selluka

sevgili veya eşten ayrılırken söylenen son söz.
susmak.
artık her şey anlamını yitirmiş oluyor ve kimse birbirini anlamıyor zaten.

evren seni bildiği gibi yapsın.

http://www.milliyet.com.tr/dunyada-bir-ilk-kolombiya-uc-dunya-2478452/
bilemedim ki. adamlar bunu hak görmüş ve en önemlisi bu hakkı alabilmiş. resmileştirebilmiş. bize de vay anasına demek düşüyor.

olamamış insanlar. at gözlüklü. çok zor bak bu saatten sonra.

bir ahh çekmeyi hak eden kelime.

insan bünyesini sarsan pis kemirgen.
her hangi bir şekilde verilen kararlar veya yaşanan durumlarla ilgili bir kez bile pişman değilim diyebilecek bir insan olabileceğini düşünmüyorum.
(bkz: keşke)

deniz. denizle haşır neşir olmak.
yaz, aynı zamanda bugün sürpriz yaparak serin bir hava gönderdi buralara.

http://www.trafik.gov.tr/Sayfalar/Istatistikler.aspx
ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarında oluş şekline göre türlerinde en yüksek rakamlar yandan çarpma ve yayaya çarpma şeklinde.
anlık bir olay. ve bir tek size bağlı değil. bu anlık olayların getirdiği ve o an orada bulunanların hayatını tümden yok eden veya tümden değiştiren.

rus müzisyen.
taşınan yükler baskı uygulamaya başladığında bir nefes, bir hafiflik hissettiren. dünyada böyle insanlar olsa ya hep.

üzerinden 24 yıl geçmiş bir utanç. unutanlar hatırlasın, bilmeyenler öğrensin, unutmayanlar yüreklerindeki çizikleri kanatsınlar.
suçlu ayağa kalk denildiğinde hepimiz kalkmalıyız. hepimiz.

KİMSE TEMİZİM DEMESİN

Sonra onlar çılgınlık bitip
Sürü dağılınca, yapayalnız gecelerde
Durgun ve dilsiz, yastıklara çivili
Bir mızıka sesiyle uyanmazlar mı
Asaf'ın ateşlere karşı çaldığı?..

Bir otel odasında gencecik çocuklar
Çırpındıkça bir yudum soluk için
Üzerine benzin döküp oynayanlar
Onlar birgün öpmeye eğilince çocuklarını
Dudaklarında duman ve yanık et kokusu
Boğum boğum tıkamaz mı soluklarını?..

Sevgisiz bir Tanrının kinle büyüttüğü
Ölüme tapınan o siyah adamlar
Onlar birgün yağmurlardan sonra
Güneş salkım salkım dallarda yanarken
Rüzgârdan utanıp sudan korkmazlar mı?..

Ayrılık herkesin kapısını çalar birgün
Dağlar kararırken ya da günün eşiğinde
Onlar, saz kırıp şiir yakanlar
İçlerinde gezinen kederi bir türküyle
Bastırmak isterlerse derinden ve sessiz
Çalmazlar mı duvarlara kirli bedenlerini?..

Kimse temizim demesin, kimse
Bütün bir ülke odun taşıdı Behçet'in yangınına...
Onlar, secdesi küf kıblesi korku olanlar
Onlar birgün ölüm menevişlenince içlerinde
Tütmez mi kirpiklerinde "dumanı lekesiz biri"?..

ŞÜKRÜ ERBAŞ

bizim buralarda memeleri yeni çıkmaya başlayan kızların memelerine tas kapatırlar. tasın boyutuna, yakın çevrede yaşayan akraba kadınlar karar verir. işte dualar şunlar bunlar eşliğinde değik ve bir garip tören tamamlanır.
güleriz ağlanacak halimize

İşine gelmeyenleri duymak istemeyen koca beyanatı.
sağlıksız iletişim.
aslında bu konuda kocalar çok masum. valla bak. kadınlar yok pardon karılar doğuştan böyle.
"susma" bırak dırdır desinler.

sağlık bakanlığı sigara bırakma danışma hattı.
önce hastanelerin göğüs hastalıkları bölümüne gidilir ve doktora sigarayı bırakmayı düşündüğünüz söylenir. ondan sonra onlar sizi bir takım bölümlere yönlendirir.
aslında ilk başta verecekleri hapa güvenir ve o hapla ben el ele verir, bırakırım nolacak dersiniz. hap kalmamıştır vs.
işte bu süreçten sonra bu numara sizi sık sık arar ve oradaki görevli size tatliş tatliş bu süreçte neler yapabileceğinizi anlatır.
sonuç hapı almadım ve arayan görevliye çoğunlukla yalanlar diyom. hapı aldığımda bırakıcam. olacak olacak.
uzun zamandır aramadılar umarım iyidirler.

başlangıç sürecinin çoğunlukla ergenliğe denk düştüğünü durum.
öyle bir illet ki yazın mutfağın sıcağında, kışın dışarda karda fırtınada içmeye çalışırsın. paketin bittiğinde gecenin ikisinde dahi olsan kendini dışarda açık büfe ararken bulursun. bırakmaya karar verdiğin her an tek bir tanesi kahkahalar atarak korku ve dram filmi çektirir insana.
neyse ben bunu bırakırım gibime geliyor.

üşenmek.
bu nasıl üşenmek ben de anlamadım.

akılla, bilimle hatta dinsel inanışlarla dahi bağdaştırılamayacak derecede komik olan inançlardır.
etkilerini yüzyıllardır sürdürebilmesi ne ilginç.
tabii benim aklıma ilk gelen önünüzden veya aranızdan geçen kara bir kedinin uğursuzluk getireceği.
geçmediği günler bir uğurlu bir uğurlu ki sormayın.

bir arkadaşımın davetiyle geldiğim sözlük. daha önce adını bile bilmiyordum. üzgünüm. sanıyorum çok meşakkatli yollardan geçmiş. vaktiyle oldukça kalabalık ve verimli bir sözlük olduğu çıkarımında bulundum. çünkü hangi başlığı açmak istesem çoğunlukla açılmış.
şu anda ise sayı olarak az ama çok güzel giriler girildiğini görüyorum. sözlük ciddi anlamda "hamdım, piştim, yandım" aşamalarını atlatmış sanki.
sonuç; elbet kendi fikrim ki bir yazar hariç kimseyi tanımıyorum üzerindeki ölü toprağı atabilecek kapasiteye sahip.
sonuç; ben burayı sevdim.

yaz mevsimi, yüksek sıcakların etkisiyle kendini göstermeye başladığı zamanlarda nasılsın, merhaba gibi iletişim başlangıcı sözlerine bile çoğu insanın direkt verdiği yanıt.
-nasılsın?
-esmiyorrr
-anladım!

çöl olmayan yerlerde ne işi var dediğim sıcaklar.
esmiyor
ağaç, orman, ağaç, orman... daha fazla.
daha fazlaaa.

yazın da kışın da, içinde bin bir zorluğu barındıran durum.
şimdi bu aşırı sıcaklar nedeniyle, oturduğun yerde dahi deli gibi terlediğin için o saçlardan, alnından terler o gözlük camlarına gelir. dağınık biri olduğun için tişörte silersin ve bulanık bulanık camlar sana hayatı zindan eder. yine terden kulağından kayar, burnundan kayar.
sonuç; göz sağlığı için katlanılan ve bazen bir işkenceye dönüşen mecburiyet.