lider olmak için varolmuş burç. eğlencelidir, kıvrak bir zekaya sahiptir. aslanlarla bol bol zaman geçirmelisiniz gülmekten gününüzün nasıl geçtiğine şaşırırsınız. ha birde severse iyi sever. yapamayacağı şey yoktur sevdiği insan için.
ninni dinlermişcesine dinlediğim sailing şarkısının sahibi.
sosyalist bir arkadaşımın kredi kartı şifresi. aynı zamanda akpnin sloganı.
- oha şifren bu mu
- olm şifre bu nolcak ki
- oha şifren bu mu
- olm şifre bu nolcak ki
sarılıp uyuduğu an. yüzü sana dönük olmalı. işte izlenesi en güzel hal.
beklemekte olduğun şey, ancak onu beklemeyi unuttuğunda gerçekleşir. bu, evrenin sen bakarken soyunamıyorum deme şeklidir.
benim dokunmaya kıyamadığım şeyleri siz bir anda lekelediniz! işte bu yüzden bir gün birileri benden özür dileyecek. ben bir pamuk prens(es)tim cücelerim beni yedi. diyen kişi. kendilerini severiz, sayarız.
mario frangoulisin seslendirdiği harika parça. aynı zamanda pavarottide söyler bu parçayı. beni benden alan, yalnızlığa ihtiyacım olduğunda dinlediğim parçalardan bir tanesidir.
anlamı şöyledir
kazanacağım, kaybedeceğim
çocukken kurduğum düşlerimde
hayatımı bir kral olarak yaşadım
günler güneş ışıklarıyla dolu
ve hiç bir zaman hiç bir acı yok.
kazanacağım, kaybedeceğim,
hayatı yaşayacağım
kendi yolumu tek başıma çizmek zorundayım.
kazanacağım, kaybedeceğim,
kendi yolumu yaratacağım.
hayat oyununu tek başıma oynayacağım
keyif almak için çok küçük anlarım oldu,
sıkıntılar için ise sonsuz
gün ışığıyla dolu günler yaşamadım
acının ne olduğunu biliyorum...
kazanacağım, kaybedeceğim,
hayatı yaşayacağım
tek başıma nasıl devam edilir, öğreneceğim
kazanacağım, kaybedeceğim,
şimdi yolumu biliyorum,
ama hayat oyununu tek başıma oynamak zorundayım
http://www.dailymotion.com/video/xo0eg_mario-frangoulis-vincero-perdero_music
anlamı şöyledir
kazanacağım, kaybedeceğim
çocukken kurduğum düşlerimde
hayatımı bir kral olarak yaşadım
günler güneş ışıklarıyla dolu
ve hiç bir zaman hiç bir acı yok.
kazanacağım, kaybedeceğim,
hayatı yaşayacağım
kendi yolumu tek başıma çizmek zorundayım.
kazanacağım, kaybedeceğim,
kendi yolumu yaratacağım.
hayat oyununu tek başıma oynayacağım
keyif almak için çok küçük anlarım oldu,
sıkıntılar için ise sonsuz
gün ışığıyla dolu günler yaşamadım
acının ne olduğunu biliyorum...
kazanacağım, kaybedeceğim,
hayatı yaşayacağım
tek başıma nasıl devam edilir, öğreneceğim
kazanacağım, kaybedeceğim,
şimdi yolumu biliyorum,
ama hayat oyununu tek başıma oynamak zorundayım
http://www.dailymotion.com/video/xo0eg_mario-frangoulis-vincero-perdero_music
mario frangoulis - vincero perdero
bu yılın başlarında bir arkadaşımla beraber gittiğim devlet tiyatrosunda gösterimde olan cüneyt çalışkurun yazdığı, oyunculuğunu uğur polatın üstlendiği oyun. oyunun afişlerinde geçen cüneyt çalışkurun nietzsche sizi öldürmeyen şey güçlendirir! diyor. ben de oyunlarımda sizi öldürmeyen şey sakat bırakır diyorum yazıyla dikkatimi çekmişti fakat bunun hakkını veremediklerini söyleyebilirim. çoğu kişinin düşündüklerini düşünmekteyim. oyun iyi değildi. arkadaşımla oyun bittikten sonra birbirimize ne anladın diye sormamızdanda belliydi iyi olduğunu düşünmediğimiz. uğur polatın oyunculuğuna laf edemiyorum ve çoğu kişinin de edemeyeceğini düşünüyorum.
dikkatimi çeken bir şey vardı. oyun bittikten sonra önümüzde oturan bir grubun heyecanı. sanırım uğur polata aşıklardı. uğur polatı alkışlayıp , senin için ölürüzdemelerinden belliydi. bunun üzerine salonun dolu olması dikkatimizi çekmişti. arkadaşım uğur polat için oyunu izlemeye gelenlerinin büyük kısmının kadın olduğunu söylemişti. ilk başta düşünmeden tartmadan hayır cevabı verip kafamı kaldırıp içeriyi incelediğimde ise yanıldığımı farketmem cidden üzücüydü.
şimdi anlıyorum tiyatrodan anlamayan, oyunculuğu olmayan insanların güzel olmasıyla yada yakışıklı olmasıyla beraber iyi oyunlarda nasıl oyuncu olarak yer aldıklarını.tabi bu cümleyi asla bu oyun için kullanmıyorum.
dikkatimi çeken bir şey vardı. oyun bittikten sonra önümüzde oturan bir grubun heyecanı. sanırım uğur polata aşıklardı. uğur polatı alkışlayıp , senin için ölürüzdemelerinden belliydi. bunun üzerine salonun dolu olması dikkatimizi çekmişti. arkadaşım uğur polat için oyunu izlemeye gelenlerinin büyük kısmının kadın olduğunu söylemişti. ilk başta düşünmeden tartmadan hayır cevabı verip kafamı kaldırıp içeriyi incelediğimde ise yanıldığımı farketmem cidden üzücüydü.
şimdi anlıyorum tiyatrodan anlamayan, oyunculuğu olmayan insanların güzel olmasıyla yada yakışıklı olmasıyla beraber iyi oyunlarda nasıl oyuncu olarak yer aldıklarını.tabi bu cümleyi asla bu oyun için kullanmıyorum.
simon moore tarafından oyunlaştırılmış, türkiyede tiyatro ayna tarafından oynanmıştı. yönetmen mahmut gökgöz, oyuncular ise dilek türker ve kazım akşardı.
sürekli alkolu bırak sen müslümansın dememe rağmen alkolik olan sevgili goshenit artık doğru yolu bulup alkolu bırakma kararı almıştır. tabi artık herşey çok geç. ya dinini bırakıp doğru başka bir dine geçecek, yada cehennemin ateşinde kavrulacak. seçim kendisinin. ben üstüme düşeni yaptım. yıllar önce şarap içip doğru yolu anlataraktan.
2005 yılında kurulan bir din. tanrı uçan bir spagetti canavarıdır. 2006 yılında kitaplarıda çıkmış ve satışa sunulmuştur. gelecek kar ile bir gemi yaptırılıp bütün dünya insanını bu dine davet edeceklerdir. yaratıcısı bobby henderson. henderson pastafaryanizm inancının asıl tanrısı olmasına rağmen kendisini peygamber olduğunu söyler.
pastafaryan inancındaki cennette göze çarpan iki nokta vardır.
a) uçsuz bucaksız bira volkanlarıyla doludur.
b) bir striptizci fabrikası vardır.
pastafaryan dininin metinlerine "delifişek" denir. on emir yerine ahlaki açıdan daha zayıf olan sekiz "yapmazsanız çok memnun olurum" öğesi içerir.
1. eğer benim makarnavi varlığımdan bahsederken sofuluk taslayan ben-senden-daha-kutsalım tipi serserice davranışlarda bulunmazsan çok memnun olurum. eğer bazı insanlar bana inanmazsa, sorun değil. cidden, o kadar kendini beğenmiş değilim. ayrıca, meselemiz onlar değil, o yüzden konuyu değiştirme.
2. eğer benim varlığımı başka insanları bastırmak, buyruk altına almak, cezalandırmak, deşmek, ve/veya, yani işte, kaba davranmak için kullanmazsanız çok memnun olurum. ben kurban talep etmiyorum, ve saflık dediğin suda olur, insanda değil.
3. eğer başka insanları yargılamak için nasıl göründüklerine, veya nasıl giyindiklerine, veya nasıl konuştuklarına bakmazsan, veya, yani, iyi davran işte, tamam mı? ha bir de şunu kalın kafalarınıza sokun: kadın = insan. erkek = insan. aynı = aynı. biri diğerinden daha iyi değildir, tabi konumuz moda değilse, zira kusura bakmayın ama onda üstünlük kadınlarda, ha bir de mor ile fuşya arasındaki farkı bilen bazı erkeklerde.
4. eğer sizin ve karşınızdakinin yasal yaş sınırı ve ruhsal olgunluğa ulaşması koşuluyla sizi inciten, veya arkadaşınızın gönlünün ve iradesinin razı olmadığı ilişkilere girmezseniz çok memnun olurum. itirazı olanlara ise şunu söyleyebilirim: gidin kendinizi s****! (özgün metindeki gibi sansürlenmiştir). eğer bu cevaptan hoşlanmazlarsa gidip televizyonlarını kapatsınlar, yürüyüşe falan çıksınlar.
5. eğer başkalarının bağnaz, kadın düşmanı, nefret içeren fikirleriyle miden boşken yarışmaya kalkmazsan çok memnun olurum. önce yemek ye, sonra ne b** yersen ye!
6. eğer makarnavi varlığıma adamak üzere milyon dolarlık kiliseler/tapınaklar/camiler/sinagoglar/türbeler yapmak yerine parayı daha iyi amaçlarla harcarsan çok memnun olurum (istediğini seç):-fakirliği ortadan kaldırmak-hastalıklara çare bulmak-barış içinde yaşamak, tutkuyla sevmek, ve kablolu televizyon fiyatını düşürmek ben karmaşık karbonhidratlı sonsuz kudretli bir varlık olabilirim, ama hayattaki küçük şeyleri severim. bana inan. sonuçta yaratan benim.
7. eğer etrafta dolanıp herkese seninle konuştuğumu söylemezsen çok memnun olurum. o kadar ilginç biri değilsin. o kadar böbürlenme. ayrıca sana insan kardeşlerini sevmeni söyledim, bu ipucu yetmiyor mu?
8. eğer, ee, ilgilendiğin konuda, yani çokça kapütilasyon/kayganlaştırıcı/kayzer wilhelm gerektiren bir konuda, kendine yaptırmayacağın işleri başkalarına yapmaya kalkmazsan çok memnun olurum. eğer karşındakinin gönlü razı ise, (madde 4e göre) yumul, ve miki fare aşkına, bir kondom tak! cidden, sadece bir lastik parçası. eğer iyi hissetmeni engellemesini isteseydim onu dikenli olarak falan yaratırdım.
pastafaryanist’lerin de diğer dinlerdeki gibi tatilleri vardır. noel ve ramazan bayramlarına karşı pastafaryanizm’de tatil vardır. tatilin belli bir tarihi yoktur, her insana istediği zaman kutlamak gibi bir şans tanınmıştır.
mikelanjelonun eseri ademin yaratılışı ( tanrının eli diyorum ben hep nedense) tablosunu biraz değiştirmişlerdir. çokta hoş olmuş.
yeni bir dinimiz, yeni bir inancımız var. eh epeyde mantıklı. o halde hepinizi davet ediyorum.
pastafaryan inancındaki cennette göze çarpan iki nokta vardır.
a) uçsuz bucaksız bira volkanlarıyla doludur.
b) bir striptizci fabrikası vardır.
pastafaryan dininin metinlerine "delifişek" denir. on emir yerine ahlaki açıdan daha zayıf olan sekiz "yapmazsanız çok memnun olurum" öğesi içerir.
1. eğer benim makarnavi varlığımdan bahsederken sofuluk taslayan ben-senden-daha-kutsalım tipi serserice davranışlarda bulunmazsan çok memnun olurum. eğer bazı insanlar bana inanmazsa, sorun değil. cidden, o kadar kendini beğenmiş değilim. ayrıca, meselemiz onlar değil, o yüzden konuyu değiştirme.
2. eğer benim varlığımı başka insanları bastırmak, buyruk altına almak, cezalandırmak, deşmek, ve/veya, yani işte, kaba davranmak için kullanmazsanız çok memnun olurum. ben kurban talep etmiyorum, ve saflık dediğin suda olur, insanda değil.
3. eğer başka insanları yargılamak için nasıl göründüklerine, veya nasıl giyindiklerine, veya nasıl konuştuklarına bakmazsan, veya, yani, iyi davran işte, tamam mı? ha bir de şunu kalın kafalarınıza sokun: kadın = insan. erkek = insan. aynı = aynı. biri diğerinden daha iyi değildir, tabi konumuz moda değilse, zira kusura bakmayın ama onda üstünlük kadınlarda, ha bir de mor ile fuşya arasındaki farkı bilen bazı erkeklerde.
4. eğer sizin ve karşınızdakinin yasal yaş sınırı ve ruhsal olgunluğa ulaşması koşuluyla sizi inciten, veya arkadaşınızın gönlünün ve iradesinin razı olmadığı ilişkilere girmezseniz çok memnun olurum. itirazı olanlara ise şunu söyleyebilirim: gidin kendinizi s****! (özgün metindeki gibi sansürlenmiştir). eğer bu cevaptan hoşlanmazlarsa gidip televizyonlarını kapatsınlar, yürüyüşe falan çıksınlar.
5. eğer başkalarının bağnaz, kadın düşmanı, nefret içeren fikirleriyle miden boşken yarışmaya kalkmazsan çok memnun olurum. önce yemek ye, sonra ne b** yersen ye!
6. eğer makarnavi varlığıma adamak üzere milyon dolarlık kiliseler/tapınaklar/camiler/sinagoglar/türbeler yapmak yerine parayı daha iyi amaçlarla harcarsan çok memnun olurum (istediğini seç):-fakirliği ortadan kaldırmak-hastalıklara çare bulmak-barış içinde yaşamak, tutkuyla sevmek, ve kablolu televizyon fiyatını düşürmek ben karmaşık karbonhidratlı sonsuz kudretli bir varlık olabilirim, ama hayattaki küçük şeyleri severim. bana inan. sonuçta yaratan benim.
7. eğer etrafta dolanıp herkese seninle konuştuğumu söylemezsen çok memnun olurum. o kadar ilginç biri değilsin. o kadar böbürlenme. ayrıca sana insan kardeşlerini sevmeni söyledim, bu ipucu yetmiyor mu?
8. eğer, ee, ilgilendiğin konuda, yani çokça kapütilasyon/kayganlaştırıcı/kayzer wilhelm gerektiren bir konuda, kendine yaptırmayacağın işleri başkalarına yapmaya kalkmazsan çok memnun olurum. eğer karşındakinin gönlü razı ise, (madde 4e göre) yumul, ve miki fare aşkına, bir kondom tak! cidden, sadece bir lastik parçası. eğer iyi hissetmeni engellemesini isteseydim onu dikenli olarak falan yaratırdım.
pastafaryanist’lerin de diğer dinlerdeki gibi tatilleri vardır. noel ve ramazan bayramlarına karşı pastafaryanizm’de tatil vardır. tatilin belli bir tarihi yoktur, her insana istediği zaman kutlamak gibi bir şans tanınmıştır.
mikelanjelonun eseri ademin yaratılışı ( tanrının eli diyorum ben hep nedense) tablosunu biraz değiştirmişlerdir. çokta hoş olmuş.
yeni bir dinimiz, yeni bir inancımız var. eh epeyde mantıklı. o halde hepinizi davet ediyorum.
winampta ne dinleyeyim diye listeleri kurcalarken gördüğüm, yeniden dinleme isteğiyle dolup taştığım türkü. kardeş türküler seslendirmiş iyide seslendirmiş.
iyidir, güzeldir ama melankoliye sürüklüyor yahu. sevgilinizden ayrıldınız, en üst kattan atlayıp ölümü tatmayı düşünüyorsunuz, yada ilaçları midenizde hissetmek istiyorsunuz. işte o an, o saniye sonuna bu gruba ihtiyacınız olacak. nede olsa ya kararlar verecek, yada verdiğiniz kararları gerçekleştireceksiniz. hoş geldin radiohead.
günümüzdeki sisteminin baskısıyla güzel dendiğinde akla gelen ilk şey 34-36 bedenler olmuştur. güzellik anlayışımızla oynandığı bu dönemi ciddiye alıp aynı sürü içerisinde bulunmak istemiştir her kadın. eskilerde, çok eskilerde şişman, etli butlu kadınlar dikkat çekip arzulanırken şimdilerde ise zayıf, kemikli, kadın olduğunu anlamamız için eteğini kaldırmamız gereken kadınlar gibi olma baskısı görüyor her kadın. oysa o eskilerde zayıf kadınlar değer görmez, önemsenmez hatta beğenilmezdi. her dönemde kadına bir iş düşüyor. zayıf olma, kilolu olma, balık etli olma vs vs. görsel ve yazılı medyanın insan üzerindeki etkilere değinmeye tabiki gerek yok. ama burdan bütün tombul, balık etli hatta şişman sözlük yazarlarına seslenmek istedim. kendini erkeğine mal sunuyormuş gibi sunmanın anlamı yok. siz meta değilsiniz ! tabi erkekler içinde geçerli. zayıf bir erkek varolmuş bir erkek olamaz.
evet çok hoş oldu. çokmu zayıfladım acaba.
evet çok hoş oldu. çokmu zayıfladım acaba.
kadınların bedenleri kontrol altına almak onların kişiliklerini kontroldemektir ve şişman bir kadın, kontrol dışında olan bir kadındır. çünkü denetimsiz bir beden ahlaksal zaafin işaretidir
turner
turner
(bkz: goshenit)
boğazı yüzerek geçeceğine dair söz verip yapmayan, bu yüzden hayal kurmama sebep olan kişi.
sözlük olarak haziranda kararlaştırılan fakan birinin kıçının, birinin dişinin, birinin karnının, birinin şeyinin ağrımasıyla, bir diğerininde nazlarıyla yapılamayan buluşmadır.
kereviz pek yararlı sebzemizdir. b , c, e vitaminlerinin kendi bünyesinde barındırır. pek çok açıdan ihtiyaçlarımızı karşılayan kerevizin bir kaç yaprağıyla bile mücizeler yaratabiliriz.
bir litre suyun içine bir kaç kereviz yaprağı katıp akşama kadar ( sabaha kadarda olabilir) bekletiyoruz. hazırladığımız yapraklı suyu gün içerisinde tüketiyoruz. daha fazla su ile daha fazla yaprak kullanarak bir haftalık suyumuzuda hazırlayabiliyoruz. bunu bir ay denedikten sonra bacaklarınızda, kalçalarınızda selülütlerinizi göremiyormuşsunuz.
işte bu yüzden hep bir ağızdan yaşasın kereviz!
bir litre suyun içine bir kaç kereviz yaprağı katıp akşama kadar ( sabaha kadarda olabilir) bekletiyoruz. hazırladığımız yapraklı suyu gün içerisinde tüketiyoruz. daha fazla su ile daha fazla yaprak kullanarak bir haftalık suyumuzuda hazırlayabiliyoruz. bunu bir ay denedikten sonra bacaklarınızda, kalçalarınızda selülütlerinizi göremiyormuşsunuz.
işte bu yüzden hep bir ağızdan yaşasın kereviz!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?