kişisel olarak hiçbir sosyalliği olmayan kimsenin sevmediği , siyasi olarak da ne sosyal devlet i savununan nede kitlelerin tarafında yer alan insan modeli.demokratlıkları fasa fisodur.
(bkz: deniz baykal)
(bkz: chp)
yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
bu yolda bizi en çok anlatan dizeler bunlar olsa gerek...
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
bu yolda bizi en çok anlatan dizeler bunlar olsa gerek...
"özgür eşit demokratik türkiyede bir arada yaşamı savunanlar buluşuyoruz" solaganıyla hiç kimsenin ötekileştirilmesini istemeyen ya sev ya terket diyenlere türbanlıları arabistana kürtleri kuzey iraka gönderenlere, imralıdan halklar arasında nikah bozuldu diyenlere karşı kardeşlik mesajı vermek için yürüyoruz.biz diyoruz ki bu ülkenin sorunlarını yine bu ülkenin insanları berabarce çözecektir.bu ülkedeki insanların farklılıkları bu ülkenin bir zenginliğidir.tarihten aldığımız ders bize öğretiyorki çözüm hiçbirzaman silah olmamıştır çözüm barıştır.bizim çağrımız sadece belli siyasi düşünceeki insanlara deil bu ülkedeki herkezedir sen de gel beraberce birarada yaşamı savunalım.
amerikan nazileri dahil bir çok ırkçı oluşumun ortak sloganı.
kendisi gibi güzel yazıların sahibi milliyet köşe yazarı.
bugün, “özgür, eşit, demokratik bir türkiye’de birarada yaşama savunma” seferberliği başlatıyor. çünkü biz türk-kürt ya da laik-dindar gerilimi yoluyla yurttaşlarımızın birlikte yaşama duygusu zayıflamasın istiyoruz. doğduğumuz topraklarda barış, hoşgörü, karşılıklı anlayış içerisinde birlikte yaşamayı arzuluyoruz.
türkiye’nin sorunlarının ancak daha fazla demokrasiyle, daha fazla özgürlükle çözüleceğine inanıyoruz. kürt sorununda milliyetçi şiddete başvurulması, linç kültürünün yaygınlaşması karşısında “ barıştan, hoşgörüden” yana bir seçenek oluşturmak için harekete geçiyoruz. izmir kemalpaşa’daki örneklerin yaygınlaşmasından, ortak yaşam pratiğinin zedelenmesinden kaygı duyuyoruz.
devletin artık bu sorunu bir asayiş sorunu görmekten vazgeçmesini, başbakan’ın “hepiniz eşit haklara sahip yurttaşlarsınız “ sözlerine sahip çıkmasını; hükümetin bir “sıfır nokta” ilan ederek herkesin demokratik, toplumsal yaşama katılmasının önünü açmasını; artık kimsenin bombadan, kurşundan, şiddetten, silahlı eylemden medet ummamasını istiyoruz.
isteyenin kendi kimliğini, kültürünü öne çıkararak, isteyenin de sade yurttaş olarak özgürce yaşadığı bir türkiye amaçlıyoruz.hiçbir kimliğin başka kimlikleri ezmediği, her kimliğe saygı duyulduğu bir ülkede yaşamayı arzuluyoruz.siyasal ve emek- sermaye ekseninde toplumsal aidiyetlerin öne çıktığı bir ortamın da ancak böyle şekilleneceğine inanıyoruz.
özgürlükçü laiklik anlayışıyla, her insanın inanma ya da inanmama özgürlüğünü, devletin tüm din,inanç ve mezheplere eşit mesafede durmasını; kamu kaynaklarıyla, bizlerin vergileriyle hiçbir mezhebe teşvikte bulunmamasını; devlet işleriyle din işlerinin birbirinden ayrı tutulmasını; herkesin bir diğerinin yaşam tarzına, kılık kıyafet tercihine saygı göstermesini savunuyoruz.
devlet içinde gizli kapaklı hiçbir ilişki kalmasın; susurluktan,şemdinli’ye, danıştay saldırısına kadar tüm çete ilişkileri derin devlet bağlantıları aydınlatılsın istiyoruz.
ergenekon anayasası değil, daha sivil, daha özgürlükçü yeni bir anayasa istiyoruz.terörle mücadele yasası gibi baskı yasalarıyla değil, seçim barajlarının kalkmasıyla, temsilde adaletin sağlanmasıyla bu ülkenin önünün açılacağına inanıyoruz.
gazeteler bombalanırken “ bize de atıyorlar” diyebilen, yargı bağımsızlığını hiçe sayan, bürokrasi atamalarında kişi kafasının içine değil de eşinin kafasının dışına bakmayı adet edinen başbakanlarla; susurluk’un “ fasa fiso” lafıyla üstünü örten zihniyeti “ geçin bunları ıvır zıvır “ diyerek hortlatan, adeta çete ilişkilerinin üzerine gidilmesinden rahatsızlık duyan muhalefet liderleriyle; vatanı kurtarıyorum bahanesiyle cukka doğrultan, her türlü kirli işe bulaşan rambo özentileri, çete kalıntıları, mafya bozuntularıyla bu ülke bir yere gidemez.
zaten jeolojik fay hatlarının üzerinde bulunan bu ülke, bir de toplumsal fay hatlarını kaldıramaz. “ biz bize mecburuz”, barış, kardeşlik, hoşgörü, dayanışma içersinde birarada yaşamaktan başka seçeneğimiz bulunmuyor. ne suudi arabistan’a, ne de kuzey irak’a postalanacak yurttaşımız yok bizim. işsizliğe, yoksulluğa, gelir dağılımı adaletsizliğine, bunları yaratan neo-liberal politikalara karşı güçlü bir direniş de, birarada yaşama iradesini güçlendirmekten geçiyor.
ödp 25 haziran’da istanbul kadıköy’de, “ özgür, eşit, demokratik bir türkiye’de birarada yaşamı savunanlarla “ bir buluşma gerçekleştirecek: bu sadece bir parti etkinliği olarak kalmayıp, ancak tüm “demokratik kamuoyunun” sendikaların, meslek kuruluşlarının, yurttaş inisiyatiflerinin, aydınların, sanatçıların, tek tek bireylerin katılımını sağlayabilirse amacına ulaşır, toplumu parçalayan milliyetçik, ayrımcılık hak ettiği cevabı alır.herkesin desteğine, katkısına, el ve omuz vermesine ihtiyacımız var.
özgür, eşit, demokratik bir türkiye’yi yaratmak için birarada yaşamı savunmaya kararlıyız; başka çaremiz yok.
hayri kozanoğlu
türkiye’nin sorunlarının ancak daha fazla demokrasiyle, daha fazla özgürlükle çözüleceğine inanıyoruz. kürt sorununda milliyetçi şiddete başvurulması, linç kültürünün yaygınlaşması karşısında “ barıştan, hoşgörüden” yana bir seçenek oluşturmak için harekete geçiyoruz. izmir kemalpaşa’daki örneklerin yaygınlaşmasından, ortak yaşam pratiğinin zedelenmesinden kaygı duyuyoruz.
devletin artık bu sorunu bir asayiş sorunu görmekten vazgeçmesini, başbakan’ın “hepiniz eşit haklara sahip yurttaşlarsınız “ sözlerine sahip çıkmasını; hükümetin bir “sıfır nokta” ilan ederek herkesin demokratik, toplumsal yaşama katılmasının önünü açmasını; artık kimsenin bombadan, kurşundan, şiddetten, silahlı eylemden medet ummamasını istiyoruz.
isteyenin kendi kimliğini, kültürünü öne çıkararak, isteyenin de sade yurttaş olarak özgürce yaşadığı bir türkiye amaçlıyoruz.hiçbir kimliğin başka kimlikleri ezmediği, her kimliğe saygı duyulduğu bir ülkede yaşamayı arzuluyoruz.siyasal ve emek- sermaye ekseninde toplumsal aidiyetlerin öne çıktığı bir ortamın da ancak böyle şekilleneceğine inanıyoruz.
özgürlükçü laiklik anlayışıyla, her insanın inanma ya da inanmama özgürlüğünü, devletin tüm din,inanç ve mezheplere eşit mesafede durmasını; kamu kaynaklarıyla, bizlerin vergileriyle hiçbir mezhebe teşvikte bulunmamasını; devlet işleriyle din işlerinin birbirinden ayrı tutulmasını; herkesin bir diğerinin yaşam tarzına, kılık kıyafet tercihine saygı göstermesini savunuyoruz.
devlet içinde gizli kapaklı hiçbir ilişki kalmasın; susurluktan,şemdinli’ye, danıştay saldırısına kadar tüm çete ilişkileri derin devlet bağlantıları aydınlatılsın istiyoruz.
ergenekon anayasası değil, daha sivil, daha özgürlükçü yeni bir anayasa istiyoruz.terörle mücadele yasası gibi baskı yasalarıyla değil, seçim barajlarının kalkmasıyla, temsilde adaletin sağlanmasıyla bu ülkenin önünün açılacağına inanıyoruz.
gazeteler bombalanırken “ bize de atıyorlar” diyebilen, yargı bağımsızlığını hiçe sayan, bürokrasi atamalarında kişi kafasının içine değil de eşinin kafasının dışına bakmayı adet edinen başbakanlarla; susurluk’un “ fasa fiso” lafıyla üstünü örten zihniyeti “ geçin bunları ıvır zıvır “ diyerek hortlatan, adeta çete ilişkilerinin üzerine gidilmesinden rahatsızlık duyan muhalefet liderleriyle; vatanı kurtarıyorum bahanesiyle cukka doğrultan, her türlü kirli işe bulaşan rambo özentileri, çete kalıntıları, mafya bozuntularıyla bu ülke bir yere gidemez.
zaten jeolojik fay hatlarının üzerinde bulunan bu ülke, bir de toplumsal fay hatlarını kaldıramaz. “ biz bize mecburuz”, barış, kardeşlik, hoşgörü, dayanışma içersinde birarada yaşamaktan başka seçeneğimiz bulunmuyor. ne suudi arabistan’a, ne de kuzey irak’a postalanacak yurttaşımız yok bizim. işsizliğe, yoksulluğa, gelir dağılımı adaletsizliğine, bunları yaratan neo-liberal politikalara karşı güçlü bir direniş de, birarada yaşama iradesini güçlendirmekten geçiyor.
ödp 25 haziran’da istanbul kadıköy’de, “ özgür, eşit, demokratik bir türkiye’de birarada yaşamı savunanlarla “ bir buluşma gerçekleştirecek: bu sadece bir parti etkinliği olarak kalmayıp, ancak tüm “demokratik kamuoyunun” sendikaların, meslek kuruluşlarının, yurttaş inisiyatiflerinin, aydınların, sanatçıların, tek tek bireylerin katılımını sağlayabilirse amacına ulaşır, toplumu parçalayan milliyetçik, ayrımcılık hak ettiği cevabı alır.herkesin desteğine, katkısına, el ve omuz vermesine ihtiyacımız var.
özgür, eşit, demokratik bir türkiye’yi yaratmak için birarada yaşamı savunmaya kararlıyız; başka çaremiz yok.
hayri kozanoğlu
aynı zamanda kendisi eski"başkanım" olur.gerçi o başkanken ben orada olamadım ama olsun.
böyle yol kenarında ufacık tefecik sabahtan şarapçıların gelip demlenmeye başladığı bornavadaki garip isimli park.
edit:şarapçı amcamlar içerek öğretmenlerini mi anıyorlar?
edit:şarapçı amcamlar içerek öğretmenlerini mi anıyorlar?
umudun sözc
üklere dökülmüş hali
üklere dökülmüş hali
(bkz: başka bir dünya mümkün)
yay kullanarak yapılan lezzet ölçme işlemi.bu işlemde kullanılan ölçme birimi ise yay/cm dir.yapılan bir yayla lezzet testi sırasında kadının birinin yay boğazında takılı kalması sonucunda boğulara ölmesi ile yasaklanmıştır.bu testi uygulayanlar için 5 ila 8 yıl hapis cezası öngörülmektedir.
huri fantazisi yapılabilir.
sek içilince çok feci kafa yapan mevcutsa enerji içceği yada hiçolmadı vişnesuyu ile içilmesi gereken içki.cehennemin specialidir.kaçak olanlara pek güvenilmemesi gerekir.
türkiye’nin özgün şartlarını ve dünyadaki gidişatı en iyi analiz edebilmesi sayesinde bu topraklarda hiç yaşanmamaış bir sosyalist kitlesellik yakalayan.fatsa deneyimini yaşayan faşizme karşı direniş komiteleri ile halkın güven ve sevgi duyduğu bir örgüttür.yerel e önem veren halk komitelerini kuran bu devrimci yapı ne yazık ki 80 darbesinde büyük bir darbe yemiş ve çözülmüştür.bugün tam bir devamı olmasada bu geleneği sahiplenen ödp ve halkevleri gibi yapılar mevcuttur.(bkz: devrimci yol)
her barcaleno maçında stardaki spikerler tarafından dillendirilen katalantakımı, katalanlar, katalanya marşı laflarını ve katalan övgülerini duyduktan sonra düşündüğüm olay diyarbakırspor maçında kürdistan takımı, kürtler, kürdistan marşı gibi bir söyleme spikerler tarafından girilirse ne olur bu ülkede.
anarko komunizmin kurucusudur rus asıllı bir devrimci.
(bkz: fobi düzeyinde faşistim)solculuğu hobi zannedenlerin faşizme bakışı
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?