"gizlice" yani örneğin pusu kurarak, yani karşı tarafın kendini savunmasına imkan tanımayarak, cana kıyma ve kötülük etmeye kalkışma eylemi.
pusuya yatıp karşındakinin onu göremediği bir anda kendisini savunma imkanı olmaksızın suikast gerçekleştirmesindenin etikliğini tartışmaya sunan bir sözdür. yani aslında genelde savaşlarda türklerin geriye düşmesine bulduğu bir bahane değildir. sözü sarfeden kişi köroğlu, bu cümleyi kendisini bu şekilde pusuya düşüren devlete karşı sarfetmiştir ve devlet de yine türk devletidir. bu cümlenin sarfedilmesinden sonra yüzyıllarca türk devleti askeri olarak dünyaya hükmetmiştir. fakat sonrasında dönemin gereklerini yerine getirip ekonomik sistemini reforme edemediği, iççekişmelerini aşıp dünyayı kendinden ibaret sanması, ulus-devlet akımının sonucu olan isyanlara engel olamaması, kendi aralarında sorunlar olsa bile kendisine saldıra konusunda ortak cephe oluşturan devletlerin hepsine birden dayanamaması gibi sebepler yatar. ve ayrıca evet pusu kurup saldırmak istediğine onun açık verdiği anda onun kendini savunma fırsatı olmaksızın saldırmak suretiyle onu yok etmeye çalışmak mertliğe sığmaz...
avına ancak o öldüğünde yaklaşabilen bir yaratıktır. pusu kurar bekler ki avı ölsün o da başına çullansın. ekolojik dengenin bir unsuru olarak varolan bu yaratık, sosyolojik dengede de yansımasını bulur ki bu kahraman karakterlerin "av"ı olmaktan yaradana sığınmaktan başka bir şey gelmez insanın elinden...
<bkmynz allah belanı versin>
(bkz: paddy kenny)
evet demokrasiden anlamaya bir grup mevcuttur ve bu başlık altında incelenmelidir: onlar kürtler değil kurtlar, yani milliyetçilik ile faşizm arasında fark gözetmeyen insan gruplarıdır. bunlar demokrasiden anlamak br tarafa kendi hesaplarını kendileri görmek suretiyle adalet denen olguyu bile nasıl anladıklarını fırsat buldukça göstermekten çekinmez.
nick seçerken nerden ne bulsam da kimse bana nickimle hitap edemese diye düşünmüş olması muhtemel yazar kişi. sessiz ve derinden gelip ortamda çarpıcı etkiler bırakacakmış gibi bir his doğurdu gördüğüm entryleri.
"ulusalüstü insan hakları teorisine giriş" kitabını temel ders kitabı olarak kullandırır ve 2 senede bir kitabı bir miktar genişleterek yeniden bastırır. aynı kitabın 2006 baskısı, boyut olarak 2000 baskısının iki katından fazla hale gelmiştir. bu baskı yenilemeleri, öğrenciler arasında "gemalmaz kitabının devamlı yeni baskısını çıkarıp öğrencilere sattırarak kendine rant sağlıyor ulan" şeklinde dedikodulara da neden olmaktadır. teori kitaplarının yanısıra insan haklaı hukukuna ilişkin ne kadar ulusalüstü belge metni varsa bunların çevirilerinden oluşan derlemeleri de türk hukukuna katmaktadır.
kuramsal bir bilginin, ilkenin, düşüncenin herhangi bir alanda hayata tatbik eedilmesine verilen isim. bu durum hukukta hukuk akademisyenlerince üretilen kuramsal bir bilginin, ilkenin, düşüncenin mahkemelerce tatbik edilmesi şeklinde gerçekleşmesi gerekirken bu üretimi üst mahkemeler, somut olaylara göre kendi fikirleri doğrultusunda çoğu kez herhangi bir norma dayalı bir gerekçeleri olmaksızın yaparak uygulamayı yönlendirirmektedirler. bu konuda eğer bir doktrinel görüşe dayanılıcakda da bu genellikle ankara hukuk akademisyenlerine ait görüş olur.
uygulama işi; (bkz: tatbikat)
hukukta genelde akademisyenler tarafından olması gereken olarak ortaya sürülen, fakat uygulamada bir türlü kabul görmeyen düşüncelerin toplamı.
olay 1: gemalmaz, hararetle konusu anlatmakta; kızın birisiyse kalabalık amfide yanındakiyle konuşmaya dalmış şekilde takılmaktadır. gemalmaz bu kızı farkeder ve olaylar gelişir:
g: evladım, söyle bakiim neden bahsediodum ben?
k: şeyyy kem küm, anlayamadım hocam ben konuyu...
g: kızım sen o kafanın dışına yaptığın masrafın yarısını kafanın içine yapsaydın şimdi bu soruma cevap vermiştin biliyorsun değil mi??
olay 2: gemalmaz, yine bir konuyu anlatır anlatır ve sonrasında konuyla bağlantılı olarak amfinin içinde yaklaşık 500 kişi varken bir soru sorar:
g: şimdi durum böyle böyle olduğuna göre xxx’in ne olması gerekir?
o kadar kişiden bir kişi cesaret gösterip de cevap için el kaldıramamıştır; çünkü yanlış bir cevap halinde gemalmaz’ın kendisini yerin dibine sokacağını bilir. fakat gemalmaz’ın en sinirlendiği şey aslında kimsenin ilgi göstermemesi ve bunun neticesinde suratına bön bön bakılmasıdır. sonunda gemalmaz patlar ve şu cümleyi sarfeder: "şu anda çıkarıp hepinizin suratına karşı mastürbasyon yapmak istiyorum ama neyse..!"
g: evladım, söyle bakiim neden bahsediodum ben?
k: şeyyy kem küm, anlayamadım hocam ben konuyu...
g: kızım sen o kafanın dışına yaptığın masrafın yarısını kafanın içine yapsaydın şimdi bu soruma cevap vermiştin biliyorsun değil mi??
olay 2: gemalmaz, yine bir konuyu anlatır anlatır ve sonrasında konuyla bağlantılı olarak amfinin içinde yaklaşık 500 kişi varken bir soru sorar:
g: şimdi durum böyle böyle olduğuna göre xxx’in ne olması gerekir?
o kadar kişiden bir kişi cesaret gösterip de cevap için el kaldıramamıştır; çünkü yanlış bir cevap halinde gemalmaz’ın kendisini yerin dibine sokacağını bilir. fakat gemalmaz’ın en sinirlendiği şey aslında kimsenin ilgi göstermemesi ve bunun neticesinde suratına bön bön bakılmasıdır. sonunda gemalmaz patlar ve şu cümleyi sarfeder: "şu anda çıkarıp hepinizin suratına karşı mastürbasyon yapmak istiyorum ama neyse..!"
istanbul üniversitesi hukuk fakültesi kamu hukuku anabilim dalı profesörüdür. kamu hukuku ve insan hakları hukuku dersleri verir. kendisini somut hukuk normları değil hukukçu kişilik yetiştirmeye adamış psikopat bir karakterdir. televizyonda bir açıkoturumda gördüğünüzde saçı-sakalının halini gördüğünüzde "kim bu herif? neresi profesör" dersiniz fakat konuştuğunda alanında nasıl bir bilgi sahibi olduğunu görürsünüz. insan hakları teoremini türk doktrinine en geniş biçimde taşımış kişidir. ama işte okulda, katıldığı programlardaki sakinliğini koruma ihtiyacı gözetmeksizin takılır. bu yüzden de derslerde "öürencilerin kişilik haklarını ihlal ederek insan haklarını anlatan hoca" olarak bilinir. birçok kişi gemalmaz’ın gazabından korunma adına bu adamın derslerinden kaçar, çünkü derslerde çekinmeksizin alenen hakaretler savurur, öğrencilerle alay eder. bundaki amaçsa aslında öğrencileri düşünce üretmeye, konuya ilgi duymaa yöneltmektir. eğer bunları yapabilirseniz derslerde geçen diyaloglar sayesinde iühf’den çıktığınızda belleğinizde en derin yer eden anılar, gemalmaz’a ait sözler olacaktır.
homoseksüel olma ihtimali yüksek erkektir ama bu erkek sadece bu başlık altında incelenmez. pekala şu başlıklarda da bu "erkek" modeline rastlamanız mümkündür.
(bkz: kumral sevmeyen erkek)
(bkz: kızıl sevmeyen erkek)
(bkz: esmer sevmeyen erkek)
(bkz: kumral sevmeyen erkek)
(bkz: kızıl sevmeyen erkek)
(bkz: esmer sevmeyen erkek)
kurtlar vadisinde avukat rolünde gördüğümde "böyle avukat mı var lan? vardı da biz niye görmedik?" dedirten, axess reklamlarındaysa kendi tip ve ruhuna uygun bir role büründüğü izlenimi veren dişi kişi. saçları ağarıp yüzü buruşuncaya dek 18 yaşında gibi gözükecekmiş gibi duran kişi aynı zamanda...
kol ile gövdenin birleştiği noktaya verilen ad. bu organ hiçbir surette sakatlanmaya gelmez, çünkü bir kez omuzunuzda gerek kemiğe gerekse kaslara ilişkin bir sorun yaşadığınızda bu andan itibaren hep en ufak bir ters harekette çıkma eğilimine girer. bu da sizin artık hiçbir fiziksel iş yapamayacak hale gelmenize neden olur. siz olur da sakat kolunuzun üstüne düşerseniz kafanıza biri silah bile dayasa siz artık ona bakamaz; sakat omzunuzu tutup yerine oturtmaya çalışırsınız...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?