senfoik alt yapısıyla ve vokallerin kalitesiyle de oldukça ilgilenilesi, aynı zamanda albüme ismini veren canatilla eseri.
seri eksi oy veren ibneden nefret edenler grubuna dahil olması olası bilgiç.
kibar feyzo filminde, feyzo(kemal sunal) ve bilo(ilyas salman) arasında geçen ölümsüz diyalog:
-hop nooliy! bakma! bakmak yasak, ağanın emri
+bilo gardaş? sıçmak da yasak mıdır gurban?
-yooo
+yat da suratına sıcam itogli
gibiydi.
-hop nooliy! bakma! bakmak yasak, ağanın emri
+bilo gardaş? sıçmak da yasak mıdır gurban?
-yooo
+yat da suratına sıcam itogli
gibiydi.
populist kaygılarla yazan bilgiçtir.
4. nesil olması olasıdır.
her nesil böyle bilgiçler görmiştir fakat 4. nesilin yeri ayrıdır.
4. nesil olması olasıdır.
her nesil böyle bilgiçler görmiştir fakat 4. nesilin yeri ayrıdır.
onun gibi mücadelesinde samimi bir demokrat ve sosyalist bir kürt,
kütleri temsil ettiğini iddia eden; biri "legal" biri illegal iki örgüt, amerikanın kucağında "bop" maşalığı yapsın diye mi hapisler yattı, sürgünlerde öldü acaba?.
kütleri temsil ettiğini iddia eden; biri "legal" biri illegal iki örgüt, amerikanın kucağında "bop" maşalığı yapsın diye mi hapisler yattı, sürgünlerde öldü acaba?.
her kimse, soyismi yöresel bir yemek ya da tatlıymış gibi geliyor.
alık+opter kelimelerinden türeyen bileşik kelime.
alık: alptal, saf, herseye inanan
opter: güney afrika yerli dilinde optik okuyucu.
alık: alptal, saf, herseye inanan
opter: güney afrika yerli dilinde optik okuyucu.
(bkz: #850492)
yunmak diye de anıldığı dedikoduları geliyor kulağıma. gibi bir şey. hiç denemedim.
"bildiğim kadarıyla"lı bir ecnebi adetidir. güney bildiğim kadarıylada kutlanır daha çok.
ya da fena halde yanılıyor da olabilirim.
ya da fena halde yanılıyor da olabilirim.
içten içe daha genç gösterdiğini duymak için, içten içten "nolur nolur daha genç gösteriyor olayım" nidaları eşliğinde, gururunu ve ruhunu doyuma ulaştırma kaygısında bir sorudur.
şeker.
şeker.
bekir yıldızın romanlarından.
adamın evlilikle olan bitmek bilmez kavgasını konu edinen, konunun yurdumdaki ağırlığının ve hassasiyetinin farkında, yavaş ve huzurlu bir yazı.
adamın evlilikle olan bitmek bilmez kavgasını konu edinen, konunun yurdumdaki ağırlığının ve hassasiyetinin farkında, yavaş ve huzurlu bir yazı.
(bkz: halkalı köle)
duruma göre değişir.
şiirim geldi bu gece, seni düşündüm,
şiirim geldi yine yerli yersiz,
seni düşündüren şiirimin gelmesi miydi?
yoksa seni düşününce mi şiirim geldi?
yoksa seni düşündüren bir şey mi var bu ara bilmediğim?
ilk iki soru bana,
sonuncusu sana idi.
şiirle diyorsun, muhakkak ilişkisi olur ademooğlunun,
ya bir yerinden yakalar yahut yakalanır şiire,
ya da iki satır da olsa karalar beyaz kağıda.
sanırım yazdıkça geliyor sorularımın cevabı,
burda kalmıştım en son seninle,
sen nazım diyordun, ben şiir sevmiyorum.
demek ki o zaman şiir nedir bilmiyordum,
ya da daha seni tanımıyordum.
çünkü tarifin yok ki düz yazıda,
atadan dededen kalma yordamlarla tarif etmeye çalışmak seni,
rüzgarın saçına dokunduğunda duyduğum kıskançlık hissi,
saçının yüzüne ileri geri dökülmesi,
yüzünün, tek mi çift mi hatırlayamadığım çukurları,
çukurlarına gamze adını verdikleri,
gamzenin ya da gamzelerinin dişlerine selam verişi,
anlatılabilemez şahanem nesirle, nazımla.
alem-i cihan nasibini almış senden,
herşey daha bir güzel, hava sana temas ediyor diye.
seni düşündüm şiirim geldi bu gece,
sana dair umutlar biriktirirken,
ve sen bilmezken şiirim geldi,
yazdım ben de.
artık ben de nazım seviyorum, hem şiir de seviyorum ben de(dahi anlamında)...
şiirim geldi yine yerli yersiz,
seni düşündüren şiirimin gelmesi miydi?
yoksa seni düşününce mi şiirim geldi?
yoksa seni düşündüren bir şey mi var bu ara bilmediğim?
ilk iki soru bana,
sonuncusu sana idi.
şiirle diyorsun, muhakkak ilişkisi olur ademooğlunun,
ya bir yerinden yakalar yahut yakalanır şiire,
ya da iki satır da olsa karalar beyaz kağıda.
sanırım yazdıkça geliyor sorularımın cevabı,
burda kalmıştım en son seninle,
sen nazım diyordun, ben şiir sevmiyorum.
demek ki o zaman şiir nedir bilmiyordum,
ya da daha seni tanımıyordum.
çünkü tarifin yok ki düz yazıda,
atadan dededen kalma yordamlarla tarif etmeye çalışmak seni,
rüzgarın saçına dokunduğunda duyduğum kıskançlık hissi,
saçının yüzüne ileri geri dökülmesi,
yüzünün, tek mi çift mi hatırlayamadığım çukurları,
çukurlarına gamze adını verdikleri,
gamzenin ya da gamzelerinin dişlerine selam verişi,
anlatılabilemez şahanem nesirle, nazımla.
alem-i cihan nasibini almış senden,
herşey daha bir güzel, hava sana temas ediyor diye.
seni düşündüm şiirim geldi bu gece,
sana dair umutlar biriktirirken,
ve sen bilmezken şiirim geldi,
yazdım ben de.
artık ben de nazım seviyorum, hem şiir de seviyorum ben de(dahi anlamında)...
burdan bakınca o kadar da sansasyonel görünmeyen, şoven, tek taraflı etnik kökene dayalı demokrasi arzusundaki politik oluşum.
abd ve abnin kucağında da pek hoş durdular.
abd ve abnin kucağında da pek hoş durdular.
periyodik ya da değil, arasıra, bazen, kafasına göre.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?