22 temmuz 2007 türkiye genel seçimleri

0 /
wereyda
gayet "efendi" tanım: sokaktaki her iki insandan birinden nefret etmek için sebepler sunmu$tur.. (%48? vd.)

birilerine "fevri" gelecek olan tanım tanımı: yahu anlamıyorum arkada$ım; küfretmek, ülke satmak, beyni koku$mu$ cumhuriyet dü$manlarından olduğunu belirtmek nasıl da prim yapıyor..

götüme bir gemi çapası girmi$ gibi hissediyorum. ve türk vatanda$ı olmaktan utanıyorum.

meğer atatürk’ü hiç sevmemi$sin sen türkiye!
independence
millet olarak secme ve secilme ozgurlugunun anlamini ne de guzel anladigimizin ispati oldu bu secimler.yine millet olarak inanilmaz super ve cagda$ bir karara imza attik, akp’yi komur kar$iliginda ceyrek altin kar$iliginda un ve bulgur kar$iliginda yeniden iktidar partisi yaptik.

onumuzdeki gunlerde $ehit haberleri top 10 listesinde gozle gorulur bir arti$ bekliyorum dogu illerimizde.

yine onumuzdeki gunlerde apo’ya af cikartip dtp’nin ba$ina gecirilerek meclise sokulmasini da bekliyorum, yemin ederim zerre $a$irmayacagim.

guzel meclisimizden zina yapanlarin ta$lanarak oldurulmesi konusunda bir yasa tasarisi bekliyorum, hayal kirikligina ugratmasinlar bizi.

devletin tum kurumlarinda islami bir kadrola$ma bekliyorum, ba$bakanlik konutunun da hemen yaniba$ina koskocaman bir cami in$a edilmesini bekliyorum, devleti yonetenler cumalari uzak camilere gitmek zorunda kalmasinlar ki devlet yonetiminde dakikalarla sinirli bile olsa bo$luk ya$anmasin.

diyanet i$leri ba$kanligindan "devlet yoneticilerinin 7 gun 24 saat abdestli sayilacaklari"na dair bir fetva bekliyorum, abdestle zaman harcamasin sayin ba$bakanimiz, abdestten muaf tutulsun devlet yonetiminde bo$luk ya$anmasin her namaz saati.ba$bakanimizin osuruklari abdest bozmasin, osuruktan sayilmasin.

anani da al git cumlesinin "sulaleni sikim ki zaten siktim ehehe" $eklinde upgrade yapilmasini bekliyorum tez zamanda zira gayet hakli ve yerinde bir cumle olacaktir.

bulent arinc’in hem cumhurba$kani hem de meclis ba$kani olmasini bekliyorum, uzmeyin beni.

ben kisa vadede sizin elinizden ecelimi bekliyorum ki bu beklentimde hic de umutsuz degilim.
ankakusu
akp oy patlamasi yaptigi seçimler olmustur. bu akp’nin basarisi mi yoksa e-muhtiralari da arkasina alan chp’nin basarisizligi mi bilemem. ama bu seçimden ögrendiklerimiz;

- chp’nin bu kafayla alabilecegi tavan oy oranini ogrenmis bulunuyoruz.

- akp’nin magdur rolünü iyi oynadigi ögrenmis oluyoruz.

- cem uzan vaatlerine inanmayacak kadar akilli bir halka sahip oldugumuzu görüyoruz.

- akp’nin bundan sonra sadece islamci kimligi ile siyaset yapamaycagini ögreniyoruz. ister sevin, ister sevmeyin ama akp artik sadece bir islamci parti degil. merkez sag gibi bir sey olmustur en azindan oraya yaklastigi görülüyor.

- seriatçi kesimin yüzde 5’inde altinda oldugunu ögrenmis bulunuyoruz. akp’ye bundan sonra seriatçi gözüyle bakilmasinin pekte dogru olamayacagi kanaatindeyim.

- askerin siyasete müdahelesinden halkin biktigini anliyoruz.

- türkiye’nin artik çok fazla marjinal olmayan, halka, yoksula, isçiye, çiftçiye hatta cahile yakin bir sol partiye ihtiyaci oldugunu anliyoruz. marjinal olursa yine maya tutmaz. sol, burjuvanin elinde oldugu sürece sol hiç bir zaman türkiye’de iktidar olamayacigini iyice teyit etmis oluyoruz. ki bu solcularin içinde kibirli mi kibirli olan baskin oran’da dahildir.

lakin ne oldu da akp bu kadar oy aldi anlamadim. findik üreticisi bile gitti oyunu onlara verdi. halka hemen cahil diye yakistirmalar yapmak kolay. niye cahil? senin gibi düsünmüyor diye mi? ben akp’li degilim bundan emin olabilirsiniz ama akp’ye oy verenleri cahil diye nitelendirmek gerçekleri görmezden gelmektir.

ben bugünkü chp’ye bile, ölsem oy vermem. halkin kamplasmasina, bölünmesine yol açan, ki buna akp’de dahildir, hiç bir partiye oy vermem. nasil büyüklerimiz bize dini anlatirken güzelliklerini degil de cehennem de yanmayi anlatiyorsa aynisini chp, cumhuriyeti, laikligi, atatürk’ü anlatirken yapiyor. sunu samimiyetle ifade etmek isterim ki, inanin chp’li olmayi çok isterdim. atatürk’ün kurdugu partiden olmayi çok isterdim ama bugün chp için atatürk bir kalkandan fazlasi degil ne yazik ki. ve chp bana kalirsa haketmediginden de fazla oy aldi.

deniz baykal’in da kesinlikle istifa etmesi gerekiyor. bu kadar oy toplamaya elverisli ortamda bile halk size güvenmiyorsa bunda bir hata var demektir.

ek: ben kendimi zihnen, chp-mhp koalisyonuna hazirliyordum aslinda. ve buna da gayet olumlu bakiyordum, neyse.


alchoburn
gün gelir, tüm yanımızda sandığımız güçler bile çekilirse; elimizde olan tüm güçle karşı çıkarız olan bitene...ben artık vatanımın satılmasından bıktım!

insanımın ezilmesinden, hakaret edilmesinden bıktım!

akranlarımın,gencecik adamların kanını döktürenlerden bıktım!

belli, evet bu ülkenin %45’i onlara oy vermiş görünüyor

ama %55 onların karşısındaysa, hala aklı selim de vardır bu ülkede, ülkesinin işgaline sessiz kalmayan da var... bir şekilde ’leş yiyenler’ de gider.

schumi

akp’nin kazanmadığı, muhalefetin kaybettiği, kabak gibi ortadadır. burada akp ile alakalı olarak yazılacak herhangi bir şey bulamıyorum.

ana muhalefet partisi chp, türkiye demokrasi tarihindeki en basiretsiz muhalefeti yapmış, insanları "sosyal demokratız" yalanına (hâlâ nasıl olduğuna inanmadığım bir şekilde) inandırmış, "darbeci", "orducu", "faşist" kimliklerinin alayına bürünüp oy kazanmaya kalkmıştır.

chp, inanılmaz bir korku siyaseti izleyerek, insanları gölgesinden dahi korkar hâle getirmiştir. gerçekte hiçbir zaman sol olamamış bir partinin (bunu ileride inceleyeceğiz), böylesine elitist ve milliyetçi politikalara rağmen kendisini tüm türkiye’ye solcu diye yutturmasını kimler nasıl açıklıyor bilemiyorum. baykal’ın sosyalist enternasyonal toplantılarına gidip horul horul uyumasından mıdır, yoksa inönü’nün yıllar önce "valla herhalde ortanın soluyuzdur" demesinden midir, insanlar chp’nin çizdiği bu imaja hürmet etmiştir. üzerine bir de chp ve dsp’nin seçim ittifakına (ki şu günlerde baykal’ın dsp’yi bir tarafına dahi takmadığını izliyoruz güzel güzel) "sol birleşti" yaftası yapıştırmak, gerçekten oynanan gölge boksunun açık tezahürüdür.

chp, bir yandan da amacına ulaşmıştır: deniz baykal, beceriksiz bir siyasetçi olsa da, ona aldanmaya hazır kitleleri bu korku suyuna batırıp batırıp çıkartmayı çok iyi becermiştir. potansiyel oy kitlesi olan üniversite öğrencileri ve solcu eskileri gibi kesimleri, yarattığı korku politikasıyla uyutmuş, "tehlikenin farkına" vardırmıştır. bugün ben en yakın ve aklı açık arkadaşlarımdan dahi "e artık son biraları içiyoruz herhalde", "bu halk ne kadar aptal" gibi şeyler duyuyorsam; ülkenin okumuş ve aydın olduğuna inandığım / olmasını umduğum kesiminden "bittik mahvolduk, iran olduk" yaygaraları işitiyorsam, baykal’ın amacına ulaştığı gün gibi ortadadır.

zira baykal, hiçbir zaman iktidara oynayan bir siyasetçi olmamıştır. türk ulusalcıları seçime kadar chp - mhp koalisyonunun hayallerini kurageldiler, ancak baykal’ın dahi bu hayale kapılmadığı ortadadır. baykal, oyunu 1.5 puan arttırmış olarak mecliste ana muhalefet konumunda olmaktan son derece memnundur. çünkü chp, demokratik seçimlerin yapıldığı 1950 yılından beri hâlâ ve hep "ana muhalefet partisi"dir. arada iktidar gördüğü de olmuştur ya, onun için msp ile koalisyon yapmayı, güneş motel’de ayak oyunları çevirmeyi göze almıştır. çünkü chp şunu her zaman bilir: bu kafayla gittiği sürece, demokratik ve şeffaf şartlarda oy kullanıldığı takdirde (1946 seçimlerini işaret etmek isterim burada), chp iktidar olamayacaktır. çünkü ne chp kafası, ne de chp kadrosu, tek başına iktidarı kaldıracak düzeyde değildir. zaten halk da bu insanlara güvenmemektedir.

şimdi ne olacak? inanın, hiçbir şey olmayacak. chpliler mağlubiyeti "bu halka demokrasi verince böyle oluyor işte" diyerek açıklayacak, aralarından belki sağduyulu bir iki tanesi çıkarsa "biz sosyal demokrat bir parti olamadık, tuttuk orduyu ve politikalarını destekledik, halkı hiç umursamadık" diyebilecek ve 2002 seçimlerinin ertesinde ne olduysa, şimdi de öyle olacaktır. arada "iran olduk" çığlıkları atan gerzekler çıkar, siz onlara aldırmayınız. türkiye, batamayacak kadar güçlü, çıkamayacak kadar da zayıf bir ülkedir, müsterih olunuz.

peki, akp ne yapacak? bir kere, seçmenlerin %50’ye yakınının oyunu kazanmak demek, büyük bir güven demektir. akp, bu güveni de arkasına alarak neo-liberal politikalarına tam gaz devam edecek, karşısına dikilen güçlü bir sol muhalefet olmadığı için de bu politikaları eleştirmek ulusalcı chp’ye düşecektir. ulusalcı bir kafa, bu politikaları sadece "vatan toprağını satıyorlar" olarak algılayacağından, akp’nin karşısında duracak gücü mecliste aramak yersiz olacaktır.

peki, bizim gibi garibanlar ne yapacak? bunun da cevabı basit aslında. meclise tip’li milletvekillerinin girişinden beri ilk kez sızan "sol" sesten medet umacak, mehmet ufuk uras’ın chp’nin yapamadığını yapmasını bekleyecek ve "sosyal adalet", "hukuk devleti", "tam demokrasi" isteklerini; "küreselleşen sermaye"ye, kentsel dönüşüme, her fırsatta sesini yükselten orduya, oligarşiye ve faşizme karşıtlıklarını bu kanallar aracılığıyla duyurmayı dileyecek.

yani sevgili chpliler, "kaybettik" diye oturup ağlamayınız. biz yıllardır kaybedip duruyoruz, bir gün olsun oturup ağladığımızı gördünüz mü? sözde sol bir parti olarak, bir gün olsun aklınıza %10 barajını düşürmek ve solcusu sağcısı kim varsa gerçekten o mecliste temsil edilmesini sağlamak geldi mi? gelmedi değil mi? ana muhalefet partisi olmak çok tatlı değil mi?

tehlikenin farkındayız, tamam.

freak
önceden sonucu belli olsa da benim inanmak istemedğim ve sonucunda hayretler icinde kaldığım secimdir. ama anlayamadığım şu her 2 insandan biri akp ye oy vermiş gözüküyor fakat ortalarda akp ye oy verdim diyen bir insan bile yok. e kim verdi bu oyu? verenler bundan utanıp söyleyemiyorsa niye oy veriosun o zmn? bu kadar mı kücüldü insanlık? nerede cumhuriyetine sahip cık mitinglerine katılan milyonlar? cok güzel cıktık cumhuriyetimize sahip..yazık
sinanhalac
az önce seçim sonuçları konusunda tartıştığım bakkaldaki alışveriş yapan adama göre halkın kararını verdiği seçim olmuş adamlar %50 oy almışlar, da ben bu dünyada olduğum sürece benim isteklerim geçerli olacak bunu atlıyorlar. evet 16 milyon bu adamlara oy verdi ama ben vermedim ve benim gibi, kaba bir hesapla 70-16=54 milyon insan da aynı şekilde oyunu ampülden yana kullanmadı, o zaman ne hakla karşıma çıkıp da anten kunten konuşabiliyosun dedim cevap veremedi. benim için de böyle bir seçim olmuştur. hayırlara vesile olsun işallah...
independence
her ne $ekilde olursa olsun sandik ba$ina gidilerek gecen 4,5 senenin intikamini almamizi gerektiren secimler.oyle bir gun olmali ki bir daha asla ne laiklikten ne de cumhuriyetten endi$e duymamiza gerek kalmayacak bir secim yapmaliyiz.

kimi secmeliyiz sorusunun cevabi ben de degil ama kimi secmemeliyiz sorusunun cevabini buyuk bir zevkle herkesle payla$abilirim.

(bkz: akp)
independence
az bir zaman kaldi.

bugunden sayacak olursak 14 gun.

secime ilgi gitgide artiyor.dolayisi ile televizyonlarda her gun her saat secim konu$uluyor.beni ekranlarda bu i$i bilen insanlarin konu$malarindan daha ziyade halkin ne dedigi ilgilendiriyor, bu yuzden haber bultenlerini a$indiriyorum bakalim icimizden birileri bir $eyler soyleyecek mi diye.az once tgrt haber televizyonunda muhabir izmir sokaklarina inmi$bir nevi halkin nabzini tutuyordu.

birlikte gozatalim.

-oyunuzu kime vereceksiniz?
+akp’ye.muhakkak tek ba$ina iktidar olacak.
-peki neden akp?
+cunku cok iyi durumdayiz(?), cebimizde bi suru para var(oha ama?), turkiye ekonomisi $aha kalkti(sanirim arkada$ damardan takiliyor), siyasi istikrar var(hah bir bunu demedigin kalmi$ti.)
-peki te$ekkurler.

diger ornegimize de goz atalim

-merhaba.oyunuzu kime vereceksiniz?
+genc parti’ye.(bu arkada$imiz da gorunumune gore 18 ya$ina yeni basmi$ti sanirim.)
-peki neden genc parti?
+seviyorum ben genc parti’yi.
-peki ama neden seviyorsun?
+e ben gencim.partinin de ismi genc(cok iyi du$unmu$sun) o yuzden.
-daha oncelerden genc partiyi sevmen icin bir sebep varmiydi?
+yöö.
-te$ekkurler.

toplumda sanirim $oyle bir imaj yaratilmi$.gencler genc parti’ye oy verir, i$ciler emekciler i$ci partisi’ne, islam’i hayatinin her evresinde ya$amak isteyen(ki cok normal bir du$unce) ve hatta devletin idaresinde bile(yava$!) gormek isteyenler akp’ye(zira bize her $ey mustehak.), mustafa kemal ataturk’u gercekten cok seven ve benimseyen yahut sirf isminden faydalanmak isteyenler chp’ye, dilinden mucahit erbakan kelimelerini hala du$urmemi$ olan azinlik bir islamci kitle saadet partisi’ne, milliyetciligi kaba kuvvet ve silahla e$ anlamda algilayan ve dolunay zamaninda sokaklara cikip di$lerini bilemek icin yanip tutu$an zumre mhp’ye, polisi(yanli$ anla$ilmasin polis uniformasi ve yetkilerinden bahsediyorum polisin bizzatihi kendisinden degil) seven ve uniforma tutkusunu icinde ya$atan ve mehmet agar’i sempatik bulan az bir kesim dp’ye ve daha neler neler.

yazik ki insanimiz siyasete ve yapilan icraatlara degil, anla$ilan o dur ki siyasetciye(yani $ahsin ismine karizmasina ve daha once bulundugu gorevlerin sayginligina) ve en kotusu televizyonda soylenilen her haberi dogru olarak algilayip bunun uzerine du$unce ureterek yalanlara oy verecek.

+iyi geceler sayin seyirciler.kurbagadili atarim yalarim tv ana haber bultenine ho$ geldiniz.$imdi gundemi olu$turan haberlerden ozetler.

enflasyon haziran ayinda ongorulenden de daha du$uk cikti.tefe’de ve tufe’de tefetufetuftufe.

-hanim hazirla secim kiyafetimi.akp’ye oy vermeye gidiyorum.

oysa haberlerin devamini dinlemiyor sevgili vatanda$imiz.

+$imdi diger haberlere geciyoruz.tunceli’de hain pusu.7 er ve bir onba$imiz hain bir teror eylemi sonucunda $ehit du$tu.$ehitlerin naa$lari yarin memleketlerine gonderilecek.

dur be adam! her $eyi dinle, sadece duymak istediklerini degil.
alpagutyabgu
bu ülkeyi aydınlarla aydınlatmaktansa ampulle aydınlatmak isteyip ülkeyi karanlığa boğarak zafer kazandıklarını düşünen kişilerin sözde zafer günü.
lan kelimesine bayilan yazar
birlikte yaşadığım, aynı havayı soluduğum, aynı parayı kullandığım, aynı dili konuştuğum, görünürde aynı ideolojiye sahip olduğum, aynı sözlüğü paylaştığım hatta, kısacası kendi halkımın bir bölümünden ilk kez nefret etmeme yol açmış, oy kullandığım ilk genel seçimdir.


evinde televizyonu olan, sağda solda bir kaç köşe yazısı okuyan her vatandaş yorum yapıyor, ateş püskürüyor, bazısı "iyi oldu" diyor, bazı kendini bilmezlerse iki kişiden birinden nefret edebilecek kadar tırt olduğunu marifetmiş gibi beyan ediyor. herhangi bir yazı kaleme almadım seçimden bu yana konuyla alakalı, fakat benim halkıma yapılan bu terbiyesizliği kabul etmemi beklemesin kimse.

bu duruma nasıl gelindi? akp’nin bu denli fazla oy alacağını kestirememekle birlikte şahsi kanaatim yüzde 40 civarı oy alacağıydı akp’nin. netice olarak yüzde 50 ye yakın oy alan akp yine de şaşırtmadı.

ilk sonuçlar geldiğinde [yüzde 51] verdiğim tepki "lan gitsek mi acep buradan" oldu. saniyeler içerisinde kendimden utandım; yapmacık toplumculuk peşinde koşup, utançsızca hamasi söylemlerle kafa siken, ağzından köpükler saçarak "atatürk" diye bağıran güruhun tam aksine. mevzu bahis halkın iradesi ise bok yemek düşerdi bana. sadece düşündüm:

adalet ve kalkınma partisi milli görüşten kopup liberal fikriyatını "ılımlı liberal müslüman sağ" olarak adlandırdı. kime güveneceğini bilemeyen türkiye halkından yüzde 33 aldı, tek başına iktidar oldu. son derece basit ve global dünya koşullarına uygun ekonomik düzenlemeler yapıldı. ne baykal’ın neye dayandığı belli olmayan öngörüsü gibi imf programı çöpe atıldı, ne müslüman sermayeye kulaktan kulağa anlatldığı gibi peşkeşler çekildi, ne saçma sapan laiklik-türban ekseni kısır tartışmalarına prim verildi. akp hükümeti yaklaşık 5 yıl boyunca pek az tutarsızlıkla bir bir esasında liberal olan programını uyguladı. avrupa birliğinin dayattığı reformları meclisten teker teker geçirdi, pek az insanın bahsettiği sosyal reformlara imza attı. [bilakis sağlık]

belki imf programı akp’nin başarısı değildi, belki sadece zamanlaması iyiydi... ne olursa olsun iktidar süreci, artık türkiye halkının prim vermediği laiklik, atatürk, kimlik konularının dışında idare edilebildi.

peki bu sırada muhalefet, sol cephe, sosyal demokrasi kahramanları neredeydi? akp, çatır çatır kollektif üretim araçlarını satarken neredeydi? petrol yasası geçerken neredeydi? baraj tartışmalarında neredeydi? dokunulmazlıklar mevzusunda neredeydi?

itiraz edilen noktlar özelleştirmeler çevresinde toplanıyor. ulan bu adamlar zaten liberal ekonomi diyor, satacağız diyor, devletin yükünü azaltacağız, rekabetle hizmet kalitesini yükselteceğiz diyor, yerli yabancı paranın dini-kimliği olmaz diyor. birer birer de dediğini yapıyor. tam bir tutarlılık var yani. iktisadi bağlamda mevcut dünya düzeni içerisinde ülkede istikrar yaratacak ne varsa yapıyor, istikrarı yaratıyor da... bu akp’nin özel becerisinden ziyade kemal derviş’in başarısıdır kuşkusuz ama sürecin tepesinde bu adamlar var. kısacası güzel insanlar, bu adalet ve kalkınma partisi merkez sağ bir partinin uygulayacağı pek çok politikayı başarıyla uyguluyor.

***

sol kimliği ile "halkın muhalefet yetkisi verdiği" ya da vermediği parti(ler) ne yapıyor? sekülarizm, atatürk, atatürkçülük, cumhuriyet, türklük...

türban konusunda araştırmalar yapılıyor, alınan sonuçlar [yalnızca yüzde 20 nin altında bir rakam, türbanı sorun olarak görüyor] tıpkı tarhan erdem’im seçim anketi gibi hakarete uğruyor. özgürlük özgürlük diye bağıran benim gibi sol cephede olanlar nedense türban/başörtüsü -herneyse- konusunda "ama o ayrı, o sembol" diyor. [avrupa’da bir türkiye yurttaşına şu türban meselesi ile ilgili soru sorulduğunda ortaya çıkan manzalarar, "hasiikktir lan doğru söylüyor gavurlar" düşüncesi olayın trajikomikliğini gözler önüne seriyor. neyse oraya girmeyeyim]. tüm dünya paranın gücüne kayıtsız şartsız teslim olmuş hala dini hassasiyetlerden bahsediliyor. para girdikten sonra işin içine ne dini ne imanı? yahudiye de satarsın, sülün osman’a da.

atatürk, atatürkçülük diye insanlar kendini parçalıyor. bakıyorsun zamanında bolşevikliğe teğet geçen mustafa kemal, tıpkı stalin’in toprak reformlarından önce sanayiyi geliştirme çabaları ve tek ülkede sosyalizm muhabbeti ile diğer ülkelere nazaran daha güçlü olmak için uyguladığı politikalar gibi, önce devletçilik diyor sonra izmir iktisat kongresinde özel teşebbüsün önündeki engelleri inanılmaz bir hızla kaldırıyor. yani pragmatik ve son derce akıllı bir hamle ile ülkenin milletler sahnesinde yerini almasını kökten ideolojik tavizler vermeden sağlıyor. ha ataürk milliyetçiliği diyorsan zaten "türkiye halkı"ndan bahsederken 2 sene sonra türk halkı demeye başlıyor, "ne mutlu türküm diyene" yi hafızalara kazıyor, kurtuluş savaşını beraber verdiği kürtleri unutuyor ki bu da ulus devletin idaresinin kolaylığını seziş zekası ve uygulayışı noktasında takdiri hakediyor, pragmatistçe olsa da.[bu arada kimse bana kürtler savaşmadı ki diye masal anlatmasın, hem çanakkale’de hem kurtuluş harbinde şehit olmuş onlarca akrabam var]. anayasa’da atatürkçülük muhabbetleri gündemi meşgul ediyor son zamanlarda. anayasalar incelensin kaç yerde işlevsel atatürkçülük vurgusu yapılıyor gerçek manada?

cumhuriyet, rejim dersen zaten kimsenin ülkeye komunizm ya da şeriat getirmeye çalıştığı yok [bilmek isteyen bilir, milli görüş sonrası rte, erbakan perspektifi siyasetten ciddi manada sıyrılmıştır. kendi tabiri ile değişmiştir gerçekten. hatta bugünlerdeabdüllatif şener’in dp başkanlığı konuşuluyor, şener bakarız diyor]

***


akp karşıtı ne yapıyor peki?
hala aynı cümleler, milli marşı "korkma" ilen başlayan bir milletle siyaset yapıyoruz, o halde neden korku siyaseti yapmayalım diyor. nefret edecek gerici arayan gazlı kanaltürk seyircisi 40-60 yaş grubu sarı saçlı laik ablalar pazar sabahı pikniğe gider gibi çıkıyor, mitinglerde bayrak sallıyor; akşam üstü de arnavutköt - bebek sahilinde balık lokantalarında rakı yudumluyor. atatürk diye bağıranlar şoven dedikleri güruhtan aşağı kalmadan meydanlarda bağırıyor. sosyal demokratlarımız sağa göz kırpıp yaşar okuyan’la kol kola salon geziyor, demirel’in kucağında rota belirliyor. bu ülke de sanki bi tek türklük, cumhuriyet, laiklik mevzusu var sanki amına koyayım. doğuda kürt yurttaşın aç, "ben oyumu ya dtp’ye veririm ana- baba kürt; ya da akp’ye veririm bizi burada başka hatırlayan, halimizi soran yok" diyor ki birebir işittim bunu pek çok kişiden. başka ne yapıyor akp karşıtı? öss, mazot rodos üçgeninin içaçılarını ölçüyor. peki bunu hangi şartlarda yapıyor? dsp’nin, shp’nin chp’ye destek verdiği ortamda. akp karşıtı seçmen ne yapıyor, ya marjinalize olmuş sola oy veriyor fantezisine, ya da ne yapayım amına koyayım birileri temsil etsin beni diyip tatlı su solcusuna veriyor oyunu tıpkı benim yaptığım gibi. sağın diğer seçmenine bakınca bir mhp’yi, iki dp’yi görüyorsun ki dp’nin akp’den pratikte hiçbir farkı yok. mhp de "askerlik yan gelip yatma yeri değildir"lerle oyunu yüzde 13-14lere çıkarıyor.

ne sağcıyım ne solcu futbolcuyum futbolcu diyen düz vatandaş ne yapsın? enflasyon ilk kez rahat vermiş, çocuğuna kitap alma derdinden kurtulmuş, inşaatta çalışırken aldığı yevmiye yüzde 20 ye yakın artmış yer yer. seçim haftası borsada yükseliş var. [bunun sebebi de türkiye borsasında yabancı sermaye hegemonyasıdır. bu politikayı da akp başarı ile gerçekleştirmiştir. her ne kadar evdeki eşyalarını satılığa çıkaran sorumsuz aile reisi gibi davranıyor olsa da. daha önce de dediğim gibi, adam zaten ben bunu yapacağım diyor] e naapsın düz vatandaş? macera arayıp dp’ye mi oy versin, mhp’ye mi, yoksa bağırıp çağırmaktan başka birşey yapmayan sözüm ona sosyal demokrata mı? ödp’ye mi oy versin işçi partisi’ne mi amına koyayım.


yani, burada şaşılacak bir şey yok. daha da önemlisi nefret edilecek de kimse yok. kendi halkından sırf bu nedenle nefret edecek birileri varsa önce bulunduğu sosyal statüyü gözden geçirsin, imkanlarını, bu düşünce yapısına ulaşması için geçmesi gerektiği kademeleri düşünsün. yığınla kavga etmekten vazgeçsin, adam olsun öyle gelsin. ben bu ülkenin insanını seviyorum, o da vatanseverse atatürk ve cumhuriyet’ten başka tekrar edeceği şeyler arasın.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol