"kaybedecek birşeyim var artık" diye korkmak aynı anda bünyenin sevinçle dolmasıdır. böylesine şizofreni, akla mantığa sığmayan bişeydir işte...
aşk
seytanın avukatındaki seytanın ta kendisine göre; overrated olan, kutu kutu cikolata yemekten farkli olmayandır ...
sigaranın ağızda bıraktığı tad gibi, insan soğuyunca. özleyince aylardır içmediğin soğuk biranın ilk yudumu, deniz kıyısında içilen.
beyaz çorapla takunya giyip bokluk tepesinde dolaşmaktır. bokun tazelik derecesine göre saplanıp kalma oranı değişir. bulunabiliyorsa eğer tercihi kuru gübreden yana yapmak lazımdır. taze sıçılmış daha dumanı tüten bokla karşılaşıldığında uzaktan bakmak kafidir,yoksa takunyayı da bacağı kolu da kurtaramaz insan.
aşk;hayatta kazanılması gereken en güzel sey olsa gerek.
sevmek eylemin evrimleşmeden önceki hali.
standart insan hayatınaki bad sector
özneyle alakalı,neseneden bağımsız olan ve öznenin aşırı şekilde nesneye yoğunlaşması sonucunda oluşan durum.
rafet el roman deyimiyle ayyşk.
(bkz: aşk ı virane)
(bkz: aşk ı virane)
(bkz: olumsuz asklar)
(bkz: bok)
ask...
yalniz olanlara;
ask bir kelebek gibidir, pesinden kostukça hep senden kaçar.
en iyisi birak uçsun, hiç beklemedigin bir anda gelip omzuna dokunuverir...
ask mutlu eder, bazen de üzer ama ask özeldir, askini hakeden birine sunarsan eger...
sevgilisi olanlara;
askin amaci birileri için "mükemmel insan" olmak degildir,
seni mükemmelliğe en çok yaklastiracak insani bulmaktir..
çapkinlara;
sevmedigin birine asla "seni seviyorum" deme..
içinde olmayan duygulardan varmis gibi sözetme,
kimsenin hayatina kalbini kirmak için girme,
sevgi dolu bakan gözlere asla yalan söyleme,
çünkü birine verebilecegin en büyük aci:
asik olmadigin birini kendine asik etmektir.
evli olanlara;
seven insan "senin hatan" yerine "özür dilerim" diyendir..
"neredesin" yerine "ben buradayim" diyendir.
"nasil yaparsin" yerine "niye yaptigini anliyorum" diyendir.
ve ask "keske" yerine daima "iyi ki" diyendir.
kalbi kırık olanlara;
kalp yarasi siz kanatmaktan vazgeçinceye kadar sürer,
ve ilaci, bu aciya alismak degil, ondan ders çikarabilmektir.
asik olmaktan korkanlara;
a$ka düs, ama tökezleme. anla, ama bekleme. paylas, ama isteme.
yaralan, ama asla aciyi içinde büyütme.
sevdigini fazla sahiplenenlere;
sevdiginin bir baskasiyla mutlu oldugunu görmekten daha aci bir sey varsa,
o da seninle mutsuz oldugunu görmektir.
askini itiraf etmeye çekinenlere;
sevdiginden ayrilinca ask aci verir, sevdigin seni terk edince daha da çok aci verir.
ama en acisi, onu ne kadar sevdigini bilmesine hiç firsat vermemektir..
dönmeyecek birini hala bekleyenlere;
hayatin en hüzünlü ani, deli gibi sevdigin insanin buna hiç degmedigini gördügün andir.
ve en büyük kaybin onun için harcadigin yillardir...
senin askini su gün haketmeyen, bil ki 10 sene sonra yine haketmeyecektir..
o yüzden birak, gitsin...
yalniz olanlara;
ask bir kelebek gibidir, pesinden kostukça hep senden kaçar.
en iyisi birak uçsun, hiç beklemedigin bir anda gelip omzuna dokunuverir...
ask mutlu eder, bazen de üzer ama ask özeldir, askini hakeden birine sunarsan eger...
sevgilisi olanlara;
askin amaci birileri için "mükemmel insan" olmak degildir,
seni mükemmelliğe en çok yaklastiracak insani bulmaktir..
çapkinlara;
sevmedigin birine asla "seni seviyorum" deme..
içinde olmayan duygulardan varmis gibi sözetme,
kimsenin hayatina kalbini kirmak için girme,
sevgi dolu bakan gözlere asla yalan söyleme,
çünkü birine verebilecegin en büyük aci:
asik olmadigin birini kendine asik etmektir.
evli olanlara;
seven insan "senin hatan" yerine "özür dilerim" diyendir..
"neredesin" yerine "ben buradayim" diyendir.
"nasil yaparsin" yerine "niye yaptigini anliyorum" diyendir.
ve ask "keske" yerine daima "iyi ki" diyendir.
kalbi kırık olanlara;
kalp yarasi siz kanatmaktan vazgeçinceye kadar sürer,
ve ilaci, bu aciya alismak degil, ondan ders çikarabilmektir.
asik olmaktan korkanlara;
a$ka düs, ama tökezleme. anla, ama bekleme. paylas, ama isteme.
yaralan, ama asla aciyi içinde büyütme.
sevdigini fazla sahiplenenlere;
sevdiginin bir baskasiyla mutlu oldugunu görmekten daha aci bir sey varsa,
o da seninle mutsuz oldugunu görmektir.
askini itiraf etmeye çekinenlere;
sevdiginden ayrilinca ask aci verir, sevdigin seni terk edince daha da çok aci verir.
ama en acisi, onu ne kadar sevdigini bilmesine hiç firsat vermemektir..
dönmeyecek birini hala bekleyenlere;
hayatin en hüzünlü ani, deli gibi sevdigin insanin buna hiç degmedigini gördügün andir.
ve en büyük kaybin onun için harcadigin yillardir...
senin askini su gün haketmeyen, bil ki 10 sene sonra yine haketmeyecektir..
o yüzden birak, gitsin...
tarafların kafalarında hasıl olan devasa büyüklükte bir soru işaretidir aşk. içten içe sürekli olarak sorulmakta olan "seviyor mu" ya da "sevmiyor mu yoksa" şeklindeki sorulardan mutevellit bir soru işaretidir.bu soru işareti ortadan kalktığı vakit; yani soruya herhangi olumlu ya da olumsuz bir cevap bulunduğu vakit,aşkın bittiği vakittir.şöyle ki,bulunan olumlu cevap, yani "evet seviyor!" cevabı,ilişkinin bir alışkanlık ya da benzeri başka bir şekle bürünmesine, bulunan olumsuz cevap, yani "hayır sevmiyor.."cevabı ise, pes edilmesine ya da duygu adına her ne varsa ölüp yanıp bitmesine sebep olur. işte bu iki cevabın belirsizliği aşkın sebebidir,aşkın sürüp gitme sebebidir.öyledir yani.
ayn-$ln-kaf
ahir zaman asklari...
yasadiklarini uc harften ibaret gorenler, cozemezler gizini...
bilmezler ki aynin ici cennet, $lnin ici cehennem ve kafin ici de araftir.
bu gece yildizlari saymadim senin icin.
uykusuzlari saydim; sevdasindan, derdinden, dermanindan yada bilemedigim turlu imtihanindan dolayi gozlerini kapatamayanlari saydim bu gece.
etrafinda pervanelerin seyr-u seferini gordugum ne kadar sule-fesan varsa, sana yaktim...
zordu inan, tum isiklarini sondurmusken bana; debdebesiyle tir tir titredigim atesler yakmak sana…
bu imkansizlik huznunun dehlizlerinde kaybolarak, icimdeki bitimsiz korkuyla bagirarak dokmuyorum sahipsiz benligimi yaradana...
hafi bir zincirle dugumluyorum dilimi. cozulurse yanacagim sanki, eriyecek ve biteceksin sen de, tasidigim can gibi...
haliyle sakinlesmis, kal ehlince vazgecmis lakin hal ehlince sabr-i sukuna ermis bir asigin gordugudur gozlerim...
simdi, ne bilecek bakip da gormeyen ehl-i kibir, sevgilinin gamzesiyle gam/zede asigin halini?
sevgili katinda yas tuketmek demek, demirden havanlarda sabirdan nehir kenarlarinda dovulmek, yumusamak ve dahi temizlenmek demek.
her gundogumunda yusuf’u kaybedip ve her gun batiminda yeniden bulmak lakin ne feryad edip aglamak ne de sevincten çilgina donmek demek...
o belde-i mukaddeste bulunmak demek, her cark edisinde yalan dunyanin, asude bir mesk-i hayale dalip; ruhu bedenden ayirmak, seyreylemek hikmet deryasina caglayan nehirleri ve dahi kaybolmak sularinda ama asla bogulmamak demek.
ahir zaman asklari...
yasadiklarini uc harften ibaret gorenler, cozemezler gizini...
bilmezler ki ayn’in ici cennet, $ln’in ici cehennem ve kaf’in ici de araftir. cennete gonullu surgun, metrelerce kuyrukla girenler, sira askin cehennemine geldiginde kosarak kacarlar. lutuf penceresini acamadan yola koyulurlar...
ve araf...
ah araf! ah kaf daginin gizi ve zumrud-u ankanin varisi...
ne tatli dil, ne sert bakis. ne gercek ne yalan. ne var ne yok...
araf gozlerin gibi, benim arafim senin adin...
iste araf..
ve iste;
ayn...
$ln...
kaf...
ahir zaman asklari...
yasadiklarini uc harften ibaret gorenler, cozemezler gizini...
bilmezler ki aynin ici cennet, $lnin ici cehennem ve kafin ici de araftir.
bu gece yildizlari saymadim senin icin.
uykusuzlari saydim; sevdasindan, derdinden, dermanindan yada bilemedigim turlu imtihanindan dolayi gozlerini kapatamayanlari saydim bu gece.
etrafinda pervanelerin seyr-u seferini gordugum ne kadar sule-fesan varsa, sana yaktim...
zordu inan, tum isiklarini sondurmusken bana; debdebesiyle tir tir titredigim atesler yakmak sana…
bu imkansizlik huznunun dehlizlerinde kaybolarak, icimdeki bitimsiz korkuyla bagirarak dokmuyorum sahipsiz benligimi yaradana...
hafi bir zincirle dugumluyorum dilimi. cozulurse yanacagim sanki, eriyecek ve biteceksin sen de, tasidigim can gibi...
haliyle sakinlesmis, kal ehlince vazgecmis lakin hal ehlince sabr-i sukuna ermis bir asigin gordugudur gozlerim...
simdi, ne bilecek bakip da gormeyen ehl-i kibir, sevgilinin gamzesiyle gam/zede asigin halini?
sevgili katinda yas tuketmek demek, demirden havanlarda sabirdan nehir kenarlarinda dovulmek, yumusamak ve dahi temizlenmek demek.
her gundogumunda yusuf’u kaybedip ve her gun batiminda yeniden bulmak lakin ne feryad edip aglamak ne de sevincten çilgina donmek demek...
o belde-i mukaddeste bulunmak demek, her cark edisinde yalan dunyanin, asude bir mesk-i hayale dalip; ruhu bedenden ayirmak, seyreylemek hikmet deryasina caglayan nehirleri ve dahi kaybolmak sularinda ama asla bogulmamak demek.
ahir zaman asklari...
yasadiklarini uc harften ibaret gorenler, cozemezler gizini...
bilmezler ki ayn’in ici cennet, $ln’in ici cehennem ve kaf’in ici de araftir. cennete gonullu surgun, metrelerce kuyrukla girenler, sira askin cehennemine geldiginde kosarak kacarlar. lutuf penceresini acamadan yola koyulurlar...
ve araf...
ah araf! ah kaf daginin gizi ve zumrud-u ankanin varisi...
ne tatli dil, ne sert bakis. ne gercek ne yalan. ne var ne yok...
araf gozlerin gibi, benim arafim senin adin...
iste araf..
ve iste;
ayn...
$ln...
kaf...
telaffuzu bile güzel.
her daim sarhoş gibi gezmektir.
(bkz: ne lüzum var aşkı tarife)
tarifsizliğini tarif bile tarifden ala..birgün uğrarmı bilmem.
elif şafak ın güzel bir kitabıdır. sevmem kendisini, eserlerini de sevmem elif şafak ın ama ne zaman bir eseri yayınlansa almaktan da geri durmam, edinirim mutlaka. bu eseri de güzel. daha kitap satışa çıkmadan önce yayınlanan spoiler’lar sayesinde gördük ki mevlana dan, şems kişisinden örnekler var içerisinde. haliyle yine çeldi aklımızı. bir soluk okuduk, okuduk evet ama daha kitabın ilk dakikasında kırdı gönlümüzü kendisi. bişrev nedir diye sormak istiyorum kendisine. bişrev? bişrev diye bir şey yok elif hanım; bişnev o. bişnev: mesnevi nin ilk kelimesi ve her şeyin başlangıcı olan kelime. yapmayınız allasen. siz ki her eserinizde sayısız defa osmanlıca kelimeler kullanmaya meraklı bir yazarsınız, böyle bir gaflete nasıl düştünüz şaşıyorum doğrusu. umarım bu hata sizden değil de yayınevinizden kaynaklı bir basım hatasıdır. çok üzülürüm yoksa. sizin adınıza.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?