confessions

walide sultan

- Yazar -

  1. toplam entry 998
  2. takipçi 1
  3. puan 58789

bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla

walide sultan
senin gercekten ruhun olsa, bedenini kimseye kullandirtmazsin. sen bedeninden once ruhunu satmi$sin denilesi ba$lik.

once ruh satilir, sonra beden savindan hareketle;
ruhunu bir elbiseye satanlar.
ruhunu bir ayakkabiya satanlar.
ruhunu laila’ya gitmek icin satanlar.
ruhunu jipe binmek icin satanlar.
hatta bu piyasa(!) oyle du$mu$ ki;
ruhunu starbucks’a gitmek icin satanlar.

burak

walide sultan
r’leri, yumu$ak g $eklinde soyleyen annenin veya babanin, cocuguna seslenirken cikardigi sesleri duyanlarin; "bu insan, cocuguna bu guzel ismi takarken, birgun cocugu cagirmak zorunda kalacagini, du$unememi$ mi? diye du$undugu isim.

7doors

walide sultan
evet, du$unebilecek, du$unmekle kalmayip bir de bunu yaziyla ifade edebilecek. yaziyi da bayagi usturuplu tabir edilen bir uslupla yazabilecek, sinyaller aldim kendisinden. ve gozlerimin acik gitmeyecegine dair olan inancimi, yeniden kazanmaya ba$lami$ gibi oldum sayesinde.
elbette ho$ gelmi$tir. yazi ve yayin hayatinda kalici ba$arilar dilemekteyim kendisine.

keloglan

walide sultan
ben bir garip keloglanim.
esegimin yok palani.
varim yogum dogruluktur.
hic de sevmem ben yalani.

bir kocakari anam var.
uc be$ tavuk bir de inek.
her gun konar kel kafama.
evsiz kalmi$ bir kac sinek.

ru$tu asyalinin keloglan filmlerindeki
$arkisinin sozleridir.

sen beğendin ben aldim

walide sultan
ba$lik, nasrettin hocasi fikralarinin sonunda verilen ders niteliginde soz obeklerinden birisidir. nitekim, hocanin ba$liktaki sozlerle bitirdigi boyle bir fikra bile vardir.

hoca bir gun esegiyle pazardan donuyormu$. hayvanin acikmi$ olabilecegini du$unen hoca, e$egin boynuna yiyecek torbasini asmi$ yemesini beklemi$. fekat hayvan yemek istememi$. hoca bir daha eve gidinceye kadar ba$ka mola vermeyeceklerini de belirterek hayvana yemek konusunda israrda bulunmu$. lakin e$ek de kendi yememe israrini surdurunce, yola devam etmi$ler. e$ek ikide birde durup kendinden once ayni yoldan gecmi$ olan diger hayvanlarin di$kilarini kokluyormu$. bu durum bir iki derken hocanin dikkatini cekmi$. bu andan sonra, e$ek ne zaman bu koklama i$lemine giri$se hoca bunlari topluyor, bir torbada biriktiriyormu$. karni ac olan e$ek bir sure sonra yurumek istememis. hoca da anlayi$la davranip mola vermi$. once e$egin kendi torbasindaki yiyecekleri sunmu$. e$ek gene i$tahsiz davranip yemek istemeyince bu sefer yoldan topladigi hedelerin torbasini, e$egin boynuna asmi$.
e$ek korkunc bir tepki vermi$, oldugu yerde ziplayip, hoplayip, bagirarak bu torbadan kurtulmak istemi$. bunun uzerine nihayet, hoca ba$liktaki $eyi soylemi$;
itiraza hacet yok, sen begendin ben aldim, $imdi yiyeceksin.

edit: bu fikranin gercek hayata uyarlani$i $oyle olabilir;
gunumuzde, bir $eylerden $ikayet edenler, bir zamanlar o $eyleri begenenler olunca, $imdi bu torba da, burunlarina dayaninca, $ikayet etmeye seslerini yuksetmeye ba$lami$lardir. hocanin dedigi gibi; itiraza hacet yok, yarattiklari pisliklerden kendileri de nasiplerini alacaklardir.
(bkz: nasrettin hoca)

filmin oyuncularına kızıp sesli söylenmek

walide sultan
senaryo geregi ozellikle; kotu insan olarak rolunu oynayan ki$inin, rolunu iyi oynamasi sonucunda, bunun bazi seyirciler uzerinde derin etkisinin, ba$liktaki gibi ortaya cikmasidir.
bu baglamda bu tip soylemler ortaya dokulur;
-hiiiiii, elin kirilsin in$allah!
-boyun devrilsin e mi senin!
-insan degil, gercek bir hayvansin sen!
bu soylemlerle birlikte aglama, tirnak yeme, $uursuzca gerilme reaksiyonlari da ortaya cikabilir.
olaya bu kadar kaptirmak, sinemada seyrediliyorsa civarinda oturanlarin alayci baki$larina hedef olmak sakincasi getirir. hatta sinemaya, birlikte gidilen insanlarin bu ki$iyi hic tanimiyormu$ gibi yapip uzak koltuklara kacmis olduklarini gormek bile olasidir i$iklar yandiginda.

tembel

walide sultan
tembel ki$inin, icinde bulundugu hal olan "tembellik" ara sira olursa, insan sagligi acisindan, ho$ bile olabilecek, hatta digerleri tarafindan da boyle gorulebilecek; ali$kanlik yapip, karaktere donu$tugu anda ise kurtulu$u zor olan, kavramdir ayni zamanda.

geçti bor un pazarı sur eşeği nigdeye

walide sultan
basliktaki ozdeyi$; ceresiz kalindigi anlarda ba$ka alternatiflerin de bulunabilecegini, belki hedef degi$tirmek gerekecegini anlatan ozdeyi$tir. bu mecazi anlamdadir.
ayrica bor, nigde ilimizin guney sinirlari icindeki bir ilcemizdir.
bir de maden olarak bor vardir.
dunyanin yuzde yetmi$e yakin, bor kapasitesini elinde tutan ulkemiz, bu kiymetli madeni i$leyemedigi icin maden olarak ulke di$ina cikarmaktadir. turkiye’de bor madeninin i$leme kapasitesi uretimin yuzde 13u gibi bir rakama denk du$mektedir. enerji santrallerinde de kullanilan son derecede onemli ve guclu bir madendir. otomobillerde bu madenin kullanimi benzine oranla hem hava kirliligine neden olmamakta, hem de daha tasarruflu yakit kullanimi saglanmaktadir.
biz bu madeni i$leyemiyoruz neden? cunku ko$eleri tutmu$ olan mevcut sanayi $irketleri ve bize petrolu satanlarda buna izin vermezler. cikarlari bozulur. mevcut dengeler kirilir. bu kisir donguden dolayida, elimizin altindaki bu servet; degerlendirilemeyip; "bu benim ama ben yiyemiyorum, al sen ye" $eklinde, ba$kalarinin geli$tirdikleri projelere sunulmaktadir. oysa ulkemiz insani, bu madenle ilgili 600 adet kadar onaylanmis proje uretmi$tir. sadece bor madenini i$leyeyecek tesislerin kurulmasi ve devletin ekonomik planlarinda, belki de ulkeyi dar bogazdan kurtaracak bu cevhere yer verilmesi yetecektir. butun bu ahval ve seraatlar altinda; ba$liktaki ozdeyi$de gecen i$lenmi$ borun pazarinin, bizden gitmesine seyirci kalacagizdir.
helva var yag da var, bunu pi$irecek beyinlerde var ama vatanseverler(!) tencereleri ortaya cikarmamak gibi, derin bir sevginin icerisindedirler, hala...
ve ustadin bir siirinde, belirttigi gibi, bu manada;
"eger onlar vatansever ise ben degilim"
nazim hikmet ran

geçti borun pazarı sur eşşeği nigdeye

walide sultan
basliktaki ozdeyi$; ceresiz kalindigi anlarda ba$ka alternatiflerin de bulunabilecegini, belki hedef degi$tirmek gerekecegini anlatan ozdeyi$tir. bu mecazi anlamdadir.
ayrica bor, nigde ilimizin guney sinirlari icindeki bir ilcemizdir.
bir de maden olarak bor vardir.
dunyanin yuzde yetmi$e yakin, bor kapasitesini elinde tutan ulkemiz, bu kiymetli madeni i$leyemedigi icin maden olarak ulke di$ina cikarmaktadir. turkiye’de bor madeninin i$leme kapasitesi uretimin yuzde 13u gibi bir rakama denk du$mektedir. enerji santrallerinde de kullanilan son derecede onemli ve guclu bir madendir. otomobillerde bu madenin kullanimi benzine oranla hem hava kirliligine neden olmamakta, hem de daha tasarruflu yakit kullanimi saglanmaktadir.
biz bu madeni i$leyemiyoruz neden? cunku ko$eleri tutmu$ olan mevcut sanayi $irketleri ve bize petrolu satanlarda buna izin vermezler. cikarlari bozulur. mevcut dengeler kirilir. bu kisir donguden dolayida, elimizin altindaki bu servet; degerlendirilemeyip; "bu benim ama ben yiyemiyorum, al sen ye" $eklinde, ba$kalarinin geli$tirdikleri projelere sunulmaktadir. oysa ulkemiz insani, bu madenle ilgili 600 adet kadar onaylanmis proje uretmi$tir. sadece bor madenini i$leyeyecek tesislerin kurulmasi ve devletin ekonomik planlarinda, belki de ulkeyi dar bogazdan kurtaracak bu cevhere yer verilmesi yetecektir. butun bu ahval ve seraatlar altinda; ba$liktaki ozdeyi$de gecen i$lenmi$ borun pazarinin, bizden gitmesine seyirci kalacagizdir.
helva var yag da var, bunu pi$irecek beyinlerde var ama vatanseverler(!) tencereleri ortadan kaldirmak gibi derin bir sevginin icerisindedirler, hala...
ve ustadin belirttigi gibi;
"eger onlar vatansever ise ben degilim"
nazim hikmet ran

bana cevap verme

walide sultan
genellikle ebeveynlerin, ogretmenlerin ya da patronlarin agizlarindan dokulen, kar$isindaki insana yanit hakki tanimadigini i$aret eden, soz obegidir.
ki$i, hakli olsa bile art arda kendisine yoneltilen suclamalardan, azarlardan, ya da direktiflerin yogunlugundan firsat bulup tam agzini acmaya calisir daha bir kelime bile cikmamistir henuz, kar$isindaki onu ba$liktaki sozcuk obegiyle, cenesini derhal kapamasi konusunda uyarir.genellikle ba$inda sus! kelimesini de sert bicimde soyleyerek tabii.
sus bana cevap verme!sadece dinle. $eklindedir.

dövme

walide sultan
"itina ile dovulur", dovme yapanlarin vitrinlerinde yazili, soz obegidir. dovmenin itina ile yapilmasi, ozen gosterilmesi gereken bir olay oldugunu i$aretler.
sado-mazo tiplerin, bu tabelaya aldanip da, iceriye girdiklerinde beklediklerinden cok farkli bir yer bulabilecekleri mekanlardir ayni zamanda.

hayvanin isminin bush olması

walide sultan
hem bush’dan nefret edilmesi, hem hayvanin bu isimle cagrilmasi, garip bir ikilem.
atalarimizin bir deyi$ine gore; 40 kere cagirdigin da 41. de hayvanin bu figure donu$up sahibini isirmasi olasiligi bile var. bu deyi$e gore;
"istemedigin bir hedeyi 40 kere soylersen, o
kar$ina gelirmi$."

edit:tam da burada bitirirken entryi, bu entynin antitezini merak edip de; istedigin bir $ey icin kac kere soylemek lazim? $eklinde sorulacak olursa;
(bkz: zikir)

osmanlıca

walide sultan
osmanlica-osmanli turkcesi $eklinde meali yapilmasi gereken, osmanlinin, oguzlardan bu yana kullandigi oz turkce dilinin, arapca farsca ve acemceden apartilan kelimelerle, konu$madan ziyade yazi dili olmasi ozelliginde bir dildir.
devletin resmi dili buydu. saray ve cevresi bu lisani sadece yazi dilinde degil konu$ma dilinde de ozellikle kullanirlardi. bu onlara elit bir kesim jargonu kazandiriyordu. bakiniz ben de jargon kullandim neden? cunku arapca ve farsca sozluklerden umulan faydalar, dile oturtulamayinca bu sefer fransizca ingilizce dillerden alintilarla bu kamustamamlanmaya calisilmistir gunumuze kadar.
osmanlica dedigimiz lisan, halkla yonetici sinifini ayiran bir lisandi ayni zamanda. padi$ahlarin me$hur tepdil-i kiyafetlere burunerek halkin icine kari$tiklari zamanlarda, halkin bu ki$inin lisanini cakmamasina imkan yoktu, demek ki konu$muyorlardi boyle zamanlarda. ya da konu$acaklari zaman, tercumana gerek vardi. cunku ne halk bu insanlari anlayabilirdi ne de bu insanlar halki. sonucta halkla butunle$emeyen lisani bile ayri olan bir asiller sinifiydi onlar. neyse osmanlicadan bahsederken sosyolojik saptamalara gecmis bulunduk.
simdi bakiyoruz cinde, insanlar binlerce harf karakteri ezberleyerek daha kolayi var demiyerek, cocuk 12 ya$ina geldiginde ancak alfabeyi sokecek olsa da; bu insanlar direnmi$ler oz lisan kimliklerini kaybetmemi$ler.
buyuk onderimiz, bu celiskili ve cok zor olan lisani, yururlukten kaldirmak suretiyle, halkin dili olan anadolu turkcesini latin harflerle yoluyla hayatiyete gecirmi$tir.
ama sonucunda ne olmustur? osmanli doneminde yazilmi$ siirleri ve yazili belgeleri, latin harflerle de olsa bu konuda egitim almayan bir kisinin anlamasi artik, mumkun degildir.
osmanlinin turkceye sahip cikmamasi sonucu, dilimize girmi$ olan yabanci sozcuklerin tamamen kaybolmasi gibi bir $ansimiz olmadigi gibi ozellikle ingilizce olan bilgisayar dili, gitgide yeni nesillerin lugatindaki yerini almaktadir. $u anda cocuk olan nesil, belki genclik ya$larinda $u $ekilde kullanacaklardir lisanimizi.
okul cok boringdi bugun, but escape yapamadim, unfortunately.
ozellikle lisan, cok kirilgan bir yapiya sahiptir bir kere boyle feci $ekilde kirildiktan sonra, onu toparlamak imkansizi beklemekle e$ittir. buna da ne diyoruz "yazik oldu yarinlara".

nedim

walide sultan
hani nerden geldi aklima bilmem;lale devrininin sairi olarak bir doneme damgasini vurmus, siirleri sarkilara donu$mus divan edebiyati sairimiz.
derler ki bu sairin yazdigi $iirlerde gecen a$klardaki figurler erkekmi$.
bir de derler ki yeniceriler kendisini kovalarken damdan dama atliyormu$, o esnada ayagi kaymak suretiyle du$mus ve hakkin rahmetine kavu$mus. epey ara$tirdim ama hic bir kaynaktan; yenicerilerin bu $airi ne sebeple kovaladigini, pe$ine du$up olmesine sebep olmalarindaki gercegi bulamadim.
neyse, boylesine degerli bir $air icin kotu bir son olmu$ tabii.

sadabad

walide sultan
gidelim serv-i revanim, yuru sadabada
nedim’in bir $iirinin dizelerinde gecen mesire yeridir.
ayni zamanda istanbul’da kagithane semtininin osmanli donemindeki adidir.
her kim ki; oyle a$kla me$kle i$tigal ederdi, o zamanlar, kagithane deresinin halice dokuldugu muhte$em guzellikteki manzara ve suslu kayiklarin cekilmis oldugu bu mekana gelirlerdi.
$imdilerde kagithane semtinin kosullari ba$liktaki eski ismine uygun haline donu$mu$ mudur? orada ki ko$ullar ehille$tirilmi$ midir? bilinmez.
bir zamanlar acik kanalizasyon sistem uygulamasinin en me$hur(!) yeri oldugu icin;- yuru a$kim kagithaneye gidyoruz denilemezdi.
boyle bir teklif ho$ olmaz, hatta arkasindan $u soru gelebilirdi.
-neden b.k yeti$tirmeye mi?
hani bunun yerine, yuru gulhane parkina gidelim dense daha kibar ve romantik sayilirdi.
ayilarin kafesinin onunde birbirine romantik baki$lar firlatabilirdi, a$iklar.
evet bir gecmi$ten gunumuze programini daha, sadabad ile ba$lamis, kagithaneyle devam etmi$ gulhane ile bitirmis bulunuyoruz.
5 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol