bir george orwell kitabı.
mef dershanesi zili. oynatır ögrencileri mütemadiyen.
her şeyden sıkılmış, iyice bunalmış, nefes alamayan sözlük yazarı. "her şey neden bu kadar zor olmak zorunda? neden ben bunlara katlanmak zorundayım?" der durur ama duyan olmaz, duyan olsa bile anlayan olmaz. o da artık sadece kendini yaşar. o hep mutludur, hep gülümser hatta kahkaha atar. kimse haberdar değildir; bir an için içindekileri bastırıp, içten bir kahkaha atmak onun kalkanıdır hayata karşı. sürekli neşeli olmak düşünceleri aklından kovmak demektir. gece, sessizlik, yalnızlık kalkanlarını deler gecer. savunmasız kalır. hep düşünür, hep korkar, çözüm bulamaz ve yaşamaya alışır her gecen gün. sıkılmıştır her şeyden, istedigi tek şey biraz huzur biraz uykudur aslında... yaşadıgı iki hayattan da sıkılmıştır. mutlu, hep gülümseyen kız ve gecenin sessizliginde tek başına kalan, kendiyle kavga eden kız... herşeyi bırakıp gidesi vardır, uzaklara... herşeyi ama herşeyi geride bırakmak ister. ama olmaz işte... sadece bazen içini dökmek gelir elinden, biraz rahatlarım belki umuduyla... ve sadece bekler...
(bkz: umut)
her derste dersten atılan ögrenci artık iyice yüzsüzleşmiştir...
-hocam bırakın da bir ders oturayım şu sıramda ya...
-çocugum sen de adam gibi dur ozaman!
-o zor şimdi hocam eheuheue.
-hadi ozaman kapının önüne alıyım ben seni. ordan dinleyeceksin dersi. ben ders çıkışı sorucam sana.
-öyle olsun hocam, çok kırdınız beni...
...dışar çıkar.
ders boyunca, kapınin üstündeki yaklaşık 10-10 cm boyutlarındaki gözetleme şeysinden içeri giren, burun, dil, kulak vs.. her şekilde dersi sabote eder bu kişi.
-hocam bırakın da bir ders oturayım şu sıramda ya...
-çocugum sen de adam gibi dur ozaman!
-o zor şimdi hocam eheuheue.
-hadi ozaman kapının önüne alıyım ben seni. ordan dinleyeceksin dersi. ben ders çıkışı sorucam sana.
-öyle olsun hocam, çok kırdınız beni...
...dışar çıkar.
ders boyunca, kapınin üstündeki yaklaşık 10-10 cm boyutlarındaki gözetleme şeysinden içeri giren, burun, dil, kulak vs.. her şekilde dersi sabote eder bu kişi.
raus!
demir kokusu...
ögrenci durdurulamaz bir şekilde geyik yapmaktadır.
-artık yeter, konuşmayın...
...
-susun artık!
...
-kapa çeneni!
...
-artık yetti. senin yüzünden ders anlatamıyorum. dikkatimi dağitıyorsun! çık dışarı(raus!)!!
ögrenci: hayır çıkmıyorum...
ögretmen:lütfen çıkar mısın?
ögrenci: yok yazmıcaksanız çıkıyım, eger yok yazıcaksanız çıkmam.
ögretmen: yok yazıcam tabi ki..
ögrenci:çıkmam ozaman.
ögretmen: tamam. ama sessiz ol lütfen..
ögrenci: olur olur.. sen rahat ol..
-artık yeter, konuşmayın...
...
-susun artık!
...
-kapa çeneni!
...
-artık yetti. senin yüzünden ders anlatamıyorum. dikkatimi dağitıyorsun! çık dışarı(raus!)!!
ögrenci: hayır çıkmıyorum...
ögretmen:lütfen çıkar mısın?
ögrenci: yok yazmıcaksanız çıkıyım, eger yok yazıcaksanız çıkmam.
ögretmen: yok yazıcam tabi ki..
ögrenci:çıkmam ozaman.
ögretmen: tamam. ama sessiz ol lütfen..
ögrenci: olur olur.. sen rahat ol..
belki kitap kapagı ve kagıtların kalitesi düşük ama o kitapları 2-3 milyona satıyorlar,imla hatası vb yok ve çeviriler de idare eder. sonuçta bunu "herkes" kitap okuyabilsin diye yapıyorlar. aynı zamanda para kazanmak da zorundalar, bu yüzden takdir edilmesi gereken kitabevidir.
bagımlı insandır.
içeri girip, bir kaç kitaba bakan kişiye dört-beş kitap aldırabilecek kitapçı. giren, oraya bayılıp çıkıyor. var bir iş ama hadi neyse...
suya atladıgınızda sogugu tüm bedeninizde hissetmek, attıgınız her kulaçta herşeyi arkanızda bırakmak, temiz olmak su gibi saf... suyun direncini vücudunuzda hissederken, beyninizi kemiren hiçbir şeyin o direncle başa çıkamadıgını bilmek... su etrafınız sarmışken, suyun korumasını hissetmek ve sadece suyun size zarar verebilecegini bilmek...
bu adamda iş var, bir kere daha... ben daha en başından biliyordum bunu, söylemiştim...
efsanenin devamini merakla ve heyecanla beklemekteyim. kafasına, kalemine, klavyesine saglık. daha uzun süreler yazılarını okumak dilegiyle...
efsanenin devamini merakla ve heyecanla beklemekteyim. kafasına, kalemine, klavyesine saglık. daha uzun süreler yazılarını okumak dilegiyle...
hoşgelmiş yazar adayı. nöbet devraldı sanırım. yeni annemize iyi baksın, bebişe de iyi baksın. hayırlı olsun ayrıca, allah analı babalı büyütsün.
gitmeseydi keşke dedigim yazar. entrylerini özleyecegim...
yazdıgı 154 sonenin 126 tanesini genç bir adama, kalanları "dark lady" denen sevgilisine yazmıştır.
fosfodiesterazın çalışmasını engelleyen, bir nevi zehirleyen maddedir.
insan hayatında gerçekleşen gayet normal durumlardan biridir. ya yatagın altında tozların arasına karışmıştır ya da çamaşır makinası yemiştir çorabın tekini...
ebru gündeş isimli hatunun bir şarkısında geçen söz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?