confessions

pipisik

- Yazar -

  1. toplam entry 23841
  2. takipçi 1
  3. puan 617128

şeker otu

pipisik
su bazlı olarak üretilen ve üretiminde alkol ya da herhangi bir kimyasal madde kullanılmayan bu bitki, 500 yıldır paraguay ve brezilya yerlilerince kullanılsa da 1887 yılında gerçek dünya ile tanışmış.

30 yıldır japonya’da da kullanımına başlanan bitkinin üretimine türkiye’de de akdeniz üniversitesi’nce başlanmış, bu da sevindirici bir haber.

yamuk.org

pipisik
"5199 sayılı hayvanları koruma kanunu’nun kabahatler kanunu kapsamından çıkması ve türk ceza kanunu kapsamı içinde değerlendirilmesini desteklemek amacıyla" kurulmuş bir site.

"benim adım yamuk!"

belki de bir imzayla değiştirilebilecek bir dünya vaad ediyordur bize:

~http://www.yamuk.org/

sanat sözlüğü

pipisik
trt okul kanalında bir program. hafta sonları dışında her gün tekrarı var bu programın. yapımcısı ve yönetmeni ise ayla aksu kutlar.

şöyle demişler:

"sanat terimlerini mi merak ediyorsunuz? insanları sanat bilginizle etkilemek mi istiyorsunuz? sanat sözlüğünüz mü yok? artık bunları kendinize dert etmeyin. arkanıza yaslanın ve sanat sözlüğünü izleyin"

~http://www.trt.net.tr/televizyon/detay.aspx?pid=29210
~http://www.trtokul.com.tr/program/detay/kultur/2/sanat-sozlugu/774

lefter küçükandonyadis

pipisik
1989 yılı baharında bir maç öncesi (fener’in 103 golle şampiyon olduğu sene) dereağzı’nda tanışmıştım kendisiyle. sadece lefter de değil; mikro mustafa, rahmetli cihat arman, puşkaş ergun, rahmetli ünal tan (¹), ismail kurt (²), ogün altıparmak ve rahmetli vedat okyar’la (³) birlikte takıma moral vermek için maça gitmeden önce tesisleri (barakaydı o zamanlar) topluca ziyaret etmişlerdi.

yaklaşık üç saat süren bu ziyarette ne anıları ne eski dostlukları kalmıştı anlatılmadık. rusya’dan dönerken omuzlara alınma esnasında gerçekleşen bir pandikleme hikayesi vardı lefter’in anlattığı meselâ, kendisine mi pandik atılmıştı yoksa başkasına mı bunu çıkaramıyorum şimdi ama pandiği atan metin oktay’mış, bunu hatırlıyorum. arman, bir otelde kamptayken boş bir havuza nasıl balıklama atladığını anlatmıştı o gün. altıparmak altta kalır mı, isminin hikayesinden bahsetmişti gene. tan ise apartman mustafa’dan, onun tüm stada yayılan gür sesinden.

(¹: tan eski bir feriköylü futbolcu. istiklal caddesi’ndeki tan han’ın da sahibiydi. o sene altyapı başhocası tan’dı. çok emeği vardır üzerimde, allah rahmet eylesin)
(²: kurt, daha sonra altyapıya başhoca olarak gelmişti. rahmetli metin kurt’un abisidir. kısa bir dönem onunla da çalıştım fenerbahçe’de)
(³: altıparmak ile okyar’ın oğulları -batur ve suat- benim takımda oynuyorlardı. orada bulunma sebepleri de buydu)

tedbirsiz

pipisik
türkiye’de spor dallarındaki cezalandırma öncesi konuşulan anlamından bahsedecek olursak;

disiplin kuruluna (örn. futbolda pfdk’ye) sevk edilen sporcu ya da ilgili kişinin müsabakalara çıkmaması için bir önlem alınması "gerekmediği" durumlarda sarf ediliyor. yani tedbirsiz olarak olarak disiplin kuruluna verilen sporcunun (ya da ilgili kişinin) sıradaki müsabakalara çıkmasında herhangi bir sorun bulunmuyor.

(bkz: tedbirli)

tedbirli

pipisik
türkiye’de spor dallarındaki cezalandırma öncesi konuşulan anlamından bahsedecek olursak;

disiplin kuruluna (örn. futbolda pfdk’ye) sevk edilen sporcu ya da ilgili kişinin müsabakalara çıkmasında sakınca bulunduğu hallerde sarf ediliyor. yani tedbirli olarak disiplin kuruluna verilen sporcunun (ya da ilgili kişinin), hakkında disiplin kurulu tarafından karar verilinceye dek sıradaki müsabakalara çıkması olanaksız oluyor.

(bkz: tedbirsiz)

ultraslan

pipisik
galatasaray’ı, galatasaraylılığı temsil etme yetkisine haiz değiller. umarım en kısa zamanda kendilerini fesheder, daha içten, daha galataraylılara açık, daha halka yakın bir oluşum kurma yoluna giderler. şimdikilerin samimiyetsizlik akıyor paçalarından.

hala servilerde ağlıyorlar mı

pipisik
nazım hikmet’in iddia olunan ilk şiiri olmasa da yayımlanan ilk şiiridir.

şiirin isim konusu ise karışık; 3 ekim 1918’de (3 teşrinievvel 1918) yeni mecmua’da "hâlâ servilerde ağlıyorlar mı?" ismiyle yayımlanmıştır ki, hem böyle hem de "serviliklerde" olarak iki şekilde de anılıyor. üzerinde durulacak bir nokta da; şiirin yahya kemal’e ait olduğu şeklinde yapılan dedikodular aslında bir bakıma yahya kemal’in iddiaları üzerine çıkmış. zira yahya kemal kendi söylüyor "üzerinde o kadar çok tahsis yaptım ki, şiiri neredeyse ben yazdım" diye.

kemal sülker’in "nazım hikmet’in gerçek yaşamı" adlı kitabından harfine dokunmadan aktarıyorum:

"gerçekten de yahya kemal, nazım hikmet’in ilk şiirlerinde düzeltmeler yapmış ve ilk şiirinin yayınlanmasını sağlamıştı. yahya kemal’le sohbetleri pek meşhur olan sermet sami uysal bir gün yahya kemal’e sormuştu:

«şiirlerini tashih ettiğiniz talebeleriniz oldu mu!»

«evet, meselâ nâzım hikmet. nâzım, deniz mektebinde talebemdi (deniz koleji). bir gün bir şiirini getirdi. tashih ettim ve m. nâzım imzası ile yeni mecmua’da neşrettim. o şiir şöyledir:

’bir inilti duydum serviliklerde,
dedim burada da ağlayan var mı?
yoksa tek başına bu kuytu yerde,
eski bir sevgiyi anan rüzgâr mı?
gözlere inerken siyah örtüler,
umarım ki artık ölenler güler,
yoksa hayatında sevmiş ölüler,
hâlâ servilerde ağlıyorlar mı?’

nazım’ın ilk intişar eden (yayınlanan) şiiri budur. fakat bu şiiri ben o kadar çok tahsis ettim ki âdeta yeni baştan yazdığımı söyleyebilirim. kendisi ritmi benden öğrendiğini her zaman itiraf etmiştir. fakat nâzım hikmet şair değildir. şiirleri şiirden ziyade hitabete benzer; daha doğrusu hitabettir. annesi polonyalı idi, babası türktür.»

(18 kasım 1958, cumhuriyet, yahya kemal ile sohbetler, 7)"

[nazım hikmet’in gerçek yaşamı, 1. cilt, sayfa 26-27]

• bir de ahmet haşim’in, bu şiirin ilk iki mısrasını alıp nâzım’a göndermeler yaptığı yazısı var:

"...
ismi nazım hikmet olan ve daha üç sene evvel, alemdar’ın edebi ilâvesinde:

bir inilti duydum serviliklerde
acaba burda da ağlayan var mı?

tarzında köhne bir romantizmin bayat hassasiyetiyle yazılar yazan bu genç, işgal senelerinin en fena bir gününde anadolu’ya geçerek oradan da moskova’ya tahsile gitmişti.
..." (http://epigraf.fisek.com.tr/?num=769)

not; itü sözlük’te carpenoctem mahlaslı yazar da bahsetmiş bundan ama eksik bahsetmiş:http://www.itusozluk.com/li.php?id=10213304

~~~~~~

esin avşar’ın, nazım hikmet’in bu şiiri üzerinde küçük değişiklikler yaparak okuduğu bir şarkısı da var:

servilikler

bold pilot

pipisik
ne attı be!

tjk tv’de 1996’da kazandığı gazi koşunu’nu izledim gene. daha son virajdayken halis tutuyor böyle dizginlerinden, o kafasını sağa sola kıvırıyor "bırak be halis, bırak da koşayım" diyor. son düzlüğe girince dayanamıyor halis, salıyor bold pilot’ı kendi haline. diğerleri başka bold pilot başka koşuyor.

böyle özgüvenli, bu kadar güvenilir, karakterli at sayılıydı türk yarışçılığında.

http://tinyurl.com/6l5hvgh (youtube)

servilikler

pipisik
esin avşar’ın, nazım hikmet’in "hâlâ servilerde ağlıyorlar mı" şiiri üzerinde küçük değişiklikler yaparak 2010 yılında, "büyük türk şairi, dünya şairi: nazım hikmet" albümünde bu isimle okuduğu bir şarkısı:

bir inilti duydum serviliklerde
dedim ki burda da ağlayan var mı
yoksa karanlık bu kuytu yerde
eski bir sevdayı anan rüzgar mı

yüzlere inerken siyah örtüler
umardım ki artık ölenler güler
yoksa hayatında sevmiş ölüler
hala serviliklerde ağlıyorlar mı

gözlere inerken siyah örtüler
umardım ki artık ölenler güler

dinlemek için:

http://tinyurl.com/k5j76ob (ttnet)
9 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol