bugün, “özgür, eşit, demokratik bir türkiye’de birarada yaşama savunma” seferberliği başlatıyor. çünkü biz türk-kürt ya da laik-dindar gerilimi yoluyla yurttaşlarımızın  birlikte yaşama duygusu zayıflamasın istiyoruz. doğduğumuz topraklarda barış, hoşgörü, karşılıklı anlayış içerisinde birlikte yaşamayı arzuluyoruz.
türkiye’nin sorunlarının ancak daha fazla demokrasiyle, daha  fazla özgürlükle çözüleceğine inanıyoruz. kürt sorununda  milliyetçi şiddete başvurulması, linç kültürünün yaygınlaşması karşısında “ barıştan, hoşgörüden” yana bir seçenek oluşturmak için harekete geçiyoruz. izmir kemalpaşa’daki örneklerin yaygınlaşmasından, ortak yaşam pratiğinin zedelenmesinden kaygı duyuyoruz.
devletin artık bu sorunu bir asayiş sorunu görmekten vazgeçmesini, başbakan’ın “hepiniz eşit haklara sahip yurttaşlarsınız “ sözlerine sahip çıkmasını; hükümetin bir “sıfır nokta” ilan ederek herkesin demokratik, toplumsal yaşama katılmasının önünü açmasını; artık kimsenin bombadan, kurşundan, şiddetten, silahlı eylemden medet ummamasını istiyoruz.
isteyenin kendi kimliğini, kültürünü öne çıkararak, isteyenin de sade yurttaş olarak özgürce yaşadığı bir türkiye amaçlıyoruz.hiçbir kimliğin başka kimlikleri ezmediği, her kimliğe  saygı duyulduğu bir ülkede yaşamayı arzuluyoruz.siyasal    ve emek- sermaye ekseninde toplumsal aidiyetlerin öne çıktığı bir ortamın da ancak böyle şekilleneceğine inanıyoruz.
özgürlükçü laiklik anlayışıyla, her insanın inanma ya da inanmama özgürlüğünü, devletin tüm din,inanç ve mezheplere eşit mesafede durmasını;  kamu kaynaklarıyla, bizlerin vergileriyle hiçbir mezhebe teşvikte bulunmamasını; devlet işleriyle din işlerinin birbirinden ayrı tutulmasını; herkesin bir diğerinin yaşam tarzına, kılık kıyafet tercihine saygı göstermesini savunuyoruz.
devlet içinde gizli kapaklı hiçbir  ilişki kalmasın; susurluktan,şemdinli’ye, danıştay saldırısına kadar tüm çete  ilişkileri derin devlet bağlantıları aydınlatılsın istiyoruz.
ergenekon anayasası değil, daha sivil, daha özgürlükçü yeni bir anayasa istiyoruz.terörle mücadele  yasası gibi baskı yasalarıyla değil, seçim barajlarının kalkmasıyla, temsilde adaletin sağlanmasıyla  bu ülkenin önünün açılacağına  inanıyoruz. 
gazeteler bombalanırken “ bize de atıyorlar” diyebilen, yargı bağımsızlığını hiçe sayan, bürokrasi atamalarında  kişi kafasının içine  değil de eşinin kafasının dışına bakmayı adet edinen başbakanlarla; susurluk’un   “ fasa fiso” lafıyla üstünü örten zihniyeti “ geçin bunları ıvır zıvır “ diyerek hortlatan, adeta çete ilişkilerinin  üzerine gidilmesinden rahatsızlık duyan muhalefet liderleriyle; vatanı kurtarıyorum bahanesiyle  cukka doğrultan, her türlü kirli işe bulaşan rambo özentileri,  çete kalıntıları, mafya bozuntularıyla bu ülke bir yere gidemez.
zaten jeolojik fay hatlarının üzerinde bulunan  bu ülke, bir  de toplumsal fay hatlarını kaldıramaz. “ biz bize mecburuz”, barış, kardeşlik, hoşgörü, dayanışma içersinde birarada yaşamaktan başka  seçeneğimiz bulunmuyor. ne suudi arabistan’a, ne de kuzey irak’a postalanacak  yurttaşımız yok bizim. işsizliğe, yoksulluğa, gelir dağılımı adaletsizliğine, bunları yaratan neo-liberal politikalara karşı güçlü bir direniş de, birarada yaşama iradesini güçlendirmekten geçiyor.
ödp 25 haziran’da istanbul kadıköy’de, “ özgür, eşit, demokratik bir türkiye’de birarada yaşamı savunanlarla “ bir buluşma gerçekleştirecek: bu sadece bir parti etkinliği olarak kalmayıp, ancak  tüm “demokratik kamuoyunun”  sendikaların, meslek kuruluşlarının, yurttaş inisiyatiflerinin, aydınların, sanatçıların, tek tek bireylerin katılımını sağlayabilirse  amacına ulaşır, toplumu parçalayan milliyetçik, ayrımcılık hak ettiği cevabı alır.herkesin  desteğine, katkısına, el ve omuz vermesine ihtiyacımız var.
 
özgür, eşit, demokratik  bir türkiye’yi yaratmak için  birarada yaşamı savunmaya kararlıyız; başka çaremiz yok.
hayri kozanoğlu
                    
                    
                    neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
