biletimi aldım. bana kalırsa yarın çok güzel olacak. şahane bir konsere tanık olacağız.
pazartesi gününe alındığından indynin ve goshenitin de katılacağı zirvedir. biramızı içer, midyemizi yer, baş tacı olup geliriz.. herkeside bekleriz.
çok heyecanlı !
çok heyecanlı !
bayansanız eğer bir bayanla içebilirsiniz tabi. hz. indy öyle diyor. kıllı bir erkek izlemektense kıllı bir memeli izlemek daha hoş olacaktır. kadın olsanız bile.
(bkz: içkide cinsiyet ayrımı)
(bkz: içkide cinsiyet ayrımı)
yarın gerçekleşecek konser judasın son konseri olacaktır. alt gruplar şunlardır
malt
pentagram
whitesnake
judas efsanedir. tabi whitesnake de benim için öyledir.
çok heyecanlı değil mi?
malt
pentagram
whitesnake
judas efsanedir. tabi whitesnake de benim için öyledir.
çok heyecanlı değil mi?
sekiz gibi orada olacağım fakat sizi nasıl tanıyacağım? zirveyi düzenleyen kişilerin kırmızı karanfil takmasını talep ediyorum.
ameliyat olup gelmesine rağmen iyi bir konser sundu bize sayın jon bon jovi.
sabah kahvaltısıyla beraber dinlemeye başladığım ve hala dinlemekte olduğum türküdür. kahvaltıda ruhi su ne hoş.
konser sonrasında planlanması kötü olmuş. hele hele yarın ki judas konserinide düşünürsek çok zorlanacağımı söyleyebilirim. fakat adres verilirse en azından gül yüzlerinizi görmek için uğrayacağım zirvedir.
#1016040 sen gel bedavaya herşey.
bu başlık insanı çok uzaklara götürüyor... hele hele bu fotoğraf aklımıza dünyanın en güzel şarkısı olan dam üstünde un eler, dombul dombull memeler şarkısını getiriyor. hahh çok duygusal oldum çokkkkk!
kadın nedir ? sorusuna memedir diye cevap vermelerine sebep olan hatun.
çok değer verdiğim dostumun evlenirken düğününde çalmasını istediği şarkı. vardırya hani cenazemde şunu çalın, evlenirken bunu çalın, uyurken onu çalın diyen insanlar o da onlardan birisi ama tek seçtiği kısım evlilik. çalmazmıyız yeter ki istee.
edip cansever şiiri.
aşk iyidir bak
duyumunu artırır insanın
hele don gömlek sabahları
traş olacağını duyarsın
yeni gömleğini giyeceğin gelir
bir yeni biçim eklersin insan olacağa
masaya, merdivene, aynalı dolaba
derken ardından şıpın işi bir kahvaltı
amanın dersin bu ne delice gidiş
paldır küldür açar mıydı fıstık ağacı
ispinoz düşünür müydü
deli olan kaşınır mıydı
kolların upuzun walt whitmani okumaktan
ağzın desen bir karış açık
sokaklar yok mu, o sokaklar
önce bir yeşile işkilli
evlerde büyümeler, alıp başını gitmeler olacak
kızıp duracaksın üstüne başına konan toza
televizyondaki ise
usanmak, hızını eksiltmek dendi mi
cin ifrit kesileceksin birden.
hey gidi duyumuna yandığımın dünyası
alıp vereceğin olacak ille
aşk maşk buz gibi yaşayacaksın.
aşk iyidir bak
duyumunu artırır insanın
hele don gömlek sabahları
traş olacağını duyarsın
yeni gömleğini giyeceğin gelir
bir yeni biçim eklersin insan olacağa
masaya, merdivene, aynalı dolaba
derken ardından şıpın işi bir kahvaltı
amanın dersin bu ne delice gidiş
paldır küldür açar mıydı fıstık ağacı
ispinoz düşünür müydü
deli olan kaşınır mıydı
kolların upuzun walt whitmani okumaktan
ağzın desen bir karış açık
sokaklar yok mu, o sokaklar
önce bir yeşile işkilli
evlerde büyümeler, alıp başını gitmeler olacak
kızıp duracaksın üstüne başına konan toza
televizyondaki ise
usanmak, hızını eksiltmek dendi mi
cin ifrit kesileceksin birden.
hey gidi duyumuna yandığımın dünyası
alıp vereceğin olacak ille
aşk maşk buz gibi yaşayacaksın.
turgut uyar şiiridir.
bir biz varız güzel öbürleri hep çirkin
birde bu terli karanlık
sonra bir şey daha var muhakkak ama adını bilmiyorum
nereden başlasam sonunda o ışıkla karşılaşıyorum
yarı çıplak utanmaz bir kadın resmini aydınlatıyor
akşam oluyor ya bir türlü inanamıyorum
oturmuş iri yapılı adamlar esrar çekiyorlar
daha bir aydınlık olsun diye içtikleri su
sarı toprakdan testileri güneşte pişiriyorlar
bir korkuyorum yanlız kalmaktan bir korkuyorum
gündüzleri delice çalışıyorum geceleri kadınlarla yatıyorum
sonra birden büyümüş görüyorum ağaçları
kısrakları birden yavrulamış
havaları birden güneşli
kadınlarla yattığım yetse ya
birde kadınlarla yattığıma inanmam gerekiyor
hoşlanmıyorum...
bir biz varız güzel öbürleri hep çirkin
birde bu terli karanlık
sonra bir şey daha var muhakkak ama adını bilmiyorum
nereden başlasam sonunda o ışıkla karşılaşıyorum
yarı çıplak utanmaz bir kadın resmini aydınlatıyor
akşam oluyor ya bir türlü inanamıyorum
oturmuş iri yapılı adamlar esrar çekiyorlar
daha bir aydınlık olsun diye içtikleri su
sarı toprakdan testileri güneşte pişiriyorlar
bir korkuyorum yanlız kalmaktan bir korkuyorum
gündüzleri delice çalışıyorum geceleri kadınlarla yatıyorum
sonra birden büyümüş görüyorum ağaçları
kısrakları birden yavrulamış
havaları birden güneşli
kadınlarla yattığım yetse ya
birde kadınlarla yattığıma inanmam gerekiyor
hoşlanmıyorum...
lale müldürün çok bilinmediğini düşündüğüm şiirlerinden bir tanesi.
edip cansever şiiridir.
usul usul konuşuyorlar aralarında
denize bakıyorlar bazen -çatalını gezdiriyor biri tabağında -
gölgesi bir kuş ölüsü
karşıda yeni budanmış ağacın
- olsa, başlangıçlar sona kalsa -
kolyesiyle oynuyor kadın - tabağımda soyulmuş elma -
saatime bakıyorum sık sık
kapıyı gözlüyorum arada
biraz soğum mu geliyor ne - kapatır mısın -
sinirli bir kırmızılık suya batıyor
düşünüyorum, ansızın bir dost yüzü
görmemiştim de yıllarca.
gelse
değişmiş çok, yaşlanmış da
sigaramı yakıyor durmadan
istemem diyemiyorum - ama yakmasa -
konuşuyoruz -konuşuyor muyuz -
yazmayı bırakmış çoktan
gerçi bir roman taslağı varmış kafasında
"bir elimde elma elmada bir el"
diyorum
hayretle bakıyor yüzüme
bir bardak bira içiyor, çekip gidiyor az sonra.
kadranı kırmızı saat
plasterle tutturulmuş kırık cam
şurda burda plastik çiçekler
evet, aralık kapıdan soğuk geliyor
tam kalbimin üzerine bu akşam.
ölüm
sen en güzelsin bu saatlerde
büyütmüş yetiştirmişsin beni
söyler miyim hiç sana hayran olmasam.
bugün de ince, bugün dekırıldı kırılacak
bugün de
tam nerede kalmışsam.
usul usul konuşuyorlar aralarında
denize bakıyorlar bazen -çatalını gezdiriyor biri tabağında -
gölgesi bir kuş ölüsü
karşıda yeni budanmış ağacın
- olsa, başlangıçlar sona kalsa -
kolyesiyle oynuyor kadın - tabağımda soyulmuş elma -
saatime bakıyorum sık sık
kapıyı gözlüyorum arada
biraz soğum mu geliyor ne - kapatır mısın -
sinirli bir kırmızılık suya batıyor
düşünüyorum, ansızın bir dost yüzü
görmemiştim de yıllarca.
gelse
değişmiş çok, yaşlanmış da
sigaramı yakıyor durmadan
istemem diyemiyorum - ama yakmasa -
konuşuyoruz -konuşuyor muyuz -
yazmayı bırakmış çoktan
gerçi bir roman taslağı varmış kafasında
"bir elimde elma elmada bir el"
diyorum
hayretle bakıyor yüzüme
bir bardak bira içiyor, çekip gidiyor az sonra.
kadranı kırmızı saat
plasterle tutturulmuş kırık cam
şurda burda plastik çiçekler
evet, aralık kapıdan soğuk geliyor
tam kalbimin üzerine bu akşam.
ölüm
sen en güzelsin bu saatlerde
büyütmüş yetiştirmişsin beni
söyler miyim hiç sana hayran olmasam.
bugün de ince, bugün dekırıldı kırılacak
bugün de
tam nerede kalmışsam.
içimdeki karanlığı patlatacağım
ve beynimin en ölümcül yaşlarıyla
ağlaya
ağlaya
yepyeni bir insan
pırıl pırıl bir can
bitecek toprağa...
can yücelin en iyi şiirlerinden birtanesi olduğunu düşünmüşümdür.
ve beynimin en ölümcül yaşlarıyla
ağlaya
ağlaya
yepyeni bir insan
pırıl pırıl bir can
bitecek toprağa...
can yücelin en iyi şiirlerinden birtanesi olduğunu düşünmüşümdür.
hadi bu akşam yapalım dediğim zirvedir.
dışarıda yememe kadarı verdiğim şey. bunu bilen kadınlarımızın ellerinden yemelisiniz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?