confessions

nys

- Yazar -

  1. toplam entry 942
  2. takipçi 1
  3. puan 19336

egon schiele

nys
1890 - 1918 yılları arasında yaşamış ekspresyonist ressam. figürleri kırılgan, üzgün, fakir ve aynı zamanda erotik çağrışımlarda bulunmamıza sebep olan portrelerdir. yaptığı bütün resimlerde kendi ellerini, kendi bacaklarını çizdiği söylenmekte. enteresan olan hemen hemen bütün çalışmaları’nın sonu erotizmle bağlanması. aslında pek değişik bir hayatı yoktur. maddi olanakları iyi olan ailesinin oturduğu yerde ilkokul olmadığından teyzesi ve dayısının yanlarına gidip orada okudu. kendi ailesini ziyaretlerinde kız kardeşiyle ensest ilişkileri olduğu söylenmektedir. babası bir yıl sonra akıl hastalığından dolayı öldü. egon kendi çabalarıyla beraber gustav klimt’e gidip eserlerini gösterdi. eserlerinden etkilenen klimt desenlerini satın aldı ve bir çok sponsorla egonu tanıştırdı. egon 3. sınıfı bitirdikten sonra okulunu bırakıp ilk sergisini açtı. küçük çocukların erotik olan ve olmayan resimlerini yaptı. arkasından tutuklanıp 1 ay hapis cezasına çarptırıldı. askerlikte devlet tarafından hazırlanan sergiye girdi ve çok fazla dikkat çekti. evlendiği karısı ve karnındaki çocuk gribe yenik düşüp öldükten hemen sonra aynı gripten dolayı egonda ölümü tattı. birçok eleştirmene göre özgün stilini tam geliştirmeden 28 yaşında ölen genç ressamlardan biri oldu.

ceza alması’nın sebebi küçük çocukların erotik resimlerini yapmasımı, yoksa küçük çocukları taciz etmesimi bilemiyoruz fakat o dönem içerisinde küçük çocukları taciz ettiği ve bundan dolayı ceza aldığı söylenmekte.

hala etkisinde olduğum ve sürekli resimlerini incelediğim ressamlardan biridir. enteresan gelen şey resimlerinde insanın iç dünyasını üzüntüsüyle, enerjisiyle, acısıyla hastalıklıymış gibi yansıtmasıdır. tabi birde bunları erotizmle yoğurması. eğer yaşamış olsaydı nasıl resimler yapardı acaba

resimlerini buradan görebilirsiniz.http://www.egon-schiele.net/

gustav klimt

nys
viyana sezession grubunu’nun kurucularından biri olup ilk başkan olarak başa geçen klimt viyana ünüversitesi için tıp, felsefe ve hukuk adlı tablolar yapmıştır. yaptığı tablolarda erotizm ve karamsarlığı işlemiş bundan dolayıda resimleri geri çevrilmiştir.
etkilediği, etkilendiği ve aynı zamanda desteklediği ressam egon schieledir.
resimlerinde çoğu zaman kadın bedenini naif bir erotizmle işleyen klimt’in en ünlü tablosu öpücüktür. bununla beraber bilinen diğer tablolarıda yaşam ve ölüm, danae ve beethoven frizi’nden ayrıntıdır.

duvarımda tabloları’nın bulunmasını istediğin ressamlardan biridir.

incendies

nys
aşık olduğu adamdan doğan çocuğunu yıllarca araması sonucunda girdiği hapisanede işkenceci olan adamın tecavüzüyle ikiz çocuklara hamile kalır. bunları doğurur ve hapisaneden çıkar. yıllar sonra şans eseri öğrendiği ve çocuklarının peşine düştüğü gerçek dehşet vericidir. tecavüz eden kişi aslında aşık olduğu adamdan doğurduğu çocuk, yani tecavüz sonucunda doğan çocukların babasıdır.

tutunamayanlar

nys
ben anlatmak, filan falan demek istemiyorum. sonum geldi olric. kendime yeni bir önsöz yazmak istiyorum. yeni bir dil yaratmak istiyorum. beni kendime anlatacak bir dil. çok denediler, efendimiz. allah’tan ne denediklerini bilmiyorum, olric. hiçbir geleneğin mirasçısı değilim. olmaz diyorlar. isyan ediyorum. az gelişmiş bir ülkenin fakir bir kültür mirası olurmuş. bu mirası reddediyorum olric. ben karagöz filan değilim. herkes birikmiş bizi seyrediyor. dağılın! kukla oynatmıyoruz burada. acı çekiyoruz. kapı kapı dolaşıp dileniyoruz. son kapıya geldik. insaf sahiplerine sesleniyoruz. ey insaf sahipleri! ben ve olric sizleri sarsmaya geldik. dünya tarihinde eşi görülmemiş bir duygululukla ve kendini beğenmişçesine ve sanki bizden önce birşey söylenmemişçesinegil lerden olmaktan korkmadan kapınızı yumrukluyoruz. dilenciler krallığının en küstah soylusu olarak kişiliğimizi burnunuza dayıyoruz. dinden imandan çıktık. deli dervişler gibi saldırıyoruz. açın kapıyı! biz geldik! korkudan dudağınız uçuklamasın.

yevgeniy ivanoviç zamyatin

nys
1884 doğumlu rus yazar çeşitli hikayeler ve biz adlı romanı yaratıcısıdır. yazdığı çeşitli hikayelerden na kuliçkah (çok uzaklarda)yüzünden yargılandı. gorki’nin de dikkatini çekip çeşitli iltifatlar aldı. ursula k. le guin biz adlı roman için şimdiye kadar yazılmış en iyi bilim kurgu romanı olduğunu söyledi. bu romanın 1984 kitabının esin kaynağı olduğu söylenir aynı zamanda. ufak bir alıntıyı paylaşalım o halde.


’’ kendimi duyumsuyorum. ama sadece içine kirpik kaçan göz, şişmiş parmak veya çürük diş kendini duyumsar, bireysel varlığının bilincine varır. sağlıklı göz veya parmak ya da diş varlarmış gibi görünmezler. yani gayet açık, değil mi? kendi kendinin bilincine varmak hastalıktır.’’



bugün ne giysem

nys
genelde bugün değilde yarını düşünürüz. (bkz: yarın ne giysem) akşamdan karar verilir, kıyafet başucuna konur, sabah giyinilir ve çıkılır. tabi bazen sabah vazgeçip ne giysem telaşıyla dakikalarını dolap karşısında geçirdikten sonra işe geç kalma telaşı ile koşarak yollarada düşebiliriz. ikiside yapamayacak kadar geç kalındıysa eğer ele ilk geçen üste geçirilip aynı şekilde sokaklara kendimizi atarız.

insan olmak ne zor. neden doğal olunmalı diyerekten çıplak yaşamıyoruz ki.

rock pub

nys
çok çok eskilerde tayfunun sahip olduğu, yakın zamanda devrettiği bar. kadiköydeki rock barların arasında en iyi müziklere, en iyi çalışanlara sahip olan yerdi. ah birde tarifini hiç alamadığım karabiberli votkası ile votkayı sevmememe sebep olmuştu. şimdi belli müşterilere sahip, sakin bir yer olmuş. herşey eskiden güzeldi yada güzel geliyordu.

sanırım biz büyüdük ve kirlendi dünya.

zafer diper

nys
altı veya yedi yıl önce izlediğim, tekrardan perdeler açılana kadar hatırlayamadığım oyunun yönetmenliğini ve oyunculuğunu üstlenen kişi.

yargı adlı oyun savaş sırasında nazilere tutsak düşmesiyle ve sovyetlerin yaklaşması üzerine almanların kaçıp, tutsak rus subaylarını kapalı bir hücrede aç ve susuz bırakmaları, onlarında sağ kalabilmek için kura çekmeleri sonucu birbirlerini çiğ çiğ yemelerini anlatan barry collins tarafından yazılmış bir oyundur. çevirisi enver özene aittir. oyunu izlerken düşünmeden geçemeyeceğimiz şeyleri bende düşündüm herkes gibi. öyle bir yerde, öyle bir durumda olsaydık bozulmaması için deriden kan torbası yapıp kanları içer, dişlediğimiz etlerden sonra kemikleri sıyırırmıydık. evet efendim yaşama içgüdüsü, on dakika daha yaşayabilme isteği insana herşeyi yaptırabilir dedirten oyun.

aslında oyun iyidir, oyuncu ise oyunu en iyi sergileyebilecek bir oyuncudur. fakat yaşlılığının verdiği şeyden mi, yoksa dün oynama isteği olmadığından mı bilemem önceden izlediğim kadar iyi bir oyunculuk göremedim. belkide ben dün bu kadar ağır bir oyunu izleyecek kadar sakin değildim.

okunması gereken kitaplar

nys
ölümcük hastalik umutsuzluk - sören kierkegard

derin uykunun söylevi - jean cocteau

nietzsche üzerine- georges bataille

bir meçhulün güncesi- jean cocteau

nietzsche ve kisirdöngü- piere klosowski

nihilizim ve materyalizm - fredrick copleston

varoluşun anlami - m. mukadder yakupoğlu

van gogh-antonin artaud

şairin kani -edip cansever

virüs saldiriyor- wendy barnaby

derin dünya devleti - atilla akar

medya denetimi - noam chomsky

soğuk savaş ve üniversite - noam chomsky

hayatimizdaki ince şeylere dair - ahmet inam

dünya sinema sanayii- giovanni scognamillo

deliliğin arifesinde- hölderlin

daktiloya çekilmiş yazilar- nilgün marmara

cesur yeni dünyayi ziyaret -aldous huxley

dostluk üzerine- marcus tullius cicero

tinsel kriz- paul valery

korku ve titreme-sören kierkegaard

açlik sanatçisi- franz kafka

fragmanlar- immanuel kant

yan değiniler- ludwig wittgenstein

fikirler ve tercihler- albert einstein

deliliğe övgü- erasmus

yaşam bilgeliği üzerine aforizmalar - arthur schopenhauer

gelecekteki ilkel- john zerzan

hiçbiryer’den haberler- william morris

toplumsal anarşizm mi yaşam tarzi anarşizm mi - murray bookchin

emek sibernetik ve toplum - norbert wienner

yeryüzünün lanetlileri - frantz fanon

çikiş hattina doğru - çoşkun adali

sosyolojik düşünmek - zygmunt bauman

ses ve öfke - faulkner

yeraltı dergisi’nin okunması gereken kitaplar listesine bir kaçtane de ben ekledim. çok iyi kitaplar yer almakta listede.

baldırı çıplak hayırseverler

nys
robert tressellin inşaat işçilerini harikulade ifade ettiği kitap. kapitalist sistemde işçi ile patronun ilişkisi, işçi ile işçi’nin ilişkisi aynı zamanda bunların içinde din ilişkilerini sorgulattıran kitap.

kitabın arka sayfasındaki yazıda şöyle der ’’işçilerin yeni bir düzen kurma konusunda ne kadar aciz, bilinçsiz ve baştan yenik olduklarını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. baştan yenikler çünkü sistemin kalıpları yetmezmiş gibi, dinin itaat vaaz eden öğretiler de onları cendereye almış. bu kölelik zincirlerini kıramadıkları gibi, çabaladıkça yoksulluk batağına daha çok batıyorlar.’’

okumalı ve okutturmalısınız.

amak ı hayal

nys
evet azizim. ben hayallerin arkasina gizlenmis olan hayaletleri ariyorum. ne yazik ki bulamiyorum. tam olarak ’bulamiyorum’ demek de yanlis. bunu nasil anlatacagimi bilmiyorum.

tezer özlü

nys
işte öylesi bir yaşam önümüzden geçip gidiyor.sen kendi duvarlarının gerisine çekiliyorsun. o, kendi duvarlarının gerisine çekiliyor. bir başka kentte,bir başka ülkede. herkes bir başka kentte. herkes başka bir dili konuşuyor ya da anlamaya çalışıyor. aynı dili konuşan iki kişi yok. her sözü, insanın kendisi için söylediğine inanıyorsun. her söylenen söz, bir biçimde insanın kendi kendini onaylaması. karşısındakine bir şey anlatmak istese de, gene kendi gerçeğini, bilmişliğini ya da doğru algılayışını kanıtlamak için söylenen sözler. bir bedenin üzerinde dolaşan her el, kendi bedenini okşamak istercesine dolaşıyor öteki beden üzerinde. doyum içinde ayrılacağını sandığın bu yaşamdan, zaman zaman algılıyorsun ki, hiç de doyumla ayrılmayacaksın. hiç yaşanmamış gibi.

pablo picasso

nys
tam ismi, pablo diego jose francisco de paula juan nepomuceno maria de los remedios cipriano de la santisima trinidad ruiz y picasso’dur. bu ismi yazmayı geçtik söylemek bile benim açımdan imkansız. gelmiş geçmiş en iyi ressamlar arasında yer alır.

arkadaşı’nın intiharından sonra mavi ve gri tonlarda resimler yapmış ve mavi dönem olarak adlandırılmıştır. en çok sevdiğim dönemide mavi dönemidir. pembe dönemlerini bi o kadar harikadır.kubizm’in temellerini atan ressamlardan biridir aynı zamanda.

bazı sitelerde ya da bazı forumlarda picasso’nun bazı ressamlar gibi açlık ve sefaletin kucağında resim yaptığı söylenmekte. bunu kesinlikle reddediyorum. tabiki sadece ben değil. picasso yaşarken kendi başarılarının meyvelerini topladı. hatta picasso öncesinde hiçbir ressam yaşarken başarılarının meyvelerini toplayamadı. yaşarken resimlerini en pahalıya satan ressam olduğuda söylenir aynı zamanda. picasso açlık çekmiş, sefaletin kucağında resim yapmaya çalışmış bir ressam değildir bildiğim kadarıyla. bu yüzden o dönem içerisinde o ana kadar meyvelerini toplayan tek ressam diye geçer. 50 yaşında bilinen aynı zamanda tablolarını satan biriydi.
şan şöhret budur dedirten durum budur.
44 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol