özgüven sadece dış görünüşle, insanların sizi beğenmesiyle alakalı bir durum değildir. nesnelerin ötesinde, düşünceler, idealler vardır. zaten "tarz" dediğimiz olgu da bu değil midir.
ultra özgüvenli şişman hatun, toplum baskısını umursamadan, bakışlardan rahatsız olmadan sokaklarda salına salına yürüyebiliyorsa, emin olun sizden çok daha fazla şeyi başarmıştır hayatında. ilk önce kendini tanımış, kendi tabularını yıkmıştır.
(bkz: günümüz ideal kız profili )
(bkz: estetik kaygı)
blackmores nightın 2001 çıkışlı albümüdür.
written in the stars
the times they are a changin (bob dylan cover)
i still remember (blackmore/night/traditional)
home again
crowning of the king (blackmore/night/traditional by tielman susato)
fayre thee well (written by blackmore)
fires at midnight (blackmore/night/traditional by king alfonso the 10th)
hanging tree
the storm
mid winters night (blackmore/night/traditional)
all because of you
waiting just for you (blackmore/night/traditional by clarke)
praetorius (courante) (traditional by michael praetorius)
benzai-ten
village on the sand
again someday
written in the stars
the times they are a changin (bob dylan cover)
i still remember (blackmore/night/traditional)
home again
crowning of the king (blackmore/night/traditional by tielman susato)
fayre thee well (written by blackmore)
fires at midnight (blackmore/night/traditional by king alfonso the 10th)
hanging tree
the storm
mid winters night (blackmore/night/traditional)
all because of you
waiting just for you (blackmore/night/traditional by clarke)
praetorius (courante) (traditional by michael praetorius)
benzai-ten
village on the sand
again someday
aynı zamanda bir the shadows şarkısı.
neil gaimanın çocuklar için yazdığı bir kitap olmakla beraber, henry selick tarafından 2009 yılında stop motion tekniği ile beyaz perdeye aktarılmıştır. çekimleri ise 20 ay sürmüştür.
konusu ise, coraline gerçek ailesinden sıkılmıştır ve yeni bir aile dilemektedir. yeni taşındıkları evlerinde bu mükemmel aile karşısına çıkar. fakat olaylar istediği gibi gerçekleşmez.
kitabını okumadığım için karşılaştırma yapamayacağım fakat film kesinlikle mükemmel. içersinde fazlasıyla semboller barındırıyor ve karanlık bir hava hakim. tim burton sevenlere tavsiye edilir.
trailer için:http://tinyurl.com/m42d7e
konusu ise, coraline gerçek ailesinden sıkılmıştır ve yeni bir aile dilemektedir. yeni taşındıkları evlerinde bu mükemmel aile karşısına çıkar. fakat olaylar istediği gibi gerçekleşmez.
kitabını okumadığım için karşılaştırma yapamayacağım fakat film kesinlikle mükemmel. içersinde fazlasıyla semboller barındırıyor ve karanlık bir hava hakim. tim burton sevenlere tavsiye edilir.
trailer için:http://tinyurl.com/m42d7e
düne kadar katılmamın imkansız olduğu çıkarma idi. ama öğrendik hiçbir şey imkansız değilmiş. independence sağolsun. geliyorum uleynn.
tam bir "abi" ekolu. hem sizin yaşınıza inebiliyor, geyiğin her türlüsü yapılabiliyor hem de gayet ciddi meseleler hakkında konuşulabiliyor. dün olan zirveden sonra sevgili kafemizin müdavimi olacağına inanıyorum. bir de baktığım fala saygılı.
böyle hani olurda bişey yapmak istersiniz ama cesaretiniz yoktur, ulan yanımda biri olsa kesin yapardım dersiniz; işte o "biri" kesinlikle kendisidir. her türlü aktiviteye ayak uydurabileceğini düşünüyorum. o kadar kıpır kıpır ve neşeli ki, tüm enerjisi masayı alıp başka diyarlara götürmeye yetiyor. kendisini dün kırdım biraz, fal bakmadım . kısmetse bugüne bekliyoruz efenim.
melek yüzlü bir hatun olmasının yanında, ya üzgün ya çok mutlu. ya hep gülüyor ya da duruyor öyle bakıyor size. ilerleyen saatlerde bana sulanmadı da değil hani .
en büyük ortak noktamız ise, ikimiz de damat halayı seviyoruz
en büyük ortak noktamız ise, ikimiz de damat halayı seviyoruz
aslında gitmeyecektim fakat vip teras 100 tl kampanyasıyla baştan çıktım. eğer bizi ararsanız deus ex machina ile terasta ill be a fool for your loving no moree! diye bağırıyor olacağız.
adresi yazmayı unutmuşuz,
moda caddesi. dumlupınar sokak. no:10 kadıköy/istanbul
yani; akmar pasajının ordaki burger kingi görüp o sokaktan içeri giriyoruz, biraz yürüyüp sağımıza "gümüş cafe" solumuza "sahaf cafe" düşünce şöyle bir duruyoruz ve sahafın hemen yanında mavi binasıyla çiniliyi görüyoruz.
saat ise akşam 8den sonra diyelim. biz nasılsa buradayız. kısaca istediğiniz zaman gelin.
moda caddesi. dumlupınar sokak. no:10 kadıköy/istanbul
yani; akmar pasajının ordaki burger kingi görüp o sokaktan içeri giriyoruz, biraz yürüyüp sağımıza "gümüş cafe" solumuza "sahaf cafe" düşünce şöyle bir duruyoruz ve sahafın hemen yanında mavi binasıyla çiniliyi görüyoruz.
saat ise akşam 8den sonra diyelim. biz nasılsa buradayız. kısaca istediğiniz zaman gelin.
daha önceki zirvelerin karar ve toplanma süreçleri uzadığından bir de bu şekilde "hızır zirve" yapalım dedik. ayrıca servisin sözlük yazarları tarafından yapılacağı ilk zirve olacaktır kanımca. midye dolmarınızı afiyetle lüpletirken, ben sizlere bira dolduruyor olacağım. şu an katılımcı listesi,
mariomusunsun
zerdust boabdil
oksit
operada son cinayet
independence
deus ex machina
erroristgirl
edit: isteğe göre farklı bir tarihe ertelenebilir. karar size ait. amma velakin cuma’dan sonra ben olmayacağım. bilginize.
mariomusunsun
zerdust boabdil
oksit
operada son cinayet
independence
deus ex machina
erroristgirl
edit: isteğe göre farklı bir tarihe ertelenebilir. karar size ait. amma velakin cuma’dan sonra ben olmayacağım. bilginize.
kanımca bu sene en güzel yazını yaşamaktadır istanbul. ara sıra yağmuruyla sonbaharı anımsatır. ne sıcak ne soğuktur.
hele bu havada akşamüstleri ise ayrı bir zevklidir boğazda içmek. hafiften bir meltem eser, böyle güneş yavaş yavaş kaybolur, peynirden bir çatal alırsın ve sonra o buz gibi rakını içersin...
türkçe meali: istanbul, hava falan bahane. canım çok pis rakı çekti.
hele bu havada akşamüstleri ise ayrı bir zevklidir boğazda içmek. hafiften bir meltem eser, böyle güneş yavaş yavaş kaybolur, peynirden bir çatal alırsın ve sonra o buz gibi rakını içersin...
türkçe meali: istanbul, hava falan bahane. canım çok pis rakı çekti.
kesinlikle açık burunlu ayakkabı ve diz altı ince çorap ikilisi.
zaten baştan mantık hatası var. madem üşüdün çorap giyeceksin, neden açık o ayakkabı? he, ayakkabı elbiseye uyuyorsa, neden o çorap ?
zaten baştan mantık hatası var. madem üşüdün çorap giyeceksin, neden açık o ayakkabı? he, ayakkabı elbiseye uyuyorsa, neden o çorap ?
gezdiği ülkelerle, okuduğu kitaplarla ve zerdüşt ruhuyla sözlüğe yeni bir bakış açısı getireceğine inandığım, çok sevdiğim arkadaşım.
ah şu bok muhabbetlerinin gözü kör olsun.
ah şu bok muhabbetlerinin gözü kör olsun.
mağaza çalışanı sanılmaktan sonra başıma gelen ikinci durum. daha 19 yaşında iken, liseli gençlerin sana abla demesi hiç adil değil.
- pardon! abla bi bakar mısın?
- evet, buyrun
- bi bira alabilir miyim abla?
- tabi hemen.
- pardon! abla bi bakar mısın?
- evet, buyrun
- bi bira alabilir miyim abla?
- tabi hemen.
malum çalışan bir insan olarak, sırf gelmek için izin almaya çalışacağım zirvedir. belki akşam 11 olur, belki de gece 2. her şey o gün belli olacak.
bu şarkı aslında the everly brothers’a aittir. gram parsons ve roy orbison coverları da mevcuttur. en güzel yorumunu bence nazareth yapmıştır. özellikle dan mccafferty’in sesinden midir, tonlamasından mıdır bilemem ama bu şarkıyı söylerken adam kesinlikle hissediyor. hatta sesi titriyor bir ara, ağlayacak sanıyorum. en can yakan kısmı ise;
i’m young i know but even so
i know a thing or two i’ve learned from you
i’ve really learned a lot
really learned a lot.
love is like a flame
burns you when it’s hot.
not: i’ve really learned a lot derken nasıl bir sestir o öyle ?
i’m young i know but even so
i know a thing or two i’ve learned from you
i’ve really learned a lot
really learned a lot.
love is like a flame
burns you when it’s hot.
not: i’ve really learned a lot derken nasıl bir sestir o öyle ?
mariomusunsen olarak çalışıyor, işe gidiyor olabilirim fakat bilgi sözlükü unutmadım ve bir yeni yazar adayı daha sundum sizlere. o da zaten yazarmış başka sözlüklerde. eh hoşgeldin.
arada resmen aşerdiğim içecektir. tuzludur, mis gibidir. ayrıca uyku problemi çeken bünyeme ilaç gibi gelmektedir. fakat bir sorunum var ki, canım her ayran çektiğinde direkt olarak çiğ köfte çekiyor. acaba istediğim şey çiğ köfte mi, yoksa ayran mı sorusuna ise hala cevap bulamadım. en iyisi ben biraz düşüneyim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?