confessions

duracell

- Yazar -

  1. toplam entry 269
  2. takipçi 1
  3. puan 9972

pondexter

duracell
2006-2007 ve 2007-2008 sezonlarında fenerbahçe’de harikalar yaratmış, tam ismi cappie pondexter olan, başarılı guard. 2007 senesinde wnba’de mvp olma başarırısını göstermiştir. bendeniz tarafından siyah afacan dennis lakabıyla eşleştirmiş olduğum 24 yaşındaki bayan basketbolcu, 2008-2009 senesinde rusyada top sektirecek.

bahar çağlar

duracell
izmirde başladığı basketbol hayatına ceyhanda devam etmişitir. 1988 doğumlu başarılı forvet, aynı zamanda milli takım formasını da ıslatmıştır, ıslatıyor. 2008-2009 sezonunda galatasaray’da izleyeceğimiz bayan basketbolcu

akp ye kapatma davası

duracell
"akp kapatılmamıştır ama çok ciddi bir uyarı verilmiştir" cümlesi ile kapatılmsından hayırlı bir karar çıktığına inandığım durumdur.

hayırlısıysa olsun dediğimiz dönemler geride kalmıştır, hayır mı şer mi görülecektir.

ergenekon operasyonu

duracell
o kadar çok karmaşıklaşmış ve karışıklaştırılmıştır ki, kafamız karmaşımtırak bir şekilde, acaba bu da ergenekoncu mu yoksa o da mı ergenekoncu diye dolaşıp durmaktayız. öyle ki, ergenekoncuları yakalayan polisler de ergenekoncuysa onları kim yakalayacak diye düşünmekten kendimizi alabilmişsek ya etkisinden çıkmışızdır, ya da olayı anlamışızdır.

ama, pkk, dhkpc, hizbullah, el kaide gibi örgütlerin yanında tsk’dan kişilerin olması, rektörlerin bulunması, parti liderleri, gazeteciler derken, acaba milli görüşe uzanır mı dediğimiz zaman diliminde, milli görüşçülerin de içeri alınmasıyla iyice karışmış, biz 70 milyon ergenekoncu muyuz? yoksa sadece %52 ergenekoncu muyuz biz? diye sormuşsak, henüz anlamadığımızı kabul etmeliyiz.

uğur mumcu’yu patronu mu öldürttü, susurluk ergenekonsa niye değilse ne? falan filan diyerek ilerlenebilecek ve her babayiğidin içinden çıkamayacağını düşündüğümüz sırada da tuncay güney denen, eski gazeteci yeni haham yardımcısı, kanada’da yoğun güvenlik önlemleriyle korunan vatandaşımız da işin içine girince tadından yenemeyecek bir yayla çorbası kıvamına gelmişse, bundan sonrasını tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek.

ama bir iddia var ki, kuvvetli bir iddiadır, o da darbe yapılacak denmesidir. bundan sonra şunu tahmin edebiliriz, tahmin ettiğimiz her uçuk fikir gerçek olur.

birşey anlamadıysanız aşağıdaki paragrafı okuyalım:

yukarıdaki kadar karmaşık bir olay olgu bütünü!

hüseyin nihal atsız

duracell
oğlu yağmur atsız ile birlikte bir kitap okurlar; bu kitap ince memed’dir. ikisi de bu kitabı çok sever. daha sonra hüseyin nihal atsız, bu kitabın yazarıyla tanışır ve iyi bir arkadaş olur.

buna benzer sözlerle yazılan bir makalesi vardır yağmur atsız’ın. yeni yayımlanan bir makale (sanırım 2004 veya 2005)

yağmur atsız, "ömrümün ilk 65 yılı isimli kitabının 110.sayfasında, şunları yazıyor.

yaşar kemal, biliyor musun ben bir dönemler senin babanla beraber raki içerdik diyor, buna yağmur atsız, nasıl olur babam sizin gibi çulsuz bir komunistle nasıl rakı içer sohbet ederdi diye soruyor yaşar kemal de yanıtlıyor;

ederdi, ederdi.. hem öyle ahım-şahım yerlerde değil, ikindi üzerleri zaman zaman sirkeci’deki meyhanelerde buluşup rakılar ve laflardık. sonra o karaköy’den karşıya geçerdi. ben de kendi işime giderdim.

- peki ne münasebetle tanıştınız?

- benim ince memed’i okumuş ve çok hoşuna gitmiş. ‘ben bu gençle tanışmak istiyorum’ demiş. götürüp tanıştırdılar. birbirimizden hoşlandık. o tabii ki benim komünist olduğumu biliyordu. ben de onun türkçü olduğunu. ama yine de iyi anlaşırdık.

---------------

vasiyetnamesinde oğlunun asla komunist olmaması gerektiğini söylemiş nihal atsız’ın oğlu bugün komunist ve yazar

komunistlere güvenilmeyeceğini söyleyen nihal atsız da yaşar kemalle beraber rakı içerdi.

yağmur atsızın bunları niçin yazdığını bilmek zor ama babasının taraftarları tarafından inkar edileceği kesin.

jeanne d arc

duracell
jeanne d’arc (fransızca) ve joan of arc (ingilizce) olarak anılan tarihsel bir fransız kız.

bilgi;

14 yaşında tanrının ona fransa’yı kurtarmasını söylediğini iddia etmiş.
16 yaşına geldiğinde kraldan birtakım ordularla başta toulouse kalesi olmak üzere birkaç büyük kaleyi kurtarmış
18 yaşına geldiğinde fransa kralı tarafından bir tehlike olduğu anlaşılmış ve hapse atılmış
19 yaşında fransızlardan gelen serbest bırakma talebi üzerine kral da onlardan karşılığında para istemiş
bu durum üzerine halk da jeanne’arc’ı kurtarmak için para toplamış ancak fransa kralı bu paraya karşılık kızı ingilizlere satmış
ingilizler de o sıralar 20 yaşına basmış bu genç kızı halkın gözleri önünde halka moral, düşmana ibreti alem ve birtakım kişilere de boy gösrterişi olsun diye diri diri yakmıştır.
halk iyice isyan ederek kralı alaşağı etmiş ve getirilen yeni kral ile de ingilizleri yenmeyi başarmıştır
bunun sonucu olarak yüzyıl savaşları uzamıştır.
jeanne darca katolik kilisesi tarafından azize unvanı verilmiştir.

yorum;

bilindiği gibi istanbul’un fethinin fazla engelle karşılaşmadan tamamlenmasının sebeplerinden biri (lise 1 tarih kitaplarından hatırlarız)fransa ile ingiltere arasında yaşanan yüzyıl savaşlarıdır.

jeanne d’arc, bu savaşın uzamasındaki en önemli rolü oynamış çünkü fransa tam yenilecekken jeanne çıkıvermiştir. yani yüzyıl savaşları uzamıştır.

bu sayede ingiltere ile fransa haçlı seferlerine katılamayınca istanbul tehdidine avrupadan bir yardım gelememiştir.

yani istanbul’un fethinin sebeplerinden biri de kısmen jeanne d’arc’tır

istanbul da olumsuz bir durum yaşanmadı

duracell
işçilerin haklarını aramaları için dünyanın 160 ülkesinde senkronize olarak kutlanan ama canım türkiyesinin taksiminde yasak olan eyleme katılmak isteyen işçilerimizin, polislerle karşılaştıktan sonra meydana gelen en baş komiserin açıklaması, "olumsuz bir durum yaşanmadı (polisler için, onlar hep dayak attı, hiç yemedi)"

cekic guc

duracell
bir türk yüzbaşısına incirlikte kimliğini soran amerikalı nöbetçiye türk yüzbaşısı olduğunu söyleyen yüzbaşının yere yatırılarak (eşi ile beraber) üzerinin arandığı, buna yakındaki amerikan barından çıkan kişilerin de "go ahead" diye bağırdıkları ve bu durumdan şikayetçi olan yüzbaşının bu durumu askeri kanadın en üstüne şikayet ettiğini (heyhat ismini hatırlayamadığım) havayüzbaşısı röportajda belirtiyor.

yine aynı röportajda şikayet ettiği için merkeze çekildiğini dinlendirilmek üzere, o erin ise askerliğine son verildiğini ve evine gönderildiğini, mükafatlandırıldığını söylüyor. bir yüzbaşıya yaptığı bu muameleden sonra yüzbaşı askeri mahkemeye çıkarılmasının gerektiğini düşünerek, bu olayın da bir leke olduğunu belirterek ordudaki görevinden istifa etmiş. şu an da thy’de kaptan pilotluk yapmaktaymış.

bir üstteki (bkz: #785120) entry sahibine selam eder, götürülerin içine bunu da eklemeyi münasip görürüm.

churchward

duracell
hayatının 40 yılını mu kıtasını aramak için harcamış, oxford üniversitesi mezunu, kimyacı, tarihçi asker ve saire birçok işi bünyesinde barındıran ama hayatının en büyük oranını tarih ile yan yana koyun koyuna hatta iç içe geçirmiş bir kişi. bu konuda 4 tane kitabı vardır:

the children of mu (mu’nun çocukları) 1931 yılında basılmış, 1934 yılına kadar 5 baskı yapmıştır. 267 sayfa

the lost contient of mu (kayıp kıta mu) 1931 yılında basılmış, 1934 yılına kadar 5 baskı yapmıştır. 335 sayfa

the sacred of mu (mu’nun kutsal sembolleri) 1933 yılında basılmış, 1934’te 2. baskısını yapmıştır. 296 sayfa

cosmics forces of mu (mu’nun kozmik güçleri) 1933 yılında basılmış ve tek baskı yapmıştır. 246 sayfa.

tüm kitapları new york’taki ives vashburn matbaası tarafından yapılmıştır. çok eski ve değerli kitaplardır. (şu sıralar türkçe baskılarının olup olmadığını, bulunup bulunmadığını araştırmaktayım, bulursam eklerim)

hitler in dönmesi halinde söyleyeceği sözler

duracell
dünyada bir kısım komunist devletin olduğunu görünce:

-küba, çin ve kuzey kore’ye savaş açıyoruz. ulan gittik komunistler vardı geldik hala var.

alman halkının nüfus artış hızının yılda -%0,1 olduğunu görünce;

- ey alman, en az 3 çocuk yap!

almanya’daki türk nüfusunu görünce;

-yahudiler gitti, boşluğumu fırsat bilmiş şimdi de türkler basmış burayı.

amerika’nın israil ile ilişkisini görüncei;

-ben onlara dedim yahudileri saklamayın diye.

ismet inönü’nün öldüğünü ve türkiye’nin kapısının herkese açık olduğunu görünce;

-rusya’ya saldıracak olursak türkiye üzerinden gidelim, yoğun savunma yok, ayrıca yabancılara karşı kapıları sonuna kadar açık

almanya’daki ateist nüfus oranını görünce;

-gamalı haç sökmez, başka formuller bulmak lazım

almanya’yı ab üyesi olarak görünce;

-işte hayalim buydu, avrupa tek bayrak altında toplanmış, şimdi de bu bayrağı değişelim.



gibi gibi çoğaltarak hitlere uygun, uzun uzun demeçler kaleme alınabilir

yaran çeviriler

duracell
çeviri sanılabilecek bir yazı;

kadıköydeki umumi helaya gittiğimde, lavabodaki sabunlukların yanına yazmışlar

press the pomp for soap (sabun için pompaya basınız)
lütfen pompaya yavaş basınız

düşündüm, heralde yabancılar pompaya basmayı, türkler de ayarlı basmayı bilmiyorlar
7 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol