maalesef ki, beşiktaşın sahaya bir puana razı bir biçimde çıkmasından dolayı, berabere dahi bitiremediği, ne bir organize atak üretebildiği, ne de adamakıllı pas yapabildği maç olmuştur. yine de, marseillelı fitbolcuların hayvani futbolları karşısındaki dirençleri vasat olsa da, beşiktaş tat tuz vermemi$tir efendim...
bu arada, zairi diye bir efendi gördük, ki gattusonun fason malı mıdır nedir, zairi misin nesin; zehir gibisin! dedirtti... o nasıl gidiştir topu önüne alıp da be kardeşim. bu gidişle, bu birader 3 - 4 sene içinde böyle devam ederse, sağlam bir takıma monte eder kendisini.
önceleri bünyemin de, nası yiyosunuz la bu b.k yumağını! gibilerinden tepkiler verip, ardından mahalle arasında gece yarısı gördüm mü, karnımın aç olmamasına rağmen, büyük boy ayranla, ya da acılı şalgam ile, mideme kıyak geçtiğim, türk i$i icat, nobel ödülü alması gereken, mucidine hürmetler ilettiğim, muhteşem yiyecek.
her ne kadar, kurban bayramında, bağırsakları deşilen hayvancağızların bağırsakları, ama babaanne, ama yenge tarafından, kokoreç yapılmak üzere alınıp da, o biçim temizlenip, iki gün boyunca sodalı suda bekletilse de, gece yarısına gelince , ortalığı kötülüklerden korumak için, yarasa modunda dolanan `batman` misali, sokakın köşesine çıkan seyyar arabalı dayılar gibi kimse yapamaz efenim bu mereti...
hele hele, selamunaleyküm abi, bi yarım yapsana deyişinizi sanki yarım kilometre öteden vahiy almış gibi, kendisine doğru yöneldiğinizi gören kokoreççi seyyar dayı da, hemen marifetlerini gösterir efenim; artık seyyar arabayı hazırlayana kadar üzerinde ne bulundurduğunu bir kendisinin bir de allahın bildiği ortası daha da kararmış tahtaya uçurur, halka misali kokoreç parçasını; makbulu de budur zaten, `şampiyon` denen gubik yerler temizim diye geçinse de, onların yaptığı imitasyondur, `nike `ın mike versiyonu olsa gerektir efendim; - kanmayınız, kandırılmayınız - neyse, yanına bir de, o anda kokoreçi dört gözle bekleyen kişinin, yıkanıp yıkanmadığı da pek bir zikinde olmayan domatis de bitmesin diye, seyyar dayının göz kararı ile haşır huşur kokoreç ile bir güzel seviştirilir; daha da üzerine olması gereken baharat modu gelir efenim; ki burada da kokoreçi kıvırmaya çalışan dayının maharetini izleyiniz efenim, o nasıl bir efekttir, ki dayı ya da bilimum amca işte her ne b.ksa, iki usta el hareketi ve tuz serpeleme şeklini andıran karizmamsı bir hareketle, kokoreç ve domatisi, allahın izni ile kokoreçe kavuşturur; kömürün üzerinde takriben 1 dakika boyunca sıcağa maruz bırakılmış ekmek de, midenize doğru yolculuğa hazırlanmışken, ekürilerini de (kokare$, domatis, baharat - maharat) yanına alıp, diğer yarımına arabadan el sallayıp, otobüsü ya da bilimum gemisi olan, üzerinde afiyet olsun turizm yazan kağıda sarınıp da, midenize doğru yol alır.
fakat, bilimum acılı şalgam ya da büyük boy ayran olmadan, kolpa arabalı kooperatif turlarına binmiş gibi hisseder midenize doğru yol alırken; bu nedenden mütevellit, bir varan bir ulusoy konforu için, bol bol ayranla yiyiniz ki, şahane, enfes, muhteşem olsun efenim...
yeyiniz, yediriniz...
her ne kadar, kurban bayramında, bağırsakları deşilen hayvancağızların bağırsakları, ama babaanne, ama yenge tarafından, kokoreç yapılmak üzere alınıp da, o biçim temizlenip, iki gün boyunca sodalı suda bekletilse de, gece yarısına gelince , ortalığı kötülüklerden korumak için, yarasa modunda dolanan `batman` misali, sokakın köşesine çıkan seyyar arabalı dayılar gibi kimse yapamaz efenim bu mereti...
hele hele, selamunaleyküm abi, bi yarım yapsana deyişinizi sanki yarım kilometre öteden vahiy almış gibi, kendisine doğru yöneldiğinizi gören kokoreççi seyyar dayı da, hemen marifetlerini gösterir efenim; artık seyyar arabayı hazırlayana kadar üzerinde ne bulundurduğunu bir kendisinin bir de allahın bildiği ortası daha da kararmış tahtaya uçurur, halka misali kokoreç parçasını; makbulu de budur zaten, `şampiyon` denen gubik yerler temizim diye geçinse de, onların yaptığı imitasyondur, `nike `ın mike versiyonu olsa gerektir efendim; - kanmayınız, kandırılmayınız - neyse, yanına bir de, o anda kokoreçi dört gözle bekleyen kişinin, yıkanıp yıkanmadığı da pek bir zikinde olmayan domatis de bitmesin diye, seyyar dayının göz kararı ile haşır huşur kokoreç ile bir güzel seviştirilir; daha da üzerine olması gereken baharat modu gelir efenim; ki burada da kokoreçi kıvırmaya çalışan dayının maharetini izleyiniz efenim, o nasıl bir efekttir, ki dayı ya da bilimum amca işte her ne b.ksa, iki usta el hareketi ve tuz serpeleme şeklini andıran karizmamsı bir hareketle, kokoreç ve domatisi, allahın izni ile kokoreçe kavuşturur; kömürün üzerinde takriben 1 dakika boyunca sıcağa maruz bırakılmış ekmek de, midenize doğru yolculuğa hazırlanmışken, ekürilerini de (kokare$, domatis, baharat - maharat) yanına alıp, diğer yarımına arabadan el sallayıp, otobüsü ya da bilimum gemisi olan, üzerinde afiyet olsun turizm yazan kağıda sarınıp da, midenize doğru yol alır.
fakat, bilimum acılı şalgam ya da büyük boy ayran olmadan, kolpa arabalı kooperatif turlarına binmiş gibi hisseder midenize doğru yol alırken; bu nedenden mütevellit, bir varan bir ulusoy konforu için, bol bol ayranla yiyiniz ki, şahane, enfes, muhteşem olsun efenim...
yeyiniz, yediriniz...
efendi efendi, mülayim adam modunda maçlarını yorumlasa da, her izlediği maçı, diğerinin kopyasıymış gibi yorumlayan adam. her izlediğin maç aynı mı be adam da, hepsini aynı yorum tarzı, stiliyle piç ediyorsun diye ahlar çektirir insana. yine de, fırtına sonrası dinginliği andıran bakışları, ve de sıram gelmeden konuşmam şekli ile, artı puan hanesini her zaman dolduran kişidir efenim kendileri.
bas gitaristte hız olayında üstüne olmayan, teknik - meknik dinlemeden, allah ne verdiyse çalan, eski laço tayfa basçısı; türkiyedeki yetişen en iyi basçılardan sadece birisi.
(bkz: tarkan gözübüyük)
(bkz: gürol ağırbaş)
(bkz: ismail soyberk)
(bkz: tarkan gözübüyük)
(bkz: gürol ağırbaş)
(bkz: ismail soyberk)
hemen hemen her türlü ses kaydını yapmış, her kesimden şarkıcının albümünde çalıp da, çalmadığı kimsenin neredeyse kalmadığı, 1954 doğumlu, gurol agirbas ve nurhat sensesli ile birlikte türkiyenin en iyi basçısı olarak kabul gören süper basçı abimizdir kendisi... yaklaşık olarak 25 yaşında bu işe başlamış olmasına rağmen, harbici ken smithci olup, kendisine has tarzı, çaldığı şarkıların hemen hemen hepsinde hissedilir; ooo, bu şarkıyı da ismail baba baslıyo diye...
ayran içerken, çikolata yemek eyleminden sçmalık bakımından farkı olmayan eylemdir.
onur mete nin ilk albümünden olma, adaletsiz yar ile birlikte bilinen şarkılarından birisi olan; geceleri insanın kafasını dağıtan, buhranlara sokan, hıçkırıklara boğan, mükemmel ötesi; dinlenilmesi gereken şarkı...
efendi adam, muhabbet insanı, yeni bir kaset yapsın, gitarını konuşturduğu şarkılarını şakısın da, millet şarkıcı; şarkıcıdan da çok sanatçı görsün, dedirten mükemmel insan, zamanında adaletsiz yar, bitmesin gibi parçalarıyla parlamış, insan gibi insan...
(bkz: michael mann)
robert de niro nun kötü olarak kabul edilebilecek bir karaktere hayat verse de, filmi izledikçe, izleyenlerin kötünün yanında olmasına olanak sağlayacak derecede mükemmel oynadığı, eşi benzeri olamayacak derecede, görüntülere, çekim kalitesine, oyunculuklara, repliklere, hepsini geçtim, cast a sahip, mükemmmel ötesi 5 dakikayı bulan bir banka çıkışı çatışma sahnesine de sahip, 1995 yapımı michael mann filmi.
(bkz: heat)
sigara tiryakilerinin niyetleri içinde olsa da, oruç bitiminde, yemek ertesi hemen içtikleri sigaralar ile yalanladıkları eylem.
en iyi yaptığı işlerden birisi olarak çiçek abbas ı gösterebileceğim, bunun yanı sıra propaganda ile, zamanında çekmiş olduğu sorunları da, iyi dile getirebilmiş, kurduğu plato şirketi ile, parayı çuvallayan, ’’saçları yapıştırma mı?’’ ’’yoksa altına kutu mu koyuyor, bu kadar düz olamaz lan’’ diye merak ettiren, sinemacı kişisi..
1982 senesinde çekilmiş, sinan çetin in yönetmenim diye geçinmediği zamanlarda yaptığı naif işlerden sadece birisi olan, şener şen ile ilyas salman ın kar$ılıklı döktürdükleri mükemmel sanat eseri film.
tikiyim diye geçinen düdük makarnalarının, allah better etsin gibisinden, hıyar temalı mottoları...
arabesk tınılar içerse de, ilhan irem in tatlı yorumuyla, insanı huzurlandıran, enfes parça.. hele hele sözleri de çok güzeldir; kim yazdı acaba bu sözleri, nedir bu sevginin kaynağı diye düşüncelere sevk eder. yine de, aşıksanız dinlemeniz tavsiye edilmez; koyma ihtimali de, pek bir iricenedir.
melankoli nin dibine vuran, en hisli, en içli nilufer şarkılarından...
kavak yelleri, haram geceler, erkekler aglamaz adlı kardeşlerinin en büyüğü, ailesini babasının vefatından sonra geçindirmek zorunda kalmış, duygu yüklü varlık.
düzenlemesi de, diğer vurucu kardeşlerinde olduğu gibi adnan ergil yapmıştır
içerisinde, zamanında hit olmuş 18 adet fatih erkoç parçasını, yeni düzenlemeler ile barındıran, kesinlikle sıkılmadan dinleyebileceğiniz güzeliklteki toplama, best of albümü...
albümün fotoğraflarını da okan bayülgen çekmiştir efendim.
albümün fotoğraflarını da okan bayülgen çekmiştir efendim.
daha 1985 doğumlu bir güzellik olmasına rağmen, kadrosunda bulunduğu bıçak sırtı adlı dizide, 10 yıllık evliliğe sahip bir bayanı, başarıyla canlandırmaya başlayarak, ne kadar iyi bir oyuncu kumaşına sahip olduğunu kanıtlamış, gönülün daha çok gözüksün, daha fazla izleyelim leri içerisinden geçirdiği, ayrı bir güzelliğe sahip, bayan oyuncu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?