hatayın kimi yerleşim bölgelerinde cennet anlamında. aynı zamanda tokaçlı köyünün de eski adı cneydo.
trt belgesel ödülleri 2012 ulusal amatör kategoride milli piyango özel ödülü ve gene aynı yıl düzenlenen aydın doğan vakfı genç iletişimciler yarışmasının belgesel dalında üçüncülük ödülü sahibi 16 dakikalık film. belgeseli selçuk üniversitesi iletişim fakültesi öğrencileri (beş kişi çekim, üç kişi kurguda çalışmış) çekmişler.
hatayın altınözü ilçesi tokaçlı (cneydo/cennet) köyündeki hıristiyan yurttaşlarımızın konu alındığı filmin yönetmeni hüdai ateş. belgesel şuradan izlenebilir:
•http://tinyurl.com/k4qxqe2 (youtube)
osm. geri kalma, gecikme, geciktirme.
tansu polatkanla da evlenmişliği var füsun önalın. zamanının en şaşaalı magazin haberiydi bu, büyük sürpriz olmuştu televizyon dünyasında. toplam kaç kere evlendiği konusunda gönül yazarla atbaşı gittikleri konuşulur hep.
cukka (argoda kadın memesi) sözcüğünden yola çıkarsak bunun da "parayı saklamak", "parayı indirmek" gibi anlamları oluyor o jargonda. günlük yaşamdaysa daha çok "hep bana hep bana" diyen tiplerin yaptığı, her kazanımı/kârı paylaşmaksızın kendine ayırma işlemi demek daha doğru olabilir sanki.
[ahmed şefik]
"mısır’da 11 şubat 2011’de devrilen cumhurbaşkanı hüsnü mübarek’in son başbakanı olan 71 yaşındaki ahmed şefik, 1996-2002 yılları arasında hava kuvvetleri komutanı olarak görev yaptı.
2002-2011 yılları arasında sivil havacılık bakanı olan şefik, 31 ocak 2011den 3 mart 2011e kadar geçen 33 günlük süre boyunca başbakanlık görevini üstlenmesi nedeniyle, mübarekin son başbakanı sıfatıyla anılıyor.
mübarek, şubat 2011’de yaşanan ayaklanmaları bastırması amacıyla ahmed şefik’i başbakanlık görevine getirmişti. şefik, bu dönemde eski rejimin mensuplarıyla ortaklık kurmak ve kabinesinde mübarek’in çok sayıda bakanına yer vermekle eleştirilmişti. tüm bunlar, şefik’in göreve gelmesinden bir ay sonra baskılar sonucu istifa etmesine neden oldu.
şefik, 23-24 mayıs 2012 tarihlerinde gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçiminin en çok oy alan adayları arasındaydı. ancak seçimler öncesinde çıkarılan bir düzenleme nedeniyle cumhurbaşkanlığı yarışına katılamıyordu. zira seçim komisyonu, eski rejimde üst düzey görev yapmış kişilerin seçimlerde aday olmasına yasak getirmişti. ancak komisyonun şefik ile ilgili kararı son dakikada değişti.
şefik, kendisine yönelik eleştiriler karşısında, mübarek rejiminin içinde rejime muhalif bir isim olduğunu öne sürmüştü. “mübarek rejimine muhalefet etmediğimi kim söyleyebilir” diyen şefik, eski rejimin aldığı birçok karara karşı çıktığını ifade etmiş, reform için hükümetin içinden çalışmasının ülkeye daha faydalı olduğunu belirtmişti.
yerel yönetimleri güçlendirme vaadi
şefik, cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması halinde güvenlik ve suçla mücadeleyi öncelikli gündem maddesi haline getireceği vaadini ön plana çıkardı.
ahmed şefikin projeleri arasında yerel yönetimleri ve halk meclisi sistemini geliştirmek, bedevilere eşit haklar tanımak, eğitim ve istihdam alanında kurumlar oluşturmak, yeni su kaynakları bulmak, bütün mısırlıları kapsayan sağlık sigortası sistemini düzenlemek, eğitimi yaygınlaştırmak gibi maddeler yer alıyordu.
seçim kampanyası sırasında askeri yönünü öne çıkaran şefik, israil ile yapılan savaşlarda iki israil uçağını düşürdüğü bilgisini seçim kampanyası boyunca kullanmıştı. kahiredeki uluslararası havaalanını ve ülkenin ulusal havayolu şirketi egyptair’i modernize etmesi de, şefikin kampanyasında sık sık dile getirilen unsurlar arasındaydı.
şefik, her fırsatta, 1952’den bu yana bütün cumhurbaşkanları askeri formasyondan gelen ülkede, silahlı kuvvetlerin evlatlarından biri olmakla gurur duyduğunu söylüyordu.
askere yakınlığı eleştirildi
bu durumun, mübarek’in ardından ülkede yönetimi devralan yüksek askeri konsey ile ilişkilerinin, mısırın demokrasiye geçiş süresi boyunca iyi yönde seyredeceğinin göstergesi olduğunu söyleyen şefik’in askeri altyapısı, ordu ile yönetim arasında belirgin bir ayırım olmasını isteyen kesimler tarafından sert şekilde eleştirildi.
seçim kampanyası boyunca siyasette deneyimli bir isim olduğunu vurgulayan şefik, seçimler öncesinde katıldığı birçok televizyon programında ise katı ve sabırsız yapısını gizleyemedi.
ahmed şefik, seçilmesi halinde islamcı bir cumhurbaşkanı yardımcısı atayacağını, bu kişinin müslüman kardeşler’den ya da selefi partilerden olabileceğini belirterek islamcı kesimlerin desteğini kazanmaya çalıştı.
mısır seçim komisyonu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ahmed şefikin 5 milyon 505 bin 327 kişinin oyunu aldığını, müslüman kardeşler adayı muhammed mursinin ise 5 milyon 764 bin 952 oya ulaştığını bildirmişti. resmi sonuçlara göre şefik ile mursi, ikinci turda yeniden yarışma hakkı kazandı.
16 haziran 2012de ikinci tur seçimler yapıldı. seçim kurulu 24 haziranda resmi sonuçları açıklayarak, mısırın yeni liderinin ihvan adayı muhammed mursi olduğunu ilan etti. katılımın ilk tura göre biraz daha yüksek olduğu ikinci turda mursi 13 milyon 230 bin 131 oya ulaşırken, şefik ise 12 milyon 347 bin 380 kişinin oyunu alabildi.
seçimi kaybeden ahmet şefik, mübarek döneminde yapılan bazı yolsuzluklara karışmakla suçlandı. mübarekin oğulları ile birlikte haklarında dava açıldı. ülkeyi terkederek birleşik arap emirliklerine geçen şefik, kendisine itham edilen "yolsuzluk suçlamalarından" beraat edeceğinden emin olduğunu ifade etti.
hakkında yakalama kararı çıkarılan şefiki mısır güvenlik makamları birleşik arap emirliklerinden iade etmesini istedi. birleşik arap emirliklerinin şefik’i iade etmek istememesi üzerine gıyabında yargılandı. “sivil havacılık bakanlığında mali yolsuzluk” davasından beraat eden şefik’in diğer davaları devam ediyor.
mübarek döneminin son cumhurbaşkanı ahmet şefik hâlâ birleşik arap emirliklerinde ikamet ediyor."
•http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-ahmed-sefik
"mısır’da 11 şubat 2011’de devrilen cumhurbaşkanı hüsnü mübarek’in son başbakanı olan 71 yaşındaki ahmed şefik, 1996-2002 yılları arasında hava kuvvetleri komutanı olarak görev yaptı.
2002-2011 yılları arasında sivil havacılık bakanı olan şefik, 31 ocak 2011den 3 mart 2011e kadar geçen 33 günlük süre boyunca başbakanlık görevini üstlenmesi nedeniyle, mübarekin son başbakanı sıfatıyla anılıyor.
mübarek, şubat 2011’de yaşanan ayaklanmaları bastırması amacıyla ahmed şefik’i başbakanlık görevine getirmişti. şefik, bu dönemde eski rejimin mensuplarıyla ortaklık kurmak ve kabinesinde mübarek’in çok sayıda bakanına yer vermekle eleştirilmişti. tüm bunlar, şefik’in göreve gelmesinden bir ay sonra baskılar sonucu istifa etmesine neden oldu.
şefik, 23-24 mayıs 2012 tarihlerinde gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçiminin en çok oy alan adayları arasındaydı. ancak seçimler öncesinde çıkarılan bir düzenleme nedeniyle cumhurbaşkanlığı yarışına katılamıyordu. zira seçim komisyonu, eski rejimde üst düzey görev yapmış kişilerin seçimlerde aday olmasına yasak getirmişti. ancak komisyonun şefik ile ilgili kararı son dakikada değişti.
şefik, kendisine yönelik eleştiriler karşısında, mübarek rejiminin içinde rejime muhalif bir isim olduğunu öne sürmüştü. “mübarek rejimine muhalefet etmediğimi kim söyleyebilir” diyen şefik, eski rejimin aldığı birçok karara karşı çıktığını ifade etmiş, reform için hükümetin içinden çalışmasının ülkeye daha faydalı olduğunu belirtmişti.
yerel yönetimleri güçlendirme vaadi
şefik, cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması halinde güvenlik ve suçla mücadeleyi öncelikli gündem maddesi haline getireceği vaadini ön plana çıkardı.
ahmed şefikin projeleri arasında yerel yönetimleri ve halk meclisi sistemini geliştirmek, bedevilere eşit haklar tanımak, eğitim ve istihdam alanında kurumlar oluşturmak, yeni su kaynakları bulmak, bütün mısırlıları kapsayan sağlık sigortası sistemini düzenlemek, eğitimi yaygınlaştırmak gibi maddeler yer alıyordu.
seçim kampanyası sırasında askeri yönünü öne çıkaran şefik, israil ile yapılan savaşlarda iki israil uçağını düşürdüğü bilgisini seçim kampanyası boyunca kullanmıştı. kahiredeki uluslararası havaalanını ve ülkenin ulusal havayolu şirketi egyptair’i modernize etmesi de, şefikin kampanyasında sık sık dile getirilen unsurlar arasındaydı.
şefik, her fırsatta, 1952’den bu yana bütün cumhurbaşkanları askeri formasyondan gelen ülkede, silahlı kuvvetlerin evlatlarından biri olmakla gurur duyduğunu söylüyordu.
askere yakınlığı eleştirildi
bu durumun, mübarek’in ardından ülkede yönetimi devralan yüksek askeri konsey ile ilişkilerinin, mısırın demokrasiye geçiş süresi boyunca iyi yönde seyredeceğinin göstergesi olduğunu söyleyen şefik’in askeri altyapısı, ordu ile yönetim arasında belirgin bir ayırım olmasını isteyen kesimler tarafından sert şekilde eleştirildi.
seçim kampanyası boyunca siyasette deneyimli bir isim olduğunu vurgulayan şefik, seçimler öncesinde katıldığı birçok televizyon programında ise katı ve sabırsız yapısını gizleyemedi.
ahmed şefik, seçilmesi halinde islamcı bir cumhurbaşkanı yardımcısı atayacağını, bu kişinin müslüman kardeşler’den ya da selefi partilerden olabileceğini belirterek islamcı kesimlerin desteğini kazanmaya çalıştı.
mısır seçim komisyonu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ahmed şefikin 5 milyon 505 bin 327 kişinin oyunu aldığını, müslüman kardeşler adayı muhammed mursinin ise 5 milyon 764 bin 952 oya ulaştığını bildirmişti. resmi sonuçlara göre şefik ile mursi, ikinci turda yeniden yarışma hakkı kazandı.
16 haziran 2012de ikinci tur seçimler yapıldı. seçim kurulu 24 haziranda resmi sonuçları açıklayarak, mısırın yeni liderinin ihvan adayı muhammed mursi olduğunu ilan etti. katılımın ilk tura göre biraz daha yüksek olduğu ikinci turda mursi 13 milyon 230 bin 131 oya ulaşırken, şefik ise 12 milyon 347 bin 380 kişinin oyunu alabildi.
seçimi kaybeden ahmet şefik, mübarek döneminde yapılan bazı yolsuzluklara karışmakla suçlandı. mübarekin oğulları ile birlikte haklarında dava açıldı. ülkeyi terkederek birleşik arap emirliklerine geçen şefik, kendisine itham edilen "yolsuzluk suçlamalarından" beraat edeceğinden emin olduğunu ifade etti.
hakkında yakalama kararı çıkarılan şefiki mısır güvenlik makamları birleşik arap emirliklerinden iade etmesini istedi. birleşik arap emirliklerinin şefik’i iade etmek istememesi üzerine gıyabında yargılandı. “sivil havacılık bakanlığında mali yolsuzluk” davasından beraat eden şefik’in diğer davaları devam ediyor.
mübarek döneminin son cumhurbaşkanı ahmet şefik hâlâ birleşik arap emirliklerinde ikamet ediyor."
•http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-ahmed-sefik
(bkz: ahmet şefik)
"yıllardır filistin siyasetinin en önemli figürlerinden biri. fetih hareketinin kurucularından olan ve filistin kurtuluş örgütünde (fkö) önemli görevler üstlenen mahmud abbas, 2005 yılından bu yana filistin ulusal yönetimi başkanı.
abbas, 1935 yılında, o dönemde britanyanın mandası olan filistinin kuzeyindeki safed şehrinde dünyaya geldi.
israil’in kurulduğu ve ilk arap-israil savaşının patlak verdiği 1948de mülteci konumuna düşen abbas, ailesiyle suriye’ye göç etti. lisans öğrenimini şam üniversitesi’nde tamamladıktan sonra mısır’da hukuk öğrenimi gördü. tarih doktorasını ise dönemin sovyetler birliği’nin başkenti moskova’da tamamladı.
takma adı ebu mazen olan abbas 1959da, filistin davasının sembol ismi olacak yaser arafat ile birlikte, ileride fkö çatısında birleşecek grupların en büyüğü olan fetihi kuran kadroda yer aldı. sürgünde yaşadığı ürdün, tunus ve lübnan’da da arafatla birlikteydi.
1964te kurulan fkönün hedefi, filistinin silahlı mücadele ile kurtarılması ve bağımsız bir filistin devletinin kurulmasıydı.
abbas fköde genelde arka planda olmayı tercih etti. ancak yine de uluslararası arenada, arap liderleri ve istihbarat şefleri ile güçlü ilişkiler kurdu.
zaman içinde fkö bünyesinde yükselen abbas, 1970’lerde güvenlik ile ilgili görevler üstlendi. 1980 sonrasında ise fkönün ulusal ve uluslararası ilişkiler bölümünü yönetti.
oslo sürecinin mimarlarından
pragmatik bir siyasetçi olarak bilinen abbas, yahudi sol ve pasifist çevreler ile bağlantısını sürdürdü. benzer şekilde, kanallar el verdiği ölçüde israil ve abd hükümetleriyle diyalog kurmaktan da çekinmedi.
abbas, israil ile fkö arasında 1991de madrid konferansı’yla başlayan, oslo’daki gizli görüşmelerle devam eden ve 1993te imzalanan oslo anlaşmaları ile sonuçlanan barış sürecinin mimarlarındandı. washington’daki imza töreninde de arafat’ın yanında yer aldı.
filistin ulusal yönetimi adlı idari yapı da, oslo anlaşmaları bünyesinde kuruldu. nihai hedef, israil ile iki devletli çözüm çerçevesinde işgal altındaki filistin’e bir devlet statüsü kazandırmaktı.
abbas, 2003te filistin ulusal yönetimi başbakanı oldu. israil ve abd ile filistin ulusal yönetimi başkanı yaser arafat arasındaki sorunlar yüzünden yeni lider adayı olarak sivrildi. arafat’ın aksine, filistinli grupların şiddet eylemleriyle arasına mesafe koydu.
oluşturulan güvenlik güçlerinin idaresi konusunda arafat ile anlaşamayan abbas, iktidar mücadelesi sonrası dört ay sonra başbakanlıktan istifa etti.
başkanlık koltuğuna oturdu
abbas, arafat’ın 2004 sonunda hayatını kaybetmesi sonrası ocak 2005’te düzenlenen başkanlık seçimlerini yüzde 62 oyla kazanarak, fkönün kurucusunun koltuğunu devraldı.
2006daki genel seçimi fetihe rakip islami direniş hareketinin (hamas) kazanması sonrası ise batılı ülkelerin çoğu ve israil sonucu tanımayıp, filistin ulusal yönetiminin kontrolündeki bölgelere ambargo ve abluka uygulamaya başladı.
hamasın fetih ile kurduğu hükümetler başarısız oldu. rakip filistinli gruplar arasında çatışmalar ve suikastlar yaşandı.
batılı ülkeler bu süreçte, abbas komutasındaki filistin ulusal yönetimi’ne bağlı güvenlik güçlerini destekledi.
2007de hamas gazze’nin kontrolünü ele geçirdi. abbas’ın fiili olarak başkanlığını sürdürdüğü batı şeria’da ise fetih filistin ulusal yönetimi’ni temsilen bir hükümet kurdu.
abbas, hamastan farklı olarak israile karşı silahsız direnişi savundu. israil ve batılı ülkeler filistin ulusal yönetimi başkanını ılımlı bir lider olarak gördü.
kasım 2007de yaptığı bir açıklamada haması suçlayan abbas, "demokrasimizi bıçaklayanlar ve askeri darbeyi ulusal diyaloğa tercih edenler var. hamas, (yaser) arafatın başarılarını silemez" dedi. hamasın siyasi büro şefi halid meşal ise israilin önde gelen müttefiki abd ile ilişkisinden dolayı, abbası filistin halkının temsilcisi olarak görmediğini söyledi.
abbas ve fetih, fiili olarak hala sadece batı şeria’yı yönetiyor.
filistin ulusal yönetiminin birleşmiş milletler (bm) nezdindeki statüsü, kasım 2012de örgütün genel kurulunda yapılan oylama ile üye olmayan gözlemci devlet seviyesine yükseltildi.
israil ve filistin ulusal yönetimi arasındaki görüşmeler ise yaklaşık üç yıllık bir aranın ardından temmuz 2013te abdnin arabuluculuğunda yeniden başladı. ancak israilin işgal altındaki batı şeria ve doğu kudüste yeniden yahudi yerleşim birimleri inşa etmeyi planlaması üzerine, filistin heyeti kasım 2013te istifa etti.
abbas, israilin 1967de işgal ettiği batı şeria ve gazze şeridinde başkenti doğu kudüs olan bağımsız bir devlet kurmak istediklerini, görüşmelerin devam edebileceğini söylüyor."
•http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-mahmud-abbas
abbas, 1935 yılında, o dönemde britanyanın mandası olan filistinin kuzeyindeki safed şehrinde dünyaya geldi.
israil’in kurulduğu ve ilk arap-israil savaşının patlak verdiği 1948de mülteci konumuna düşen abbas, ailesiyle suriye’ye göç etti. lisans öğrenimini şam üniversitesi’nde tamamladıktan sonra mısır’da hukuk öğrenimi gördü. tarih doktorasını ise dönemin sovyetler birliği’nin başkenti moskova’da tamamladı.
takma adı ebu mazen olan abbas 1959da, filistin davasının sembol ismi olacak yaser arafat ile birlikte, ileride fkö çatısında birleşecek grupların en büyüğü olan fetihi kuran kadroda yer aldı. sürgünde yaşadığı ürdün, tunus ve lübnan’da da arafatla birlikteydi.
1964te kurulan fkönün hedefi, filistinin silahlı mücadele ile kurtarılması ve bağımsız bir filistin devletinin kurulmasıydı.
abbas fköde genelde arka planda olmayı tercih etti. ancak yine de uluslararası arenada, arap liderleri ve istihbarat şefleri ile güçlü ilişkiler kurdu.
zaman içinde fkö bünyesinde yükselen abbas, 1970’lerde güvenlik ile ilgili görevler üstlendi. 1980 sonrasında ise fkönün ulusal ve uluslararası ilişkiler bölümünü yönetti.
oslo sürecinin mimarlarından
pragmatik bir siyasetçi olarak bilinen abbas, yahudi sol ve pasifist çevreler ile bağlantısını sürdürdü. benzer şekilde, kanallar el verdiği ölçüde israil ve abd hükümetleriyle diyalog kurmaktan da çekinmedi.
abbas, israil ile fkö arasında 1991de madrid konferansı’yla başlayan, oslo’daki gizli görüşmelerle devam eden ve 1993te imzalanan oslo anlaşmaları ile sonuçlanan barış sürecinin mimarlarındandı. washington’daki imza töreninde de arafat’ın yanında yer aldı.
filistin ulusal yönetimi adlı idari yapı da, oslo anlaşmaları bünyesinde kuruldu. nihai hedef, israil ile iki devletli çözüm çerçevesinde işgal altındaki filistin’e bir devlet statüsü kazandırmaktı.
abbas, 2003te filistin ulusal yönetimi başbakanı oldu. israil ve abd ile filistin ulusal yönetimi başkanı yaser arafat arasındaki sorunlar yüzünden yeni lider adayı olarak sivrildi. arafat’ın aksine, filistinli grupların şiddet eylemleriyle arasına mesafe koydu.
oluşturulan güvenlik güçlerinin idaresi konusunda arafat ile anlaşamayan abbas, iktidar mücadelesi sonrası dört ay sonra başbakanlıktan istifa etti.
başkanlık koltuğuna oturdu
abbas, arafat’ın 2004 sonunda hayatını kaybetmesi sonrası ocak 2005’te düzenlenen başkanlık seçimlerini yüzde 62 oyla kazanarak, fkönün kurucusunun koltuğunu devraldı.
2006daki genel seçimi fetihe rakip islami direniş hareketinin (hamas) kazanması sonrası ise batılı ülkelerin çoğu ve israil sonucu tanımayıp, filistin ulusal yönetiminin kontrolündeki bölgelere ambargo ve abluka uygulamaya başladı.
hamasın fetih ile kurduğu hükümetler başarısız oldu. rakip filistinli gruplar arasında çatışmalar ve suikastlar yaşandı.
batılı ülkeler bu süreçte, abbas komutasındaki filistin ulusal yönetimi’ne bağlı güvenlik güçlerini destekledi.
2007de hamas gazze’nin kontrolünü ele geçirdi. abbas’ın fiili olarak başkanlığını sürdürdüğü batı şeria’da ise fetih filistin ulusal yönetimi’ni temsilen bir hükümet kurdu.
abbas, hamastan farklı olarak israile karşı silahsız direnişi savundu. israil ve batılı ülkeler filistin ulusal yönetimi başkanını ılımlı bir lider olarak gördü.
kasım 2007de yaptığı bir açıklamada haması suçlayan abbas, "demokrasimizi bıçaklayanlar ve askeri darbeyi ulusal diyaloğa tercih edenler var. hamas, (yaser) arafatın başarılarını silemez" dedi. hamasın siyasi büro şefi halid meşal ise israilin önde gelen müttefiki abd ile ilişkisinden dolayı, abbası filistin halkının temsilcisi olarak görmediğini söyledi.
abbas ve fetih, fiili olarak hala sadece batı şeria’yı yönetiyor.
filistin ulusal yönetiminin birleşmiş milletler (bm) nezdindeki statüsü, kasım 2012de örgütün genel kurulunda yapılan oylama ile üye olmayan gözlemci devlet seviyesine yükseltildi.
israil ve filistin ulusal yönetimi arasındaki görüşmeler ise yaklaşık üç yıllık bir aranın ardından temmuz 2013te abdnin arabuluculuğunda yeniden başladı. ancak israilin işgal altındaki batı şeria ve doğu kudüste yeniden yahudi yerleşim birimleri inşa etmeyi planlaması üzerine, filistin heyeti kasım 2013te istifa etti.
abbas, israilin 1967de işgal ettiği batı şeria ve gazze şeridinde başkenti doğu kudüs olan bağımsız bir devlet kurmak istediklerini, görüşmelerin devam edebileceğini söylüyor."
•http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-mahmud-abbas
"irak siyasetinin son dönemde en çok tartışılan isimlerinden biri olan sünni cumhurbaşkanı yardımcısı tarık haşimi, 1942de başkent bağdatta doğdu. meşhedan aşiretine mensup olan haşimi, 1959 ile 1962 yılları arasında askeri akademide eğitim gördü.
mustansıriyye üniversitesinden 1969 yılında ekonomi dalında lisans diploması alan haşimi, aynı alandaki yüksek lisans eğitimini 1978de tamamladı.
33 yaşındayken ordudan ayrılan haşimi, 1979–1981 yılları arasında londra merkezli deniz taşıma şirketi united arap shipping company bünyesinde irak sorumlusu sıfatıyla görev yaptı.
1960ta kurulan ve 1970lerden itibaren faaliyetlerine britanyada devam eden irak islam partisi’nin planlama komitesi ve şura konseyi üyesi oldu. saddam hüseyin liderliğindeki irakın 1990da kuveyti işgal etmesinin ardından ülkesine döndü.
irak baas partisine hiçbir zaman katılmayan haşiminin adı, 20 mart 2003te başlayan abd işgalinin ülkede oluşturduğu yeni yapı içerisinde yeniden gündeme geldi. saddam sonrası eski hakim pozisyonunu tamamen kaybeden sünni kesimin temsilcilerinden biri olarak ön plana çıktı.
federalizme karşı
ilke olarak federalizme karşı olan ve ülkeyi böleceğini düşünen tarık haşimi, 2005 yılında kabul edilen irak anayasasına, ülkeye federal yönetim şeklini getirdiği için destek vermedi.
petrol kaynaklarının nüfus yoğunluğuna göre dağılımını talep etmesinin yanında ordu ve polis birimlerinde sünnilere daha çok yer verilmesi gerektiğini savundu.
irak islam partisi, 2005te düzenlenen genel seçimin ardından parlamentodaki en geniş sünni bloğun temsilcisi haline geldi.
haşimi, 2006 yılında irak cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atandı ve 2009da görevini daha sağlıklı yürütebilmek adına irak islam partisinden istifa etti.
abd ile ilişkileri daima belirli bir mesafe içinde seyreden iraklı siyasetçi, abdnin irakı 2003 yılında işgalinin ardından washingtonın askeri varlığına da karşı çıktı.
ülkedeki şiddet olaylarından abdyi sorumlu tutan haşimi, nisan 2006da gerçekleşen iki ayrı saldırıda kız ve erkek kardeşini kaybetti.
sünni politikacı, irakın şii başbakanı nuri maliki ile 2006 yılından bu yana, mezhep farklılıklarının da getirdiği derin siyasi fikir çatışmaları yaşadı. maliki hükümeti, haşimi tarafından etnik gerilimi artırmak, yolsuzluklara imza atmak ve mezhepçilik yapmakla suçlandı.
tutuklama kararı
haşimi, abd askerlerinin 2011 sonunda iraktan çekilmesinin akabinde ülkede şiiler ile sünniler arasındaki tırmanan mezhepsel gerilimin sembol olaylarından birinin baş aktörü haline geldi.
söz konusu olay, haşiminin 19 aralık 2011 tarihinde ülkenin kuzeyindeki erbil’e hareket etmek üzere gittiği bağdat havaalanında gözaltına alınmak istenmesiyle patlak verdi.
gözaltı girişimi, haşiminin korumalarına bazı hükümet yetkililerini öldürmeleri için para verdiği suçlamasına dayandırılıyordu.
cumhurbaşkanı celal talabaninin devreye girmesiyle haşimi, kuzey irak bölgesel yönetimine sığındı. haşiminin yanında bulunan üç koruma ise gözaltına alındı. ardından haşimi hakkında tutuklama kararı çıkarılması, ülkedeki siyasi krizi doruğa ulaştırdı.
bağdattaki mahkemenin bağımsız olmadığını vurgulayan haşimi, bu gerekçeyle hakim önüne çıkmayı reddetti ve gıyabında yargılanmaya başladı. 9 eylül 2012de sonuçlanan mahkemede hakkında idam kararı verildi. bunun üzerine haşimi kararı tanımadığını belirtti ve türkiyede kalmaya devam edeceğini söyledi.
haşiminin de üyesi olduğu irakiye bloku ise nuri malikinin ülkede iktidarı tekeline aldığı iddiasıyla irak parlamentosunu boykot etti. blok daha sonra parlamentonun oturumlarına yeniden katılma kararı aldı.
kırmızı bülten
uzun bir süre irakın kuzeyindeki kürt yönetiminin himayesinde kalan haşimi, nisan 2012 başlarında önce katara, oradan suudi arabistana gittikten sonra, son olarak türkiyeye geldi.
mayıs 2012de ise uluslararası polis teşkilatı (interpol), haşiminin yakalanması için kırmızı bülten yayımladı. interpol, internet sitesinde yer alan açıklamada, haşiminin iraktaki terör saldırılarını finanse etmek ve bunlara yardımcı olmak şüphesiyle yakalanması için bu kararı aldığını duyurdu. açıklamada, haşimi hakkında kırmızı bülten yayımlama talebinin iraklı yetkililerden geldiği belirtildi.
türkiye başbakanı recep tayyip erdoğan, kırmızı bülten yayımladığı sırada türkiyede bulunan haşimiye destek vererek, sünni politikacının tedavi amacıyla türkiye’de bulunduğunu belirtti. başbakan yardımcısı bekir bozdağ da, ankaranın, hükümetin ‘destek verdiği birini iade etmeyeceğini’ söyledi."
•http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-tarik-el-hasimi
mustansıriyye üniversitesinden 1969 yılında ekonomi dalında lisans diploması alan haşimi, aynı alandaki yüksek lisans eğitimini 1978de tamamladı.
33 yaşındayken ordudan ayrılan haşimi, 1979–1981 yılları arasında londra merkezli deniz taşıma şirketi united arap shipping company bünyesinde irak sorumlusu sıfatıyla görev yaptı.
1960ta kurulan ve 1970lerden itibaren faaliyetlerine britanyada devam eden irak islam partisi’nin planlama komitesi ve şura konseyi üyesi oldu. saddam hüseyin liderliğindeki irakın 1990da kuveyti işgal etmesinin ardından ülkesine döndü.
irak baas partisine hiçbir zaman katılmayan haşiminin adı, 20 mart 2003te başlayan abd işgalinin ülkede oluşturduğu yeni yapı içerisinde yeniden gündeme geldi. saddam sonrası eski hakim pozisyonunu tamamen kaybeden sünni kesimin temsilcilerinden biri olarak ön plana çıktı.
federalizme karşı
ilke olarak federalizme karşı olan ve ülkeyi böleceğini düşünen tarık haşimi, 2005 yılında kabul edilen irak anayasasına, ülkeye federal yönetim şeklini getirdiği için destek vermedi.
petrol kaynaklarının nüfus yoğunluğuna göre dağılımını talep etmesinin yanında ordu ve polis birimlerinde sünnilere daha çok yer verilmesi gerektiğini savundu.
irak islam partisi, 2005te düzenlenen genel seçimin ardından parlamentodaki en geniş sünni bloğun temsilcisi haline geldi.
haşimi, 2006 yılında irak cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atandı ve 2009da görevini daha sağlıklı yürütebilmek adına irak islam partisinden istifa etti.
abd ile ilişkileri daima belirli bir mesafe içinde seyreden iraklı siyasetçi, abdnin irakı 2003 yılında işgalinin ardından washingtonın askeri varlığına da karşı çıktı.
ülkedeki şiddet olaylarından abdyi sorumlu tutan haşimi, nisan 2006da gerçekleşen iki ayrı saldırıda kız ve erkek kardeşini kaybetti.
sünni politikacı, irakın şii başbakanı nuri maliki ile 2006 yılından bu yana, mezhep farklılıklarının da getirdiği derin siyasi fikir çatışmaları yaşadı. maliki hükümeti, haşimi tarafından etnik gerilimi artırmak, yolsuzluklara imza atmak ve mezhepçilik yapmakla suçlandı.
tutuklama kararı
haşimi, abd askerlerinin 2011 sonunda iraktan çekilmesinin akabinde ülkede şiiler ile sünniler arasındaki tırmanan mezhepsel gerilimin sembol olaylarından birinin baş aktörü haline geldi.
söz konusu olay, haşiminin 19 aralık 2011 tarihinde ülkenin kuzeyindeki erbil’e hareket etmek üzere gittiği bağdat havaalanında gözaltına alınmak istenmesiyle patlak verdi.
gözaltı girişimi, haşiminin korumalarına bazı hükümet yetkililerini öldürmeleri için para verdiği suçlamasına dayandırılıyordu.
cumhurbaşkanı celal talabaninin devreye girmesiyle haşimi, kuzey irak bölgesel yönetimine sığındı. haşiminin yanında bulunan üç koruma ise gözaltına alındı. ardından haşimi hakkında tutuklama kararı çıkarılması, ülkedeki siyasi krizi doruğa ulaştırdı.
bağdattaki mahkemenin bağımsız olmadığını vurgulayan haşimi, bu gerekçeyle hakim önüne çıkmayı reddetti ve gıyabında yargılanmaya başladı. 9 eylül 2012de sonuçlanan mahkemede hakkında idam kararı verildi. bunun üzerine haşimi kararı tanımadığını belirtti ve türkiyede kalmaya devam edeceğini söyledi.
haşiminin de üyesi olduğu irakiye bloku ise nuri malikinin ülkede iktidarı tekeline aldığı iddiasıyla irak parlamentosunu boykot etti. blok daha sonra parlamentonun oturumlarına yeniden katılma kararı aldı.
kırmızı bülten
uzun bir süre irakın kuzeyindeki kürt yönetiminin himayesinde kalan haşimi, nisan 2012 başlarında önce katara, oradan suudi arabistana gittikten sonra, son olarak türkiyeye geldi.
mayıs 2012de ise uluslararası polis teşkilatı (interpol), haşiminin yakalanması için kırmızı bülten yayımladı. interpol, internet sitesinde yer alan açıklamada, haşiminin iraktaki terör saldırılarını finanse etmek ve bunlara yardımcı olmak şüphesiyle yakalanması için bu kararı aldığını duyurdu. açıklamada, haşimi hakkında kırmızı bülten yayımlama talebinin iraklı yetkililerden geldiği belirtildi.
türkiye başbakanı recep tayyip erdoğan, kırmızı bülten yayımladığı sırada türkiyede bulunan haşimiye destek vererek, sünni politikacının tedavi amacıyla türkiye’de bulunduğunu belirtti. başbakan yardımcısı bekir bozdağ da, ankaranın, hükümetin ‘destek verdiği birini iade etmeyeceğini’ söyledi."
•http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-tarik-el-hasimi
(bkz: tarık haşimi)
"siyasi kariyerine belediye başkanı olarak başlayan, sonrasında kurduğu parti ile kısa sürede iktidara gelen boyko borisov, beş yıllık başbakanlıktan sonra muhalefete geçmiş olsa da bulgaristan siyasetinde kalıcı olacağının sinyallerini veriyor. polis, itfaiyeci, karateci, emniyet müdürü ve yakın koruma kimliklerini de taşıyan borisov, sıradışı bir politikacı profili çiziyor.
boyko metodiev borisov, 13 haziran 1959da başkent sofya’ya bağlı bankya kasabasında doğdu. babası polis, annesi ise ilkokul öğretmeni olan borisov, ilköğrenimini tamamladıktan sonra babasının da etkisiyle olduğu bulgaristan içişleri bakanlığı akademisi’ne girdi. içiçleri bakanlığı, soğuk savaş döneminde, bulgaristan’daki en önemli kamu kurumu konumundaydı. (sistemi içten korumaya çalışan polis ve milis teşkilatının bağlı olduğu içişleri bakanlığı, bugün de en kritik devlet organı olarak görülüyor.)
itfaiyecilikten yakın korumacılığa
1977 yılında polis akademisi’nin devlet güvenliği bölümünde okumak için başvurdu. ancak akademi onu yangınlara karşı güvenlik yani itfaiye bölümüne kabul etti. borisova göre bunun nedeni, dedesinin antikomünist görüşlere sahip olmasıydı.
1990da tüm doğu bloku ülkeleriyle beraber bulgaristan’da sosyalist sistem sarsılmaya başladı. sovyetler birliği ve onun uydusu konumundaki doğu avrupa ve balkan ülkelerini avrupanın geri kalanından ayıran demirperdenin kalktığı bu döneme bulgaristan’da depolitizasyon süreci adı verildi. borisov, özel girişime imkan tanıyan depolitizasyon döneminde hızla harekete geçerek 1991de ipon-1 adını verdiği bir yakın koruma ve güvenlik şirketi kurdu.
borisovun yakın koruma (bodyguard) olarak hizmet verdiği müşterileri arasında, bulgaristan’ın sosyalist dönemdeki son devlet başkanı todor jivkov ile bulgaristan’ın eski kralı simeon sakskoburgotski (ii. simeon) da vardı. (sakskoburgotski, 2001-2005 döneminde başbakanlık koltuğunda oturacaktı.) korumalık döneminde giydiği siyah deri ceket ve enerjik tavırları yüzünden bulgaristan medyası ona batman lakabını taktı.
borisov, 90’lar boyunca birkaç yakın koruma ve güvenlik şirketi daha kurdu. bu dönemde, daha sonra mafyavari örgütlerin ve organize suç şebekelerinin lideri olmakla itham edilip yargılanacak bazı kişilerle tanıştı.
emniyet müdürlüğü yılları
2001 yılında, emniyet genel müdürlüğü görevine getirildi. bu makamdaki 4 yıllık görev süresince, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı ile her türlü sahte mal üretimi ve kredi kartı sahtekarlığı gibi bulgaristan’da yaygın görülen suçlara yoğunlaştı. bu görevi sırasında borisov, dönemin türkiye emniyet genel müdürü gökhan aydıner, organize suçlarla mücadele daire başkanı hanefi avcı ve mit müsteşarı şenkal atasgun ile birlikte ortak operasyonlara imza attı. murat demirel’in bulgaristan’da yakalanması da borisovun emniyet müdürlüğü döneminde gerçekleşti.
siyasete girişi ve hızlı yükselişi
emniyet genel müdürlüğü görevinden 2005te ayrılıp sofya belediye başkanlığı seçiminde aday oldu. halkın büyük ilgisini gören ve önemli bir oyla seçilerek sofya belediye başkanı olan borisov, önceki görevinde kendisine çok yakın olan tsvetan tsvetanovu yardımcılığı görevine getirdi. o günden beri tsvetanov, borisovun emanetçisi olarak algılanıyor.
2006 yılında borisov, emanetçisi tsvetanova, daha sonra siyasi partiye dönüşecek olan bir sivil toplum örgütü kurdurdu. tam açılımı ‘bulgaristan’ın avrupa gelişimi için vatandaşlar’ olarak çevrilebilecek hareket kısaca gerb (rozet) adını kullandı.
gerb partileştikten sonra 5 temmuz 2009daki genel seçime katıldı ve oyların yüzde 40ını alarak 240 sandalyeli bulgaristan parlamentosunda 116 üyelik elde ederek iktidara geldi. koalisyon hükümeti kurarak ülkeyi yönetmeye başlayan borisov, ocak 2010daki parti kongresinde resmen gerbin liderliğine seçildi.
seçim kampanyası sırasında ülkeyi fakirlik, yolsuzluk ve mafya cinayetlerinden kurtaracağı sözünü veren borisov, işe hızlı başladı. avrupa birliği’nden (ab) gelen fonların artmasını sağlayan borisov hükümeti, ülkenin karayolu ağını yenilemek için de harekete geçti. sıkı para politikası, denk bütçe ve dış borcu azaltma politikaları, bulgaristan’ı bir anda ab ülkeleri arasında üst sıralara taşıdı. ama bu durum, 8 milyonu bile bulmayan nüfusuyla bulgaristan’ın ab’nin en fakir ülkesi olma durumunu değiştirmedi. emniyet müdürlüğü sırasında örgütlü suçlarla mücadele konusunda elde ettiği şöhretini korumak isteyen borisov, mafya gruplarına karşı özel birlikler kurarak operasyonlar başlattı.
gösteriler ve istifa süreci
borisov’un imajı, belki de siyasette bu kadar hızlı yükselmesindeki en önemli etkendi. iri gövdeli, sportmen yapılı bir insan olan bulgar siyasetçi, 1978 yılından beri karate yapıyor ve 7. dan kara kuşak sahibi. uzun süre bulgaristan karate federasyonu başkanlığı da yapan borisov, bulgar amatör liginde mücadele eden bir futbol takımının da lisanslı futbolcusu. kısa kesim saç traşı, net ve kararlı konuşması ile çabuk karar alıp hemen harekete geçen ve sonuç alacak şekilde davranan bir yönetici profili çizdi. tüm bu nitelikleri ona büyük bir popülarite getirdiyse de arkasındaki halk desteğini korumayı başaramadı.
uyguladığı ekonomi politikaları, özellikle ab’deki ekonomik krizle birleşince bulgaristan halkı 12 şubat 2013te sokaklara çıkmaya başladı. bulgaristanın yakın tarihinde, 1989’da türklerin adlarının değiştirilmesi üzerine gerçekleşen gösterilerden sonraki en büyük protestolara, ülke çapında 33 şehirde 10 binlerce kişi katıldı. elektrik fiyatlarını protesto eden 5 kişinin farklı zamanlarda kendini yakmasıyla başlayan gösteriler üzerine borisov önce maliye bakanının istifasını istedi ama bu da protestoları durduramadı.
hükümeti zor durumda bırakan gösterileri durdurmak için son çare olarak polis müdahalesini devreye soktu. 25 kişinin yaralanması ve parlamento binası önüne kadar gelen göstericilerin kararlı tutumu üzerine boyko borisov polisin insanları dövdüğü bir hükümetin lideri olamayacağını söyleyerek 20 şubat 2013te istifa etti.
12 mayıs 2013te düzenlenen erken genel seçimde borisovun partisi gerb, ciddi bir düşüş yaşadıysa da yüzde 31lik oy oranıyla yine birinci oldu. fakat hükümeti kurma görevi, cumhurbaşkanı rosen plevneliev tarafından bağımsız milletvekili plamen oreşarskiye verildi.
bir kez evlenen boyko borisov’un bu evlilikten veneta isimli bir kızı var. ortodoks hıristiyan olan borisov, rakipleri tarafından sık sık yabancı düşmanı olmakla suçlanıyor."
•http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-boyko-borisov
boyko metodiev borisov, 13 haziran 1959da başkent sofya’ya bağlı bankya kasabasında doğdu. babası polis, annesi ise ilkokul öğretmeni olan borisov, ilköğrenimini tamamladıktan sonra babasının da etkisiyle olduğu bulgaristan içişleri bakanlığı akademisi’ne girdi. içiçleri bakanlığı, soğuk savaş döneminde, bulgaristan’daki en önemli kamu kurumu konumundaydı. (sistemi içten korumaya çalışan polis ve milis teşkilatının bağlı olduğu içişleri bakanlığı, bugün de en kritik devlet organı olarak görülüyor.)
itfaiyecilikten yakın korumacılığa
1977 yılında polis akademisi’nin devlet güvenliği bölümünde okumak için başvurdu. ancak akademi onu yangınlara karşı güvenlik yani itfaiye bölümüne kabul etti. borisova göre bunun nedeni, dedesinin antikomünist görüşlere sahip olmasıydı.
1990da tüm doğu bloku ülkeleriyle beraber bulgaristan’da sosyalist sistem sarsılmaya başladı. sovyetler birliği ve onun uydusu konumundaki doğu avrupa ve balkan ülkelerini avrupanın geri kalanından ayıran demirperdenin kalktığı bu döneme bulgaristan’da depolitizasyon süreci adı verildi. borisov, özel girişime imkan tanıyan depolitizasyon döneminde hızla harekete geçerek 1991de ipon-1 adını verdiği bir yakın koruma ve güvenlik şirketi kurdu.
borisovun yakın koruma (bodyguard) olarak hizmet verdiği müşterileri arasında, bulgaristan’ın sosyalist dönemdeki son devlet başkanı todor jivkov ile bulgaristan’ın eski kralı simeon sakskoburgotski (ii. simeon) da vardı. (sakskoburgotski, 2001-2005 döneminde başbakanlık koltuğunda oturacaktı.) korumalık döneminde giydiği siyah deri ceket ve enerjik tavırları yüzünden bulgaristan medyası ona batman lakabını taktı.
borisov, 90’lar boyunca birkaç yakın koruma ve güvenlik şirketi daha kurdu. bu dönemde, daha sonra mafyavari örgütlerin ve organize suç şebekelerinin lideri olmakla itham edilip yargılanacak bazı kişilerle tanıştı.
emniyet müdürlüğü yılları
2001 yılında, emniyet genel müdürlüğü görevine getirildi. bu makamdaki 4 yıllık görev süresince, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı ile her türlü sahte mal üretimi ve kredi kartı sahtekarlığı gibi bulgaristan’da yaygın görülen suçlara yoğunlaştı. bu görevi sırasında borisov, dönemin türkiye emniyet genel müdürü gökhan aydıner, organize suçlarla mücadele daire başkanı hanefi avcı ve mit müsteşarı şenkal atasgun ile birlikte ortak operasyonlara imza attı. murat demirel’in bulgaristan’da yakalanması da borisovun emniyet müdürlüğü döneminde gerçekleşti.
siyasete girişi ve hızlı yükselişi
emniyet genel müdürlüğü görevinden 2005te ayrılıp sofya belediye başkanlığı seçiminde aday oldu. halkın büyük ilgisini gören ve önemli bir oyla seçilerek sofya belediye başkanı olan borisov, önceki görevinde kendisine çok yakın olan tsvetan tsvetanovu yardımcılığı görevine getirdi. o günden beri tsvetanov, borisovun emanetçisi olarak algılanıyor.
2006 yılında borisov, emanetçisi tsvetanova, daha sonra siyasi partiye dönüşecek olan bir sivil toplum örgütü kurdurdu. tam açılımı ‘bulgaristan’ın avrupa gelişimi için vatandaşlar’ olarak çevrilebilecek hareket kısaca gerb (rozet) adını kullandı.
gerb partileştikten sonra 5 temmuz 2009daki genel seçime katıldı ve oyların yüzde 40ını alarak 240 sandalyeli bulgaristan parlamentosunda 116 üyelik elde ederek iktidara geldi. koalisyon hükümeti kurarak ülkeyi yönetmeye başlayan borisov, ocak 2010daki parti kongresinde resmen gerbin liderliğine seçildi.
seçim kampanyası sırasında ülkeyi fakirlik, yolsuzluk ve mafya cinayetlerinden kurtaracağı sözünü veren borisov, işe hızlı başladı. avrupa birliği’nden (ab) gelen fonların artmasını sağlayan borisov hükümeti, ülkenin karayolu ağını yenilemek için de harekete geçti. sıkı para politikası, denk bütçe ve dış borcu azaltma politikaları, bulgaristan’ı bir anda ab ülkeleri arasında üst sıralara taşıdı. ama bu durum, 8 milyonu bile bulmayan nüfusuyla bulgaristan’ın ab’nin en fakir ülkesi olma durumunu değiştirmedi. emniyet müdürlüğü sırasında örgütlü suçlarla mücadele konusunda elde ettiği şöhretini korumak isteyen borisov, mafya gruplarına karşı özel birlikler kurarak operasyonlar başlattı.
gösteriler ve istifa süreci
borisov’un imajı, belki de siyasette bu kadar hızlı yükselmesindeki en önemli etkendi. iri gövdeli, sportmen yapılı bir insan olan bulgar siyasetçi, 1978 yılından beri karate yapıyor ve 7. dan kara kuşak sahibi. uzun süre bulgaristan karate federasyonu başkanlığı da yapan borisov, bulgar amatör liginde mücadele eden bir futbol takımının da lisanslı futbolcusu. kısa kesim saç traşı, net ve kararlı konuşması ile çabuk karar alıp hemen harekete geçen ve sonuç alacak şekilde davranan bir yönetici profili çizdi. tüm bu nitelikleri ona büyük bir popülarite getirdiyse de arkasındaki halk desteğini korumayı başaramadı.
uyguladığı ekonomi politikaları, özellikle ab’deki ekonomik krizle birleşince bulgaristan halkı 12 şubat 2013te sokaklara çıkmaya başladı. bulgaristanın yakın tarihinde, 1989’da türklerin adlarının değiştirilmesi üzerine gerçekleşen gösterilerden sonraki en büyük protestolara, ülke çapında 33 şehirde 10 binlerce kişi katıldı. elektrik fiyatlarını protesto eden 5 kişinin farklı zamanlarda kendini yakmasıyla başlayan gösteriler üzerine borisov önce maliye bakanının istifasını istedi ama bu da protestoları durduramadı.
hükümeti zor durumda bırakan gösterileri durdurmak için son çare olarak polis müdahalesini devreye soktu. 25 kişinin yaralanması ve parlamento binası önüne kadar gelen göstericilerin kararlı tutumu üzerine boyko borisov polisin insanları dövdüğü bir hükümetin lideri olamayacağını söyleyerek 20 şubat 2013te istifa etti.
12 mayıs 2013te düzenlenen erken genel seçimde borisovun partisi gerb, ciddi bir düşüş yaşadıysa da yüzde 31lik oy oranıyla yine birinci oldu. fakat hükümeti kurma görevi, cumhurbaşkanı rosen plevneliev tarafından bağımsız milletvekili plamen oreşarskiye verildi.
bir kez evlenen boyko borisov’un bu evlilikten veneta isimli bir kızı var. ortodoks hıristiyan olan borisov, rakipleri tarafından sık sık yabancı düşmanı olmakla suçlanıyor."
•http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-boyko-borisov
"afganistan’da taliban sonrası yönetimi ele alan lider olan hamid karzai, kasım 2009’da düzenlenen seçimlerde bir kez daha cumhurbaşkanı seçildi.
ilk olarak yaklaşık üç yıl geçici hükümetin başkanlığını yaptıktan sonra, 2004 yılında afganistan’da taliban sonrası dönemde seçimle göreve gelen ilk cumhurbaşkanı olan karzai, aynı göreve 2 kasım 2009’da düzenlenen seçimler sonrasında da devam ediyor.
peştun aşireti kökenli cumhurbaşkanı, 2001-2004 yılları arasında halkın daha çok destek verdiği bir isimken, bölgedeki taliban ve el kaide birliklerinin yeniden güç kazanmaya başlaması ve 2009 seçimlerine yolsuzluk karıştığı iddiaları nedeniyle eskisi kadar destek görmüyor.
sovyetler birliğinin afganistanı işgali
1957 yılında kandahar’da dünyaya gelen karzai, kabil’de aldığı eğitimin ardından hindistan’ın simla üniversitesi’nde yükseköğrenimine devam etti ve buradan yüksek lisans derecesi ile mezun oldu.
sovyetler birliği, 1979da afganistanın başındaki sosyalist eğilimli muhammed necibullah hükümetinin davetiyle afganistana asker göndererek ülkeyi kontrol altına aldı. sovyetlerin fiili işgali anlamına gelen bu duruma karşı islamcı mücahitler direnişe geçtiler. başta abd olmak üzere batının ve suudi arabistan ile pakistan gibi ülkelerin desteğini alan mücahitler, sovyet güçlerine ağır kayıplar verdirdiler. dünyanın dört bir yanındaki müslüman ülkelerden insanlar, "cihat" amacıyla afganistana akın ettiler. çatışmalar, 1989da sovyetler birliğinin geri çekilmesiyle sona erdi.
sovyet - afgan savaşı sırasında karzai, 1982 yılında ulusal afgan kurtuluş cephesi’nin harekât sorumlusu olarak mücadele etti. ancak daha sonra pakistan’a gitti ve savaş bitene kadar burada kaldı.
1992de necibullah yönetiminin devrilmesinden sonra kabile döndü ve burhaneddin rabbani hükümetinde dışişleri bakanı yardımcısı oldu. fakat daha sonra casusluk yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. serbest bırakılmasının ardından pakistan’a kaçarak burada afgan mültecilerin arasında yaşamını sürdürdü ve eski afganistan kralı muhammed zahir şah’ın yeniden göreve getirilebilmesi için çalışmalara katıldı.
talibanla ilişki
taliban’ın afganistan’da etkisini göstermeye başladığı 1990’ların başında, karzai oluşumu açıkça destekliyordu. ancak taliban’ın kendisine teklif ettiği elçilik görevini reddetti. 1994 yılı sonlarına doğru ise taliban rejiminden uzaklaşmaya ve geniş tabanlı bir hükümet kurma planlarını desteklemeye başladı.
karzai (solda) ve nato genel sekreteri anders fogh rasmussen.
[reuters]
14 temmuz 1999 sabahı babası abdül ahad karzai, yolda uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. suikastı taliban’ın düzenlediği öne sürüldü.
karzai, pakistan’dan afganistan’a döndüğü ekim 2001de taliban karşıtı mücadelede görev alan bir isim haline geldi. aynı dönemde abd afganistan’a saldırdı.
karzai’nin ülkeye döndüğünü öğrenen taliban, saklandığı yere baskın düzenledi. karzai, abd helikopterleri ve özel güçler tarafından kurtarıldı. o dönemde birleşmişmilletler (bm) önderliğinde düzenlenen konferans afganistan’da bir geçici hükümetin kurulmasına karar verdi.
5 aralık 2001’de almanya’nın bonn kentinde bir araya gelen ve geçici bir hükümet kuran afgan gruplar, hükümetin başına karzai’nin getirilmesine karar verdi.
karzai uluslararası toplumun önüne ilk olarak ocak 2002de tokyo’da düzenlenen uluslararası bağışçılar konferansında çıktı. konferansta afganistan için 4 milyar dolardan fazla yardım toplamayı başardı.
11 haziran 2002’de başkent kabil’de düzenlenen büyük konsey toplantısında karzai, 18 ay boyunca görev yapmak üzere afganistan’da geçici hükümetin başkanı seçildi.
bu dönemden itibaren batılı güçlerle ilişkilerini yoğunlaştıran karzai, "iyi eğitimli, batılı lider" portresi çizmeye çalıştı.
afganistan’da özellikle savaş ağalarının hükümranlığından bıkmış halk başta olmak üzere geniş bir kesimin desteğini kazandı.
ikinci ve üçüncü galibiyet
görev süresinin dolmasının ardından 9 ekim 2004’te düzenlenen seçimleri de kazanan karzai, 7 aralık günü yemin ederek görevine başladı.
karzai, şubat 2009da, 21 mayıs’ta görev süresinin bitmesinin ardından ağustos ayında düzenlenecek seçimlere kadar cumhurbaşkanlığı görevini sürdüreceğini duyurdu. daha sonra 20 ağustos’ta düzenlenecek seçimlerde aday olduğunu açıkladı.
seçimin ardından abd’li gözlemciler, bm tarafından düzenlenen soruşturma sonucunda, karzai’nin oy oranının yüzde 50’nin altına düştüğünü ve bu yüzden ikinci tur seçimlerin yapılması gerektiğini açıkladı.
afganistan’daki bağımsız seçim komisyonu, karzai’nin ikinci turdaki rakibinin abdullah abdullah olacağını duyurdu, ancak cumhurbaşkanı adayı abdullah, 1 kasım’da bağımsız seçim komisyonu ve hükümetin, seçimlerde görev yapan üst düzey kamu görevlilerini görevden almamak da dahil olmak üzere birçok talebini karşılamadıklarını açıklayarak, adaylıktan çekildi. karzai, bir sonraki gün yeniden cumhurbaşkanı ilan edildi.
karzai, cumhurbaşkanlığı yemin töreninde yolsuzlukla mücadele sözü verdi ve büyük konsey’i toplayacağını açıkladı.
cumhurbaşkanının, taliban bünyesindeki ılımlı çevrelerle barış müzakerelerine başlama önerisi, afgan aşiretleri tarafından 2 haziran 2010’da düzenlenen büyük konsey toplantısında kabul edildi. karzai bu çerçevede müzakereleri sürdürüyor.
afganistanda bir sonraki seçimlerin, nato muharip güçlerinin ülkeyi terk edeceği 2014te yapılması gerekiyor. o sene, ikinci beş yıllık görev süresini tamamlayacak karzainin üçüncü kez yarışa girmesinin önünde anayasal engel bulunuyor.
2 mayıs 2012’de abd başkanı barack obama ve karzai, afganistan’daki nato kuvvetlerinin 2014 yılında gerçekleşecek çekilme sonrasındaki statüsü ile washington’ın ülkedeki rolünü içeren bir anlaşma imzaladı.
abdye yakınlığı
cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğu ilk günden bu yana karzaiye getirilen eleştirilerin başında, "abdnin kuklası" olmasına yönelik suçlamalar geliyor.
özellikle haziran 2002de abd’nin ihtiyar heyeti toplantısına müdahale ederek kralın devlet başkanı karzai’ye karşı gelemeyeceğini açıklaması, bu yöndeki eleştirileri güçlendirdi.
karzai’nin batılı güçler ile ilişkileri de son yıllarda bozulmaya başladı. afganistan cumhurbaşkanı ülkeyi verimli yönetememekle ve başkent kabil dışında kalan, taliban ve taraftarlarının yeniden güç kazanmaya başladığı bölgelerde etkin bir politika uygulayamamakla eleştiriliyor. ülkenin bazı bölgelerinde savaş ağaları halen yönetimi kontrol altında bulunduruyor.
karzai, ülkeye yapılan milyarlarca dolar dış yardımın yeterli olmadığını ve bir o kadarına daha ihtiyaç duyulduğunu savunurken; eleştiriler, maddi yardımların yetersizliğini hükümetteki yolsuzluklara bağlıyor.
2009 seçimlerinde uluslararası gözlemcilerin, oy pusulalarının saklandığı ve seçim yasalarının çiğnendiğine dair raporları da karzai hükümetinin imajını olumsuz yönde etkiledi.
karzai’ye getirilen bir diğer eleştiri de başta kardeşleri olmak üzere aile bireylerinin devlet yönetimine karışmalarına engel olmadığı yönünde.
karzai 1999 yılında, pakistan’daki afgan mülteciler ile çalışan, kadın hastalıkları uzmanı zeenat kuraişi ile evlendi. çiftin 2007 yılında mirvais adını verdikleri oğulları dünyaya geldi.
kendisine beş kez suikast girişimi düzenlenmek istenen karzai, kariyeri boyunca dünya genelinde siyaset ve eğitim kurumlarından çok sayıda ödül ve onur derecesi aldı. son olarak 2005 yılında boston üniversitesi hukuk fakültesi, 2006 yılında georgetown üniversitesi hukuk fakültesi tarafından fahri doktora unvanına layık görüldü.
5 nisan 2014te düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde karzai aday olmayacak."
•http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-hamid-karzai
ilk olarak yaklaşık üç yıl geçici hükümetin başkanlığını yaptıktan sonra, 2004 yılında afganistan’da taliban sonrası dönemde seçimle göreve gelen ilk cumhurbaşkanı olan karzai, aynı göreve 2 kasım 2009’da düzenlenen seçimler sonrasında da devam ediyor.
peştun aşireti kökenli cumhurbaşkanı, 2001-2004 yılları arasında halkın daha çok destek verdiği bir isimken, bölgedeki taliban ve el kaide birliklerinin yeniden güç kazanmaya başlaması ve 2009 seçimlerine yolsuzluk karıştığı iddiaları nedeniyle eskisi kadar destek görmüyor.
sovyetler birliğinin afganistanı işgali
1957 yılında kandahar’da dünyaya gelen karzai, kabil’de aldığı eğitimin ardından hindistan’ın simla üniversitesi’nde yükseköğrenimine devam etti ve buradan yüksek lisans derecesi ile mezun oldu.
sovyetler birliği, 1979da afganistanın başındaki sosyalist eğilimli muhammed necibullah hükümetinin davetiyle afganistana asker göndererek ülkeyi kontrol altına aldı. sovyetlerin fiili işgali anlamına gelen bu duruma karşı islamcı mücahitler direnişe geçtiler. başta abd olmak üzere batının ve suudi arabistan ile pakistan gibi ülkelerin desteğini alan mücahitler, sovyet güçlerine ağır kayıplar verdirdiler. dünyanın dört bir yanındaki müslüman ülkelerden insanlar, "cihat" amacıyla afganistana akın ettiler. çatışmalar, 1989da sovyetler birliğinin geri çekilmesiyle sona erdi.
sovyet - afgan savaşı sırasında karzai, 1982 yılında ulusal afgan kurtuluş cephesi’nin harekât sorumlusu olarak mücadele etti. ancak daha sonra pakistan’a gitti ve savaş bitene kadar burada kaldı.
1992de necibullah yönetiminin devrilmesinden sonra kabile döndü ve burhaneddin rabbani hükümetinde dışişleri bakanı yardımcısı oldu. fakat daha sonra casusluk yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. serbest bırakılmasının ardından pakistan’a kaçarak burada afgan mültecilerin arasında yaşamını sürdürdü ve eski afganistan kralı muhammed zahir şah’ın yeniden göreve getirilebilmesi için çalışmalara katıldı.
talibanla ilişki
taliban’ın afganistan’da etkisini göstermeye başladığı 1990’ların başında, karzai oluşumu açıkça destekliyordu. ancak taliban’ın kendisine teklif ettiği elçilik görevini reddetti. 1994 yılı sonlarına doğru ise taliban rejiminden uzaklaşmaya ve geniş tabanlı bir hükümet kurma planlarını desteklemeye başladı.
karzai (solda) ve nato genel sekreteri anders fogh rasmussen.
[reuters]
14 temmuz 1999 sabahı babası abdül ahad karzai, yolda uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. suikastı taliban’ın düzenlediği öne sürüldü.
karzai, pakistan’dan afganistan’a döndüğü ekim 2001de taliban karşıtı mücadelede görev alan bir isim haline geldi. aynı dönemde abd afganistan’a saldırdı.
karzai’nin ülkeye döndüğünü öğrenen taliban, saklandığı yere baskın düzenledi. karzai, abd helikopterleri ve özel güçler tarafından kurtarıldı. o dönemde birleşmişmilletler (bm) önderliğinde düzenlenen konferans afganistan’da bir geçici hükümetin kurulmasına karar verdi.
5 aralık 2001’de almanya’nın bonn kentinde bir araya gelen ve geçici bir hükümet kuran afgan gruplar, hükümetin başına karzai’nin getirilmesine karar verdi.
karzai uluslararası toplumun önüne ilk olarak ocak 2002de tokyo’da düzenlenen uluslararası bağışçılar konferansında çıktı. konferansta afganistan için 4 milyar dolardan fazla yardım toplamayı başardı.
11 haziran 2002’de başkent kabil’de düzenlenen büyük konsey toplantısında karzai, 18 ay boyunca görev yapmak üzere afganistan’da geçici hükümetin başkanı seçildi.
bu dönemden itibaren batılı güçlerle ilişkilerini yoğunlaştıran karzai, "iyi eğitimli, batılı lider" portresi çizmeye çalıştı.
afganistan’da özellikle savaş ağalarının hükümranlığından bıkmış halk başta olmak üzere geniş bir kesimin desteğini kazandı.
ikinci ve üçüncü galibiyet
görev süresinin dolmasının ardından 9 ekim 2004’te düzenlenen seçimleri de kazanan karzai, 7 aralık günü yemin ederek görevine başladı.
karzai, şubat 2009da, 21 mayıs’ta görev süresinin bitmesinin ardından ağustos ayında düzenlenecek seçimlere kadar cumhurbaşkanlığı görevini sürdüreceğini duyurdu. daha sonra 20 ağustos’ta düzenlenecek seçimlerde aday olduğunu açıkladı.
seçimin ardından abd’li gözlemciler, bm tarafından düzenlenen soruşturma sonucunda, karzai’nin oy oranının yüzde 50’nin altına düştüğünü ve bu yüzden ikinci tur seçimlerin yapılması gerektiğini açıkladı.
afganistan’daki bağımsız seçim komisyonu, karzai’nin ikinci turdaki rakibinin abdullah abdullah olacağını duyurdu, ancak cumhurbaşkanı adayı abdullah, 1 kasım’da bağımsız seçim komisyonu ve hükümetin, seçimlerde görev yapan üst düzey kamu görevlilerini görevden almamak da dahil olmak üzere birçok talebini karşılamadıklarını açıklayarak, adaylıktan çekildi. karzai, bir sonraki gün yeniden cumhurbaşkanı ilan edildi.
karzai, cumhurbaşkanlığı yemin töreninde yolsuzlukla mücadele sözü verdi ve büyük konsey’i toplayacağını açıkladı.
cumhurbaşkanının, taliban bünyesindeki ılımlı çevrelerle barış müzakerelerine başlama önerisi, afgan aşiretleri tarafından 2 haziran 2010’da düzenlenen büyük konsey toplantısında kabul edildi. karzai bu çerçevede müzakereleri sürdürüyor.
afganistanda bir sonraki seçimlerin, nato muharip güçlerinin ülkeyi terk edeceği 2014te yapılması gerekiyor. o sene, ikinci beş yıllık görev süresini tamamlayacak karzainin üçüncü kez yarışa girmesinin önünde anayasal engel bulunuyor.
2 mayıs 2012’de abd başkanı barack obama ve karzai, afganistan’daki nato kuvvetlerinin 2014 yılında gerçekleşecek çekilme sonrasındaki statüsü ile washington’ın ülkedeki rolünü içeren bir anlaşma imzaladı.
abdye yakınlığı
cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğu ilk günden bu yana karzaiye getirilen eleştirilerin başında, "abdnin kuklası" olmasına yönelik suçlamalar geliyor.
özellikle haziran 2002de abd’nin ihtiyar heyeti toplantısına müdahale ederek kralın devlet başkanı karzai’ye karşı gelemeyeceğini açıklaması, bu yöndeki eleştirileri güçlendirdi.
karzai’nin batılı güçler ile ilişkileri de son yıllarda bozulmaya başladı. afganistan cumhurbaşkanı ülkeyi verimli yönetememekle ve başkent kabil dışında kalan, taliban ve taraftarlarının yeniden güç kazanmaya başladığı bölgelerde etkin bir politika uygulayamamakla eleştiriliyor. ülkenin bazı bölgelerinde savaş ağaları halen yönetimi kontrol altında bulunduruyor.
karzai, ülkeye yapılan milyarlarca dolar dış yardımın yeterli olmadığını ve bir o kadarına daha ihtiyaç duyulduğunu savunurken; eleştiriler, maddi yardımların yetersizliğini hükümetteki yolsuzluklara bağlıyor.
2009 seçimlerinde uluslararası gözlemcilerin, oy pusulalarının saklandığı ve seçim yasalarının çiğnendiğine dair raporları da karzai hükümetinin imajını olumsuz yönde etkiledi.
karzai’ye getirilen bir diğer eleştiri de başta kardeşleri olmak üzere aile bireylerinin devlet yönetimine karışmalarına engel olmadığı yönünde.
karzai 1999 yılında, pakistan’daki afgan mülteciler ile çalışan, kadın hastalıkları uzmanı zeenat kuraişi ile evlendi. çiftin 2007 yılında mirvais adını verdikleri oğulları dünyaya geldi.
kendisine beş kez suikast girişimi düzenlenmek istenen karzai, kariyeri boyunca dünya genelinde siyaset ve eğitim kurumlarından çok sayıda ödül ve onur derecesi aldı. son olarak 2005 yılında boston üniversitesi hukuk fakültesi, 2006 yılında georgetown üniversitesi hukuk fakültesi tarafından fahri doktora unvanına layık görüldü.
5 nisan 2014te düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde karzai aday olmayacak."
•http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-hamid-karzai
"57 yaşındaki halid meşal, 1996’dan bu yana filistin islami direniş hareketinin (hamas) siyasi büro şefi. hamasın israil’e yönelik politikalarının mimarlarından olan meşal, nisan 2013te türkiyenin de desteğini alarak koltuğunu korumuştu.
hayatının çoğu filistin toprakları dışında geçen meşal, uzun süre suriye’nin başkenti şam’da sürgündeydi. meşal, bu ülkedeki iç savaşın şiddetlenmesi ile birlikte şubat 2012de katarın başkenti dohada yaşamaya başladı.
meşal birçok filistinli için bir ‘kahraman’. israil, abd ve bazı batılı ülkeler için ise israil devletini yıkmaya çalışan bir örgütün lideri.
kuveyte göç
halid meşal 1956’da batı şerialı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. israil’in 1967’de batı şeria’yı işgal etmesi sonrası, meşal ve ailesi binlerce filistinli gibi ramallah yakınlarındaki köylerini terk etti.
babası körfez ülkesi kuveyt’te iş bulan meşal, kısa süre sonra müslüman kardeşler hareketine katıldı. kuveyt bu dönemde, arap milliyetçiliğinin ve filistin davasına desteğin merkezlerindendi.
kronoloji: 1915’ten günümüze filistin
birinci dünya savaşı’ndan bu yana filistin’de yaşanan önemli olaylara bakış.
meşal, daha sonra kuveyt üniversitesi’nde fizik eğitimi aldı ve ‘islami hak listesi’ adlı bir öğrenci grubunun kurucusu oldu.
hamas ise filistinlilerin 1987’de israil işgaline karşı birinci intifadaya başlaması ile kurulmuştu. amacı, israili işgal ettiği topraklardan çekilmeye zorlamak ve 1948 sınırlarını esas alan islami bir filistin devleti kurmaktı.
meşal de hamas’ın kuveyt kolunu yönetti. ancak irak’ın 1990’daki işgali sonrası ülkeyi terk etti.
bağışları yönetti
meşal, işgal ile birlikte ürdün’ün başkenti amman’a yerleşti ve bu ülkedeki hamas yapılanmasının başına geçti.
israil, hamas liderlerine seyahat yasağı uyguladığı için, meşal, örgütü dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan uluslararası toplantılarda temsil etti.
hamas için uluslararası bağışların toplanmasından sorumlu olan meşal, örgütün iran ve suriye ile ilişkilerini de yürüttü.
bu dönemde dünyanın birçok yerinden batı şeria ve gazze şeridi’ne sosyal yardım programları için para gönderiliyordu. israil ise hamas’a yollanan bağışların ülkeye yönelik intihar saldırıları için de kullanıldığını öne sürüyordu.
suikast girişimi
1997’de dönemin israil başbakanı binyamin netanyahu, israil gizli servisinden (mossad) iki kişilik bir infaz timini ammana gönderdi. mossad ajanlarının hedefi, meşali ofisine yürürken zehirleyerek öldürmekti.
israil ajanları 16 eylül 1997’de yolda yakaladıkları meşalin kulağına zehir enjekte etti. meşal yere yığıldı, şoförünün hızla polise haber vermesi sonrası, eylemi gerçekleştiren iki mossad ajanı yakalandı. ürdün kralı hüseyin, netanyahu’yu arayarak ajanların ellerinde olduğunu ve derhal panzehiri göndermesini istedi.
kral hüseyinin dönemin abd başkanı bill clinton ile iletişime geçmesi sonrası bir diplomasi trafiği başladı. sonuçta, netanyahu panzehiri ürdüne gönderdi ve meşal ölümden döndü. netanyahu ayrıca, hapisteki iki ajanı kurtarmak için israil hapishanelerindeki 40 filistinliyi serbest bırakmak zorunda kaldı.
liderliğe doğru
1997deki anlaşma ile serbest bırakılanlar arasında dokuz yıl hapis yatan, hamas’ın kurucusu ve ruhani lideri şeyh ahmed yasin de vardı. yasin, israilin 2004’te gazze’ye düzenlediği saldırıda hayatını kaybetti.
şeyh ahmed yasinle birlikte hamasın kurucu kadrosunda yer alan abdülaziz rantisi de aynı yıl benzer bir israil saldırısında yaşamını yitirdi.
yasin ve rantisinin öldürülmeleri sonrası meşal’in hamasın lider kadrosundaki önemi arttı.
direniş, işgale tepki
halid meşal, hamas’ın politikasının israilin filistin topraklarını işgaline yönelik ‘doğrudan bir tepki’ olduğunu söylüyor.
al jazeera’den haşim ehil berra’ya verdiği röportajda "hangisi önce başladı: işgal mi direniş mi?" diye soran meşal, yanıtı da kendisi vermiş, "israil işgali başlattı ve buna tepki olarak direniş başladı" demişti.
meşal israil’i, gazze’de ve batı şeria’da yaşayan filistin halkına yönelik gerçek bir soykırıma hazırlanmakla suçlamış ve şöyle bir değerlendirmede bulunmuştu: "kendini savunma gereği yüzünden yapılan bu savaş yüzünden, kimse ne hamas’ı ne de filistin direnişini suçlayabilir."
israil ise meşal’i ‘terör örgütü’ olarak tanımladığı hamasın lideri olarak görüyor. haziran 2006’da dönemin israil cumhurbaşkanı şimon peres, "uluslararası toplum, halid meşal’i cinayet ve teröre karıştığı gerekçesiyle yargılamalı" demişti.
batıdan siyasi boykot
israili tanımayı reddeden hamas, filistinde 2006da yapılan genel seçimleri ezici çoğunlukla kazandı. seçim sonrası hamas üyesi ismail heniye liderliğinde bir ulusal birlik hükümeti kuruldu. ancak israil ve batılı ülkeler hamaslı kabine üyelerini tanımadı.
bazı bakanlara yönelik uluslararası siyasi boykot, hamas ile filistin ulusal yönetimi lideri mahmud abbasın başında olduğu fetih örgütü arasındaki rekabetin de artmasına neden oldu. iktidar mücadelesi, hamas’ın askeri kanadının haziran 2007’de gazze şeridi’ndeki siyasi kurumları ele geçirmesiyle sonuçlandı.
abbas, kasım 2007’de yaptığı bir açıklamada "demokrasimizi bıçaklayanlar ve askeri darbeyi ulusal diyaloğa tercih edenler var. hamas, (yaser) arafat’ın başarılarını silemez" dedi. meşal ise israil’in önde gelen müttefiki abd ile ilişkisinden dolayı, abbası filistin halkının temsilcisi olarak görmediğini belirtti.
meşal, hamasın kuruluşunun 25. yıldönümü vesilesiyle aralık 2012de 45 yıl sonra ilk kez gazzeye gitti ve bölgede filistin devletinin alternatifinin olmadığını söyledi.
hamasın siyasi büro şefi, mayıs 2013te al jazeeraye yaptığı açıklamada da, arap birliğinin israil ile görüşmelerin yeniden başlaması için yaptığı öneriye karşı çıktı. meşal, görüşmelerin yeniden canlandırılması için toprak değişimi ilkesinin kabul edilemeyeceğini vurguladı. görüşmeler temmuz 2013te yaklaşık üç yıllık bir aranın ardından yeniden başlasa da, kasım 2013te filistin heyetinin istifası ile kesildi.
israil ile hamas arasındaki son şiddetli çatışmalar ise kasım 2012de mısırın arabuluculuğunda varılan ateşkes ile son bulmuştu. ancak altı yıldan uzun süredir gazzeyi yöneten hamas ile kahire yönetimi arasındaki ilişkiler, mısırda 3 temmuz 2013te düzenlenen darbe sonrası gerginleşti. askeri yönetimin gazzeye giden tünelleri kapatması, yaklaşık 1 milyon 800 bin kişinin yaşadığı bölgede ekonomik krizi artırdı.
meşalin liderliğindeki hamas, mahmud abbasdan öncelikle filistinde yeni bir ulusal birlik hükümeti kurulmasına odaklanmasını istiyor."
•http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-halid-mesal
hayatının çoğu filistin toprakları dışında geçen meşal, uzun süre suriye’nin başkenti şam’da sürgündeydi. meşal, bu ülkedeki iç savaşın şiddetlenmesi ile birlikte şubat 2012de katarın başkenti dohada yaşamaya başladı.
meşal birçok filistinli için bir ‘kahraman’. israil, abd ve bazı batılı ülkeler için ise israil devletini yıkmaya çalışan bir örgütün lideri.
kuveyte göç
halid meşal 1956’da batı şerialı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. israil’in 1967’de batı şeria’yı işgal etmesi sonrası, meşal ve ailesi binlerce filistinli gibi ramallah yakınlarındaki köylerini terk etti.
babası körfez ülkesi kuveyt’te iş bulan meşal, kısa süre sonra müslüman kardeşler hareketine katıldı. kuveyt bu dönemde, arap milliyetçiliğinin ve filistin davasına desteğin merkezlerindendi.
kronoloji: 1915’ten günümüze filistin
birinci dünya savaşı’ndan bu yana filistin’de yaşanan önemli olaylara bakış.
meşal, daha sonra kuveyt üniversitesi’nde fizik eğitimi aldı ve ‘islami hak listesi’ adlı bir öğrenci grubunun kurucusu oldu.
hamas ise filistinlilerin 1987’de israil işgaline karşı birinci intifadaya başlaması ile kurulmuştu. amacı, israili işgal ettiği topraklardan çekilmeye zorlamak ve 1948 sınırlarını esas alan islami bir filistin devleti kurmaktı.
meşal de hamas’ın kuveyt kolunu yönetti. ancak irak’ın 1990’daki işgali sonrası ülkeyi terk etti.
bağışları yönetti
meşal, işgal ile birlikte ürdün’ün başkenti amman’a yerleşti ve bu ülkedeki hamas yapılanmasının başına geçti.
israil, hamas liderlerine seyahat yasağı uyguladığı için, meşal, örgütü dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan uluslararası toplantılarda temsil etti.
hamas için uluslararası bağışların toplanmasından sorumlu olan meşal, örgütün iran ve suriye ile ilişkilerini de yürüttü.
bu dönemde dünyanın birçok yerinden batı şeria ve gazze şeridi’ne sosyal yardım programları için para gönderiliyordu. israil ise hamas’a yollanan bağışların ülkeye yönelik intihar saldırıları için de kullanıldığını öne sürüyordu.
suikast girişimi
1997’de dönemin israil başbakanı binyamin netanyahu, israil gizli servisinden (mossad) iki kişilik bir infaz timini ammana gönderdi. mossad ajanlarının hedefi, meşali ofisine yürürken zehirleyerek öldürmekti.
israil ajanları 16 eylül 1997’de yolda yakaladıkları meşalin kulağına zehir enjekte etti. meşal yere yığıldı, şoförünün hızla polise haber vermesi sonrası, eylemi gerçekleştiren iki mossad ajanı yakalandı. ürdün kralı hüseyin, netanyahu’yu arayarak ajanların ellerinde olduğunu ve derhal panzehiri göndermesini istedi.
kral hüseyinin dönemin abd başkanı bill clinton ile iletişime geçmesi sonrası bir diplomasi trafiği başladı. sonuçta, netanyahu panzehiri ürdüne gönderdi ve meşal ölümden döndü. netanyahu ayrıca, hapisteki iki ajanı kurtarmak için israil hapishanelerindeki 40 filistinliyi serbest bırakmak zorunda kaldı.
liderliğe doğru
1997deki anlaşma ile serbest bırakılanlar arasında dokuz yıl hapis yatan, hamas’ın kurucusu ve ruhani lideri şeyh ahmed yasin de vardı. yasin, israilin 2004’te gazze’ye düzenlediği saldırıda hayatını kaybetti.
şeyh ahmed yasinle birlikte hamasın kurucu kadrosunda yer alan abdülaziz rantisi de aynı yıl benzer bir israil saldırısında yaşamını yitirdi.
yasin ve rantisinin öldürülmeleri sonrası meşal’in hamasın lider kadrosundaki önemi arttı.
direniş, işgale tepki
halid meşal, hamas’ın politikasının israilin filistin topraklarını işgaline yönelik ‘doğrudan bir tepki’ olduğunu söylüyor.
al jazeera’den haşim ehil berra’ya verdiği röportajda "hangisi önce başladı: işgal mi direniş mi?" diye soran meşal, yanıtı da kendisi vermiş, "israil işgali başlattı ve buna tepki olarak direniş başladı" demişti.
meşal israil’i, gazze’de ve batı şeria’da yaşayan filistin halkına yönelik gerçek bir soykırıma hazırlanmakla suçlamış ve şöyle bir değerlendirmede bulunmuştu: "kendini savunma gereği yüzünden yapılan bu savaş yüzünden, kimse ne hamas’ı ne de filistin direnişini suçlayabilir."
israil ise meşal’i ‘terör örgütü’ olarak tanımladığı hamasın lideri olarak görüyor. haziran 2006’da dönemin israil cumhurbaşkanı şimon peres, "uluslararası toplum, halid meşal’i cinayet ve teröre karıştığı gerekçesiyle yargılamalı" demişti.
batıdan siyasi boykot
israili tanımayı reddeden hamas, filistinde 2006da yapılan genel seçimleri ezici çoğunlukla kazandı. seçim sonrası hamas üyesi ismail heniye liderliğinde bir ulusal birlik hükümeti kuruldu. ancak israil ve batılı ülkeler hamaslı kabine üyelerini tanımadı.
bazı bakanlara yönelik uluslararası siyasi boykot, hamas ile filistin ulusal yönetimi lideri mahmud abbasın başında olduğu fetih örgütü arasındaki rekabetin de artmasına neden oldu. iktidar mücadelesi, hamas’ın askeri kanadının haziran 2007’de gazze şeridi’ndeki siyasi kurumları ele geçirmesiyle sonuçlandı.
abbas, kasım 2007’de yaptığı bir açıklamada "demokrasimizi bıçaklayanlar ve askeri darbeyi ulusal diyaloğa tercih edenler var. hamas, (yaser) arafat’ın başarılarını silemez" dedi. meşal ise israil’in önde gelen müttefiki abd ile ilişkisinden dolayı, abbası filistin halkının temsilcisi olarak görmediğini belirtti.
meşal, hamasın kuruluşunun 25. yıldönümü vesilesiyle aralık 2012de 45 yıl sonra ilk kez gazzeye gitti ve bölgede filistin devletinin alternatifinin olmadığını söyledi.
hamasın siyasi büro şefi, mayıs 2013te al jazeeraye yaptığı açıklamada da, arap birliğinin israil ile görüşmelerin yeniden başlaması için yaptığı öneriye karşı çıktı. meşal, görüşmelerin yeniden canlandırılması için toprak değişimi ilkesinin kabul edilemeyeceğini vurguladı. görüşmeler temmuz 2013te yaklaşık üç yıllık bir aranın ardından yeniden başlasa da, kasım 2013te filistin heyetinin istifası ile kesildi.
israil ile hamas arasındaki son şiddetli çatışmalar ise kasım 2012de mısırın arabuluculuğunda varılan ateşkes ile son bulmuştu. ancak altı yıldan uzun süredir gazzeyi yöneten hamas ile kahire yönetimi arasındaki ilişkiler, mısırda 3 temmuz 2013te düzenlenen darbe sonrası gerginleşti. askeri yönetimin gazzeye giden tünelleri kapatması, yaklaşık 1 milyon 800 bin kişinin yaşadığı bölgede ekonomik krizi artırdı.
meşalin liderliğindeki hamas, mahmud abbasdan öncelikle filistinde yeni bir ulusal birlik hükümeti kurulmasına odaklanmasını istiyor."
•http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-halid-mesal
"türkmenistanın kurucu lideri saparmurat türkmenbaşı niyazovun 2006 yılında hayatını kaybetmesinin ardından cumhurbaşkanı seçilen gurbangulu berdimuhammedovun asıl mesleği dişçilik.1979da türkmen devlet tıp enstitüsü diş hekimliği fakültesini bitiren berdimuhammedov, 1997ye kadar çeşitli hastanelerde doktorluk ve üniversitede öğretim üyeliği yaptı.
yaklaşık 20 yıllık tıp kariyerinin ardından farklı bir yol izleyen berdimuhammedov, 21 aralık 2006da niyazovun cenaze töreninin yapılmasının ardından meclis tarafından geçici lider olarak atandı. iki ay sonra ise altı rakibinin yarıştığı seçimden galip çıktı. oyların neredeyse yüzde 90ını alan berdimuhammedov, türkmenistanın ikinci cumhurbaşkanı oldu.
berdimuhammedov, 2012deki seçimde altı rakibine karşı yarıştı ve yine kazandı.
yabancı yatırıma yöneldi
türkmenistanın ikinci cumhurbaşkanı berdimuhammedov, ülkenin ekonomi politikalarında çeşitli değişiklikler yaptı.
berdimuhammediov ilk kez rusya, avrupa birliği (ab) ve çinin odak noktası olan doğalgaz rezervlerini yabancı yatırıma açtı.
beş yıldır turizme yaptığı yatırımlar da türkmenistana önemli derecede canlılık getirdi. türk ve fransız inşaat şirketleri, şehir merkezinde milyarlarca dolarlık oteller ve yeni hükümet binaları inşa etti.
lakabı koruyan
berdimuhammedovun lider olduğu dönem ülkede çağın yeniden doğuşu olarak anılırken, liderin arkadag (koruyan) lâkabı, kurucu lider niyazovun türkmenbaşı lâkabına göre daha mütevazı. berdimuhammedov ayrıca niyazovla aralarındaki fiziksel benzerliklerden dolayı niyazovun gölgesi olarak biliniyor.
bazı çevreler ise berdimuhammedovu, görev süresi boyunca kurduğu dikta yönetimiyle muhalefeti tamamen susturmakla suçluyor."
•http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-gurbangulu-berdimuhammedov
yaklaşık 20 yıllık tıp kariyerinin ardından farklı bir yol izleyen berdimuhammedov, 21 aralık 2006da niyazovun cenaze töreninin yapılmasının ardından meclis tarafından geçici lider olarak atandı. iki ay sonra ise altı rakibinin yarıştığı seçimden galip çıktı. oyların neredeyse yüzde 90ını alan berdimuhammedov, türkmenistanın ikinci cumhurbaşkanı oldu.
berdimuhammedov, 2012deki seçimde altı rakibine karşı yarıştı ve yine kazandı.
yabancı yatırıma yöneldi
türkmenistanın ikinci cumhurbaşkanı berdimuhammedov, ülkenin ekonomi politikalarında çeşitli değişiklikler yaptı.
berdimuhammediov ilk kez rusya, avrupa birliği (ab) ve çinin odak noktası olan doğalgaz rezervlerini yabancı yatırıma açtı.
beş yıldır turizme yaptığı yatırımlar da türkmenistana önemli derecede canlılık getirdi. türk ve fransız inşaat şirketleri, şehir merkezinde milyarlarca dolarlık oteller ve yeni hükümet binaları inşa etti.
lakabı koruyan
berdimuhammedovun lider olduğu dönem ülkede çağın yeniden doğuşu olarak anılırken, liderin arkadag (koruyan) lâkabı, kurucu lider niyazovun türkmenbaşı lâkabına göre daha mütevazı. berdimuhammedov ayrıca niyazovla aralarındaki fiziksel benzerliklerden dolayı niyazovun gölgesi olarak biliniyor.
bazı çevreler ise berdimuhammedovu, görev süresi boyunca kurduğu dikta yönetimiyle muhalefeti tamamen susturmakla suçluyor."
•http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-gurbangulu-berdimuhammedov
(bkz: gurbanguli berdimuhammedov)
bu ne yaptıysa aynısını bugün de yapmaya çalışan bir orospu evladı var türkiyede. hitlere nasıl yaranmaya çalışanlar olduysa o zamanlar, bu orospu evladına da yaranmaya çalışanlar var bugünlerde.
hitler intihar etti, biraz da olsa onurluydu. bu satılmış ve karaktersiz orospu evladında gıdım onur yok, sürüne sürüne geberecek bir köşede ve tüm halkın nefretiyle.
hitler intihar etti, biraz da olsa onurluydu. bu satılmış ve karaktersiz orospu evladında gıdım onur yok, sürüne sürüne geberecek bir köşede ve tüm halkın nefretiyle.
7-10 mart programı kumarbazlar için ideal:
• cdn.iddaa.com/iddaa/bulten/next/07-10.03.2014.html
iki de mbs 1 maç var programda:
• 10 mart 2014 banvit galatasaray basketbol maçı
• 10 mart 2014 tranzonspor fenerbahçe maçı
• cdn.iddaa.com/iddaa/bulten/next/07-10.03.2014.html
iki de mbs 1 maç var programda:
• 10 mart 2014 banvit galatasaray basketbol maçı
• 10 mart 2014 tranzonspor fenerbahçe maçı
beko basketbol ligi 21. hafta maçı. balıkesirde oynanacak bu önemli maç 19:00da başlıyor.
süper toto süper lig 24. hafta maçı. avni akerdeki maç saat 20:00da başlayacak.
eski fransa cumhurbaşkanı sarkozynin danışmanı. başkanlığı döneminde nicolas sarkozynin elysee sarayındaki tüm toplantılarını kaydetmiş. bu toplantıların arasında sarkozynin özel hayatına ilişkin olanları da var. sarkozy, buisson hakkında dava açmaya hazırlık yapıyor.
•http://www.diken.com.tr/dunya/danismani-sarkzoynin-telekulagi-cikti/
•http://www.diken.com.tr/dunya/danismani-sarkzoynin-telekulagi-cikti/
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?