confessions

krokan

- Yazar -

  1. toplam entry 24
  2. takipçi 1
  3. puan 45861

varoluşculuk

krokan
sartre ile anılan varoluşçuluk, aslında 17 yy’dan beri vardır. pascal’la başladığı söylenmesinin yanı sıra incil’de de vorolüşçuluğun izleri bulunduğundan pascal’ı da varoiuşçuluğun kurucusu olarak saymak doğru olmaz.
varoluşçuluk diğer birçok felsefe akımının tersine bireyin kendısını esas tutarak nesnellikten kaçınır.özneldir.
varoluşçuluk; (bkz: sartre) (bkz: nietzsche) (bkz: camus) (bkz: heidegger)(bkz: kierkegaard) isimleriyle anılır.

friedrich nietzsche

krokan
insanların büyük çoğunluğu yüzmesini öğrenmeden yüzmek istemez. yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için dünyaya gelmişler; suda değil. ve düşünmek istememeleri de doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar; düşünmek için değil! evet, kim düşünürse, kim düşünmeyi kendisi için temel uğraş yaparsa bundan ileri bir noktaya ulaşabilir. ne var ki, karayla suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri...
aforizmalarıyla beni benden alan flozof...

ferhan şensoy

krokan
26 şubat 1951 de samsun/çarşamba’da benim de çocukluğumu geçirdiğim büyük bir konakta doğmuştur. yanılmıyorsam babası o dönemin çarşamba belediye başkanı, annesi ise öğretmendir.
ilk skeçleri 1970 yılında daha 19 yaşındayken devekuşu kabere’de oynanmaya başlanmıştır.

hilmi yavuz

krokan
boğaziçi üniversitesi’nde hocalık yapmış, üniversite diploması olmayan zat.
orhan pamuk,enis batur ve oryantalizm eleştirileriyle bılınır.
hüznün kofti şairi...
çevresinde mütemadiyen kendisine tapan insanlar vardır. hatta bu olay abartılmış bu kişilerde yenilerini halkaya ekleyerek şehirlere yayılmışlardır.
çok iyi şiirleri de vardır gerçi;tabii bir de can bahadır yüce gibi bir isme önderlik etmiştir o başka...
"bakmak, uzaklara dokunmaktı..."

yalnızlık

krokan
seyrettikçe bulanıklaşıyor dimağımda hayat.öyle bir kalabalıktı ki benimki; yaşadıklarım yaşayacaklarım çığlık çığlığa... derken aniden bir sessizlik vuku buluyor evrende.gözlerimi kapatıyorum. kendimden geriye ne varsa bırakarak cıkıyorum yola.kendimi bile bırakmak istemiştim... çehremi unutmak, anları unutmak... ucu sonu görünmeyen bir yol benimki; yalnızlığa doğru. sonunda ne olur kestiremiyorum.hayatım ellerimin arasından kayıyor mu yoksa ilk defa ellerimin arasında mı ayırt edemiyorum... gidiyorum... yalnızlığa; ona dostluk etmeye doğru...

rakı içme adabı

krokan
rakı tek başına içilmez.yanında zeytinyağlılar, kavun,beyaz peynir gibi bilindik mezelerin dışında illa ki dost gerekir. rakı sofrası dertlenmek için değil keyiflenmek için kurulur...
rakı farklı bi içkiyle beraber içilmez. sonuna kadar rakıyla devam edilir.
masada herkesin kadehi aynı anda doldurulur erken bitirilmişse diğerleri beklenir.
masada servisi bir kişi yapar ki bu kişi genelde masanın en büyüğüdür.rakı ıçme adabını en iyi bılen en agır zattır.
kadeh öyle birkaç defa tokuşturulmaz. tokuşturma esnasında ise kadehiniz karşınızdaki kişinin kadehinin altına doğru yaklaştırılır.yok o da öyle yapıyorsa kadeh yavaşca masaya vurularak karşılıklı anlaşılmış olur...
en önemlisi de rakı adam gibi içilir, abartılarak ortam bozulmaz.
(bkz: baba kız diyalogları)

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol