diyet

pazartesi sabahi ba$laması farz olan kadin ugra$i.

(bkz: kola diyeti)

(bkz: et et nereye kadar)
yine (bkz: sağlikli yaşam)

türk delikanlıları güçten düşürmek ve türk tebasının devamını engellemek için dış mihraklar tarafından çıkarılmış bilinçli bir düzmecedir.



amaç eskiden bir koyunu bir oturuşta götüren dev gibi babayiğit atalarımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp, elde orak çalışmaya devam eden büyük türk kadınlarını; kalori sayan, grip olunca yatağa düşen, fitness ve aerobik yapan çıt kırıldım tiplere dönüştürmek ve büyük türk ırkını japonlar gibi sıska zayıf ve sağlıksız bir ırk haline getirmektir.



iktiza ettiğinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir türk babayiğidini, pazar arabası ile pazara çıkmaya muhtaç duruma düşürülmesinden daha soykırım ne olabilir ?



annemin anlattığı vita yağı dönemleri ve hatta dedemin anlattığı iç ve kuyruk yağı dönemlerinde kalp hastalığı var mıydı? vardıysa neredeydi ?



kollestrol çokluğu bir hastalık değil sadece ölçüyü kaçırdığınızın bir göstergesi olup 2 şişe soda ile oranı düşürülmesi mümkün bir basit durumdur.



gençler gelin bu oyuna düşmeyelim kalori diyet gibi tuzaklara kapılmayalım. can boğazdan gelir ! soya fasulyesi et yerine geçmez !



hindi etinin neye derman olduğu belli değildir ! kepek ve lif insan değil hayvan gıdasıdır. feminizim ve eşitlik adı altında değerli türk kızlarının aklı çelinmekte. yeni nesil yemek yapmayı bilmeyen, abuk sabuk yiyeceklerle yetişecek, beceriksiz, uyumsuz, damak zevki gelişmemiş sunta kılıklı diet bisküviyi yiyecek sanan, et yemeyen, geleneksel mutfağına bağlı kebap perver kişileri hanzo yada kıro gibi gören, sinirli ve bir deri bir kemik bir gürüha dönüştürülmekte !



tüm bunlar az önce belirttiğim gibi diyet; gelecek türk neslinden korkan dış mihrakların bir oyunudur. başka bir yeni çağ yalanı da çin mutfağıdır. aslında çin mutfağı ya da çin yemeği diye bir şey yoktur. onların olayı bahçede buldukları her türlü malzemeyi bir demir leğene doldurup (wog) diğer çinliler mevzuya uyanmadan acele pişirip (herşey az pişmiş) karnın doyurmaktan ibarettir.



bu kardeşlerin sayısı milyarlar ile ifade edildiğinden bizdeki gibi ortadaki tencereye kaşık sallama durumlarında masadakilerin yarısı aç kalmakta ve dolayısı ile tok açın halinden anlamamakta fakat kung-fu marifeti ile bir araba sopa yemekteydiler.



sonunda uyanık bir çinli bu durumda çözüm olarak çubukla yemek tekniğini bulup masada bulunan herkesin tencerenin dibi görünmeden birkaç lokma alabilmesini sağlamış ama sonuçta bu günkü cüce asabi ve kıl çinliler ortaya çıkmıştır. kahrolsun doymamış yağ oranları !

kahrolsun şekersiz yiyecek içecekler! her daim yaşasın geleneksel türk ve osmanlı mutfağı !

gerçekten kilo problemi olan insanlar için normal fakat daha büyüme çaginda moda diye bunu yapan kizcagizlarin durumu vahim.

bedel

mehmet ali birandin bundan yillr once yazdigi kitabi.

yediklerine dikkat etmek şeklinde söylendiğinde başarılı olma oranının arttığını düşündüğüm kilo verme yöntemi

her yaz yaptığım ve başarılı sonuçlar elde ettiğim kısa süreli kilo verme yöntemi.

sabah kahlvaltılarında kibrit kutusu büyüklüğünde peynir, biraz şundan biraz bundan ve bir dilim ince kesilmiş kepek eğmeğiyle göz dolduran ancak karın doyurmayan şeyleri yememizi gerektiren listeleride bulunur.

pamuk yeyip mideyi tok tutarak yapılan şekli olduğunu az önce öğrenmiş bulunuyorum. ben uygulamıyorum tabi ki

metobolizmam ve beslenme alıskanlıklarım ile duzenli olarak yaptıgım kilo verme eylemi. her defasında basarılı oldugum icin yapmayanları anlamadıgım kilo verme yontemidir ayrıca, aslında sistem basit aldıgın kaloriden fazlasını yak veya yaktın kaloriden azın ye, bunu kimisi ickiyi azaltrak kimisi zengin karbonhidratları azaltarak kimisi glikozu kimisi ise abur cuburu yada fastfood u zalatarak yapıyor, sonuc olarak senler once 108 kilodan 75 kiloya dusmus ve 3 senedir bu kiloyu koruyan biri oalrak soyluyorum yapılması gayet kolay yeterki yeternce istenilsin sey...

(bkz: #424105)

hala gundemdeki yerine koruyan mehmet ali birand kitabi. kibris konusu ele alinmaktadir kitapta.

(bkz: fil diyeti)

aslında kilo almakla vermekle işi olmayan, "dışarıdan alınan besin" anlamına gelen sözcük.

(bkz: shangri la yöntemi ile zayıflama)

aslında sağlıklı beslenmenin ta kendisidir, gayet basit ve ruhunuzu hafifletecek uygulamaları vardır:
-kola, gazoz gibi 200 ml sıvıda 15 küp şeker barındırabilen ve bağışıklık sisteminize zarar veren ürünlerden uzak durulmalıdır.

-yağ havuzlarında kızarmış yalancı lezzetlerden kaçılmalıdır.

-katı ve zararlı yağ ihtiva eden cips, çikolata gibi abur cuburdan uzak durulmalıdır. dolayısıyla sivilcelerin önüne set çekilmelidir.

-fast foodlarda satılan ürünler arasından en iyi olanı yani salatayı tercih etmek gerekir.

-bol sıvı alımı ile -ki bu kahve ya da çay gibi sıvılar değil, su ve soda gibi sıvılar- metabolizma hızlandırılmalıdır.

-kahve ve sigarayı azaltmalıdır, selülitin dostlarıdır bunlar.

-azaltılacak kahve ve sigaranın yanı sıra şeker ve tuz yaşamın her anından çıkarılmaldır. çünkü tuz aslında sadece bir alışkanlıktır ve şeker ise aktif çalışan bir hücre yaşlandırıcıdır.

-gereksiz kalori alınmamalıdır. örneğin bir büfeden alınan bol şekerli sakız yerine falım sakız alınabilir, gereksiz lolipop, minik şekerler alınmamalıdır. evet gerçekten gereksizdir, özenti şeklinde büyük kitlelere ulaştıkları tespit edilmiştir.

-muhteşem bir hafifleme ve rahat nefes alma hissi bonus olarak gelecektir, üstelikte bir rejime bağlı kalmadan diyet yapılmış olacaktır. buna birde haftada 2 saat aktif yürüyüş eklenirse canavar olacaktır.

diyet yapmak kilo vermek amaçlı falan değildir. diyet sağlıklı beslenme yoluyla istenilen kiloya ulaşma, ulaşılan kiloyu koruma ve sıkı bir kondisyon amaçlıdır.

diyet yapmak kilo verme, koruma ya da kas inşa ederek kilo alma amaçlı olabilir.

aç kalmak diyet yapmak değildir, fakat istenen kilo kaybıysa aç kalmak spor yapmayan biri için en etkilisidir, fakat uzun süreli olması durumunda bedende uzun ya da kısa vadede etkisini gösterecek istisnasız büyük zararlara yol açabilir.

24 saat ot yemek