karpuzz

yukarda ve muhtelif yerlerde gördüğüm sokaktan gelme adam yazılarını görünce pek bir kendimden geçtiğim, sinirlendiğim ve ’bilmeden yazıyolar işte.’ dediğim, kızdığım andır. şimdi burdan ilgililere sesleniyorum :
kobe sokak basketbolundan gelme değildir. çoğu oyuncunun aksine iyi bi eğitim almış, acılarla boğuşmamış, 7-8 sene italya’da yaşamış, futbol oynamayı da bilen, çok iyi italyanca konuşan
bir insandır. hatta bu yüzden bile ligdeki oyunculardan saygı görmediği rivayet edilir.
kobe’da da suç yok değil hani. bu saygı duymama mevzusunda onlara yaranmak için soyunma odasında rap dinleyip şarkıları yüksek sesle söylediği bilinir, argo konuştuğu söylenir. tabi bu sölediklerim lige geldiği ilk 4-5 yıl için geçerli. şimdi öyle bir şey mevzu bahis bile olamaz.
kobe acayip olgunlaşmıştır. hem iddası olmayan bir takımın bütün yükü omuzlarına binmiş süperstarı olarak hem de bunca başarılara alışık olarak geçen 7-8 yıldan sonra başarısızlığı da tatmanın verdiği tecrübeyle olgunlaşmıştır.
tabi bu söylediklerimi kobe’a önyargısı olanlar asla kabul etmeyecekler ve edemezler de.
yine yukarda ve muhtelif yerlerde belirtildiği gibi shaq’tan sonra sıradan bir skorer olduğunu gösterdi diyenlere kapak 81 sayı atmış ve adam 81 attığında bile eleştirilmiştir. yok takıma zarar veriri yok diğer adamlar kendilerine güvenilmediğini hissederler. ama bu yazıları yazanalar muhtemelen maçı izlememişlerdir ya da izledilerse de demin bahsettiğim önyargılarından kurtulamayıp izlemişlerdir. adam gibi izleselerdi
takımın geri kalanının kobe bütün şutları kullanırken pasları vermekten kaçınıp biraz da biz atalım dememişlerdir aksine hepsi ya topu oyuna sokarken kobe ye vermişlerdir ya da halfcourt u geçtikten sonra topu kobe’ye vermişlerdir. ve kobe 81 attığı zaman hiç kimsenin yüzünde en ufak bir kıskanma en ufak bir mutsuzluk ifadesi göremezler. aksine herkes çok mutludur ve en az kobe kadar sevinmişlerdir.
bir şey daha, kobe 81’lik maçtan önce 33 dakikada dallas’a 62 sayı atarken 3. çeyrek sonunda kobe 62 mavs takım olarak 61 sayıdaydı ve kobe biraz önce yukarıda bahsettiğim gibi
olgunlaştığının,iddası olmayan bi takımın süperstarı olarak koçunun ve takım arkadaşlarının son periyodu oyna ısrarlarına rağmen maça devam etmemiş ve normal zamanlarda pek oynama şansı bulamayan arkadaşlarının oynamasını istemiştir. bu da kobe’ye
bencil, çok top kullanıyor, yanındakileri önemsemiyor diyenlere kapak niteliğinde bir başka davranıştır.

mtv’deki punk’d adlı programda kendisine bir restoranda karısının yediği salatadan cam çıkması ve karısının dudağının kesilmesi şakası üzerine verdiği tepkilere bakılırsa sanıldığı kadar ’cool’ bir adam olmadığı aksine son derece asabi bir adam olduğunu gözlemlediğim kişi.

michael jordan’la kıyaslanmak istemediğini her fırsatta belirtmesine rağmen kıyaslanmaktan kurtulamayan, başarıları küşümsenip majestelerinden her daim bir boy küçük görülen adam hatta uçan adam.

31 subat ’ın başlattığı furyadır.kendisi bir sabah kalkmış ve yazmaya başlamıştır.
önce o başlattı

çocukluğundan beri pek bir farklı olan bu kızcağız, hippilerle büyümüş ve okulda hırpalandığı için evde eğitim almış.
on bir yaşında oyunculuk eğitimine başlamış.ilk filmi ’lucas’tır. beetlejuice ile tamamen tanınmış ve hollywood’da yer edinmiş kendine.koskocaman ve derin bakışlı gözlere, porselen gibi de bir tene sahiptir kendisi.
johnny depp üç yıl süreyle kolunda ’forever winona’ yazan bir dövmeyle geçmiştir bu kız için.

1965 doğumlu, yeraltı filmleri yönetmeni robert downey’in oğlu oldukça başarılı, yakışıklı, tarifsiz derecede karizmatik aktör.
attenborough’daki chaplin ile oscar, altın küre ve bafta’ya aday olan lakin madde bağımlılığı nedeniyle güselim kariyerini tehlikeye atan dayınılmaz cazibe. 1996’da uyuşturucu nedeniyle tutuklanmış. başı bir türlü dertten kurtulmadığı ve parası da olmadığı için kefaretini hayranları ödeyip hapisten çıkarmışlar kendisini ama bu bile ona ders olmamış.
kendisini ally mcbeal ’daki karşı konulmaz avukat ve billy’den sonraki büyük aşkı larry paul rolüyle de hatırlarız ve bu rolle 2000’de altın küre almıştır; ama sonra yine hapse girmiştir.ally mcbeal’da da 19 bölüm oynadıktan sonra uyuşturucu terapileri ve mahkemeleri nedeniyle yapımcı tarafından diziden kovulmuştur.
mel gibson’la 20 yıllık bir süredir dosttur kendisi. ayrıca elton john abimizin ’ı want love’ isimli şahane şarkısının klibinde de arz-ı endam etmiştir. oyunculuğun yanında müzik, ses, resim, söz ve senaryo yazarlığını da tekelinde barındırır. 2004 yılında ’the futurist’ diye bir caz albümü çıkarmıştır. ally mcbeal’da sting’le ve vonda shepard’le düet yapmıştır ki ah ki ne ahtır.
bu kadar yeteneğe, başarıya rağmen kendini harcamakta da ustadır kendisi.
27 ağustos 2005’te yapımcı susan levin’le evlenmiştir.
bunca tarife rağmen hala da hatırlayamadıysanız ya da hatırladınız da bir kaşını gözünü göresim geldi diyorsanız aha da resmi ve kariyerihttp://www.imdb.com/name/nm0000375/

’bilgi’ sözlük kavramının içini doldurmak için canla başla yazan,forum sitesi yerine bir sözlüğe üye olduğunun bilincinde olan, faydalı ve gerekli entryler giren, çalışkan, düzeyli, oldukça başarılı yazar. ellerine sağlık, yazdığı ve yazacağı bilgili entryler için şimdiden teşekkür ederim kendi adıma. ilgi,sevgi, merakla takip ediyoruz efendim. oy oy hele hoy.

ataköy olimpiyat evinden çıktıktan sonra güzergah icabı benim evimin önünden de geçen ve geçerken balkondan su dökmek suretiyle söndürmeye çalıştığım meşale.
ben su dökerken sanırım azra akın taşıyordu. her ne kadar isabetli atışlar sahibi bir insan olsam da su sadece bacağına değebildi, ki nerede kaldı meşale?

ferrarinin kendisine düğün hediyesi olarak son model bir araba verdiği ve arabanın modelini evlilik süresince her yıl yenileme sözü verdikleri italyanların ’türk yenge’ diyerek çağırdıkları eski, güzel sunucu.
ümit karan’ın eski nişanlısıydı kendisi ayrıca. bir de bir röportajında okuduğuma göre çok şen şakrak ve ’leyla’ bir insanmış. olimpiyat meşalesini istanbul’da taşırken söndürebilmeyi başarmıştır.

istanbul’da alışıldığı üzere sporcuların elden ele verdikleri ve burcu esmersoy tarafından taşınırken sönen meşale.

sanıldığının aksine sözlüğe hızlı bir giriş yapmış olan bilgiç değil. uzun bir aradan sonra durup durup alınacak tepkilerin önceden rezerve olduğu, isabetli 3 entry girerek sözlüğün erkek ahalisini on ikiden vuran ve ’akıllarını’ çelen kişi. sanırım kendisi değişik yerlerde pek çok bilgiç tarafından sohbet konusu olmuştur.
umarım daha çok yazar, sözlüğe katkıları artar. iyi ’eğlenceler’ dilerim kendisine.

geçtiğimiz günlerde evlenmiştir kendisi. yamulmuyorsam sörfçü bir adamla olması muhtemel bir evliliktir. o zaman mutluluklar dilemek de bizden muhtemeldir.

senden korkmuyorum
elinden geleni ardına koyma
nick felsefesinin oturup ne olduğunu düşüneceği yerde vaktini benimle didişmekle harcayan bilgiç.şimdiye kadar on kere tahmin etmiştin ama benim aslında sölemek istediklerimle daha çok ilgilenince olmadı tabi.
sevdiğimiz, saydığımız ’abimiz’.

başlik: bilgiçlerin aslında söylemek istedikleri
entry: #187184
tamam, orda yazdığın gibi aykırı bir insan olmak ve milletin bulamadığı felsefeyi bulmak istedim ama nerde bende o düşünce? mesaj attım evet, bulamadım.meraktan sordum ama söylemedi. e geriye tek şey kalıyor;buna karizmatik bir anlam yükleyeyim de kimse dalga geçmesin ben en iyisi bir bok at izi kalsın yapayım.

kimselere oturup anlatmadığım bir karpuzz felsefesine sahip olduğum ve insanlar karpuz sanıp geçerken hala içlerinden aykırı birinin onu keşfetmesini beklediğim beklediğim beklediğim ve biri akıl edip bulana kadar beklemekte olacağım,kimselere anlatmayacağım felsefem.
anket doldurdum sanki.

gedikli bir ekşi sözlük takipçisi.

reklamlarında azra akın’ın oynadığı, son zamanlarda tadındaki kalitesini ve satışları katlamış, güzel bir sakız markası.
vişne-mentol olanı ve çilek-karpuz olanı tarafımca tavsiye edilir.

(bkz: south park dersleri)
cnbn e dergisinde bulunan yayın dizisi

south park’ın sıradan amerikalı çocuk karakteri.
sanırım adı wendy olan bir kıza aşık ve kızı her gördüğünde kusuyor heyecandan.
stan’in bir de gay bir köpeği var.

south park kasabasının en zeki çocuğu. bir de fil besliyor kendisi.