confessions

pipisik

- Yazar -

  1. toplam entry 23841
  2. takipçi 1
  3. puan 617128

cneydo

pipisik
hatay’ın kimi yerleşim bölgelerinde cennet anlamında. aynı zamanda tokaçlı köyünün de eski adı cneydo.

trt belgesel ödülleri 2012 ulusal amatör kategoride milli piyango özel ödülü ve gene aynı yıl düzenlenen aydın doğan vakfı genç iletişimciler yarışmasının belgesel dalında üçüncülük ödülü sahibi 16 dakikalık film. belgeseli selçuk üniversitesi iletişim fakültesi öğrencileri (beş kişi çekim, üç kişi kurguda çalışmış) çekmişler.

hatay’ın altınözü ilçesi tokaçlı (cneydo/cennet) köyündeki hıristiyan yurttaşlarımızın konu alındığı filmin yönetmeni hüdai ateş. belgesel şuradan izlenebilir:

http://tinyurl.com/k4qxqe2 (youtube)

cukkalamak

pipisik
cukka (argoda kadın memesi) sözcüğünden yola çıkarsak bunun da "parayı saklamak", "parayı indirmek" gibi anlamları oluyor o jargonda. günlük yaşamdaysa daha çok "hep bana hep bana" diyen tiplerin yaptığı, her kazanımı/kârı paylaşmaksızın kendine ayırma işlemi demek daha doğru olabilir sanki.

ahmet şefik

pipisik
[ahmed şefik]

"mısır’da 11 şubat 2011’de devrilen cumhurbaşkanı hüsnü mübarek’in son başbakanı olan 71 yaşındaki ahmed şefik, 1996-2002 yılları arasında hava kuvvetleri komutanı olarak görev yaptı.

2002-2011 yılları arasında sivil havacılık bakanı olan şefik, 31 ocak 2011’den 3 mart 2011’e kadar geçen 33 günlük süre boyunca başbakanlık görevini üstlenmesi nedeniyle, ’mübarek’in son başbakanı’ sıfatıyla anılıyor.

mübarek, şubat 2011’de yaşanan ayaklanmaları bastırması amacıyla ahmed şefik’i başbakanlık görevine getirmişti. şefik, bu dönemde eski rejimin mensuplarıyla ortaklık kurmak ve kabinesinde mübarek’in çok sayıda bakanına yer vermekle eleştirilmişti. tüm bunlar, şefik’in göreve gelmesinden bir ay sonra baskılar sonucu istifa etmesine neden oldu.

şefik, 23-24 mayıs 2012 tarihlerinde gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçiminin en çok oy alan adayları arasındaydı. ancak seçimler öncesinde çıkarılan bir düzenleme nedeniyle cumhurbaşkanlığı yarışına katılamıyordu. zira seçim komisyonu, eski rejimde üst düzey görev yapmış kişilerin seçimlerde aday olmasına yasak getirmişti. ancak komisyonun şefik ile ilgili kararı son dakikada değişti.

şefik, kendisine yönelik eleştiriler karşısında, mübarek rejiminin içinde rejime muhalif bir isim olduğunu öne sürmüştü. “mübarek rejimine muhalefet etmediğimi kim söyleyebilir” diyen şefik, eski rejimin aldığı birçok karara karşı çıktığını ifade etmiş, reform için hükümetin içinden çalışmasının ülkeye daha faydalı olduğunu belirtmişti.

yerel yönetimleri güçlendirme vaadi

şefik, cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması halinde güvenlik ve suçla mücadeleyi öncelikli gündem maddesi haline getireceği vaadini ön plana çıkardı.

ahmed şefik’in projeleri arasında yerel yönetimleri ve halk meclisi sistemini geliştirmek, bedevilere eşit haklar tanımak, eğitim ve istihdam alanında kurumlar oluşturmak, yeni su kaynakları bulmak, bütün mısırlıları kapsayan sağlık sigortası sistemini düzenlemek, eğitimi yaygınlaştırmak gibi maddeler yer alıyordu.

seçim kampanyası sırasında askeri yönünü öne çıkaran şefik, israil ile yapılan savaşlarda iki israil uçağını düşürdüğü bilgisini seçim kampanyası boyunca kullanmıştı. kahire’deki uluslararası havaalanını ve ülkenin ulusal havayolu şirketi egyptair’i modernize etmesi de, şefik’in kampanyasında sık sık dile getirilen unsurlar arasındaydı.

şefik, her fırsatta, 1952’den bu yana bütün cumhurbaşkanları askeri formasyondan gelen ülkede, silahlı kuvvetlerin evlatlarından biri olmakla gurur duyduğunu söylüyordu.

askere yakınlığı eleştirildi

bu durumun, mübarek’in ardından ülkede yönetimi devralan yüksek askeri konsey ile ilişkilerinin, mısır’ın demokrasiye geçiş süresi boyunca iyi yönde seyredeceğinin göstergesi olduğunu söyleyen şefik’in askeri altyapısı, ordu ile yönetim arasında belirgin bir ayırım olmasını isteyen kesimler tarafından sert şekilde eleştirildi.

seçim kampanyası boyunca siyasette deneyimli bir isim olduğunu vurgulayan şefik, seçimler öncesinde katıldığı birçok televizyon programında ise katı ve sabırsız yapısını gizleyemedi.

ahmed şefik, seçilmesi halinde islamcı bir cumhurbaşkanı yardımcısı atayacağını, bu kişinin müslüman kardeşler’den ya da selefi partilerden olabileceğini belirterek islamcı kesimlerin desteğini kazanmaya çalıştı.

mısır seçim komisyonu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ahmed şefik’in 5 milyon 505 bin 327 kişinin oyunu aldığını, müslüman kardeşler adayı muhammed mursi’nin ise 5 milyon 764 bin 952 oya ulaştığını bildirmişti. resmi sonuçlara göre şefik ile mursi, ikinci turda yeniden yarışma hakkı kazandı.

16 haziran 2012’de ikinci tur seçimler yapıldı. seçim kurulu 24 haziran’da resmi sonuçları açıklayarak, mısır’ın yeni liderinin ihvan adayı muhammed mursi olduğunu ilan etti. katılımın ilk tura göre biraz daha yüksek olduğu ikinci turda mursi 13 milyon 230 bin 131 oya ulaşırken, şefik ise 12 milyon 347 bin 380 kişinin oyunu alabildi.

seçimi kaybeden ahmet şefik, mübarek döneminde yapılan bazı yolsuzluklara karışmakla suçlandı. mübarek’in oğulları ile birlikte haklarında dava açıldı. ülkeyi terkederek birleşik arap emirlikleri’ne geçen şefik, kendisine itham edilen "yolsuzluk suçlamalarından" beraat edeceğinden emin olduğunu ifade etti.

hakkında yakalama kararı çıkarılan şefik’i mısır güvenlik makamları birleşik arap emirlikleri’nden iade etmesini istedi. birleşik arap emirlikleri’nin şefik’i iade etmek istememesi üzerine gıyabında yargılandı. “sivil havacılık bakanlığı’nda mali yolsuzluk” davasından beraat eden şefik’in diğer davaları devam ediyor.

mübarek döneminin son cumhurbaşkanı ahmet şefik hâlâ birleşik arap emirlikleri’nde ikamet ediyor."

http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-ahmed-sefik

mahmut abbas

pipisik
"yıllardır filistin siyasetinin en önemli figürlerinden biri. fetih hareketinin kurucularından olan ve filistin kurtuluş örgütü’nde (fkö) önemli görevler üstlenen mahmud abbas, 2005 yılından bu yana filistin ulusal yönetimi başkanı.

abbas, 1935 yılında, o dönemde britanya’nın mandası olan filistin’in kuzeyindeki safed şehrinde dünyaya geldi.

israil’in kurulduğu ve ilk arap-israil savaşı’nın patlak verdiği 1948’de mülteci konumuna düşen abbas, ailesiyle suriye’ye göç etti. lisans öğrenimini şam üniversitesi’nde tamamladıktan sonra mısır’da hukuk öğrenimi gördü. tarih doktorasını ise dönemin sovyetler birliği’nin başkenti moskova’da tamamladı.

takma adı ’ebu mazen’ olan abbas 1959’da, filistin davasının sembol ismi olacak yaser arafat ile birlikte, ileride fkö çatısında birleşecek grupların en büyüğü olan fetih’i kuran kadroda yer aldı. sürgünde yaşadığı ürdün, tunus ve lübnan’da da arafat’la birlikteydi.

1964’te kurulan fkö’nün hedefi, ’filistin’in silahlı mücadele ile kurtarılması ve bağımsız bir filistin devleti’nin kurulması’ydı.

abbas fkö’de genelde arka planda olmayı tercih etti. ancak yine de uluslararası arenada, arap liderleri ve istihbarat şefleri ile güçlü ilişkiler kurdu.

zaman içinde fkö bünyesinde yükselen abbas, 1970’lerde güvenlik ile ilgili görevler üstlendi. 1980 sonrasında ise fkö’nün ulusal ve uluslararası ilişkiler bölümü’nü yönetti.

oslo sürecinin mimarlarından

pragmatik bir siyasetçi olarak bilinen abbas, yahudi sol ve pasifist çevreler ile bağlantısını sürdürdü. benzer şekilde, kanallar el verdiği ölçüde israil ve abd hükümetleriyle diyalog kurmaktan da çekinmedi.

abbas, israil ile fkö arasında 1991’de madrid konferansı’yla başlayan, oslo’daki gizli görüşmelerle devam eden ve 1993’te imzalanan oslo anlaşmaları ile sonuçlanan barış sürecinin mimarlarındandı. washington’daki imza töreninde de arafat’ın yanında yer aldı.

filistin ulusal yönetimi adlı idari yapı da, oslo anlaşmaları bünyesinde kuruldu. nihai hedef, israil ile iki devletli çözüm çerçevesinde işgal altındaki filistin’e bir devlet statüsü kazandırmaktı.

abbas, 2003’te filistin ulusal yönetimi başbakanı oldu. israil ve abd ile filistin ulusal yönetimi başkanı yaser arafat arasındaki sorunlar yüzünden yeni lider adayı olarak sivrildi. arafat’ın aksine, filistinli grupların şiddet eylemleriyle arasına mesafe koydu.

oluşturulan güvenlik güçlerinin idaresi konusunda arafat ile anlaşamayan abbas, iktidar mücadelesi sonrası dört ay sonra başbakanlıktan istifa etti.

başkanlık koltuğuna oturdu

abbas, arafat’ın 2004 sonunda hayatını kaybetmesi sonrası ocak 2005’te düzenlenen başkanlık seçimlerini yüzde 62 oyla kazanarak, fkö’nün kurucusunun koltuğunu devraldı.

2006’daki genel seçimi fetih’e rakip islami direniş hareketi’nin (hamas) kazanması sonrası ise batılı ülkelerin çoğu ve israil sonucu tanımayıp, filistin ulusal yönetimi’nin kontrolündeki bölgelere ambargo ve abluka uygulamaya başladı.

hamas’ın fetih ile kurduğu hükümetler başarısız oldu. rakip filistinli gruplar arasında çatışmalar ve suikastlar yaşandı.

batılı ülkeler bu süreçte, abbas komutasındaki filistin ulusal yönetimi’ne bağlı güvenlik güçlerini destekledi.

2007’de hamas gazze’nin kontrolünü ele geçirdi. abbas’ın fiili olarak başkanlığını sürdürdüğü batı şeria’da ise fetih filistin ulusal yönetimi’ni temsilen bir hükümet kurdu.

abbas, hamas’tan farklı olarak israil’e karşı silahsız direnişi savundu. israil ve batılı ülkeler filistin ulusal yönetimi başkanı’nı ılımlı bir lider olarak gördü.

kasım 2007’de yaptığı bir açıklamada hamas’ı suçlayan abbas, "demokrasimizi bıçaklayanlar ve askeri darbeyi ulusal diyaloğa tercih edenler var. hamas, (yaser) arafat’ın başarılarını silemez" dedi. hamas’ın siyasi büro şefi halid meşal ise israil’in önde gelen müttefiki abd ile ilişkisinden dolayı, abbas’ı filistin halkının temsilcisi olarak görmediğini söyledi.

abbas ve fetih, fiili olarak hala sadece batı şeria’yı yönetiyor.

filistin ulusal yönetimi’nin birleşmiş milletler (bm) nezdindeki statüsü, kasım 2012’de örgütün genel kurulunda yapılan oylama ile ’üye olmayan gözlemci devlet’ seviyesine yükseltildi.

israil ve filistin ulusal yönetimi arasındaki görüşmeler ise yaklaşık üç yıllık bir aranın ardından temmuz 2013’te abd’nin arabuluculuğunda yeniden başladı. ancak israil’in işgal altındaki batı şeria ve doğu kudüs’te yeniden yahudi yerleşim birimleri inşa etmeyi planlaması üzerine, filistin heyeti kasım 2013’te istifa etti.

abbas, israil’in 1967’de işgal ettiği batı şeria ve gazze şeridi’nde başkenti doğu kudüs olan bağımsız bir devlet kurmak istediklerini, görüşmelerin devam edebileceğini söylüyor."

http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-mahmud-abbas

tarık haşimi

pipisik
"irak siyasetinin son dönemde en çok tartışılan isimlerinden biri olan sünni cumhurbaşkanı yardımcısı tarık haşimi, 1942’de başkent bağdat’ta doğdu. meşhedan aşiretine mensup olan haşimi, 1959 ile 1962 yılları arasında askeri akademide eğitim gördü.

mustansıriyye üniversitesi’nden 1969 yılında ekonomi dalında lisans diploması alan haşimi, aynı alandaki yüksek lisans eğitimini 1978’de tamamladı.

33 yaşındayken ordudan ayrılan haşimi, 1979–1981 yılları arasında londra merkezli deniz taşıma şirketi united arap shipping company bünyesinde irak sorumlusu sıfatıyla görev yaptı.

1960’ta kurulan ve 1970’lerden itibaren faaliyetlerine britanya’da devam eden irak islam partisi’nin planlama komitesi ve şura konseyi üyesi oldu. saddam hüseyin liderliğindeki irak’ın 1990’da kuveyt’i işgal etmesinin ardından ülkesine döndü.

irak baas partisi’ne hiçbir zaman katılmayan haşimi’nin adı, 20 mart 2003’te başlayan abd işgalinin ülkede oluşturduğu yeni yapı içerisinde yeniden gündeme geldi. saddam sonrası eski hakim pozisyonunu tamamen kaybeden sünni kesimin temsilcilerinden biri olarak ön plana çıktı.

federalizme karşı

ilke olarak federalizme karşı olan ve ülkeyi böleceğini düşünen tarık haşimi, 2005 yılında kabul edilen irak anayasası’na, ülkeye federal yönetim şeklini getirdiği için destek vermedi.

petrol kaynaklarının ’nüfus yoğunluğuna’ göre dağılımını talep etmesinin yanında ordu ve polis birimlerinde sünnilere daha çok yer verilmesi gerektiğini savundu.

irak islam partisi, 2005’te düzenlenen genel seçimin ardından parlamentodaki en geniş sünni bloğun temsilcisi haline geldi.

haşimi, 2006 yılında irak cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atandı ve 2009’da görevini ’daha sağlıklı yürütebilmek adına’ irak islam partisi’nden istifa etti.

abd ile ilişkileri daima belirli bir mesafe içinde seyreden iraklı siyasetçi, abd’nin irak’ı 2003 yılında işgalinin ardından washington’ın askeri varlığına da karşı çıktı.

ülkedeki şiddet olaylarından abd’yi sorumlu tutan haşimi, nisan 2006’da gerçekleşen iki ayrı saldırıda kız ve erkek kardeşini kaybetti.

sünni politikacı, irak’ın şii başbakanı nuri maliki ile 2006 yılından bu yana, mezhep farklılıklarının da getirdiği derin siyasi fikir çatışmaları yaşadı. maliki hükümeti, haşimi tarafından etnik gerilimi artırmak, yolsuzluklara imza atmak ve mezhepçilik yapmakla suçlandı.

tutuklama kararı

haşimi, abd askerlerinin 2011 sonunda irak’tan çekilmesinin akabinde ülkede şiiler ile sünniler arasındaki tırmanan mezhepsel gerilimin sembol olaylarından birinin baş aktörü haline geldi.

söz konusu olay, haşimi’nin 19 aralık 2011 tarihinde ülkenin kuzeyindeki erbil’e hareket etmek üzere gittiği bağdat havaalanı’nda gözaltına alınmak istenmesiyle patlak verdi.

gözaltı girişimi, haşimi’nin korumalarına ’bazı hükümet yetkililerini öldürmeleri için para verdiği’ suçlamasına dayandırılıyordu.

cumhurbaşkanı celal talabani’nin devreye girmesiyle haşimi, kuzey irak bölgesel yönetimi’ne sığındı. haşimi’nin yanında bulunan üç koruma ise gözaltına alındı. ardından haşimi hakkında tutuklama kararı çıkarılması, ülkedeki siyasi krizi doruğa ulaştırdı.

bağdat’taki mahkemenin bağımsız olmadığını vurgulayan haşimi, bu gerekçeyle hakim önüne çıkmayı reddetti ve gıyabında yargılanmaya başladı. 9 eylül 2012’de sonuçlanan mahkemede hakkında idam kararı verildi. bunun üzerine haşimi kararı tanımadığını belirtti ve türkiye’de kalmaya devam edeceğini söyledi.

haşimi’nin de üyesi olduğu irakiye bloku ise nuri maliki’nin ülkede iktidarı tekeline aldığı iddiasıyla irak parlamentosunu boykot etti. blok daha sonra parlamentonun oturumlarına yeniden katılma kararı aldı.

kırmızı bülten

uzun bir süre irak’ın kuzeyindeki kürt yönetiminin himayesinde kalan haşimi, nisan 2012 başlarında önce katar’a, oradan suudi arabistan’a gittikten sonra, son olarak türkiye’ye geldi.

mayıs 2012’de ise uluslararası polis teşkilatı (interpol), haşimi’nin yakalanması için kırmızı bülten yayımladı. interpol, internet sitesinde yer alan açıklamada, haşimi’nin irak’taki ’terör saldırılarını finanse etmek ve bunlara yardımcı olmak’ şüphesiyle yakalanması için bu kararı aldığını duyurdu. açıklamada, haşimi hakkında kırmızı bülten yayımlama talebinin iraklı yetkililerden geldiği belirtildi.

türkiye başbakanı recep tayyip erdoğan, kırmızı bülten yayımladığı sırada türkiye’de bulunan haşimi’ye destek vererek, sünni politikacının tedavi amacıyla türkiye’de bulunduğunu belirtti. başbakan yardımcısı bekir bozdağ da, ankara’nın, hükümetin ‘destek verdiği birini iade etmeyeceğini’ söyledi."

http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-tarik-el-hasimi

boyko borisov

pipisik
"siyasi kariyerine belediye başkanı olarak başlayan, sonrasında kurduğu parti ile kısa sürede iktidara gelen boyko borisov, beş yıllık başbakanlıktan sonra muhalefete geçmiş olsa da bulgaristan siyasetinde kalıcı olacağının sinyallerini veriyor. polis, itfaiyeci, karateci, emniyet müdürü ve yakın koruma kimliklerini de taşıyan borisov, sıradışı bir politikacı profili çiziyor.

boyko metodiev borisov, 13 haziran 1959’da başkent sofya’ya bağlı bankya kasabası’nda doğdu. babası polis, annesi ise ilkokul öğretmeni olan borisov, ilköğrenimini tamamladıktan sonra babasının da etkisiyle olduğu bulgaristan içişleri bakanlığı akademisi’ne girdi. içiçleri bakanlığı, soğuk savaş döneminde, bulgaristan’daki en önemli kamu kurumu konumundaydı. (sistemi içten korumaya çalışan polis ve milis teşkilatının bağlı olduğu içişleri bakanlığı, bugün de en kritik devlet organı olarak görülüyor.)

itfaiyecilikten yakın korumacılığa

1977 yılında polis akademisi’nin ’devlet güvenliği’ bölümünde okumak için başvurdu. ancak akademi onu ’yangınlara karşı güvenlik’ yani itfaiye bölümüne kabul etti. borisov’a göre bunun nedeni, dedesinin antikomünist görüşlere sahip olmasıydı.

1990’da tüm doğu bloku ülkeleriyle beraber bulgaristan’da sosyalist sistem sarsılmaya başladı. sovyetler birliği ve onun uydusu konumundaki doğu avrupa ve balkan ülkelerini avrupa’nın geri kalanından ayıran demirperde’nin kalktığı bu döneme bulgaristan’da ’depolitizasyon’ süreci adı verildi. borisov, özel girişime imkan tanıyan depolitizasyon döneminde hızla harekete geçerek 1991’de ipon-1 adını verdiği bir yakın koruma ve güvenlik şirketi kurdu.

borisov’un yakın koruma (bodyguard) olarak hizmet verdiği müşterileri arasında, bulgaristan’ın sosyalist dönemdeki son devlet başkanı todor jivkov ile bulgaristan’ın eski kralı simeon sakskoburgotski (ii. simeon) da vardı. (sakskoburgotski, 2001-2005 döneminde başbakanlık koltuğunda oturacaktı.) korumalık döneminde giydiği siyah deri ceket ve enerjik tavırları yüzünden bulgaristan medyası ona ’batman’ lakabını taktı.

borisov, 90’lar boyunca birkaç yakın koruma ve güvenlik şirketi daha kurdu. bu dönemde, daha sonra ’mafyavari örgütlerin ve organize suç şebekelerinin lideri’ olmakla itham edilip yargılanacak bazı kişilerle tanıştı.

emniyet müdürlüğü yılları

2001 yılında, emniyet genel müdürlüğü görevine getirildi. bu makamdaki 4 yıllık görev süresince, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı ile her türlü sahte mal üretimi ve kredi kartı sahtekarlığı gibi bulgaristan’da yaygın görülen suçlara yoğunlaştı. bu görevi sırasında borisov, dönemin türkiye emniyet genel müdürü gökhan aydıner, organize suçlarla mücadele daire başkanı hanefi avcı ve mit müsteşarı şenkal atasgun ile birlikte ortak operasyonlara imza attı. murat demirel’in bulgaristan’da yakalanması da borisov’un emniyet müdürlüğü döneminde gerçekleşti.

siyasete girişi ve hızlı yükselişi

emniyet genel müdürlüğü görevinden 2005’te ayrılıp sofya belediye başkanlığı seçiminde aday oldu. halkın büyük ilgisini gören ve önemli bir oyla seçilerek sofya belediye başkanı olan borisov, önceki görevinde kendisine çok yakın olan tsvetan tsvetanov’u yardımcılığı görevine getirdi. o günden beri tsvetanov, borisov’un ’emanetçisi’ olarak algılanıyor.

2006 yılında borisov, emanetçisi tsvetanov’a, daha sonra siyasi partiye dönüşecek olan bir sivil toplum örgütü kurdurdu. tam açılımı ‘bulgaristan’ın avrupa gelişimi için vatandaşlar’ olarak çevrilebilecek hareket kısaca ’gerb’ (rozet) adını kullandı.

gerb partileştikten sonra 5 temmuz 2009’daki genel seçime katıldı ve oyların yüzde 40’ını alarak 240 sandalyeli bulgaristan parlamentosunda 116 üyelik elde ederek iktidara geldi. koalisyon hükümeti kurarak ülkeyi yönetmeye başlayan borisov, ocak 2010’daki parti kongresinde resmen gerb’in liderliğine seçildi.

seçim kampanyası sırasında ülkeyi fakirlik, yolsuzluk ve mafya cinayetlerinden kurtaracağı sözünü veren borisov, işe hızlı başladı. avrupa birliği’nden (ab) gelen fonların artmasını sağlayan borisov hükümeti, ülkenin karayolu ağını yenilemek için de harekete geçti. sıkı para politikası, denk bütçe ve dış borcu azaltma politikaları, bulgaristan’ı bir anda ab ülkeleri arasında üst sıralara taşıdı. ama bu durum, 8 milyonu bile bulmayan nüfusuyla bulgaristan’ın ab’nin en fakir ülkesi olma durumunu değiştirmedi. emniyet müdürlüğü sırasında örgütlü suçlarla mücadele konusunda elde ettiği şöhretini korumak isteyen borisov, mafya gruplarına karşı özel birlikler kurarak operasyonlar başlattı.

gösteriler ve istifa süreci

borisov’un imajı, belki de siyasette bu kadar hızlı yükselmesindeki en önemli etkendi. iri gövdeli, sportmen yapılı bir insan olan bulgar siyasetçi, 1978 yılından beri karate yapıyor ve 7. dan kara kuşak sahibi. uzun süre bulgaristan karate federasyonu başkanlığı da yapan borisov, bulgar amatör liginde mücadele eden bir futbol takımının da lisanslı futbolcusu. kısa kesim saç traşı, net ve kararlı konuşması ile çabuk karar alıp hemen harekete geçen ve sonuç alacak şekilde davranan bir yönetici profili çizdi. tüm bu nitelikleri ona büyük bir popülarite getirdiyse de arkasındaki halk desteğini korumayı başaramadı.

uyguladığı ekonomi politikaları, özellikle ab’deki ekonomik krizle birleşince bulgaristan halkı 12 şubat 2013’te sokaklara çıkmaya başladı. bulgaristan’ın yakın tarihinde, 1989’da türklerin adlarının değiştirilmesi üzerine gerçekleşen gösterilerden sonraki en büyük protestolara, ülke çapında 33 şehirde 10 binlerce kişi katıldı. elektrik fiyatlarını protesto eden 5 kişinin farklı zamanlarda kendini yakmasıyla başlayan gösteriler üzerine borisov önce maliye bakanı’nın istifasını istedi ama bu da protestoları durduramadı.

hükümeti zor durumda bırakan gösterileri durdurmak için son çare olarak polis müdahalesini devreye soktu. 25 kişinin yaralanması ve parlamento binası önüne kadar gelen göstericilerin kararlı tutumu üzerine boyko borisov ’polisin insanları dövdüğü bir hükümetin lideri olamayacağını’ söyleyerek 20 şubat 2013’te istifa etti.

12 mayıs 2013’te düzenlenen erken genel seçimde borisov’un partisi gerb, ciddi bir düşüş yaşadıysa da yüzde 31’lik oy oranıyla yine birinci oldu. fakat hükümeti kurma görevi, cumhurbaşkanı rosen plevneliev tarafından bağımsız milletvekili plamen oreşarski’ye verildi.

bir kez evlenen boyko borisov’un bu evlilikten veneta isimli bir kızı var. ortodoks hıristiyan olan borisov, rakipleri tarafından sık sık yabancı düşmanı olmakla suçlanıyor."

http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-boyko-borisov

hamid karzai

pipisik
"afganistan’da taliban sonrası yönetimi ele alan lider olan hamid karzai, kasım 2009’da düzenlenen seçimlerde bir kez daha cumhurbaşkanı seçildi.

ilk olarak yaklaşık üç yıl geçici hükümetin başkanlığını yaptıktan sonra, 2004 yılında afganistan’da taliban sonrası dönemde seçimle göreve gelen ilk cumhurbaşkanı olan karzai, aynı göreve 2 kasım 2009’da düzenlenen seçimler sonrasında da devam ediyor.

peştun aşireti kökenli cumhurbaşkanı, 2001-2004 yılları arasında halkın daha çok destek verdiği bir isimken, bölgedeki taliban ve el kaide birliklerinin yeniden güç kazanmaya başlaması ve 2009 seçimlerine yolsuzluk karıştığı iddiaları nedeniyle eskisi kadar destek görmüyor.

sovyetler birliği’nin afganistan’ı işgali

1957 yılında kandahar’da dünyaya gelen karzai, kabil’de aldığı eğitimin ardından hindistan’ın simla üniversitesi’nde yükseköğrenimine devam etti ve buradan yüksek lisans derecesi ile mezun oldu.

sovyetler birliği, 1979’da afganistan’ın başındaki sosyalist eğilimli muhammed necibullah hükümetinin davetiyle afganistan’a asker göndererek ülkeyi kontrol altına aldı. sovyetler’in fiili işgali anlamına gelen bu duruma karşı islamcı mücahitler direnişe geçtiler. başta abd olmak üzere batı’nın ve suudi arabistan ile pakistan gibi ülkelerin desteğini alan mücahitler, sovyet güçlerine ağır kayıplar verdirdiler. dünyanın dört bir yanındaki müslüman ülkelerden insanlar, "cihat" amacıyla afganistan’a akın ettiler. çatışmalar, 1989’da sovyetler birliği’nin geri çekilmesiyle sona erdi.

sovyet - afgan savaşı sırasında karzai, 1982 yılında ulusal afgan kurtuluş cephesi’nin harekât sorumlusu olarak mücadele etti. ancak daha sonra pakistan’a gitti ve savaş bitene kadar burada kaldı.

1992’de necibullah yönetiminin devrilmesinden sonra kabil’e döndü ve burhaneddin rabbani hükümetinde dışişleri bakanı yardımcısı oldu. fakat daha sonra casusluk yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. serbest bırakılmasının ardından pakistan’a kaçarak burada afgan mültecilerin arasında yaşamını sürdürdü ve eski afganistan kralı muhammed zahir şah’ın yeniden göreve getirilebilmesi için çalışmalara katıldı.

taliban’la ilişki

taliban’ın afganistan’da etkisini göstermeye başladığı 1990’ların başında, karzai oluşumu açıkça destekliyordu. ancak taliban’ın kendisine teklif ettiği elçilik görevini reddetti. 1994 yılı sonlarına doğru ise taliban rejiminden uzaklaşmaya ve geniş tabanlı bir hükümet kurma planlarını desteklemeye başladı.


karzai (solda) ve nato genel sekreteri anders fogh rasmussen.
[reuters]

14 temmuz 1999 sabahı babası abdül ahad karzai, yolda uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. suikastı taliban’ın düzenlediği öne sürüldü.

karzai, pakistan’dan afganistan’a döndüğü ekim 2001’de taliban karşıtı mücadelede görev alan bir isim haline geldi. aynı dönemde abd afganistan’a saldırdı.

karzai’nin ülkeye döndüğünü öğrenen taliban, saklandığı yere baskın düzenledi. karzai, abd helikopterleri ve özel güçler tarafından kurtarıldı. o dönemde birleşmişmilletler (bm) önderliğinde düzenlenen konferans afganistan’da bir geçici hükümetin kurulmasına karar verdi.

5 aralık 2001’de almanya’nın bonn kentinde bir araya gelen ve geçici bir hükümet kuran afgan gruplar, hükümetin başına karzai’nin getirilmesine karar verdi.

karzai uluslararası toplumun önüne ilk olarak ocak 2002’de tokyo’da düzenlenen uluslararası bağışçılar konferansı’nda çıktı. konferansta afganistan için 4 milyar dolardan fazla yardım toplamayı başardı.

11 haziran 2002’de başkent kabil’de düzenlenen büyük konsey toplantısında karzai, 18 ay boyunca görev yapmak üzere afganistan’da geçici hükümetin başkanı seçildi.

bu dönemden itibaren batılı güçlerle ilişkilerini yoğunlaştıran karzai, "iyi eğitimli, batılı lider" portresi çizmeye çalıştı.

afganistan’da özellikle savaş ağalarının hükümranlığından bıkmış halk başta olmak üzere geniş bir kesimin desteğini kazandı.

ikinci ve üçüncü galibiyet

görev süresinin dolmasının ardından 9 ekim 2004’te düzenlenen seçimleri de kazanan karzai, 7 aralık günü yemin ederek görevine başladı.

karzai, şubat 2009’da, 21 mayıs’ta görev süresinin bitmesinin ardından ağustos ayında düzenlenecek seçimlere kadar cumhurbaşkanlığı görevini sürdüreceğini duyurdu. daha sonra 20 ağustos’ta düzenlenecek seçimlerde aday olduğunu açıkladı.

seçimin ardından abd’li gözlemciler, bm tarafından düzenlenen soruşturma sonucunda, karzai’nin oy oranının yüzde 50’nin altına düştüğünü ve bu yüzden ikinci tur seçimlerin yapılması gerektiğini açıkladı.

afganistan’daki bağımsız seçim komisyonu, karzai’nin ikinci turdaki rakibinin abdullah abdullah olacağını duyurdu, ancak cumhurbaşkanı adayı abdullah, 1 kasım’da bağımsız seçim komisyonu ve hükümetin, seçimlerde görev yapan üst düzey kamu görevlilerini görevden almamak da dahil olmak üzere birçok talebini karşılamadıklarını açıklayarak, adaylıktan çekildi. karzai, bir sonraki gün yeniden cumhurbaşkanı ilan edildi.

karzai, cumhurbaşkanlığı yemin töreninde yolsuzlukla mücadele sözü verdi ve büyük konsey’i toplayacağını açıkladı.

cumhurbaşkanının, taliban bünyesindeki ılımlı çevrelerle barış müzakerelerine başlama önerisi, afgan aşiretleri tarafından 2 haziran 2010’da düzenlenen büyük konsey toplantısında kabul edildi. karzai bu çerçevede müzakereleri sürdürüyor.

afganistan’da bir sonraki seçimlerin, nato muharip güçlerinin ülkeyi terk edeceği 2014’te yapılması gerekiyor. o sene, ikinci beş yıllık görev süresini tamamlayacak karzai’nin üçüncü kez yarışa girmesinin önünde anayasal engel bulunuyor.

2 mayıs 2012’de abd başkanı barack obama ve karzai, afganistan’daki nato kuvvetlerinin 2014 yılında gerçekleşecek çekilme sonrasındaki statüsü ile washington’ın ülkedeki rolünü içeren bir anlaşma imzaladı.

abd’ye yakınlığı

cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğu ilk günden bu yana karzai’ye getirilen eleştirilerin başında, "abd’nin kuklası" olmasına yönelik suçlamalar geliyor.

özellikle haziran 2002’de abd’nin ihtiyar heyeti toplantısına müdahale ederek kralın devlet başkanı karzai’ye karşı gelemeyeceğini açıklaması, bu yöndeki eleştirileri güçlendirdi.

karzai’nin batılı güçler ile ilişkileri de son yıllarda bozulmaya başladı. afganistan cumhurbaşkanı ülkeyi verimli yönetememekle ve başkent kabil dışında kalan, taliban ve taraftarlarının yeniden güç kazanmaya başladığı bölgelerde etkin bir politika uygulayamamakla eleştiriliyor. ülkenin bazı bölgelerinde savaş ağaları halen yönetimi kontrol altında bulunduruyor.

karzai, ülkeye yapılan milyarlarca dolar dış yardımın yeterli olmadığını ve bir o kadarına daha ihtiyaç duyulduğunu savunurken; eleştiriler, maddi yardımların yetersizliğini hükümetteki yolsuzluklara bağlıyor.

2009 seçimlerinde uluslararası gözlemcilerin, oy pusulalarının saklandığı ve seçim yasalarının çiğnendiğine dair raporları da karzai hükümetinin imajını olumsuz yönde etkiledi.

karzai’ye getirilen bir diğer eleştiri de başta kardeşleri olmak üzere aile bireylerinin devlet yönetimine karışmalarına engel olmadığı yönünde.

karzai 1999 yılında, pakistan’daki afgan mülteciler ile çalışan, kadın hastalıkları uzmanı zeenat kuraişi ile evlendi. çiftin 2007 yılında mirvais adını verdikleri oğulları dünyaya geldi.

kendisine beş kez suikast girişimi düzenlenmek istenen karzai, kariyeri boyunca dünya genelinde siyaset ve eğitim kurumlarından çok sayıda ödül ve onur derecesi aldı. son olarak 2005 yılında boston üniversitesi hukuk fakültesi, 2006 yılında georgetown üniversitesi hukuk fakültesi tarafından fahri doktora unvanına layık görüldü.

5 nisan 2014’te düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde karzai aday olmayacak."

http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-hamid-karzai

halid meşal

pipisik
"57 yaşındaki halid meşal, 1996’dan bu yana filistin islami direniş hareketi’nin (hamas) siyasi büro şefi. hamas’ın israil’e yönelik politikalarının mimarlarından olan meşal, nisan 2013’te türkiye’nin de desteğini alarak koltuğunu korumuştu.

hayatının çoğu filistin toprakları dışında geçen meşal, uzun süre suriye’nin başkenti şam’da sürgündeydi. meşal, bu ülkedeki iç savaşın şiddetlenmesi ile birlikte şubat 2012’de katar’ın başkenti doha’da yaşamaya başladı.

meşal birçok filistinli için bir ‘kahraman’. israil, abd ve bazı batılı ülkeler için ise israil devletini yıkmaya çalışan bir örgütün lideri.

kuveyt’e göç

halid meşal 1956’da batı şerialı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. israil’in 1967’de batı şeria’yı işgal etmesi sonrası, meşal ve ailesi binlerce filistinli gibi ramallah yakınlarındaki köylerini terk etti.

babası körfez ülkesi kuveyt’te iş bulan meşal, kısa süre sonra müslüman kardeşler hareketine katıldı. kuveyt bu dönemde, arap milliyetçiliği’nin ve filistin davası’na desteğin merkezlerindendi.
kronoloji: 1915’ten günümüze filistin

birinci dünya savaşı’ndan bu yana filistin’de yaşanan önemli olaylara bakış.

meşal, daha sonra kuveyt üniversitesi’nde fizik eğitimi aldı ve ‘islami hak listesi’ adlı bir öğrenci grubunun kurucusu oldu.

hamas ise filistinlilerin 1987’de israil işgaline karşı birinci intifada’ya başlaması ile kurulmuştu. amacı, israil’i işgal ettiği topraklardan çekilmeye zorlamak ve 1948 sınırlarını esas alan islami bir filistin devleti kurmaktı.

meşal de hamas’ın kuveyt kolunu yönetti. ancak irak’ın 1990’daki işgali sonrası ülkeyi terk etti.

bağışları yönetti

meşal, işgal ile birlikte ürdün’ün başkenti amman’a yerleşti ve bu ülkedeki hamas yapılanmasının başına geçti.

israil, hamas liderlerine seyahat yasağı uyguladığı için, meşal, örgütü dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan uluslararası toplantılarda temsil etti.

hamas için uluslararası bağışların toplanmasından sorumlu olan meşal, örgütün iran ve suriye ile ilişkilerini de yürüttü.

bu dönemde dünyanın birçok yerinden batı şeria ve gazze şeridi’ne sosyal yardım programları için para gönderiliyordu. israil ise hamas’a yollanan bağışların ülkeye yönelik intihar saldırıları için de kullanıldığını öne sürüyordu.

suikast girişimi

1997’de dönemin israil başbakanı binyamin netanyahu, israil gizli servisi’nden (mossad) iki kişilik bir infaz timini amman’a gönderdi. mossad ajanlarının hedefi, meşal’i ofisine yürürken zehirleyerek öldürmekti.

israil ajanları 16 eylül 1997’de yolda yakaladıkları meşal’in kulağına zehir enjekte etti. meşal yere yığıldı, şoförünün hızla polise haber vermesi sonrası, eylemi gerçekleştiren iki mossad ajanı yakalandı. ürdün kralı hüseyin, netanyahu’yu arayarak ajanların ellerinde olduğunu ve derhal panzehiri göndermesini istedi.

kral hüseyin’in dönemin abd başkanı bill clinton ile iletişime geçmesi sonrası bir diplomasi trafiği başladı. sonuçta, netanyahu panzehiri ürdün’e gönderdi ve meşal ölümden döndü. netanyahu ayrıca, hapisteki iki ajanı kurtarmak için israil hapishanelerindeki 40 filistinliyi serbest bırakmak zorunda kaldı.

liderliğe doğru

1997’deki anlaşma ile serbest bırakılanlar arasında dokuz yıl hapis yatan, hamas’ın kurucusu ve ruhani lideri şeyh ahmed yasin de vardı. yasin, israil’in 2004’te gazze’ye düzenlediği saldırıda hayatını kaybetti.

şeyh ahmed yasin’le birlikte hamas’ın kurucu kadrosunda yer alan abdülaziz rantisi de aynı yıl benzer bir israil saldırısında yaşamını yitirdi.

yasin ve rantisi’nin öldürülmeleri sonrası meşal’in hamas’ın lider kadrosundaki önemi arttı.

’direniş, işgale tepki’

halid meşal, hamas’ın politikasının israil’in filistin topraklarını işgaline yönelik ‘doğrudan bir tepki’ olduğunu söylüyor.

al jazeera’den haşim ehil berra’ya verdiği röportajda "hangisi önce başladı: işgal mi direniş mi?" diye soran meşal, yanıtı da kendisi vermiş, "israil işgali başlattı ve buna tepki olarak direniş başladı" demişti.

meşal israil’i, gazze’de ve batı şeria’da yaşayan filistin halkına yönelik gerçek bir soykırıma hazırlanmakla suçlamış ve şöyle bir değerlendirmede bulunmuştu: "kendini savunma gereği yüzünden yapılan bu savaş yüzünden, kimse ne hamas’ı ne de filistin direnişini suçlayabilir."

israil ise meşal’i ‘terör örgütü’ olarak tanımladığı hamas’ın lideri olarak görüyor. haziran 2006’da dönemin israil cumhurbaşkanı şimon peres, "uluslararası toplum, halid meşal’i cinayet ve teröre karıştığı gerekçesiyle yargılamalı" demişti.

batı’dan siyasi boykot

israil’i tanımayı reddeden hamas, filistin’de 2006’da yapılan genel seçimleri ezici çoğunlukla kazandı. seçim sonrası hamas üyesi ismail heniye liderliğinde bir ulusal birlik hükümeti kuruldu. ancak israil ve batılı ülkeler hamaslı kabine üyelerini tanımadı.

bazı bakanlara yönelik uluslararası siyasi boykot, hamas ile filistin ulusal yönetimi lideri mahmud abbas’ın başında olduğu fetih örgütü arasındaki rekabetin de artmasına neden oldu. iktidar mücadelesi, hamas’ın askeri kanadının haziran 2007’de gazze şeridi’ndeki siyasi kurumları ele geçirmesiyle sonuçlandı.

abbas, kasım 2007’de yaptığı bir açıklamada "demokrasimizi bıçaklayanlar ve askeri darbeyi ulusal diyaloğa tercih edenler var. hamas, (yaser) arafat’ın başarılarını silemez" dedi. meşal ise israil’in önde gelen müttefiki abd ile ilişkisinden dolayı, abbas’ı filistin halkının temsilcisi olarak görmediğini belirtti.

meşal, hamas’ın kuruluşunun 25. yıldönümü vesilesiyle aralık 2012’de 45 yıl sonra ilk kez gazze’ye gitti ve bölgede filistin devletinin alternatifinin olmadığını söyledi.

hamas’ın siyasi büro şefi, mayıs 2013’te al jazeera’ye yaptığı açıklamada da, arap birliği’nin israil ile görüşmelerin yeniden başlaması için yaptığı öneriye karşı çıktı. meşal, görüşmelerin yeniden canlandırılması için ’toprak değişimi’ ilkesinin kabul edilemeyeceğini vurguladı. görüşmeler temmuz 2013’te yaklaşık üç yıllık bir aranın ardından yeniden başlasa da, kasım 2013’te filistin heyetinin istifası ile kesildi.

israil ile hamas arasındaki son şiddetli çatışmalar ise kasım 2012’de mısır’ın arabuluculuğunda varılan ateşkes ile son bulmuştu. ancak altı yıldan uzun süredir gazze’yi yöneten hamas ile kahire yönetimi arasındaki ilişkiler, mısır’da 3 temmuz 2013’te düzenlenen darbe sonrası gerginleşti. askeri yönetimin gazze’ye giden tünelleri kapatması, yaklaşık 1 milyon 800 bin kişinin yaşadığı bölgede ekonomik krizi artırdı.

meşal’in liderliğindeki hamas, mahmud abbas’dan öncelikle filistin’de yeni bir ulusal birlik hükümeti kurulmasına odaklanmasını istiyor."

http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-halid-mesal

gurbanguli berdimuhammedov

pipisik
"türkmenistan’ın kurucu lideri saparmurat türkmenbaşı niyazov’un 2006 yılında hayatını kaybetmesinin ardından cumhurbaşkanı seçilen gurbangulu berdimuhammedov’un asıl mesleği dişçilik.1979’da türkmen devlet tıp enstitüsü diş hekimliği fakültesi’ni bitiren berdimuhammedov, 1997’ye kadar çeşitli hastanelerde doktorluk ve üniversitede öğretim üyeliği yaptı.

yaklaşık 20 yıllık tıp kariyerinin ardından farklı bir yol izleyen berdimuhammedov, 21 aralık 2006’da niyazov’un cenaze töreninin yapılmasının ardından meclis tarafından geçici lider olarak atandı. iki ay sonra ise altı rakibinin yarıştığı seçimden galip çıktı. oyların neredeyse yüzde 90’ını alan berdimuhammedov, türkmenistan’ın ikinci cumhurbaşkanı oldu.

berdimuhammedov, 2012’deki seçimde altı rakibine karşı yarıştı ve yine kazandı.

yabancı yatırıma yöneldi

türkmenistan’ın ikinci cumhurbaşkanı berdimuhammedov, ülkenin ekonomi politikalarında çeşitli değişiklikler yaptı.

berdimuhammediov ilk kez rusya, avrupa birliği (ab) ve çin’in odak noktası olan doğalgaz rezervlerini yabancı yatırıma açtı.

beş yıldır turizme yaptığı yatırımlar da türkmenistan’a önemli derecede canlılık getirdi. türk ve fransız inşaat şirketleri, şehir merkezinde milyarlarca dolarlık oteller ve yeni hükümet binaları inşa etti.

lakabı ’koruyan’

berdimuhammedov’un lider olduğu dönem ülkede ’çağın yeniden doğuşu’ olarak anılırken, liderin ’arkadag’ (koruyan) lâkabı, kurucu lider niyazov’un ’türkmenbaşı’ lâkabına göre daha mütevazı. berdimuhammedov ayrıca niyazov’la aralarındaki fiziksel benzerliklerden dolayı ’niyazov’un gölgesi’ olarak biliniyor.

bazı çevreler ise berdimuhammedov’u, görev süresi boyunca kurduğu ’dikta yönetimiyle’ muhalefeti tamamen susturmakla suçluyor."

http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-gurbangulu-berdimuhammedov

adolf hitler

pipisik
bu ne yaptıysa aynısını bugün de yapmaya çalışan bir orospu evladı var türkiye’de. hitler’e nasıl yaranmaya çalışanlar olduysa o zamanlar, bu orospu evladına da yaranmaya çalışanlar var bugünlerde.

hitler intihar etti, biraz da olsa onurluydu. bu satılmış ve karaktersiz orospu evladında gıdım onur yok, sürüne sürüne geberecek bir köşede ve tüm halkın nefretiyle.
10 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol