ismi nintendoyla anılan, çok eski 8 bitlik dönemden kalma bir oyundur. tarif etmesi çok güçtür. bilenler bilirdir.
bildiğim bütün yazılımlarında, ilk leveldeki yaratığın ve şu an numarasını verip rencide etmek istemediğim leveldeki örümceğe benzer yaratığın, arada bir ekrandan fırlayıp,(oyunun dışına) bilgisayarın kilitlenmesine, donmasına neden olan oyundur.
street fihgter ve türevleriyle devam eden iki boyut döneminden sonra 3d teknolojinin sinyallerini veren ve benim tanıdığım ilk 3d oyun.
bir döneme damgasını vurmuş. jargonumuza aduket(power ball), oruken(aparkat’ın uçanı)ve uçan kafa (bildiin uçan kafa) kavramlarını yerleştirmiş oyundur.
biz o ucuz taklidiyle uğraşırken, uçakla bir saatlik mesafedeki akranlarımız belki de 6. nesil kardeşini bitirmekle meşguldüler.
sizin kontrol ettiğiniz iki platform arasında gidip gelen bir pixel boyutundaki topla oynanan ve bilinen en eski atari oyunu.(1973)
oyunculardan birisi sağdaki, diğeri soldaki platformu kontrol eden, analog radyoda frekans ayarlarken kıvırdığımız düğmeye benzer düğmelerden oluşan birer joystick’e sahiptirler. zaten platformlar iki yöne harket edebilmektedirler: yukarı ve aşağı. eğer top karşılanamadan taraflardan herhangibirinin alanına girerse, karşılayamayana ceza olarak rakibine 1 puan kazandırmaktadır.
oyunculardan birisi sağdaki, diğeri soldaki platformu kontrol eden, analog radyoda frekans ayarlarken kıvırdığımız düğmeye benzer düğmelerden oluşan birer joystick’e sahiptirler. zaten platformlar iki yöne harket edebilmektedirler: yukarı ve aşağı. eğer top karşılanamadan taraflardan herhangibirinin alanına girerse, karşılayamayana ceza olarak rakibine 1 puan kazandırmaktadır.
yayın hayatına mart 1976’da atılan, tekin aral editörlüğündeki haftalık gülmece dergisi. isim babası, karikatürist ferit öngören’dir. boyutu gırgır’dan daha ufak olduğu ve bir çırpıda okunup bittiği için "fırt" adını aldı.
(bkz: mübalağa)
abartma sanatı olarak da adlandırılır. yazılı yada yazısız olanı vardır. bilenler bilir ülkemizde gırgır, fırt, çarşaf gibi örnekleri yaşanmıştır. güzel dönemlermiştir. günümüzle kıyaslandığında üretimin kalitesi göze çarpmaktaymıştır o zaman. malesef artık karikatür mecmualarının belden aşağı takıldığı günlerdeyizdir. en göz önündeki karikatürler bu gün küfürsüz, argosuz yapamamaktadır nedense. ama bu günler gelip geçicidir, çocuklarımız daha güzel günler görecektir. kaygılanılmamalıdır.
(bkz: mülkiyet)
teknik olarak sapıklıktır. çünkü iş çiftleşmeyi geçtiği zaman ona çiftleşmek diyemiyoruz, o yüzden sex diyoruz zaten. aslında, akabinde ve detayında biraz fetişist bi durum ortaya çıkıyor gibi. yıllarca alman ve daha sonra bilimum ecnebi milletin ve sonunda türklerin de içine girdiği bir kafilenin çiftleşme sahnelerini seks sandık. demek ki böyle imiş dedik... ve yanıldık.
utanmaz adam ’ın da dediği gibi "artık araç değil amaç" haline gelmiş bu eylem, aslında iki kişinin birbirine olan tutkusundan ortaya çıkan bir meyve gibidir. olması gerekeni budur.
ancak kadının mülk sayılmasından sonra (ataerkil toplum) orataya çıkan bazı aksaklıklar nedeniyle adam, "mademki mülktür niye saklamayayım" mantığına erişmiş ve daha sonra kadının ikinci sınıf insan sayıldığı günümüze kadar işleyen bir süreç devam edegelmiştir. satmak için kız büyüten aile kurumuna, köle pazarı demek artık pek de ayıp değildir. akabinde kızlara "eteğini ört ayıp sen hafif kadın mısın?", "allah yakar bak" vs. ve erkek çocuklara "hadi oğlum göster amcalara pipiyi" şeklinde gelişen süreç, erkek ve kız çocuklarına bir arada oynamayı bile çok görmüştür, ki kalmışki bir arada yaşamak...
bu yüzden birbirini tenhada yakalayan iki cinsiyet bu işin kısa sürmesine artık razı olamaz duruma gelmiştir ve seks, "mahrem bir oyuncak" haline gelmiştir. dışarıda herşeyden yalıtılan ve bastırılan insanlık, evlilik kisvesi altında evinde sapkınlıktan başka bir çare bulamamıştır.
iyi de yapmıştır. ama bu böyle gitmezdir.
utanmaz adam ’ın da dediği gibi "artık araç değil amaç" haline gelmiş bu eylem, aslında iki kişinin birbirine olan tutkusundan ortaya çıkan bir meyve gibidir. olması gerekeni budur.
ancak kadının mülk sayılmasından sonra (ataerkil toplum) orataya çıkan bazı aksaklıklar nedeniyle adam, "mademki mülktür niye saklamayayım" mantığına erişmiş ve daha sonra kadının ikinci sınıf insan sayıldığı günümüze kadar işleyen bir süreç devam edegelmiştir. satmak için kız büyüten aile kurumuna, köle pazarı demek artık pek de ayıp değildir. akabinde kızlara "eteğini ört ayıp sen hafif kadın mısın?", "allah yakar bak" vs. ve erkek çocuklara "hadi oğlum göster amcalara pipiyi" şeklinde gelişen süreç, erkek ve kız çocuklarına bir arada oynamayı bile çok görmüştür, ki kalmışki bir arada yaşamak...
bu yüzden birbirini tenhada yakalayan iki cinsiyet bu işin kısa sürmesine artık razı olamaz duruma gelmiştir ve seks, "mahrem bir oyuncak" haline gelmiştir. dışarıda herşeyden yalıtılan ve bastırılan insanlık, evlilik kisvesi altında evinde sapkınlıktan başka bir çare bulamamıştır.
iyi de yapmıştır. ama bu böyle gitmezdir.
popülist bir yazardır.
salak olmayı kendi üzerime çok rahat alınabilirim. çünkü salaklığın öyle sabit bir tanımı olmadığını düşünüyorum. kime, neye göre salak? standardı nedir zeki olmanın yada daha doğrusu salak olmamanın? tesadüftür belki ama salak diye nitelendirilen kişilerin genelde sözün geçtiği ortamın fikirlerine katılmayan insanlar olduğuna tanık oldum hep. o yüzdendir ki, salak olmak, bence katılmadığı halde orada ortaya sunulan her fikri kabul etmekten iyidir.
ileri derecede salak olmak ise, bana göre ayan beyan ortada olan gerçekleri, sırf zıtları yürürlükte, yaşanmakta olduğu için kabul etmekte direnmek, akıl ve bilimi referans almak yerine, cehalet ve hurafeden yana olmaktır kanımca.
ileri derecede salak olmak ise, bana göre ayan beyan ortada olan gerçekleri, sırf zıtları yürürlükte, yaşanmakta olduğu için kabul etmekte direnmek, akıl ve bilimi referans almak yerine, cehalet ve hurafeden yana olmaktır kanımca.
liberalizm’i, zaten yeterince mantıksız, saçmasapan, akıldan uzak ekonomik bir sistematiği, halkımızın şah damarı ve zayıf yönü olan dinin de yardımıyla sempatik kılmaya çalışma çabalarının ürünüdür. islam soslu liberalizm yada buram buram liberalizm kokan islamdır kendisi ama ne yazık ki islam asla, dereden, pınardan akan suyun şişelenip asıl sahiplerine paraynan satılması durumuyla aynı cümle içinde bulunamaz, doğmamış çocuğun rızkını şişeleyip stoklamakla aynı cümle içinde bulunamaz. islamın ılımlı olması durumu, tanrının aslında o kadar da kulunu sevmediği anlamına gelecektir, o kadar da adil bir tanrı olmadığı anlamına gelecektir, gelir adaletsizliğinin yanında olan bir tanrı olduğu anlamına gelecektir ve liberal bir tanrı olacağı anlamına gelecektir. o yüzden islam, ya islamdır ya da değildir ve ılımlılık serbest bir piyasa ekonomisidir.
haydi diyelim ki tanrı liberal, peki o zaman israillilere toprak, kit ve kuruluş satılmasına, gavur diye tabir edilen, müslümanlığın dışında kalan insanların yurdumuzu yağmalamasına göz yumar mıydı? her yönüyle "ılımlı islam" tabiri, islam’a inanan insanları kandırmaktan başka bir şey değildir. ayrıca islam bir yaşama biçimidir, bir ideoloji yada rejim değildir. o yüzden birisi islama inanıyorsa müslümandır, ılımlıysa eğer, o islama inanmıyordur, müslüman değil başka birşeydir. adı herşey olabilir. mümkündür. çünkü islam, kesin kurallarla etrafı çizilmiş bir olgudur, esnek değildir. eğer esnek olsaydı o zaten bir din olamazdı.
haydi diyelim ki tanrı liberal, peki o zaman israillilere toprak, kit ve kuruluş satılmasına, gavur diye tabir edilen, müslümanlığın dışında kalan insanların yurdumuzu yağmalamasına göz yumar mıydı? her yönüyle "ılımlı islam" tabiri, islam’a inanan insanları kandırmaktan başka bir şey değildir. ayrıca islam bir yaşama biçimidir, bir ideoloji yada rejim değildir. o yüzden birisi islama inanıyorsa müslümandır, ılımlıysa eğer, o islama inanmıyordur, müslüman değil başka birşeydir. adı herşey olabilir. mümkündür. çünkü islam, kesin kurallarla etrafı çizilmiş bir olgudur, esnek değildir. eğer esnek olsaydı o zaten bir din olamazdı.
60li yıllarda türkiye sol siyasetinde, artık açmazların biriktiği ve siyasal ayrılıkların arttığı bir zamanda, aynı saflarda birlikte mücadele ettiği "yoldaş"ı ibrahim kaypakkayayı legal mücadeleye ikna edemediği için (ki zaten tartışmadan önce komploya uygun zemini ayarlamıştı) planladığı pusuya atmaktan çekinmediği, tanık ve yahut tanıklarca belgelenmiş ne idüğü belirsiz insan yavrusu.
başka bir yaşama biçimidir.
+tükürme tükürme bak girişirim valla!
iptilaya iştirak eden. tahhüt-müteahhit, ihtiva-muhteviyat, teşebbüs-müteşebbis vb.
(bkz: müptela)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?