kazara seda sayanın programa denk geldim gene, tam 36 kez "necip millet" ifadesini kullandı. bre hoca, milletin necip olsa senin kıymetini, tavsiyelerini bilir dinler; sen daha konuya girmeden uygulardı. paso reyting paso sabahın sedası. yok öyle!
defne joyun vefatını haber verirken 32 dişini göstererek; "efenim defne gitti ama yayına devam ediyoruz hadin gari" tadında sikkotorik bi sunum yaparak, benim çileden çıkmama neden olan pilates toplarına gelesice patavatsız hatun kişi.
inanamıyorum, hayatını kaybetmiş. daha iki gün evvel kadın dans ediyodu bilader. bir dakika sonra ne olacağını kestiremiyosun cidden. rahmet olsun.
edit: bu arada vakit gazetesinin allah belasını versin! bunlar insan değil yemin ediyorum değil. vefat etmiş kişilerin nereye gideceğine kadar kendileri karar veriyo ahlaksızlar.
edit: bu arada vakit gazetesinin allah belasını versin! bunlar insan değil yemin ediyorum değil. vefat etmiş kişilerin nereye gideceğine kadar kendileri karar veriyo ahlaksızlar.
eyşan kaltak ama bademiz... o çok güzel, melek.
edit: bak sözlük ahalisi. yarın bigün badenin içinden de bi eyşan çıkarsa bana bu söylediklerimi hatırlatmaktan çekinmeyin. çünkü koduğumun kaltağı eyşan beni o kadar sinir etti ki, o sinirin geçmesi için diziye bade gibi -ağzını yidiğim- bi afet-i devranın gelmesini beklemişim uzun zamandır. oyy.
edit: bak sözlük ahalisi. yarın bigün badenin içinden de bi eyşan çıkarsa bana bu söylediklerimi hatırlatmaktan çekinmeyin. çünkü koduğumun kaltağı eyşan beni o kadar sinir etti ki, o sinirin geçmesi için diziye bade gibi -ağzını yidiğim- bi afet-i devranın gelmesini beklemişim uzun zamandır. oyy.
berrak cansudan daha güzel arkadaş. senaristler eyşanın göt olması için badeye laf bulamamış olabilir ama senin o ağzını yerim ben bade, bişey söylemesen de olur.
şimdi dikkat ettim. bu temmuzdan nefret ediyorum. çok kasıntı bu bölümlerde. hayır o ilk azadla kaç-kovala oynarkenki zamanları çok iyiydi gizemli falan. bunların esas fantazileri ortaya çıktıkça sıçıyolar iyice.
şuan okanın yayını izleyenleriniz varsa, gösterilen ilhan şeşen klipleri; cidden bu herifin iyi bir müzisyen ve sağlam aşk şarkılarının olduğunu gösteriyor. ses rengindeki o hırıltıya hastayım ’amca’.
an itibariyle kral çıplakta konuşmakta kendisi. murat kekilli ve malum bu akşam ölürüm şarkısını sevdiğini ve bu şarkı yüzünden intihar edilmesini; genel olarak herhangi bir şarkı yüzünden intihar edilmesini anlamsız bulduğunu söyledi.
sözlükte zinayı nasıl mı tespit edicez? herhangi bir kullanıcıya yeşillenmek üzere miydiniz? "mesaj zinası" olarak sevgili indy hepinizin tepesine binecektir korkmayın.
cezamız da genel ritüellerden aşağı kalmıyor. e-recm. nasıl mı olacak?
sözlüğe bolddu bkzdı bir sürü eklenti getiren indy, yine bu eklentilerin yanına recm eklentisi yerleştirecek ve zinayı yapan kişinin nickini de o boşluğa yazarak ona günahının bedelini ödetmemize yol açacaktır.
hem bu yasakçı uygulama sözlükte kalma hazzını artıracak hem de günahkar ve şeytani mesajlarla hanımceğizlerin iffetiyle oynamayacaktır entry sahipleri.
hadi cümleten dinimiz amin!
cezamız da genel ritüellerden aşağı kalmıyor. e-recm. nasıl mı olacak?
sözlüğe bolddu bkzdı bir sürü eklenti getiren indy, yine bu eklentilerin yanına recm eklentisi yerleştirecek ve zinayı yapan kişinin nickini de o boşluğa yazarak ona günahının bedelini ödetmemize yol açacaktır.
hem bu yasakçı uygulama sözlükte kalma hazzını artıracak hem de günahkar ve şeytani mesajlarla hanımceğizlerin iffetiyle oynamayacaktır entry sahipleri.
hadi cümleten dinimiz amin!
küçük şeylerden mutlu olmamızı söylüyosunuz ya, hangi küçük şeyler olduğunu netleştirirsek daha iyi olur kanımca.
inanılmazdır. günlerce dinler ve bağımlısı olursunuz.
haki don candır bu arada. illa ki askerliği beklemek gerekmez giymek için.
bana sağlam ayarlar çektiği zamanlarda kendimi daha iyi hissediyorum. irmik helvası gibi bişey sanki.!?
ben bir winona ryder hastasıyım. herkes natalieyi övedursun -ki oyunculuğunu mükemmel bulduğumu belirteyim hemen- ben winona yengenizin filmdeki az ama öz saykodelik delişmenliklerine hastayım, tavım.
bu film benim yaşantımda da bir kilometre taşıdır, natalie portman evlenmiş çoluk çocuk avutacak yaşa gelmiş bense onun tüm filmografisiyle kendisine yol arkadaşlığı yapmış biri olarak black swanı da izleme onuruna ve şansına erişmiş bir gencim. ne mutlu bana, bize... hepimize!
bu film benim yaşantımda da bir kilometre taşıdır, natalie portman evlenmiş çoluk çocuk avutacak yaşa gelmiş bense onun tüm filmografisiyle kendisine yol arkadaşlığı yapmış biri olarak black swanı da izleme onuruna ve şansına erişmiş bir gencim. ne mutlu bana, bize... hepimize!
sevda demirelin elini kaldırışı ve kaldırdıktan sonra şepeşilleyi hande ataizinin suratına indirişi.
korkunun fayda etmediği şey gene korkudur arkadaşlar. paradoks gibi görünmesine rağmen gerçek budur. bizler dayatılan düzenin "ölümden korkma" haline kurgulandığımız için ölüm bir öcü olarak görünür, keza ecel de öyle.
gerçek esasında hiç de öyle değildir. çünkü ölüm bir son değil aksine bir başlangıçtır. dolayısıyla korkmamız gereken olgu tam tersidir. nasıl yaşayacağımız ya da yaşamaktan nasıl kurtulamayacağımızla alakalı bir durumdur.
şöyle ki: bir gün evinizden çıktınız, okulunuza yahut işe doğru yola koyuldunuz, aniden bir araba çarptı öldünüz! acı değil mi? esasında gülünç, çünkü korktuğunuz ölüm olsaydı bunu hesaplama namına bir mekanizma devreye girerdi. halbuki siz yaşarken belli olgulara sığınamamaktan korkuyorsunuz. içten içe ölümü arzulayarak, yaşamdaki "gelenek"leri hiçe sayarcasına kurtuluşa ermek istiyorsunuz. hakkınız da! sonuçta insanlar yapmadıklarından ya da düşündüklerinden yargılanamazlar. sadece arzularlar.
o yüzden korkunun fayda etmediği olgu yaşamda eksik kalmaktır. kah uzuvsuz, kah sevdiğiniz birini kaybetmenin etkisi... ama ölüm bu işin içinde güzel bir yoldur. dikensiz, acısız ve sade görünerek sizde coşkulu hazlar bırakabilen...
gerçek esasında hiç de öyle değildir. çünkü ölüm bir son değil aksine bir başlangıçtır. dolayısıyla korkmamız gereken olgu tam tersidir. nasıl yaşayacağımız ya da yaşamaktan nasıl kurtulamayacağımızla alakalı bir durumdur.
şöyle ki: bir gün evinizden çıktınız, okulunuza yahut işe doğru yola koyuldunuz, aniden bir araba çarptı öldünüz! acı değil mi? esasında gülünç, çünkü korktuğunuz ölüm olsaydı bunu hesaplama namına bir mekanizma devreye girerdi. halbuki siz yaşarken belli olgulara sığınamamaktan korkuyorsunuz. içten içe ölümü arzulayarak, yaşamdaki "gelenek"leri hiçe sayarcasına kurtuluşa ermek istiyorsunuz. hakkınız da! sonuçta insanlar yapmadıklarından ya da düşündüklerinden yargılanamazlar. sadece arzularlar.
o yüzden korkunun fayda etmediği olgu yaşamda eksik kalmaktır. kah uzuvsuz, kah sevdiğiniz birini kaybetmenin etkisi... ama ölüm bu işin içinde güzel bir yoldur. dikensiz, acısız ve sade görünerek sizde coşkulu hazlar bırakabilen...
onu yiyeceğime masayı kemiririm daha iyi.
hayat mesir ve macundan da ibaret değil be adam. az ye de beynin sulanmasın.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?