- burası sıcak mı oldu ne...
- üstümdekiler bana ağırlık yapıyor sanki!
- son durağa daha kaç durak kaldı makinist hanım??!?
mükemmel aktör, oynadığı her role kendi havasını aksettirip, her rolün altından da, eşsiz bir şekilde kalkabilen, 1952 doğumlu, sırım gibi boylu abimiz. kariyeri boyunca, farklı farklı rollerde oynamış, hemen hemen her filminde de, kötü de olsa, iyi de olsa kendisini sevdirmiştir. ayrıca, schindler s list filmi ile oscar almamış, en iyi erkek oyuncu dalında o yıl oscar a aday olmuştur.
özellikle liam neesonın benzersiz oyunculuğu ile hafızamda yer edinmiş, 1994 senesinde ocsar ları da süpürmüş olan, steven spielbergin kimi zaman belgesel tadındaki, en iyi filmlerinden birisi. 7 oskarlı devasa bir başyapıttır.
düzenlemesi de gayet hoş olan, dünya yalan söylüyor albümünden, dinlemesi insana huzur veren, mor ve ötesi parçası.
sağlam roketiyle beyazımsı amcaların da arrap malları yanında kategoride kalmasını sağlamış, filmlerinde karıyı bitap eden kendiliğinden motorlu insan üstü şahsiyet... kimi zaman, zikişe ayarlı robot organizmasına sahip olduğuna inandırır kendisi.
içinde artezyen kuyusu olduğuna inandım bu amcanın ben. önceleri, içerisinde bulunduğu camiada, bol bol postu deldirmiş olsa da, heayyt yeter be bu kadar yedik biraz da biz yedirelim demiş olacak ki, hatunların kaportasını pek bir haşamet etmektedir filmlerinde. aynı zamanda, öyle bir ciddiyet sahibidir, ki nüfus kağıtlarını imzalayan şef görüntüsünde, hemen hemen hiç sırıtmadan işini görür, fermuarını çeker abimiz.
her şey hakkında doğruyu söylese de, kimilerce felaket tellalcısı olarak lanse edilip, pek sallanmayan, ölümünden sonra, muhtemelen arkasından bak şöyle değerli bilim adamımızdı da, bilmem neydi bik bik bik...!!! tarzında konuşmalar yapılacak bilim adamı.
sadece anneanne lerin değil, aynı zamanda ununu eleğini asmış, birçok yaşlımızın içerisinde bulunduğu hatalar topluluğu. zira, ne var ki, anneannelerinkiler bir başka olur bu alemde. benim de, dedem vefat etmeden önce, anneannemin dedeme elektrik parasını yatırmamasından kaynaklanan dil sürçmeleri ile naçizane hatıralarım olmuştur;
- eh pee rahmiii, hala yatırmadın şu alektirik parasını..
bir de, allah ömrüne ömür katsın, üzerine kuzu eti konarak, baharatla karıştırılan, fırınlanıp, önümüze konan, ve de anneannemce, her bayram yapılan kapama adlı bir pilav vardır ki, her daim şu şekilde servis edilir anneannemce;
- oğlum eti az geldi sana, pilafından da koyayım birazcık...
- eh pee rahmiii, hala yatırmadın şu alektirik parasını..
bir de, allah ömrüne ömür katsın, üzerine kuzu eti konarak, baharatla karıştırılan, fırınlanıp, önümüze konan, ve de anneannemce, her bayram yapılan kapama adlı bir pilav vardır ki, her daim şu şekilde servis edilir anneannemce;
- oğlum eti az geldi sana, pilafından da koyayım birazcık...
sekerlikten sekerleri avucla alsa da, sekerlik sahibi tarafinca pek de önensenmeyen cocuktur; zira,bu bayram onların bayramı olup, büyüklerin pek bir söz söyleme zahmetine girmeleri de beklenmez.
nükhet durunun, 1994 çıkışlı yine kendi ismini taşıyan albümünün belki de en etkileyici parçası; perdesiz bas ın klasik gitar ile, deli gibi uyuştuğu; sözleri ile insanı parçalayan, mükemmel ötesi nukhet duru parçası. düzenlemesi uzay hepari ya, müzikleri de sezen aksu ya aittir efenim parçanın. insanın boğazını patlatırcasına söyletmek ister şarkı...
sözleri de şöyledir;
herkesten çok sevdik ah herkesten
günesten saklandik, geceleri sevistik
sensiz zamanlardayim, öyle zor...
anlatmaliyim; olmuyor,
aksamlar, aksamlar,
günesten de kor, sönmüyor, sönmüyor...
yasaksa yasak, günahsa günah,
kim yaktiysa bu atesi o söndürsün o zaman!
herkesten çok yandik ah herkesten,
sehirlerden uzak daglarda sevistik,
gözlerime bak rüyalarimda ellerimi tut ellerimi...
yasaksa da günahsa da hadi simdi öp beni!
sözleri de şöyledir;
herkesten çok sevdik ah herkesten
günesten saklandik, geceleri sevistik
sensiz zamanlardayim, öyle zor...
anlatmaliyim; olmuyor,
aksamlar, aksamlar,
günesten de kor, sönmüyor, sönmüyor...
yasaksa yasak, günahsa günah,
kim yaktiysa bu atesi o söndürsün o zaman!
herkesten çok yandik ah herkesten,
sehirlerden uzak daglarda sevistik,
gözlerime bak rüyalarimda ellerimi tut ellerimi...
yasaksa da günahsa da hadi simdi öp beni!
özellikle girişindeki düzenlemesi ile, dünya ile bağlantının kopmasına salık veren, bir insan nasıl böyle bir duygu seline kaptırır kendini de, böyle şarklar yapar dedirtecek derecede süper ötesi, mükemmel düzenlemesi yine onno tunç a ait, 1989 çıkışlı sezen aksu söylüyor albümünden damardan tuzlama parça...
rıdvan dilmen grubundan olan insanımsı. robot mudur nedir acaba dedirtmektedir kendisi, zira yıllardır bir insan hep aynı mı kalır, kaşı gözü hep aynıdır, değişmemekte diretmektedir efenim kendileri...
hazır olanları içinde, kim bilir neler var la?, çürük çarık meyveleri dolduruyolardır bunnar, sonra da bize kekliyolardır; taze miyva suyı diye gibisinde insanlara çapraz duygular beslettiren, zannımca en iyisinin pınar ve de aroma markalarınca mamül edildiği, özellikle geride bırakmakta olduğumuz yaz aylarında, buz gibi olanlarının kafaya dikilmesinin makbul olduğu, süper icat, içerken insanı ferahlık komasına sokan içecek.
artık yerini, kantinden alınan kolpa hamburgerlere bırakan, 80lerde velet olmuş bünyelerin pek bir alışkanlık modunda takıldıkları, aslında her çocuğun kullanması gereken, ilköğretim çocuğu fasilitesi. hele hele, içine az mı koyardık aroma meyve suyu ile, top kek ya da bilimum çıbıh krakerleri...
her dinlediğimde, farklı duygulara sevk edebilme potansiyeline sahip, sezen aksunun mükemmel yorumladığı, sezen aksu 88 albümünden, onno tunçun mükemmel bestesi ışığında, eşsiz aysel gürel sözleriyle birleşen, onno tunç şarkıları adlı tribute albümünde levent yüksel in, yeniden yorumladığı, hiç kimsenin, bu dünyada aslında bir yere gelemeyeceğini, ya da hiç kimsenin diğerlerinden farkının olmadığını çok güzel yorumlayan, mükemmel parça..
çok feci acı verebilitesi muhtemel olan durumdur, ki o kemiğin birden yerle yeksan olması, insana tarifi zor acılar verebilmektedir. bir de, tam otururken g.tünüzün altındaki sandalyeyi çekip de, size karşı katliam yapmak isteyen arkadaşlar da vardır; allah vermesin efenim...
güldüğünüz anda, gözlerinizin etrafındaki inceden çıkan çizgilerin farkına varıp da, ara sıra saçlarınıza baktığınızda, saçlarınızın aşırı derecede seyreldiğinin farkına vardığınız an.
herhangi bir şeyi okurken, ya da izlerken, pek de tasvip edilmeyen ya da onanamayacak durumlar doğrultusunda, ağızdan dökülüveren cümlecik.
allah akıl fikir versin dedirten icattır, (yoksa harbi icat mıdır len!!??!...) bu zamazingonun mucidi, o eli hangi çüke göre yaptı, kime göre neye göre, o aleti hazırladı; malafatı ufak ya da büyük olanlar, ne yapacak diye düşünmüş müdür? diye de düşüncelere sevk etmiştir efendim.
(bkz: ne günlere kaldık)
(bkz: ne günlere kaldık)
güneş gözlüğünü karizma materyali olarak görebilen, gözlük özürlülülerinin, yapmaktan geri kalmadığı eylem.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?