nys

doğumgününü şimdi farkettiğim bilgiçtir. kendilerini severim diye bağır bağır bağırmama rağmen farkedememişimdir. özür dilerim kendisinden. nice nice yıllara.. paralı, sağlıklı, huzurlu, aşklı yıllar dilerim.

kadiköyde minübüslerin çıktığı sokakta dadaş pilavcılık vardı. alkol aldıktan sonra oraya uğrar tavuk, nohut ve salata karışımı pilavını yerdik. müthişti. şimdi heryerde satıyorlar ama tadı asla ordaki gibi değil.

#1015829 midye ile kadını aynı cümlede kullanıp ofiste kahkaha atmamı sağlayan bu herifin alnından öperim.

eskiden taksim ve kadiköy tarafında rahatça bulup keyifle yiyebilirdiniz. hala rahatça bulabilirsiniz fakat keyifle yiyemezsiniz. çok kötü yapıyorlar artık çok.

bunun çoğaltılmasını istiyoruz ’’ yatakta, balkonda, tuvalette’’ gibi.

şiir yazmak için, iyi şiir yazmak için aşk ve acıya ihtiyaç olduğu kanısındayım. iyi şairlerin sahip olduğu başlıca şeylerdir bunlar zaten. acının insanı nasıl yoğurduğunu, nasıl büyüttüğünü hepimiz az çok biliriz. sanırım bu daha iyi olmaya, daha iyi yansıtmaya yarıyor. şiir yazmak için aşık olmaya çalışan insan var mıdır bilemiyorum ama aşık olupta şiir yazan insan vardır.

ayrıca yapay sevgi denen şey sadece şiir faktörunde ortaya çıkmaz. bu hayatımızın her alanındaki mücadelemizde ortadadır. çoğu insan bunun bilincinde değildir..sevme sevilme ihtiyaçlarımıza göre yaşarız. daha çok sevilme ihtiyacına göre.. bu her zaman daha ağırdır. ona göre birilerini var eder, birilerini yokedebiliriz. bu durumda aşk denen şey tamamen bencilliktir bu yüzden yok sayabiliriz diyebilir miyiz?

ha bu arada zaten hepimiz bir zincirin parçası gibiyiz. kopyayız biz kopyayız !

kadiköy - beşiktaş vapurunda kış aylarında dışarıya çıkıp kahvemi alıp sigramı yakmıştım. 20 dakikalık zamanın keyfini çıkarmaya başlamıştım ki vapurdaki görevlilerden biri yanıma yanaşarak ’’ sigaranızı söndürür müsünüz? bakın kaptan sizi izliyor’’ diyerekten yukarıda bir yeri işaret etti. oraya baktığımda küçük bir kamera gördüm ve tebessüm ederekten tabi söndürürüm dedim.

(bkz: kendini çok zeki gören aptalın durumu)

’’sırça fanusun içinde ölü bir bebek gibi tıkanıp kalmış biri için, dünyanın kendisi kötü bir düştür’’

sevgilinin düşüncesidir.

- adamla neden samimisin?
- ee arkadaşım ne varki bunda.
- erkek o farkında değil misin?
- erkek kadın farkeder mi
- farkeder. ben erkeklerin aklından geçenleri bilirim.hepsi potansiyel sevgili.
- ohaaa

tekrardan hoş gelmiş

nasıl anlatsam bilmiyorum. inanılmaz şirin, konuşkan, tartışıp kendi birikimlerini, kendi fikirlerini ve düşüncelerini sunmaya inanılmaz hevesli biri. kendisiyle saatlerce durmadan, yorulmadan, sıkılmadan tartışabilirsiniz. hatta o size saatlerce konuşabilir ve siz eğlenerek onu dinleyebilirsiniz. hoş olan tarafı bundan sıkılmazsınız.
çok iyi içebildiğini söylediler ama biz o gün bunu göremedik bir dahaki zirveye artık diyoruz. insanların kullandığı renklerin ruh hallerini hatta kişiliklerini yansıttıkları söylenir. buna dayanaraktan bilgicimizin iç dünyasına dalarsak huzurlu, mutlu, keskin düşünceleri olan biri çıkar karşımıza. çok sohbet edemesek de tanışmaktan çok çokkk memnun olduğum hatundur kendileri.

indirim talep etmediğimiz yerdir. ayrımcılığa karşıyız!

en kısa zamanda gidip göreceğimiz hatta içeceğimiz yerdir.

zirveye katılma kararını verdiğinde bir iki sohbetimiz olmuştu. gelip bize şarkılar söyleyecek, bizimle beraber oyunlar oynayacaktı. durgun başlamamızdan dolayı ilk dakikalarda ’’hadi söylesene be’’ diyemedim. eh doğal karşılarsınız ki yeni tanıştık ve aramızda kocaman dağlar vardı. hepsini yıktığımızda gitmek zorunda kaldı ve gitti. biz söyledik, biz oynadık. ikinci sözünü hatırlatıyorum şu an itibariyle. gelecek dönemlerde hem çalıp, hep söyleyip, hemde ceza olaraktan oynayacak ! yapamaz demeyin on parmağında on marifet vardır. bu arada hem karizmatik hemde sıcak bir bilgiçtir. öpüyorum kendilerini buradan.

itici davranışlarına sahip olduklarını düşünmeleri. erkekler tarafından hiçbir şekilde itici durmazsınız.. onlar ki ’’ karanlıkta herşey aynı’’ derler.

( topa vuracaklar beni topa)

ilk gördüğüm anda herhangi bir ukala davranışı olmamasına rağmen kendi aklımda ukala ilan ettiğim bilgiçtir kendileri. ilerleyen saatlerde yanıldığımı gördüm ve kendisine de belirttim ön yargıların insanı nasıl bir yanlışa sürüklediğini. bağıra, bağıra hem oynayıp hem söylediğimiz şarkılarımıza eşlik etmemesine rağmen seviyorum ben kendisini. iyimser, sakin ve yakışıklıdır onunla tanıştığınızda ilk gözlemlerinizi ciddiye almayın. yanıltıcı bir duruşu vardır. sorularıma hep hayır cevabı vermesine rağmen hepsini evet diye algılamış bulunmaktayım. ’’eğlendin mi?’’ sorusuna hayır cevabı vermişti. sorarım kendisine eğlenmeyen biri bizimle birlikte koca bir geceden sonra 08:45 vapurunda olur mu? indikten sonra deniz kenarında o sabahın güzelliğinde bizimle çay keyfi yapar mı? yapmaz efendim yapmaz !

bu arada foroğraf makinasının flaşıyla gece boyunca kendilerini huzursuz etmişimdir. üzgünüm.. bir insan beni bu kadar fotoğraf konusunda zorlayamaz. hele hele fotoğraflarını çekmek istiyorsam. yok ama adam fotoğraf çekilmeyi sevmediğinden ’’hadi çek’’ dese bile beceremiyorum. herşeye rağmen inanıyorum kendime başka zirvelerde daha iyi fotoğraflarını çekeceğim!

sabahın altısında ’’vapurla gidelim. poğaça alıp çay içelim. sende gel geri dönersin istersen’’ dememden sonra son kararı verip üşenmeden poğaça almaya inmiştir kendileri. zaten biz o saniye kadiköy-beşiktaş vapurunun bizim binaya yanaşmasını bekliyorduk. vapur gelmedi, bizde almaya gitmedik. çayımızı demledik, poğaçalarımız alındı. oturduk hem sohbet ettik, hem kahvaltı ettik. bizi kendi evimizdeymişiz gibi rahat ettirdi. çok sevdik kendilerini. buradanda çok teşekkür eder yanaklarından öperim!

zirvede kendisiyle tanışmış olmaktan dolayı mutluluk duymaktayım. şirin, güzel aynı zamanda bütün cümlelerini gülücüklerle sunan bir hatun düşünün. işte oksit! hah birde çok fotojenik hatun. sabahlara kadar keyifle fotoğraflarını çekebilirsiniz.

zirvede bulunan bütün arkadaşlarımın doğal fotoğraflarını ( çıplak) faceye ekleyeceğim bugün. gecikmeden dolayı özür dilerim. hepinizi iyi niyetlerle kucaklar, iyi niyetlerle öperim!

akşam 08:15’de zirve’nin yapıldığı yerde buluşup ilk cümlesini söylemiştir. ’’kızlar 10:30’da kalkarım. sizin için geldim’’ diyerek benim bütün sinirimi bozmuş kendisine ağız dolusu laflar söylememe sebep olmuştur. saat 11:30’da yarım saat sonra kalkarım dedikten sonra saat 02:00’da ’’onbuçukta kalkıyordun ha ha ha’’ dememe sebep olmuştur.