confessions

isimsiz kahraman

- Yazar -

  1. toplam entry 5876
  2. takipçi 1
  3. puan 3565014

yalnızin durumları

isimsiz kahraman
i.
her seyi supurebilirsin;
sonbahari supuremezsin.

sen her seyi supurebilirsin;
sonbahari supuremezsin.

yalnizsa
surekli bir sonbahari
supurur hep.
dusunemezsin.

ii.
yanar
sobasinda
yalnizin
usuyen
bakislari.

lambasinda
karanliga donuk
bir isik
titrer
sonuk-sonuk.

penceresi
disina kapanmistir,
kapisi
icine ortuk.

iii.
yalniz
bin yil yasar
kendini
bir anada.

iv.
yalnizn
nesi var, nesi yoksa
tumu birdenbiredir.

v.
yalniz
bir ordudur
kendi colunde

sonsuz savaslarinda
hep yenen
kendi ordusunu.

vi.
yalnizin
sakladigi bir sey vardir;
boyuna yerini degistirir,
boyuna onu arara.
biri bulsa diye.

vii.
yalniz
hem bilgesi,
hem delisidir
kendi dunyasinin.
ayrica;
hem efendisi
hem kolesidir
kendisinin

tadini cikaramaz
gorecesiz dunyasinda
hicbirinin

viii.
yalniz
surekli dinleyendir
soylenmemis bir sozu.

ix.
sozunde durmasi
yalnizin yalanciligidir
kendisine.

..........
..........
(bkz: ozdemir asaf)

mum alevi ile oynayan kedinin öyküsü

isimsiz kahraman
i.

bir mum yanyyordu bir evin bir odasynda.
o evde bir de kedi vardy
geceler indi?inde kendi havasynda
mum yanar, kedi de oynardy.

mumun yandy?y gecelerden birinde
kedi oyunlaryna daldy.
oyun arayan gözlerinde
mumun alevi yandy,
bakty,
mumun titrek alevinde
oyuna ça?yran bir hava vardy.

oyunlaryny büyüten kedi büyüdü
kendi türünde çocukçasyna,
döndü dola?ty, yava? yava? yürüdü
geldi mumun yanyna, oyuncakçasyna.
bir bakty, bir daha, bir daha bakty
mumun alevinin dalgalanmasyna
uzandy bir el atty.
byyyklaryny yaktyrmadan anlamayacakty..
ilk kez gördü?ü mumun yakmasyna
inanmayacakty.

kedi oyunlarynda büyüyordu,
mum, ü?üyordu yanmalarynda.
zaman ikili yürüyordu
aralarynda.
bir ayry?ym görünüyordu
birinin yanmalarynda
öbürünün oynamalarynda.

kedi oyunlarynda büyüyordu,
yitirerek gitgide oyunlaryny.
mum küçülüyordu yanmalarynda,
yitirerek gitgide yakmalaryny.

oynarken büyüyen kedi yanacak,
aydynlatyrken küçülen mum yakacakty.
küçülen yaka-yaka aydynlatacak,
büyüyen yana yana anlayacakty.

bir mum yanmasyndan
ve bir kedi oyunundan
kaldy sonunda
bir gecenin tam ortasynda
bir evin bir odasynda
göz-göze susan
iki insan.

ii.

mum yandy bitti.
kedi büyüdü gitti.
oyunlar kary?ty gecelerde
suskun uykusuzluklara.

o iki insandan, sonunda
birinin anylarynda kedi,
birinin dalmalarynda mum
kaldy gitti.

nerede bir mum yansa ?imdi
nerede oynasa bir kedi,
birbirine yansyyor, kary?yyor gölgeleri...
bugün dün gibi oluyor,
dün bugün gibi.
mum ellerimi tyrmalyyor,
belle?imi yakyyor kedinin elleri.


(bkz: ozdemir asaf)

aşık olunduğundan emin olunan anlar

isimsiz kahraman
asik oldugunu hissettigin anin yoktur tarifi, kelimelerle sinirlandirilamaz cunku. ne kadar anlatmaya cabalasan da eksik kalir bir seyler. cunku sen de anlam veremezsin sevmelerine, tanimsiz kalir a$k senin di$inda, sadece hissedersin, bilmezsin ama hissedersin icten ice bir seylerin kanadigini. o askin senin sonunu hazirladigini bile bile gidersin, donmez olursun olumlerden, donmek te istemezsin. kimsenin duyamadigi kus seslerini i$itirsin birden bire, cirpinirsin cirpinirsin da lal olur, soyleyemezsin.

tahirle zuhre meselesi

isimsiz kahraman
tahir olmak da ayip degil zuhre olmak da
hattâ sevda yuzunden olmek de ayip degil,
butun is tahirle zuhre olabilmekte
yani yurekte.

meselâ bir barikatta dovuserek
meselâ kuzey kutbunu kesfe giderken
meselâ denerken damarlarinda bir serumu
olmek ayip olur mu?

tahir olmak da ayip degil zuhre olmak da
hattâ sevda yuzunden olmek de ayip degil.

seversin dunyayi doludizgin
ama o bunun farkinda degildir
ayrilmak istemezsin dunyadan
ama o senden ayrilacak
yani sen elmayi seviyorsun diye
elmanin da seni sevmesi sart mi?
yani tahiri zuhre sevmeseydi artik
yahut hic sevmeseydi
tahir ne kaybederdi tahirliginden?

tahir olmak da ayip degil zuhre olmak da
hattâ sevda yuzunden olmek de ayip degil.

(bkz: nazim hikmet ran)

babil kulesi

isimsiz kahraman
ilhan irem’in albumunde esi hansu irem’in seslendirdigi oldukca guzel bir siir:

babil in asma bahcelerinde
iki kiz yuruyordu
biri yesile cehrelenmis
digeri yok
orman senfonilerinde geceleyip
olmayana asik oldu
digeri ben o’yum diyordu
sessizligi dinledim
mutluluk agaclari cizdiler
kokleri meyvalari gorunmeyen
"onlarin sozlerini karistirin
birbirlerini anlamasinlar diye..."
oteki beni bilemediler bendeki
babil kulesi yukselirken sirlarin ardinda
yabanil ugultular gokler yarildi catirtilarla
sabaha karsi salincaklarinda kutsal atlilar
ve aynalarda tanistigim baskalari
beni sonsuzluga karistiran en eski ezgiyi soyluyorlar
soyun uzerindekilerden tenine yapismis
islak bogucu giysiden uyan!
"ayni seylerden sozediyoruz" diyor biri
kuflu gulumsemeli kusgagali
sokup atabildigim
tek tek koparircasina haykirislarla
bulanik miriltilar
ne ariyorum burada?
boslugu arar gibi?
bir soru:
sonun baslangicinda miyim?
babil’in asma bahcelerinde
iki kiz yuruyordu
biri yesile cehrelenmis
digeri yok.

the passion of the christ

isimsiz kahraman
turkce adi tutku olan mel gibson’un yonetmenligini yaptigi oldukca ses getiren film, ben de bu sese kulak verip izlemi$ bulunanlardanim. filmin konusu $udur diyecegim ama filmde konu yok, sirf i$kence sahneleri gosterebilmek icin kurgulanmi$ gibi. filmin yarisini zaten hz. isa’nin carmiha gerilmek icin goturulmesi ve bu sirada cektigi eziyetler olu$turuyor goren de yol kilometrelerce suruyor zannedecek, hayir o kadar uzun i$lenmi$ ki o sahne. velhasil izlemeye degmez bir filmdir kanimca.
244 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol