karpuzz

saçma sapan anket açan sözlük yazarları da var bi de hani, onlar da içindeki anket canavarını daima yaşatmak isteyen sözlük yazarlarıdır.

’ne olur bak bana biraz çocuk muyum, değil miyim?’

bu kisim her zaman bir hos etmistir içimi, kim söylerse söylesin, pek bir üsürüm..

gülshen ya da gülşen gibi, sonuç değişmeksizin doğru dürüst sesi, şarkısı, sahnesi, hatta kendisi olmayan bazı kişilerin kendini kakalamak için hatta fiziği ve herhangi bir güzelliği olmasa da mış gibi gösterip izlediği yol.albüm kapağına ve biraz da içine serpiştirilmiş birkaç cesur pozla ve üstüne de arka arkaya 10 kere takla atarak çekilen bir klip de eklendi mi, ya tutarsa..

milka’nın leziz mi leziz çikolatası. patlayan şekerlemeli, süt dolguludur ki son derece tadılası ve eğlencelidir. çikolata yerken ağızdan gubidik seslerin çıkması ve şekerlerin ağzınızın içinde sağa sola zıplaması küçüklük anlarınızın depreşmesine yol açabilir sanki. aman aman diyorum. çok da değişik olmuş. eve gelen ağır misafirlere ikram edip de karşılarına geçip izlemek en tadılasıdır.

(bkz: milka knister q) vardır ki onu ayrı tutuyorum.

(bkz: döneceksin diye söz ver)

yüksek sadakat’ın ilk albümünün 4. şarkısı. bu şarkıyla da kanıtlanmıştır ki grup tek şarkılık değildir. şarkıyı an itibariyle üst üste 14. kez dinleyişimdir. evden çıkana kadar bir 6 kere daha dinledim mi 20 olur. yolsa okulda idmanda toplam 50’yi bulur. buyrun da sözleri,


güneşin ufka değdiği yer
oraya git ama yine gel
döneceksin diye söz ver

böylesi hepsinden güzel
git özlet kendini yine gel
döneceksin diye söz ver

dinle, uzaktan
çalan şarkı hicazdan
yaktık seninle biz
bir yangını yeni baştan

dinle, uzaktan
küllerin arasından
madem her şey biter
yine başlar yeni baştan

bana ne olur ellerini ver
gideceksin ama yine gel
döneceksin diye söz ver

’koçum benim’ adlı dizideki hallerini gördükçe evrim geçirdiğine kanaat getirdiğim insan.

yakamoz, ay’ın ışığının suya, denize vura şavkı değildir. bilakis buna ’ay’ın şavkı’ denir. hatta yakamoz aksine ay olan gecelerde olmaz. ay ışığı daha baskın olduğu için göremezsiniz zira. latince ismi ’noctiluca milliaris’ olan bu canlı, ateşböceğinin denizde yaşayan türüdür. limunisans maddesini vücudunda barındıran bu canlıya dokunulduğunda ışık saçar. bu canlı bir planktondur yani milimetrik boyutlarda bir canlıdır. bunlardan milyonlarcası bir araya geldiğinde, geceleyin bir kayık ya da balık sürüsü geçtiğinde bu canlılara çarparak ışık çıkartmalarını sağlar. o yüzden balıkçı sandallarında yüksek bir direk ve bu direğin ucunda oturulacak yer vardır. balıkçılardan biri buraya oturarak ay olmayan geceleri balıkların yakamoz yaparak geçtikleri yolları görüp dümenciyi oraya yönlendirirler. bu açıdan bakınca daha az şairane gelse de yakamoz kelimelerle tarif edilemez bir güzelliktir. bir de yanında güzel bir sofra kuruldu mu insanı aşık eder mazallah.

1962’de kurulan firma. zamanla 1972’de nike olarak adlarını değiştirmişler ve dünya pazarında büyük bir yer edinmişlerdir.

sporcular bill bowerman ve phil knight tarafından 1962’de blue ribbon sports (brs) adıyla kurulan firma 1972’ de adını nike olarak değiştirdi. şirketin merkezi amerika- oregon’da ve avrupa yönetim merkezi de hollanda’dadır. tarihinin en parlak dönemini yaşayan nike ayakkabıdan iç çamaşırı defterden cüzdana kadar sayısız farklı ürün üretmektedir.
şu anda son derece hatun kişinin reklamlarında ben sporcu değil miyim diye inim inim inlediği bir dans organizasyonu düzenlemektedir.
www.nike.com

1923 yılında almanya’da kurulan, danimarka merkezli şirket. dünyanın ilk spor ayakkabısı fabrikalarından hummel 1979 yılından bu yana danimarka milli takımını giydiriyor. hummel’da 2004 yılında toplam 100 kişi çalışıyordu.

1924 yılında kurulan ingiliz markası. 1930’lardan bu yana futbol kulüplerine malzeme üreten bu firma üretimin çok büyük kısmını uzak doğu ülkelerine yapıyor.

rudolf dassler 1948’de kardeşi adi’yle birlikte kurduğu aile şirketinden ayrılarak puma ayakkabı fabrikasını kurdu. dassler, 1993’te krize girince hisselerini sattı. puma’nın başına geçen pazarlama müdürü jochen zeitz yaratıcı stratejilerle şirketi hem kara hem de yükselişe geçirdi. modaya uygun üretim tarzına dönüldü. şirket ayakkabılarını kitlelerin değil, kitleleri yönlendiren kişilerin giymesini hedefledi ve başardı. puma’nın 2004 yılı cirosu iki milyar euro.

adolf dassler ve rudolf dassler adındaki alman kardeşler baba mesleği ayakkabıcılığı yaparken tartıştıkları için hayatları ve mesleklerine birbirlerinden ayrı devam etme kararı alırlar ve birbirlerinin en büyük düşmanı olurlar. aralarında geçen bir anlaşmada dassler soyadını kimsenin almayacağına karar verilir. çünkü şirketin ilk ismi olan dassler adını babaları ile kullanmış ve bulundukları kasabada saygın bir marka olmuş, ün kazanmışlardır.
ayrıldıktan sonra bir süre dassler firması için ayakkabı üreten adolf dassler yani takma adıyla adi, 1948 yılında isim ve soyisim baş harfleriyle adidas ismini almıştır. rudolf dassler ise tamamen farklı bir isim bulmuş ve puma’yı kurmuştur. iki kardeşin düşmanlığı tüm şehri etkilemiştir. her iki markanın almanya’daki fabrikalarının bulunduğu şehri bir nehir böler. nehrin bir tarafında adidas, diğer tarafında ise puma yer alır. bu fabrika çalışanları birbirlerine düşman derecesinde kıldırlar. iki taraf çalışanları birlikte yemez, içmez, eğlenmezler,aynı okula gitmez, hatta bir araya gelmezler bile. kasabanın iki yakası birbirine son derece düşmandır. adidas’ta çalışanlar adidas, puma’da çalışanlar puma giyerler ve kasabadakiler bu şekilde ayırt edilir. iki firma arasındaki düşmanca rekabet ilk günden beri olmasına rağmen adidas tarih boyunca gerek karı gerek satışı bakımından hep puma’dan önde olmuştur.
dünya spor malzemesi pazarının yüzde 17’sine sahiptir.
www.adidas.com

şu anda aldığım acılı bir haberi bilgi sözlük ailesiyle paylaşmayı görev bilirim. sözlüğün ilk zamanlarindan beri canla başla istikrarla yazan, yazdıran çok sevgili bilgiç kardeşimiz ilean nickli şahıs ve yaninda az zamanda çok ve büyük işler başaran,büyük beğeni toplayan, kaliteli yine çok sevgili bilgiç kardeşimiz agire jiyan nickli şahsın öldükleri haberini söylemek ne şanstırki bana kısmetmiş. kendileri bizzat cennetten bana çektikleri mesajla öldüklerini bildirdiler. evet malesef öldüler onlar.
aslında olayla ilgili çok değişik spekülasyonlar olmasına rağmen esası şudur : bu ikisi kendi başlarina herkesten gizli bir zirve planladılar karlı kayın ormaninda. bu davullu dansözlü eğlencenin dönüş yolunda virajı alamadılar. yağmur ve alkolun etkisiyle uçtular. nereye ne şekilde uçtuklarına dair mesajda herhangi bir bilgi vermemelerine karşın uçtukları bakidir.
son sözleri anketörlerin taa amuna koyim oldu.
ayrıca seri eksi oyu veren ibneye de selam ettiler cennetten. cehennem ateşini yakmış bekliyolarmış kendisini.
ne diyelim sevenlerine ve tüm sözlük ailesine önce göz aydını sonra sabır diliyoruz. rahmeti de ben bizzat kendime diliyorum.
(bkz: sizi unutmayacağız)

şu anda aldığım acılı bir haberi bilgi sözlük ailesiyle paylaşmayı görev bilirim. sözlüğün ilk zamanlarından beri canla başla istikrarla yazan, yazdıran çok sevgili bilgiç kardeşimiz ilean nickli şahıs ve yanında yine çok sevgili bilgiç kardeşimiz agire jiyan nickli şahsın öldükleri haberini söylemek ne şanstırki bana kısmetmiş. kendileri bizzat cennetten bana çektikleri mesajla öldüklerini bildirdiler. evet malesef öldüler onlar.
aslında olayla ilgili çok değişik spekülasyonlar olmasına rağmen esası şudur : bu ikisi kendi başlarına herkesden gizli bir zirve planladılar karlı kayın ormanında. bu davullu dansözlü eğlencenin dönüş yolunda virajı alamadılar. yağmur ve alkolun etkisiyle uçtular. nereye ne şekilde uçtuklarına dair mesajda herhangi bir bilgi vermemelerine karşın uçtukları bakidir.
son sözleri anketörlerin taa amuna koyim oldu.
ayrıca seri eksi oyu veren ibneye de selam ettiler cennetten. cehennem ateşini yakmış bekliyolarmış kendisini.
ne diyelim sevenlerine ve tüm sözlük ailesine önce göz aydını sonra sabır diliyoruz. rahmeti de ben bizzat kendime diliyorum.
(bkz: sizi unutmayacağız)

oral erol .
canan can .
sarp sert .
çağan ırmak .

bilgisayarıyla anlaşamayan bir arkadaşım,

allah senin gibi bilgisayarın belasını versin.
senin gibi bilgisayarın anasını avradını..
seni bana seçerek mi yolladılar lan?
lanet olsun seni ambalajından çıkardığım güne..
seni alıcağıma barbie bebek alsaydım daha çok nete girerdim.

aslında tamamen de hurafe değildir. eskilerin ve bu konuda bilgililerin söylediğine göre cinler isimleri birden fazla söylendiği yere doluşurlarmış ve çağırılmak hoşlarına gitmezmiş. insanoğlu da bunu engellemek ve isimlerini telaffuz etmemek için böyle bir alternatif yol tercih etmiştir.