acaba neden gördüm diye düşündürür. bilinçaltında yatanlar hakkında yorum yapılır. ayrıca konuşmak için bahane yaratır. "rüyamda gördüğümden aklıma geldin, yoksa hatırlamazdım, bilinçaltımdasın ki rüyama girdin" havası da yaratır.
kendisini ifade edilmesine fırsat tanınmayan sıkılmış öğrencinin, gerek kendini oyalamak gerek ifade etmek için yazdığı yazılar.
sonbahara gittiğinizde rengarek yapraklarıyla, kışın bembeyaz karlarıyla, baharda rengarenk çiçekleriyle, yazın yeşiliyle, her daim temiz havasıyla, namını sadece kaplıcalarından almadığını kanıtlayan, inegölün tepelerinde, cemil kavukçunun öykülerinde, eski inegöllülerin hatıralarında yer alan şirin, ama azıcık çağa uyum sağlayarak barakaların yerini büyük otellere bırakan küçük mekan.
içeceğin kendisiyle alakasız reklamlarıyla insanların bilincinde kola içmeliyim düşüncesini uyandırmayı çok iyi başaran şirketin, asitli, aslında lezetsiz içeceği. güzel olduğuna şartlanıyoruz sadece.
kızlar genelde ilk reglde, regl olan arkadaşlarına bir paket ped ve dantelli kırmızı sütyen alarak bir nevi kutlama yaparlar.
bu yaz inatla yapmaya karar verdiğim, tüm eziyetlerine dair öğrenciler için süper bi fırsat olduğuna inandığım trenle avrupa seyahati olayı. sanki gitmemek eksiklik gibi geliyor, her gidenin hayatının en iyi deneyimi olduğunu söylediği şey.
zamanında yahya kemal ve çevresindekilerin kurduğu edebiyat dergisi. ayrıca ismini o dergiden almış bir yayımevi ki türk dili ve edebiyatı öğrencilerin kaynak kitap basar bol bol.
bestesinin neden inatla değiştirilmediğine şaştığım milli marşımız. yıllarca "larda yüzen al sancak" "dir ancak" "olmaz dökülen".... gibi kısımlarını anlamadan söyledim, söyledim söyledim. bir şey anlamadım, okuyunca anlayacak yaşa gelene kadar.
maşuğu çok geren bir durumdur. hele ki ilk adımı atan oysa ve sonra aslında o insanın hiç kendisine uymadığını fark etmişse. zamanla aşık aşkını ima ettikçe, maşuk kem küm eder, nasıl kıvırsam der. aşık farkında değildir ama maşuk ondan da zor durumdadır. terslese olmaz, aşık kaba davranılmayı büyük ihtimalle hak etmiyordur çünkü, iyi davransa umut verir. aşıktan daha fazla utanır maşuk. aşık olmalıdır bu yüzden, sonuna kadar platonik olunsa bile, iyi bir platonik aşığı olan maşuk olmaktan bin kat daha iyidir.
bir adamın yapmayı isteyip yaptığı adam. inanırım, öyle olur ki tüm vücut birbirine değse yetmez, tamamen iç içe geçmek istenir. bunun tek çaresi de yemektir, sürekli içinde hissetmek için. sevginin ileri aşaması, gerçekten yiyorsa kişi, piskopattır, o ayrı.
sonu kötü biten tek müzikalmiş. onu izledikten sonra ne zaman okul yemekhanesine gitsem oradaki çatal bıçak tabildot seslerini hep müzik ritmi olarak düşünüp gülümsemeye başladım.
zeki müren tarafından öpülmenin kabus olduğu izlenimi veren cümle. büyük ihtimalle homofobik erkeklerden çıkmıştır.
dinlediğim en anlamsız şarkı.
ilk okunduğunda adamın ne anlattığını anlamaya çalışmakla cebelleşilir, ikinci okunuşunda artık adamın ne anlattığı bilindiği için ayrıntılara dikkat edilebilir ve bu sefer de bol bol gülünür. oğuz atayın ilk romanıdır. böylesine bir şeyi nasıl yazdığını çok merak etmiştim. galiba aynı kahramanlar üzerine yazılmış pek çok değişik metni birbirine bağlayarak yazmış, öyle bir izlenim veriyor. iyi ki de yazmış, yaratıcılığına mı hayran kalayım, tekniğine mi, insanlar hakkındaki başarılı gözlemlerine mi bilmiyorum ama türk edebiyatının dönüm noktası olduğu kesin. gerçi onun döndüğü yerden başarıyla giden bir yazar görmedim, döndüğünde herhalde kendini yapayalnız bulmuştur.
buluşmadan önceki seks yapma isteğini devam ettiren erkek.
kışın sosyalleşme ortamıdır. derste ona yakın sıralar seçilir. bir de erkeklerin kızları oraya çekerek çıkma teklif etmesi de klasiktir.
keyifle içmeye başlamışken sözlüğü açayım deyip karşıma ilk çıkan başlık. eskiden tarçın koyarlarmış kahve yerine, şu an içtiğim gibi. daha bir güzel oluyor. ege taraflarında da sakızlısı var. kahvenin size ifade ettiği şey, kimi psikologlara göre sekse bakışınızı anlatıyormuş. denedeğim birçok arkadaşımda isabetli sonuçlar aldım. ayrıca bir geleceği görme vasıtasıdır. birçok kız sırf bu amaçla içer. yurdumda kızların güzel yapması kuvvetle elzemdir, evlilikleri buna bağlıdır, kimi yerlerde hala öyleymiş en azından. bakır cezvede, kısık ateşle daha bir güzel olur. sohbet bahanesidir. gel bir kahve içelim denince asıl amaç kesinlikle kahve değildir tabii. kırk yıl hatrı vardır bir de. özel küçük fincanları, tabakları çeşit çeşittir, özellikle geçmiş zamanların ince işlenmiş fincanları başlı başına bir sanat eseridir. eskiden kız çocuklarına "kara kız olursun" denilerek içirilmezmiş ve büyüklerin karşısında içmek saygısızlıkmış. türkiyenin olmazsa olmazıdır. üçü bir arada nescafeler insanı uyanık tutar, türk kahvesi ise aheste hazırlanışıyla asildir çünkü o mecburiyet değil keyif içeceğidir.
kadınların ruhunu kadınlardan iyi anlayan yazar. dili de yumuşaktır, kaygandır, okumaktan zevk alırsın, satene veya ipeğe dokunmak gibidir. ağzınızda tat bırakır. öyküleri, şiirleri, romanları... dolu doludur. türkiyenin şu dönemdeki en has edebiyatçılarındandır. eski istanbul hayatına değinir bol bol. zariftir. bir de her kitabına bir şekilde eşcinsel bir erkek sokmasa daha iyi olabilir tabii. her seferinde bu sefer nereden eşcinsel erkekler çıkacak diye beklemeye sebep oluyor çünkü.
kurbanın ikinci albümü böyle başlıyordu galiba.
taraflardan biri böyle bir cüle kuruyorsa, diğer kişiyle arasındaki irtibatın kesileceği endişesindendir. büyük ihtimalle de endişesinde haklı çıkacaktır, birbirlerine ne söz verirlerse versinler. irtibatın kesilmeyeceği varsa zaten bir şey söylemeye gerek kalmaz, devam eder kendiliğinden, zorlamaya gelmez irtibatı, kendi yolunu izler o. kimi zaman iki insan belli koşullarda çok iyi anlaşır, çok şey paylaşır, ayrılacakları zaman söylerler bunu ama eğer o koşullar dışında bir şeyler paylaşabilecek insanlar değilseler irtibat kopacaktır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?