nys

eğer tatile çıkmak ve değişik birşeyler yapmak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey ormanlık bir alanda kamp kurmaktır. tabi doğayı seviyorsanız. bir iki kişiyle değil, otuz kırk kişiyle beraber kurulmalıdır. insan , deniz, göl, çeşitli böcekler ve yılanlar işte hayat budur. gerçekten hayatın ve zevk araçlarının hepsinin doğada var olabildiğini ispatladı kamp maceram.

herkese tavsiye ederim.

en sevdiğim taşlardan bir tanesi.

faydalarını sıralayalım

tansiyonu düzenler ve kalp hastalıklarına iyi gelir.
nazara karşı etkilidir.
cinsel cazibeyi ve kadınlık özelliklerini artırır. (bütün kadınlara alınmalı ) kaygıyı teskin eder.
kederli insanların kederlerini gidermede, ya da bir olayın şokunu yaşayan kişileri o halden kurtarmada faydalıdır. onlara, bu durumdaki kişilerin ihtiyacı olan huzur duygusunu verir.
kendisini taşıyan kişilerin iyileştirici güçlerini artırır ve bilgeliklerini artırmalarına yardımcı olur.

’’ne umduk ne bulduk’’ dedirten durummuş.

sık sık yapılmasını mantıklı bulduğum şey. hiçbirşeye sahip olmamakla beraber bir şehrede ait olmadığını hissedebilmeli insan.

yaşadığımız sistemde yarının güvencesi olmaması sebebiyle hemen hemen herkesin hissettiği şey. mutsuzluğa yol açar.

19 temmuz 1834 yılında doğan edgar degas empresyonist olarak tanıtılsada asla kendisini empresyonist bir ressam olarak görmemiştir. zengin bir aileye mensup olan degas hukuk fakültesine girmiş fakat sanata olan eğilimi yüzünden bu bölümü yarıda bırakmıştır. 30 küsür yaşlarına kadar sadece resimleri kopyalamış bir ressamdır. ’’resim yapmak istiyorsanız eğer, sanat tarihini ve resim kopyalamayı bilmeniz gerekir’’ derler. işte bu noktada degas çok büyük bir örnektir. 1908 yıllarında körlüğü sebebiyle resim yapmayı yavaş yavaş bırakmış ve heykelle ilgilenmiş.1910 yıllarında bu ilgiside sona ermiş. son yıllarında ’’ düşündüğüm tek şey ölüm’’ diye diye sokaklarda bastonuyla dolaşmış, 27 eylül 1917 tarihinde ise ölmüştür.

söylentilere göre son dönemlerinde içe kapanan, insanlarla görüşmeyen daha doğrusu yalnızlaşan bir ressam olmuş.

en ünlü eserleri miss la la at the circus ve the absinthe drinkerdir.

konuşkan, kıpır kıpır insan evladı. inanılmaz sevgi dolu insanlara bakarken gözlerinin içi parlıyor. az bulunur bilgiçlerdendir kendileri. ha bu arada çokta güzel yazar, okurken keyif aldığım bilgiçlerden birtanesidir.

abdli hard rock grubu. sabah sabah son ses dinleyebilirsiniz.

hitlerin ve şişme bebek icadının tarihini ele aldığımızda inandırıcı geliyor.

inanılmaz şirin bir hatundur kendileri. aynı zamanda çokta güzeldir. alacaksınız karşınıza izleyeceksiniz. masum bir güzelliğe sahiptir kendileri. bugün eğer kendimizi yorgun hissetmezsek yanına gidip kahve içip fal baktıracağız. çok heyecanlı.

eyyy sevgili sözlük bu adamı defalarca görmeme, defalarca konuşmama rağmen dün düzenlenen zirvedeki gibi asla görmemiştim. saygılı, sevgili, sakin bir adamcağız oldu. ağzından bir kere küfür çıkmadı. taa ki son dakkaya kadar. insanın yanında sevgilisi olunca hali başka oluyor. bir daha görüşmeyeceğim. beynimizde böyle bir adam olarak kalsın.

sevgili, saygılı ağbeycikkk öperiz !

sözlükte çok sevdiğim bilgiçlerdendir. konuşkandır, eğlencelidir. işi gereği tiyatroyla iç içedir. seviyoruz ulan seni!

1. nesil bilgiçlerdendir. dün midye dolma zirvesinde kendisiyle tanıştık. kendi halinde, konuşkan, sıcak kanlı, yakışıklı yazarlarımızdandır. tuhaf bir güvene sahiptir kendileri. eyyy sözlüğümüzün güzel hatunları burdan duyuruyorum bu adamı kaçırmayın !

çok sohbet edemememize rağmen gecenin en sakin, en sessiz bilgiciydi diyebilirim. böyle efendi efendi oturdu bir köşede. gecenin sonunda hala sakinliğini korumaktaydı. bozmadığımıza çok sevindim..

zirvede tanıştığım ve tanıştığımdan inanılmaz memnun olduğum bilgiçtir. benim dilimde böyle bireylere ’’piç’’ denir. bu kelime asla kendi anlamını taşımaz. inanılmaz konuşkan, kışkırtıcı yanı fazla olan, bunu eğlenceye çevirip gülmemize sebep olan biridir. bir an kendimi görmeme sebep olmuştur.

taaa buralardan öperim sizi efendim.

midye dolma zirvesinde az kalsın ünlü oluyorduk. bizi zirvelerde değil ekranlarda görecektiniz ki olmadı.. elimizde patladı bütün hayallerimiz. olsun biz hala mutluyuz.

dün gece zirveyi gerçekleştiren herkese teşekkür eder, gözlerinden, yanaklarından, alınlarından öperim!

saat kaçta olacak? bu konuda da aydınlanmak isteriz efendiler.

yahu o alanda konser mi olurmuş? kıç kadar yere insanları sıkıştırıp konser veren zihniyeti sikeyim. küfür ediyorum çünkü kızdım. aslında kızmaktan öte üzüldüm. ne whitesnake ne judas beklentilerimi karşılayabildi. onların hatasımı ? tabiki değil... sahneyi görmek imkansızdı. ses sistemini berbattı. türkiyede neden daha iyi konser alanları yapmıyorlar anlamış değilim. ben bu gruplardan bir tanesi olsaydım eğer, asla böyle bir organizasyon ile burada konser vermezdim. iyiki gitmişim dememe sebep olan tek şey 11 -12 yıldır görmediğim arkadaşlarımı görmek oldu.

sonuç gittik, gördük, üzüldük, geldik..

(bkz: the devil)