluk ülkesi anlamına gelir.
mustafa muğlalı denen varlığın en önemli icraatıdır bu olay 33 kürt insanı hayvan kaçakcısı oldukları için (belkide kürt oldukları için) yargısız infaz ettirmiştir adnan menderesin başbakan olduğu dönemde yargılanmış idam cezasına çarptırılmıştır davası temyiz aşamasındayken cezaevinde ölmüştür o kadar iyi bir askerdi ki yaptıklarının karşılığı olarak heykeli bugün genelkurmayın bahçesinde kahraman kumandanlar arasında yer almaktadır.
menemen olayından sonra kurulan askeri mahkemenin başkanıdır otuz üç kurşun olayınında sorumlusudur.
(bkz: mustafa muğlalı)
her nefis ölümü tadacaktır sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz ancak bize döndürüleceksiniz (enbiya suresi/35)
1873’de hindistan’ın lahor kentinde dünyaya gelmiştir. babası nur muhammet müslüman şahsiyetli, muttaki bir insandır.
babasının tasavvufa olan ilgisi muhammet ikbali çocukluk yıllarından itibaren etkilemiştir. belki bu yüzden beklide bu konuda büyük bir yeteneğe sahip olduğu inancı onun felsefeyi kendine branş olarak seçmesinde etkili olmuştur.
ilk önce lahorda üniversiteye giden ikbal daha sonra batı düşüncesini ve batı felsefesini daha iyi öğrenmek için cambridge üniversitesine (ingiltere) gider. burada felsefe ve iktisat tahsil eder. ingiltere üniversitelerinde mastır imkanı olmadığı için almanya’ya gider. almanya’da münih üniversitesinde ilk önce mastır daha sonra doktora yapar. doktora tezi islam öncesi ve sonrası iran’da felsefi düşünce(the devalopment of metaphysic in persia)dır.hindistan’a 1908 yılında döner. tabiki bu dönüş öyle basit bir dönüş değildir buna daha ilerde değineceğim. hindistan’a döndükten sonra yaklaşık yirmi altı yıl avukatlık yapar. konferansları ve yayımlanan eserleriyle bir düşünce çığırı açan ikbal sentezci bir duruş sergileyip en doğruyu aramak adına tüm doğru ve yanlışları eleştirir.
en önemli eserleri “islam da dini düşüncenin yeniden ihyası” ve şiirlerinin bulunduğu “cavidname” dir.
muhammet ikbalin asıl düşüncesi kendi değimiyle “hodi” beni,eneyi anlamaktı. buradaki hodi bencillik duygusu değil, kendini anlama ve kendini bulmadır. ikbal yeni bir hayat için varlığı, varlığı anlamak için ene yi anlamayı kendine düstur edinmiştir. bu anlayışın sonunda ikbalin inşa etmeye çalıştığı hatta inşa ettiği bir “hayat felsefesi” dir. o felsefeyi dine ters bulmamış aksine felsefeyle hayata yeniden geri dönüşün mümkün olacağına inanmıştır. ikbal “hayata dönüş” felsefesini “yeniden doğuş” diye nitelendirmiştir. nitekim bir milletin kaderini değiştiren eserinde de bu yeniden doğuşu işlemiştir.”the reconstruction of relipious thought in islam”(islam da dini düşüncenin yeniden doğuşu).
ikbal düşünce şeklini belirlerken daha öncede dediğim gibi avrupa dan faydalanmıştır.(avrupa da ömer mevlütle birlikte adı gecen nadir müslüman felsefecilerdendir.) özellikle avrupa’dayken nietzsche, goethe, dante, schopenhour, einstain, newton, whitead, aristo, bergson… gibi batı filozoflarını tanımıştır. özellikle hegel onun için bir üstattır taki mevlana’yı tanıyana kadar. kendi deyimiyle o hayatı bir rüyadan başka bir şey değildir. sonra rüyadan uyanır ve karşısında tüm ihtişamı ve tevazusuyla mevlana vardır. bu tanıyış beklide keşfediş ikbalin hayatını tamamiyle değiştirir ve kendi medeniyetine geri döner. ve anlar ki yeniden dirilişin tek çaresi yeniden özüne dönüştür. bundan sonra en doğru için herkesi yargılar ne gazalinin yaptığı gibi aklı arkaya itip sezgiyi ön plana alır nede kantın yaptığı gibi sezgiyi bir köşeye atıp aklı ön plana çıkarır. muhammet ikbal hem aklı hem de sezgiyi dünyayı ve gaybı anlamak için kullanmıştır.
http://www.fecr.gen.tr/alimler/muhammed_ikbal/muhammed_ikbal.htm
babasının tasavvufa olan ilgisi muhammet ikbali çocukluk yıllarından itibaren etkilemiştir. belki bu yüzden beklide bu konuda büyük bir yeteneğe sahip olduğu inancı onun felsefeyi kendine branş olarak seçmesinde etkili olmuştur.
ilk önce lahorda üniversiteye giden ikbal daha sonra batı düşüncesini ve batı felsefesini daha iyi öğrenmek için cambridge üniversitesine (ingiltere) gider. burada felsefe ve iktisat tahsil eder. ingiltere üniversitelerinde mastır imkanı olmadığı için almanya’ya gider. almanya’da münih üniversitesinde ilk önce mastır daha sonra doktora yapar. doktora tezi islam öncesi ve sonrası iran’da felsefi düşünce(the devalopment of metaphysic in persia)dır.hindistan’a 1908 yılında döner. tabiki bu dönüş öyle basit bir dönüş değildir buna daha ilerde değineceğim. hindistan’a döndükten sonra yaklaşık yirmi altı yıl avukatlık yapar. konferansları ve yayımlanan eserleriyle bir düşünce çığırı açan ikbal sentezci bir duruş sergileyip en doğruyu aramak adına tüm doğru ve yanlışları eleştirir.
en önemli eserleri “islam da dini düşüncenin yeniden ihyası” ve şiirlerinin bulunduğu “cavidname” dir.
muhammet ikbalin asıl düşüncesi kendi değimiyle “hodi” beni,eneyi anlamaktı. buradaki hodi bencillik duygusu değil, kendini anlama ve kendini bulmadır. ikbal yeni bir hayat için varlığı, varlığı anlamak için ene yi anlamayı kendine düstur edinmiştir. bu anlayışın sonunda ikbalin inşa etmeye çalıştığı hatta inşa ettiği bir “hayat felsefesi” dir. o felsefeyi dine ters bulmamış aksine felsefeyle hayata yeniden geri dönüşün mümkün olacağına inanmıştır. ikbal “hayata dönüş” felsefesini “yeniden doğuş” diye nitelendirmiştir. nitekim bir milletin kaderini değiştiren eserinde de bu yeniden doğuşu işlemiştir.”the reconstruction of relipious thought in islam”(islam da dini düşüncenin yeniden doğuşu).
ikbal düşünce şeklini belirlerken daha öncede dediğim gibi avrupa dan faydalanmıştır.(avrupa da ömer mevlütle birlikte adı gecen nadir müslüman felsefecilerdendir.) özellikle avrupa’dayken nietzsche, goethe, dante, schopenhour, einstain, newton, whitead, aristo, bergson… gibi batı filozoflarını tanımıştır. özellikle hegel onun için bir üstattır taki mevlana’yı tanıyana kadar. kendi deyimiyle o hayatı bir rüyadan başka bir şey değildir. sonra rüyadan uyanır ve karşısında tüm ihtişamı ve tevazusuyla mevlana vardır. bu tanıyış beklide keşfediş ikbalin hayatını tamamiyle değiştirir ve kendi medeniyetine geri döner. ve anlar ki yeniden dirilişin tek çaresi yeniden özüne dönüştür. bundan sonra en doğru için herkesi yargılar ne gazalinin yaptığı gibi aklı arkaya itip sezgiyi ön plana alır nede kantın yaptığı gibi sezgiyi bir köşeye atıp aklı ön plana çıkarır. muhammet ikbal hem aklı hem de sezgiyi dünyayı ve gaybı anlamak için kullanmıştır.
http://www.fecr.gen.tr/alimler/muhammed_ikbal/muhammed_ikbal.htm
penjab eyaletinin başkentidir.
affı olmayan en büyük günah allahın koyduğu kuralın tersini benimsemek.
allahı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve işte bunlar allah katında bizim şefaatçımızdır diyorlar de ki siz allaha göklerde ve yerde onun bilmediği bir şeyimi haber veriyorsunuz o onların ortak koştukları şeylerden uzaktır yücedir. (yunus suresi/18)
allahı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve işte bunlar allah katında bizim şefaatçımızdır diyorlar de ki siz allaha göklerde ve yerde onun bilmediği bir şeyimi haber veriyorsunuz o onların ortak koştukları şeylerden uzaktır yücedir. (yunus suresi/18)
şirk içinde bulunan kişi.
hasan cemalin dedesidir.
addicted to pain adlı arkadaşımızın sabırsızlıkla beklediği andır.
mogadishu olarakta bilinir.
biliyorum tanrım diye devam eden geride kalanların düşüncelerini en iyi anlatan cemal süreyya sözü.
felluce ve ramadi gib direnen ve bu direnişin bedelini ödeyen şehir amerikan hava saldırısına uğrayan birçok sivil insanın öldüğü şehir felluce ramadi samarra gibi şehirler direnmekle bedel ödemekle kalmadılar ıraka hatta tüm ortadoğuya yeni bir yol haritası çizdiler anlayana tabi.
felluce gibi adını amerikan askerine direnişiyle duyduğumuz bir başka ırak şehri.
direnişin kalesi olarak akıllarımıza kazınmış ırak şehri.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?