confessions

camurhan

- Yazar -

  1. toplam entry 522
  2. takipçi 1
  3. puan 52237

opel

camurhan
rüsselsheim hauptbahnhof ile rüssensheim opelwerk istasyonlari üzerinden ulasilabilecek bir genel merkeze sahip firma. yalniz kapilarinda bekleyen insanlarinin inisiyatif acisindan gayet fevri davrandiklari ana merkeze sahip firmadir ayni zamanda. söyle ki 45. kapisinda bulunan görevliler kamerali cepten, bilgisayar numarasina kadar sormus olmasina ve varsa telefonu almasina ragmen ana - müzenin bulundugu - kapida ise sadece form doldurturlar.

televizyonlarda opel icerikli haberlerin cogunda gözüken tugladan binasi trajikomik durumdadir. bu kadar bilindik olabilecek bi binanin, tarihi eser addedilmesinden dolayi cig gibi fazla olan masraflarinin artik haddini asmasiyla yikilip ya da baskasina satilmasiyla elden cikarilma durumu da vardir.

gittigimiz baska binasida komik durumdadir. yemege cikarken icerisinde kaybolabilecegim hissiyatini veren bu bina ilk katinda rakip firmalarin belli bir kategorideki arabalarinin civatisina kadar sökülüp, incelendigi bir giris katina sahiptir. hemen üstüne ciktiginizda ise bürolar baslar. en üst katinda kodamanlar oturur.

bünyesinde general motors’un bir yan kurulusu olmasi nedeniyle amerikali, avrupali, hintli yabanci insanlar bulunduran bu binadaki yasli almanlarin almancasi cogunlukla kulagi tirmalar.

msn messenger

camurhan
yeni sürümüne offline mesaj atabilme zimbirtisinin eklenmesiyle gözümdeki degeri düsmüs program. isteyken acmaktan korkmaya basladi insan. sürekli pat diye bir mesaj cikiyor. olmaz ki kardesim. kovdurcak misiniz lan beni?

icq’dan vazgectiysek vardi bir sebebi. anlasilan icq günlerine dönmek daha mantikli olucak yine yeni yineden.

turin

camurhan
araplar tarafindan istila edilmis görünümü olan sehir. taa oralardan buralardan kalkarak uyusturucu almaya gidilebilecek sehirdir ayni zamanda. öyle ki fazla sorumluluk alinmak istenmiyorsa afrika kökenli birileri arabaya alinir ve uyusturucuya onlarin midelerinde, bagirsaklarinda güvenli bir sekilde yolculuk yaptirilir.

melih gökçek

camurhan
kendimi bildim bileli ankara büyüksehir belediye baskani olmasina ragmen ego’nun 320 milyon dolarlik borcunun 50 milyon dolarlik kismini allem edip kullem edip baglamis kisidir.
e be adam sormazlar mi sana kac dönemdir baskansin temizleyemedin mi? faizlerin binmesine nasil izin verdin? bu adamin ankara’dan hala nasil belediye baskani secildigine sasmaktayim.

ntv’nin websayfasindan alintilanmis haberin önemli noktalari asagidaki gibidir:

"borcun 70 milyon dolarlık bölümünün murat karayalçın’ın başkanlığı döneminden kaldığını belirten gökçek, 50 milyon ytl’lik borcun da botaş’ın onayıyla yapılan ikinci doğalgaz teslim noktasından kaynaklandığını söyledi."

- gökçek, “ego’nun borcu bizim hesaplarımızda 320 milyon dolardır. bu borcun 112 milyon dolarlık yani türk parasıyla söyleyecek olursak 163 milyon ytl’lik şu anda davalıktır. bu düşüldüğünde borcumuz 304 milyon ytl eder”

cözüm olarakta sunu önermekteymis:
"gökçek, botaş’la yapılan görüşmelerde borcun ödeme şekli için mutabakata varıldığını da belirterek, borçlar karşılığında botaş’a arsa verileceğini kaydetti."

http://www.ntv.com.tr/news/389804.asp

iyi vallahi borclan borclan, sonra da halkin hakki olan mallari dagit.

ermeni soykırımı nobeli

camurhan
son yillarda edebiyat alaninda bütün verilmis ödüllerin siyasetle icice oldugu düsünülürse, orhan pamuk’un malum sözleri iyice irdelenirse ermeni soykirim ödülü olarak gösterilmese de siyasete tamamen batmis, kiskirtici ve kötüniyetli ödüller oldugu kavranilir. orhan pamuk hakkinda dolasan bütün söylentilere ve dostluk iliskilerine dikkat edilirse icimde baslikta gecen yönde kuskular artmaktadir. bunun ne ulusalcilikla ne de baskicilikla alakasi yoktur. bariz ülkesine haksiz yere küfretmis böyle uc bir insana ödül verilmesi zamanlama acisindan muhtesem olmustur. bravo nobel komitesine.

(bkz: otu boku ulusalciliga yormak)

yüksek almanca

camurhan
esasinda kuzey almanya’da konusulan almancaya verilen isimdir. yalniz incilin cevrildigi almanca oldugu icin standart almancaya yani bildigimiz akademik ya da güzel addedilen almancaya dönüsmüstür. yoksam almanya’da canavar gibi diger diyalektlerde konusulmaktadir. misal schwäbisch, bayrisch, hessisch, fränkisch, sächsisch (en igrencidir), ostfriesisch vs...

türban yasağı

camurhan
ne zamandir belli bir dinin inananlarinin yarisinin güya allah emri adi altinda kapanmaya zorlanmasi, kendi inanc grubunun diger yarisindan birkac kisi disinda kopartilmasi insan hakki olmus da bilmiyoruz yasagi. türbanin temelinde nasil adlandirirsaniz adlandirin özgürlük degil baski yatmaktadir. böyle sacma sapan bir baskiyi özgürlük olarak dikte ettirmek islam ülkelerindeki en büyük carpikliklardan birisirdir. carpikligin en göz alici yeri ise beyinleri yikanmis, aile, cevre baskisi altinda kalmis kadinlarimizin erkek krallardan daha baskici olup allah’in emirlerini sözde yorumlamasidir.
bu tartismada en sicak nokta ise türbanin bir simge olmasidir. herkesin yasalar konusunda esit, din, etnik köken ayrimina göre degil yurttaslik bagina göre devletle iliskilerinin baglanmis oldugu aydinlanmaci düsüncede devletin garantisinde yer alan bir alanin dini, etnik, cinsiyet dayali sembollerle bezenmeye calisilmasi kabul edilemez. tarafsizlik prensibine aykiridir. azinligin haklarinin da gözetimi altinda cogunlugun halki yönetmesi olan demokraside böyle bir uygulama sakattir. konunun özü de budur.
konunun diger önemli bir kismi ise islam’in sadece uhrevi degil dünyevi hayati asiri derecede düzenlemis olmasidir. suan ki islam’in yorumlarina bakinca sicmaya giderken bile dinsel etki altinda kalan cemaat, bilmem kac yasindaki kizini sevmek istemeyen gizli seksist ulema tiplemeleriyle karsilasmaktayizdir.
bu haliyle islam’in gercek manada bir reforma ihtiyaci oldugu izlenimi ortaya cikiyor. cikiyor da dogmalara dayanan bir yapiyi nasil reform ediceksin? din bu, 1000 yil önce böyleydi simdi bu diye kabul ediyoruz kivirtmalarina gelemez ki...

konunun basligi esasinda türban yasagi degil, türban dayatmasi olmaliydi.

ek yorum: insanligin gidisatina bakildigi zaman 1000 yil öncesinin parlayan medeniyeti olan islam medeniyetinin insanligin gelisme sürecindeki kosu bandinda bugün yetersiz kalmis olmasi bu gercege de uymaktadir. ne yazik ki sunu da belirtmek isterim: bir din gelir bir din gider. islam’in etki alaninin yeryüzünde ne kadar sürecegi de tartisilir su anki haliyle.

ebru gündeş

camurhan
kendilerinin kirik yaftasina lambda istanbul tarafindan güzel bir ayar verilmis kisi. lambda’nin web sayfasinda yer alan aciklama su sekilde:

"
15 ekim günü "popstar alaturka" yarışmasında bülent ersoy ve ebru gündeş arasında yaşanılan tartışmadan öğrendik ki, yarışmaya aday olan bir kişi sesinin güzelliği, sesini kullanma becerisi/yeteneğ i gibi özellikleriyle değerlendirilmeyip, programda tarif edildiği üzre "kırık" olması nedeniyle elemeleri geçememiştir. yarışmaya katılmış bu adayın "kırık" olduğu söylenerek ima edilen, eşcinsel olmasıdır. bir insanın eşcinsel olduğunu kendisi söylemedikçe bilemeyiz. ancak bu durumda da ortaya çıktığı gibi mesele, bu kişinin eşcinsel olması değil, "eşcinsel varsayılması", ve bu nedenle haksızlığa uğramasıdır. televizyon seyircilerinin gözleri önünde ortaya çıkan bu gerçek, eşcinsel, biseksüel, travesti ve transseksüellerin cinsel yönelimleri ve/veya cinsiyet kimlikleri nedeniyle çalışma hayatında karşılaştıkları sorunlardan birine örnek teşkil etmektedir. iki sene önce türk ceza kanunu’na "cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığın suç sayılmasını" istememizin nedeni, işte bu şekildeki ayrımcılıkların ve yaşanılan haksızlıkların karşısında yasal bir yaptırıma ihtiyaç duymamızdı. yasalar lgbtt bireylere yönelik ayrımcılığı suç olarak tanımlamadıkça pek çok insan bu şekilde yeteneklerini, bilgi birikimini, becerilerini kullanmak isterken çeşitli engellemelerle karşılaşacak ve yasalar da bu engellemelerin destekleyicisi olmaya devam edecek.

bülent ersoy bu durumu televizyon seyircilerinin karşısında açık etmemiş olsaydı, çoğumuzun bu ayrımcılıktan haberi olmayacaktı. bir insan daha hem haksızlığa uğramış hem de sessizliğe itilmiş olacaktı. şimdi en azından yaşananlar açığa çıkmıştır. bu durum "popstar alaturka" yarışma programı jürisinin, yarışmanın amacına uygun olmayan kriterlerle çalıştığını göstermektedir. bizler, programın yapımcılarının bu hatayı düzeltmelerini, yarışmaya katılan ve izleyen insanların güvenini bu şekilde sarsıcı kriterlerin gelecekte tekrar geçerli olmayacağını ifade etmelerini temenni ediyoruz. çünkü "popstar alaturka" yarışması, bu haliyle bir "ses yarışması" olmaktan uzaklaşmıştır.
"

http://www.lambdaistanbul.org/php/main.php?menuid=5&altmenuid=5&icerikid=1066

bendenizin ebru gündes kisisine "hadi ordan" yorumundan fazlasini söyleyesi de gelmemistir.

(bkz: küçük kurbağa küçük kurbağa kuyruğun nerede )

komun hayatı

camurhan
kisilerin birleserek bir evde oturmasi sürecine verilen isim. rahatligina bagli olarak mutfak, banyo, wc (varsa oturma odasi) paylasilir. bilgimiz bekar evi tanimlamasida vardir.

ama bazen oyle ilginc geyikler dolasir ki dumur olursunuz. mesela, benim iki alman ev arkadasimin yapmis oldugu geyikteki gibi:

k: dün gece bir rüya gördüm. cok ilgincti
erkek bakar sadece.
k: söyle berlin tarzi evlerden birisindeydik. senin karsinda yaslica bir adam vardi. babayigitimsi. sana kollarini acmisti
e: iste ben de kendi günesime ruhsal bir ziyarette bulunmustum. ben de öyle birseyler görmüstüm. hatta cocuklarimi götürdügüm parkta böyle bir adamin oldugunu fark etmistim.
kadin ilginc ilginc bakar
e: sonradan gittigim kahinim de babamin yasadigi söyledi..
en son ben öyle biraktim. artik nereye kadar sarap izin verdiyse...

görücü usulü evlenmek

camurhan
nedense "ah ne kadar kötü aski kesfedemeden olmus hersey" gibi düsündügüm evlilik sekli. benim de yakinimda böyle seyler olmustu. söyle ki

birgün yurtdisindan gelen teyzemler bizdeyken dayimlarin da oldugu bir ortamda, dayimin benim oglanla seninkini evlendirelim olayi olmustu. ben ya yatmaya gitmisim ya da evdeydim diye hatirliyorum. neyse her iki ailenin olurunu aldiktan sonra cocuklara gitmislerdi. her ne hikmetse ikisi de olur vermislerdi. "nayir, nurun! siz kardessiniz" repligi aklima gelmisti ögrendigimde. sonracima taraflarin her ikisi de hemfikir olunca bunlarin bir flirt zamani olmustu. yalniz ilginc olan bana onlarin el ele tutusmalari cok yapay, ürkek gibi gelmisti. belki de ben öyle yorumlamisimdir. belli bir süre sonra oglanin kizin yasadigi yurtdisina gitmesi gerekmisti. ayrica plana göre orada nisanlanicakti. benim dayioglu nedense o ülkeye gidip geldikten sonra "burada ben yasayamam" triplerine girmisti. gel zaman git zaman bozmustu nisani da. teyze ve teyzekizi fenalasmislardi akabinde. simdi bakiyorum da "nasil dumur olmustum" bu duruma o zamanlari.

özünde "böyle de gerceklesmemis hikayeleri de vardir bu cagdisi uygulamanin iste" demek istiyorum. hatta onu anlatmak istemistim bilgi babinda.

28 şubat

camurhan
ipini koparmis erbakancilarin ayar yedigi gün. demokrasimizin güdük günleri gibi yaftalarda bulunan insanlarin pek de hosuna gitmemis gündür.

neydi buna sebep veren olgular:
- tarikatlarin pervazsizca seriat isteyen cizirtilari
- kaddafi önünde ignelemeleri kabul edip, rezil olunduktan sonra savunulmaya calisilmasi
- türban olaylarinin adam akilli hortlamasi
- basbakanlik konutuna ülkenin önde gelen tarikatlarina gezi düzenlenmesi
- ülkenin genel politikasindan sapmalar olmasi
- atatürk’e "veled-i zina" diyecek kadar ileri gitmis (insanin diyesi gelmiyor ya) milletvekillerinin bulunmasi
vs...

sonuclari acisindan bakildigi zaman su sonuclara ulasilabilir:
- demokrasimiz acisindan "ne yazik ki" sivillerin basarisizliginin ve pervazsizliginin ayyuka cikmasi
- demokrasimiz acisindan aslinda kesinlikle etkin durumda olmamasi gereken bir gücün gayr-i resmi alttan müdahele etmesi
- rte’nin yükselis ivmesinin artmasi
- yüzyillar boyunca bu ülkenin toplaklarina egemen olmus din düzlemli politikanin genc cumhuriyette nasil dipten geldiginin ortaya cikmasi

simdi bu yaziyi okuyanlar bendenizi darbe cigirtkani sanabilir. kesinlikle degilimdir. lakin etki-tepki ayrimina göre bir gücler dengesinin varligi tekrardan hissedilmistir ve ne yazik ki modern demokrasilerde kesinlikle mevcut olmamasi gereken ordunun terazideki boylamsal agirligi artmistir.

j.r.r. tolkien

camurhan
nezdimde fantastik dünyanin kapilarini popüler kültüre acip, ayni zamanda kapamis insandir. masallari, kültürleri insan bu kadar mi güzel kendi fantazisine göre kurgular, birlestirir, basyapitlar üretir. bu kadar mi popüler kültürü etkiler.
bir benzeri insan icin (bkz: george lucas).
22 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol