fall out boy sarkisi.sözleri de söyle;
where is your boy tonight?
i hope he is a gentleman
maybe he wont find out what i know,
you were the last good thing about this part of town
when i wake up, im willing to take my chances on the hope
you forget that you hate him more than you notice
i wrote this for you
you need him, i could be him,
i could be an accident, but im still trying
thats more than i can say for him.
where is your boy tonight?
i hope he is a gentleman
maybe he wont find out what i know,
you were the last good thing about this part of town
someday ill appreciate in value
get off my ass and call you,
but for the meantime,
ill sport my brand new fashion of waking up with pants off at
4:00 in the afternoon
you need him, i could be him,
i could be an accident, but im still trying
thats more than i can say for him.
where is your boy tonight?
i hope he is a gentleman
maybe he wont find out what i know,
you were the last good thing about this part of town
he wont find out he wont find out.
1970de kurulmuş ingiliz metal grubu.
ibrahim kaypakkaya (1949 - 1973) tkp/mlnin kurucusu.
1949 yılında çorumun alaca ilçesinin karakaya köyünde doğdu. ilkokulu bitirdikten sonra hasanoğlan öğretmen okuluna girdi.öğretmen okulunun ardından istanbul çapa yüksek öğretmen okulu na başladı. aynı zamanda istanbul üniversitesi fen fakültesi- fizik bölümü öğrencisi olan kaypakkaya, sol düşüncelerle burada tanıştı. mart 1968de çapa fikir kulübünün kurucuları arasında yer aldı. çapa fikir kulübünün başkanı olan kaypakkaya, 6. filoya karşı bildiri yayınladığı gerekçesiyle kasım 1968de okuldan atıldı.
fkf ve tip içinde ortaya çıkan ayrışmada mdd kesiminde yer aldı. işçi-köylü gazetesinin istanbuldaki bürosunda çalışan kaypakkaya, aydınlık ve türk solu dergilerine yazılar yazdı. aydınlık içinde meydana gelen ayrışmada d. perinçekin başını çektiği pda kanadında yer aldı. 1972 yılına kadar pda (tiikp) saflarında çalıştı ve dabk üyesi olarak görev yaptı. bu tarihte pda ile yolları ayrıldı. d. perinçek ve çevresinin revizyonist ve oportünist olduklarını söyleyen kaypakkaya, ayrılık sonrasında tkp/ml-tikkoyu kurdu.
tkp/ml faaliyetlerinin yoğunlaştırıldığı tunceli çemişgezek bölgesinde mücadele ederken, 24 ocak 1973de vartenik köyünde kolluk güçleri tarafından bulunduğu sığınağın etrafı sarıldı. çatışma sırasında ali haydar yıldız yaşamını yitirirken, kaypakkaya yaralı olarak çatışma alanından uzaklaştı. beş gün sonra kendisinin kaldığı köydeki bir öğretmenin ihbarıyla yakalandı. dört ay süren sorgulama sürecinde hiçbir şeyi kabul etmedi ve maruz kaldıği işkenceler sonucu 18 mayıs 1973te yaşamını yitirdi.
1949 yılında çorumun alaca ilçesinin karakaya köyünde doğdu. ilkokulu bitirdikten sonra hasanoğlan öğretmen okuluna girdi.öğretmen okulunun ardından istanbul çapa yüksek öğretmen okulu na başladı. aynı zamanda istanbul üniversitesi fen fakültesi- fizik bölümü öğrencisi olan kaypakkaya, sol düşüncelerle burada tanıştı. mart 1968de çapa fikir kulübünün kurucuları arasında yer aldı. çapa fikir kulübünün başkanı olan kaypakkaya, 6. filoya karşı bildiri yayınladığı gerekçesiyle kasım 1968de okuldan atıldı.
fkf ve tip içinde ortaya çıkan ayrışmada mdd kesiminde yer aldı. işçi-köylü gazetesinin istanbuldaki bürosunda çalışan kaypakkaya, aydınlık ve türk solu dergilerine yazılar yazdı. aydınlık içinde meydana gelen ayrışmada d. perinçekin başını çektiği pda kanadında yer aldı. 1972 yılına kadar pda (tiikp) saflarında çalıştı ve dabk üyesi olarak görev yaptı. bu tarihte pda ile yolları ayrıldı. d. perinçek ve çevresinin revizyonist ve oportünist olduklarını söyleyen kaypakkaya, ayrılık sonrasında tkp/ml-tikkoyu kurdu.
tkp/ml faaliyetlerinin yoğunlaştırıldığı tunceli çemişgezek bölgesinde mücadele ederken, 24 ocak 1973de vartenik köyünde kolluk güçleri tarafından bulunduğu sığınağın etrafı sarıldı. çatışma sırasında ali haydar yıldız yaşamını yitirirken, kaypakkaya yaralı olarak çatışma alanından uzaklaştı. beş gün sonra kendisinin kaldığı köydeki bir öğretmenin ihbarıyla yakalandı. dört ay süren sorgulama sürecinde hiçbir şeyi kabul etmedi ve maruz kaldıği işkenceler sonucu 18 mayıs 1973te yaşamını yitirdi.
şoför idris olarak bilinen idris erdinç (1914 - 17 ocak, 1996), tkpli işçi önderi ve sendikacıdır.
17 yaşında istanbula gelerek tütün işçiliği yapmaya başlamıştır. 1929 yılında tkpli olmuştur. 1946 yılında kocaeli işçi sendikalar birliğinin kurulmasına önderlik etmiştir. 1951de tkp tutuklamaları sırasında hapse girmiş, işkence görmüştür. 1992de partili mücadeleye kaldığı yerden devam etmiş, stp(sip-tkp) üyesi olmuştur. 1994 yılında 80 yaşında iken 1 mayıs olaylarında polisle çatışmış ve kafası yarılarak yaralanmıştır.
idris erdinçin hayatını anlatan her şeye rağmen isimli aydın aydemir tarafından yazılan bir de kitap bulunmaktadır.
17 yaşında istanbula gelerek tütün işçiliği yapmaya başlamıştır. 1929 yılında tkpli olmuştur. 1946 yılında kocaeli işçi sendikalar birliğinin kurulmasına önderlik etmiştir. 1951de tkp tutuklamaları sırasında hapse girmiş, işkence görmüştür. 1992de partili mücadeleye kaldığı yerden devam etmiş, stp(sip-tkp) üyesi olmuştur. 1994 yılında 80 yaşında iken 1 mayıs olaylarında polisle çatışmış ve kafası yarılarak yaralanmıştır.
idris erdinçin hayatını anlatan her şeye rağmen isimli aydın aydemir tarafından yazılan bir de kitap bulunmaktadır.
lev davidoviç troçki (d. 7 kasım 1879 yanovka, ukrayna - ö. 21 ağustos 1940 coyoacán, meksika) bolşevik siyasetçi, devrimci, marksist teorisyen. sovyetler birliği’nin ilk yıllarında etkili bir siyasetçiydi. dışişlerinden sorumlu halk komseri görevini alan ilk kişi, kızıl ordu’nun kurucusu ve komutanı, savaştan sorumlu halk komiseri oldu. josef stalin ile giriştiği siyasi mücadeleyi kaybedince resmi görevlerden alındı. troçki en önemli marksist teorisyenlerden biridir, görüşleri troçkizm adıyla anılır, stalin ve mao’nun görüşlerine karşı en önemli muhalefet hareketini oluşturur.
leon davidoviç bronştayn adıyla yanovka’da küçük toprak sahibi bir yahudi ailesinin çocuğu olarak doğdu. troçki adını 1902 yılından itibaren kullanmaya başlamıştır.
1917 rus devrimi’nin önde gelen isimlerindendir. sovyetler birliği’nin kurulmasında, ihtilâl sonrası iç isyanların ve ayaklanmaların bastırılmasında birinci derecede rol oynadı. kızılordu`nun kurucusu olarak kabul edilir. lenin’in ardından sovyetlerin ikinci adamı oldu. lenin’in ölümünden sonra stalin ile giriştiği iktidar mücadelesini kaybetti ve ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.
troçki, 1879 yılında güney ukrayna’da bulunan kerson’da doğdu. ailesi yahudi olmasına rağmen evde konuşulan dil rusça ve ukrayna dili idi. dokuz yaşlarında iken odessa’da bulunan teyzesinin yanına giderek burada eğitim gördü. daha sonra eğitimine devam etmek gayesiyle nikolayev’e gitti. matematik ve hukuk alanında yüksek öğrenim yaptı. öğrenciliği sırasında sosyal demokrat çevrelerle temasa geçti ve devrimci gruplara dahil oldu. marksizm görüşünü benimsedi. bu fikirlerin etkisiyle, güney rusya işçi birliği adlı gizli bir örgütün kurucuları arasında yer aldı. 1898 yılında bu gizli örgüte mensubiyetinden dolayı çarlık polisi tarafından yakalanarak hapse konuldu. iki yıl tutuklu kaldı.
hapis hayatından sonra sibirya’ya sürgüne yollandı. "troçki" takma adını bu sırada kullanmaya başladı. yaklaşık iki yıl sürgün kaldıktan sonra firar ederek önce viyana’ya, akabinde londra’ya gitti, burada lenin’le buluştu. bir yıl sonra londra’da toplanan rus sosyal demokrat işçi partisinin kongresine katıldı. bu kongrede parti içinde bolşevikler ve menşevikler olmak üzere iki hizip oluştu. bolşevik lenin’e karşı troçki menşevik kanatta yer aldı. ancak, bir yıl sonra menşeviklerin görüşlerine katılmadığını belirterek lenin’in yanına geçti.
1897’de mücadeleye narodnik (halkçılık hareketi) düşünceleri savunarak atıldı. sürgün şartlarında okuduğu marksist klasiklerin etkisiyle bir süre sonra kendisini dönemin devrimci akımı olan ’sosyal demokrat’ ilan etti. 4 mayıs 1917’de ülkeye döndüğünde geçici hükümete karşı bolşevik parti’ye yakın bir tutum aldı ve onunla birlikte hereket etti. lenin "son yazıları" dahil olmak üzere iki metninde troçki için "aramızdaki son bolşevik olmasına karşın, kabul etmeliyiz ki en yetenekli bolşevik odur" demiştir.
troçki, rusya’ya döndükten sonra petrograd sovyeti başkanlığına seçildi. bu sıfatıyla rus ihtilalinin alt yapısının hazırlanmasında, ayaklanmaların örgütlenmesinde ve yönetiminde aktif ve önemli bir rol üstlendi. ihtilalin gerçekleşmesinde ve rus çarlığının yıkılmasında büyük pay sahibi oldu. devrim sonrasında lenin’in önemli adamlarından birisi haline geldi. önce dışişleri, daha sonra savaş bakanlığına getirildi. en önemli faaliyeti ise kızılordu ile ilgili olanıdır. başkumandan sıfatıyla kızılordunun kurulması görevi kendisine verildikten sonra bunu gerçekleştirdi. ihtilal sonrası meydana gelen karışıklıklar ve iç ayaklanmalar boyunca bu orduyu idare etti. troçki, komünist enternasyonal`in kurulmasında da önemli rol oynadı. ilk beş kongrenin programları ve bildirileri kendisi tarafından hazırlandı. meydana gelen sorunların çözümünde sergilediği farklı tutum ve fikirler sebebiyle, parti çoğunluğuyla ters düştü. sendikaların bağımsızlığına tahammülü olmayıp bu örgütlerin devletleştirilmesini ve devlete bağımlı bir şekilde faaliyet göstermelerini savundu.
i.dünya savaşı’nda rusya’nın yenilgisini onaylayan brest-litovsk antlaşmasını bizzat troçki imzaladı. bu antlaşma ile rusya 1878 yılında ele geçirdiği kars, ardahan ve batum’u osmanlı imparatorluğu’na geri veriyordu.
lenin’in 1924 yılındaki ölümünden sonra partinin elinde tüm yetkileri toplamaya başlamış olan stalin ile iktidar mücadelesine girişti. bu mücadelede giderek güç kaybetti ve teker teker elinde bulunan yetkileri kaybetti. önce savaş komiserliği görevinden alındı. daha sonra siyasi büro ve akabinde komünist enternasyonal yürütme kurulu merkez komitesinden alındı. taraftarlarının st. petersburg’da sokak gösterilerine kalkışmalarından sonra parti üyeliğinden de atıldı. böylece iki yıl zarfında tüm yetkileri elinden alındı.
1927‘de yapılan xv. komünist kongre’de parti üyeliğinden atıldı ve sürgün hayatı kazakistan’da alma ata yakınlarındaki semyonov-tiyanşansky bölgesinde başladı. bu sürgün sırasında 9 haziran 1928’te, 26 yaşındaki nina adındaki kızını moskova’da kaybetti. nina’nın kocası da troçki’nin sürgününden önce tutuklanmıştı. 18 ocak 1929 tarihinde sovyet ceza kanunu’nun 58/10 maddesine göre karşı devrimcilik ve yasa dışı sovyet partisi kurmak suçlamasıyla sovyetlerden kovuldu. 1929-33 yılları arasında istanbul büyükada’da sürgün hayatı yaşadı.¹ kaldığı yer çok sıkı güvenlik önlemleriyle korundu. düzenli olarak balığa çıkardı, yemek seçmez, sigara içmez yanında da içilmesine izin vermezdi. sakin bir hayat sürdü, bu sırada bazı hatıra ve düşüncelerini kaleme aldı ve yayınladı. bu anlamda istanbul yılları onun için verimli geçtiği gibi olaylı da oldu. 20 şubat 1932’de stalin tarafından sovyet vatandaşlığından atıldığında istanbul’daydı. istanbul’da yazdığı kitapları; sürekli devrim, ispanya devrimi(1931-1939), stalin grubunun hatası, rus devrimi tarihi, rus devrimi savunmada, çin devriminin sorunları, ve diğer bazı eserlerdir. 1933 ocak ayında diğer kızı zina, hitler rejiminin altında berlin’de intihar etmeye zorlandı. bu olay onun ruh dünyasını sarsmış olmasına karşın, mücadele disiplininden hiç kopmadı. (daha sonra oğlu lev sedov da öldürülecektir.) 17 temmuz 1933’te aldığı vizeyle istanbul’dan ayrılarak fransa’ya giden troçki burada 2 yıl kaldı ve sınırdışı edildi. akabinde norveç’e gittiyse de burada da 2 yıl kaldıktan sonra terk etmek zorunda kaldı. 9 ocak 1937’de meksika’ya sığındı ve mexico’ya yerleşti. dördüncü enternasyonal’in inşasına başladı. uluslararası sosyalist devrim için mücadelesini bu merkezden ölene kadar sürdürdü.
1940 yılında gpu ajanı olan ramón mercader adlı stalinist bir ispanyalı, gazeteci kılığında, röportaj yapmak bahanesiyle kaldığı evine gitti. fırsat bulunca başına kazmayla vurmak suretiyle ağır şekilde yaraladı. troçki saldırganla boğuştuğu sırada odaya giren troçki’nin korumaları mercader’e saldırdı. troçki korumalarına "onu öldürmeyin, bu adamın anlatacak bir hikayesi var." diye seslendi. aldığı yaranın etkisiyle troçki ertesi gün öldü. ölümünden önce iki kez bilinci yerine gerdi, ilkinde eşine "burjuva basına iyi malzeme olduk" diyerek ölümle yüz yüze geldiği bir anda cesaretini yitirmediğini gösterdi. bir sonraki bilincin geri gelişi ise son sözlerini sarf etmesini sağladı. bu sözler: "dördüncü enternasyonal’in zaferinden eminim, ileri!" olmuştur.
leon davidoviç bronştayn adıyla yanovka’da küçük toprak sahibi bir yahudi ailesinin çocuğu olarak doğdu. troçki adını 1902 yılından itibaren kullanmaya başlamıştır.
1917 rus devrimi’nin önde gelen isimlerindendir. sovyetler birliği’nin kurulmasında, ihtilâl sonrası iç isyanların ve ayaklanmaların bastırılmasında birinci derecede rol oynadı. kızılordu`nun kurucusu olarak kabul edilir. lenin’in ardından sovyetlerin ikinci adamı oldu. lenin’in ölümünden sonra stalin ile giriştiği iktidar mücadelesini kaybetti ve ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.
troçki, 1879 yılında güney ukrayna’da bulunan kerson’da doğdu. ailesi yahudi olmasına rağmen evde konuşulan dil rusça ve ukrayna dili idi. dokuz yaşlarında iken odessa’da bulunan teyzesinin yanına giderek burada eğitim gördü. daha sonra eğitimine devam etmek gayesiyle nikolayev’e gitti. matematik ve hukuk alanında yüksek öğrenim yaptı. öğrenciliği sırasında sosyal demokrat çevrelerle temasa geçti ve devrimci gruplara dahil oldu. marksizm görüşünü benimsedi. bu fikirlerin etkisiyle, güney rusya işçi birliği adlı gizli bir örgütün kurucuları arasında yer aldı. 1898 yılında bu gizli örgüte mensubiyetinden dolayı çarlık polisi tarafından yakalanarak hapse konuldu. iki yıl tutuklu kaldı.
hapis hayatından sonra sibirya’ya sürgüne yollandı. "troçki" takma adını bu sırada kullanmaya başladı. yaklaşık iki yıl sürgün kaldıktan sonra firar ederek önce viyana’ya, akabinde londra’ya gitti, burada lenin’le buluştu. bir yıl sonra londra’da toplanan rus sosyal demokrat işçi partisinin kongresine katıldı. bu kongrede parti içinde bolşevikler ve menşevikler olmak üzere iki hizip oluştu. bolşevik lenin’e karşı troçki menşevik kanatta yer aldı. ancak, bir yıl sonra menşeviklerin görüşlerine katılmadığını belirterek lenin’in yanına geçti.
1897’de mücadeleye narodnik (halkçılık hareketi) düşünceleri savunarak atıldı. sürgün şartlarında okuduğu marksist klasiklerin etkisiyle bir süre sonra kendisini dönemin devrimci akımı olan ’sosyal demokrat’ ilan etti. 4 mayıs 1917’de ülkeye döndüğünde geçici hükümete karşı bolşevik parti’ye yakın bir tutum aldı ve onunla birlikte hereket etti. lenin "son yazıları" dahil olmak üzere iki metninde troçki için "aramızdaki son bolşevik olmasına karşın, kabul etmeliyiz ki en yetenekli bolşevik odur" demiştir.
troçki, rusya’ya döndükten sonra petrograd sovyeti başkanlığına seçildi. bu sıfatıyla rus ihtilalinin alt yapısının hazırlanmasında, ayaklanmaların örgütlenmesinde ve yönetiminde aktif ve önemli bir rol üstlendi. ihtilalin gerçekleşmesinde ve rus çarlığının yıkılmasında büyük pay sahibi oldu. devrim sonrasında lenin’in önemli adamlarından birisi haline geldi. önce dışişleri, daha sonra savaş bakanlığına getirildi. en önemli faaliyeti ise kızılordu ile ilgili olanıdır. başkumandan sıfatıyla kızılordunun kurulması görevi kendisine verildikten sonra bunu gerçekleştirdi. ihtilal sonrası meydana gelen karışıklıklar ve iç ayaklanmalar boyunca bu orduyu idare etti. troçki, komünist enternasyonal`in kurulmasında da önemli rol oynadı. ilk beş kongrenin programları ve bildirileri kendisi tarafından hazırlandı. meydana gelen sorunların çözümünde sergilediği farklı tutum ve fikirler sebebiyle, parti çoğunluğuyla ters düştü. sendikaların bağımsızlığına tahammülü olmayıp bu örgütlerin devletleştirilmesini ve devlete bağımlı bir şekilde faaliyet göstermelerini savundu.
i.dünya savaşı’nda rusya’nın yenilgisini onaylayan brest-litovsk antlaşmasını bizzat troçki imzaladı. bu antlaşma ile rusya 1878 yılında ele geçirdiği kars, ardahan ve batum’u osmanlı imparatorluğu’na geri veriyordu.
lenin’in 1924 yılındaki ölümünden sonra partinin elinde tüm yetkileri toplamaya başlamış olan stalin ile iktidar mücadelesine girişti. bu mücadelede giderek güç kaybetti ve teker teker elinde bulunan yetkileri kaybetti. önce savaş komiserliği görevinden alındı. daha sonra siyasi büro ve akabinde komünist enternasyonal yürütme kurulu merkez komitesinden alındı. taraftarlarının st. petersburg’da sokak gösterilerine kalkışmalarından sonra parti üyeliğinden de atıldı. böylece iki yıl zarfında tüm yetkileri elinden alındı.
1927‘de yapılan xv. komünist kongre’de parti üyeliğinden atıldı ve sürgün hayatı kazakistan’da alma ata yakınlarındaki semyonov-tiyanşansky bölgesinde başladı. bu sürgün sırasında 9 haziran 1928’te, 26 yaşındaki nina adındaki kızını moskova’da kaybetti. nina’nın kocası da troçki’nin sürgününden önce tutuklanmıştı. 18 ocak 1929 tarihinde sovyet ceza kanunu’nun 58/10 maddesine göre karşı devrimcilik ve yasa dışı sovyet partisi kurmak suçlamasıyla sovyetlerden kovuldu. 1929-33 yılları arasında istanbul büyükada’da sürgün hayatı yaşadı.¹ kaldığı yer çok sıkı güvenlik önlemleriyle korundu. düzenli olarak balığa çıkardı, yemek seçmez, sigara içmez yanında da içilmesine izin vermezdi. sakin bir hayat sürdü, bu sırada bazı hatıra ve düşüncelerini kaleme aldı ve yayınladı. bu anlamda istanbul yılları onun için verimli geçtiği gibi olaylı da oldu. 20 şubat 1932’de stalin tarafından sovyet vatandaşlığından atıldığında istanbul’daydı. istanbul’da yazdığı kitapları; sürekli devrim, ispanya devrimi(1931-1939), stalin grubunun hatası, rus devrimi tarihi, rus devrimi savunmada, çin devriminin sorunları, ve diğer bazı eserlerdir. 1933 ocak ayında diğer kızı zina, hitler rejiminin altında berlin’de intihar etmeye zorlandı. bu olay onun ruh dünyasını sarsmış olmasına karşın, mücadele disiplininden hiç kopmadı. (daha sonra oğlu lev sedov da öldürülecektir.) 17 temmuz 1933’te aldığı vizeyle istanbul’dan ayrılarak fransa’ya giden troçki burada 2 yıl kaldı ve sınırdışı edildi. akabinde norveç’e gittiyse de burada da 2 yıl kaldıktan sonra terk etmek zorunda kaldı. 9 ocak 1937’de meksika’ya sığındı ve mexico’ya yerleşti. dördüncü enternasyonal’in inşasına başladı. uluslararası sosyalist devrim için mücadelesini bu merkezden ölene kadar sürdürdü.
1940 yılında gpu ajanı olan ramón mercader adlı stalinist bir ispanyalı, gazeteci kılığında, röportaj yapmak bahanesiyle kaldığı evine gitti. fırsat bulunca başına kazmayla vurmak suretiyle ağır şekilde yaraladı. troçki saldırganla boğuştuğu sırada odaya giren troçki’nin korumaları mercader’e saldırdı. troçki korumalarına "onu öldürmeyin, bu adamın anlatacak bir hikayesi var." diye seslendi. aldığı yaranın etkisiyle troçki ertesi gün öldü. ölümünden önce iki kez bilinci yerine gerdi, ilkinde eşine "burjuva basına iyi malzeme olduk" diyerek ölümle yüz yüze geldiği bir anda cesaretini yitirmediğini gösterdi. bir sonraki bilincin geri gelişi ise son sözlerini sarf etmesini sağladı. bu sözler: "dördüncü enternasyonal’in zaferinden eminim, ileri!" olmuştur.
evgeni alekseyeviç preobrazenski (1886-1937) eski bolşeviklerden, iktisatçı, merkezi komitenin bolşevik kanadının ve ardında kurulan sovyetler birliği komünist partisinin üyesi. nikolay buharin ile birlikte komünizmin abcsi adlı paydaş kitabı yazdı. sosyalizme geçiş sürecinde bir ekonominin dinamiğini anlatan yeni ekonomi adlı denemeyi yazdı.
stalinin büyük temizlemesinde tutuklandı ve 1937 yılında mahkum olarak öldü.
stalinin büyük temizlemesinde tutuklandı ve 1937 yılında mahkum olarak öldü.
georgi valentinoviç plehanov (11 aralık, 1856 – 30 mayıs, 1918) rus devrimci, marksist teorisyen. rusyada sosyal-demokratik hareketinin kurucusu. felsefe alanında ve toplum içinde sanatın ve dinin rolü hakkında marksizme katkıda bulundu. tüberküloz hastalığından yaşamını yitirdi.
nikolay ivanoviç buharin (9 ekim 1888 – 13 mart 1938), bolşevik devrimci ve entelektüel, sovyet siyasetçi.
buharin moskova’da ilkokul öğretmeni olan anne-babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. politika hayatı, on altı yaşındayken yakın dostu ilya ehrenburg ile birlikte, 1905 yılının rus devrimi’ne bağlı moskova üniversitesi öğrenci hareketlerine katılarak başladı.
1906 yılında rus sosyal demokrat işçi partisi’nin bolşevik kanadına katıldı. grigori sokolnikov ile birlikte, komsomol’un kuruluşu olarak düşünülen 1907 moskova gençlik konferansı’nı bir araya getirdi.
yirmi yaşına gelene kadar, partinin moskova komitesinin üyesi oldu. komite, çar yanlısı gizli polis teşkilatı okhranka tarafından ağırlıklı olarak izleniyordu. komite liderleri arasında yer aldığı için buharin kısa zamanda gizli polisin ilgisini çekmeye başladı. bu arada n. osinskii ve vladimir mikhailovich smirnov ile yakın arkadaşlık kurdu ve nikolai lukin’in kız kardeşi olan gelecekteki eşi nadezhda mikhailovna lukina ile tanıştı. sürgünden hemen sonra evlendiler.
buharin, 1911 yılında kısa bir hapis döneminden sonra, arkhangelsk’in onega kasabasına sürüldü ama daha sonra hanover’de ortaya çıktı. sürgünde eğitimine devam etti ve önemli bolşevik kuramcılarından biri olmayı başardı. leninist fikirlerden sapan aleksandr bogdanov gibi marksist olmayan ekonomik kuramcıların eserlerine yönelik ilgisi çoğaldı.
buharin sürgündeyken çeşitli kitaplar yazdı, lev troçki ve alexandra kollontai ile beraber novy mir (yeni dünya) gazetesinin editörlüğünü üstlendi. 1. dünya savaşı’nda emperyalizm üzerine kısa bir kitap yazdı. lenin, sonraki yıllarda fikirlerinin yer aldığı emperyalizm: kapitalizmin en yüksek aşaması adlı daha kapsamlı ve popüler eserinin bazı bölümlerini buradan esinledi.
buharin rusya’ya geri döndüğünde, moskova’da bulunan en önemli bolşeviklerden biri oldu ve merkez komite’ye seçildi. devrimden sonra pravda’nın editörü oldu. sol komünistler’in brest-litovsk antlaşması’na karşı hareketinin öncülüğünü üstlendi, bolşeviklerin savaş çabalarına devam etmesini ve bunu dünya çapında proleter devrime taşımayı savundu. 1921 yılında pozisyonunu değiştirdi, lenin’in poliçelerini kabul etti ve yeni ekonomi politikası (yep)’in geliştirilmesini destekledi. bazı kişiler, buharin’in pozisyon değiştirmesinin, lenin’in vasiyetinde buharin’in marksizm ve diyalektiği tamamen kavrayamadığını belirtmesinde haklı olduğunun bir göstergesi olarak algılıyor. lenin’in ölümünden sonra, buharin 1924 yılında politbüro’nun tam üyesi ve 1926 yılında komünist enternasyonal (komintern)’in başkanı oldu.
1926 yılından sonra buharin, komünist parti’nin sağ kanadının lideri sayıldığı dönemde, partinin stalin tarafından idare edilen ve yönetiminde olan merkezi kanadının müttefiği oldu. 1924 yılında stalin tarafından öne sürülen ve sosyalizmin az gelişmiş olmasına rağmen rusya gibi tek bir ülkede geliştirilebileceğini savunan tek ülkede sosyalizm tezinin detaylarını buharin hazırlamıştır. bu teoriye göre devrimi kapitalist ülkelerde teşvik etmenin bir önemi kalmamıştır çünkü rusya tek başına sosyalizmi elde edebilir ve etmelidir. bu tez stalinizme damgasını vuracaktır.
buharin 1928 yılında stalin’in tarımı kamulaştırma önerisine karşı çıktı ama baskılar nedeniyle fikrinden vazgeçti. bu sebeple, nisan 1929’da komintern’den, aynı yılın kasım ayında politbüro’dan atıldı. buharin’in abd komünist partisi’nden jay lovestone gibi uluslararası destekçileri de komintern’den atıldı. görüşlerini savunmak için uluslararası komünist muhalefeti’ni kurdular. sovyetler birliği’nde bulunan troçkici sol muhalefet, buharin ve onu destekleyenlere sağ muhalefet adını verdi.
buharin, stalin tarafından temize çıkarıldı ve 1934 yılında izvestia’nın editörlüğüne atandı ama 1937 yılında sovyet devletini devirmek suçuyla tekrar tutuklandı. mart 1938’de yargılandı ve nkvd tarafından idam edildi.
buharin, 1988 yılında sovyet devletinin mihail gorbaçov yönetiminde temize çıkarıldı.
buharin moskova’da ilkokul öğretmeni olan anne-babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. politika hayatı, on altı yaşındayken yakın dostu ilya ehrenburg ile birlikte, 1905 yılının rus devrimi’ne bağlı moskova üniversitesi öğrenci hareketlerine katılarak başladı.
1906 yılında rus sosyal demokrat işçi partisi’nin bolşevik kanadına katıldı. grigori sokolnikov ile birlikte, komsomol’un kuruluşu olarak düşünülen 1907 moskova gençlik konferansı’nı bir araya getirdi.
yirmi yaşına gelene kadar, partinin moskova komitesinin üyesi oldu. komite, çar yanlısı gizli polis teşkilatı okhranka tarafından ağırlıklı olarak izleniyordu. komite liderleri arasında yer aldığı için buharin kısa zamanda gizli polisin ilgisini çekmeye başladı. bu arada n. osinskii ve vladimir mikhailovich smirnov ile yakın arkadaşlık kurdu ve nikolai lukin’in kız kardeşi olan gelecekteki eşi nadezhda mikhailovna lukina ile tanıştı. sürgünden hemen sonra evlendiler.
buharin, 1911 yılında kısa bir hapis döneminden sonra, arkhangelsk’in onega kasabasına sürüldü ama daha sonra hanover’de ortaya çıktı. sürgünde eğitimine devam etti ve önemli bolşevik kuramcılarından biri olmayı başardı. leninist fikirlerden sapan aleksandr bogdanov gibi marksist olmayan ekonomik kuramcıların eserlerine yönelik ilgisi çoğaldı.
buharin sürgündeyken çeşitli kitaplar yazdı, lev troçki ve alexandra kollontai ile beraber novy mir (yeni dünya) gazetesinin editörlüğünü üstlendi. 1. dünya savaşı’nda emperyalizm üzerine kısa bir kitap yazdı. lenin, sonraki yıllarda fikirlerinin yer aldığı emperyalizm: kapitalizmin en yüksek aşaması adlı daha kapsamlı ve popüler eserinin bazı bölümlerini buradan esinledi.
buharin rusya’ya geri döndüğünde, moskova’da bulunan en önemli bolşeviklerden biri oldu ve merkez komite’ye seçildi. devrimden sonra pravda’nın editörü oldu. sol komünistler’in brest-litovsk antlaşması’na karşı hareketinin öncülüğünü üstlendi, bolşeviklerin savaş çabalarına devam etmesini ve bunu dünya çapında proleter devrime taşımayı savundu. 1921 yılında pozisyonunu değiştirdi, lenin’in poliçelerini kabul etti ve yeni ekonomi politikası (yep)’in geliştirilmesini destekledi. bazı kişiler, buharin’in pozisyon değiştirmesinin, lenin’in vasiyetinde buharin’in marksizm ve diyalektiği tamamen kavrayamadığını belirtmesinde haklı olduğunun bir göstergesi olarak algılıyor. lenin’in ölümünden sonra, buharin 1924 yılında politbüro’nun tam üyesi ve 1926 yılında komünist enternasyonal (komintern)’in başkanı oldu.
1926 yılından sonra buharin, komünist parti’nin sağ kanadının lideri sayıldığı dönemde, partinin stalin tarafından idare edilen ve yönetiminde olan merkezi kanadının müttefiği oldu. 1924 yılında stalin tarafından öne sürülen ve sosyalizmin az gelişmiş olmasına rağmen rusya gibi tek bir ülkede geliştirilebileceğini savunan tek ülkede sosyalizm tezinin detaylarını buharin hazırlamıştır. bu teoriye göre devrimi kapitalist ülkelerde teşvik etmenin bir önemi kalmamıştır çünkü rusya tek başına sosyalizmi elde edebilir ve etmelidir. bu tez stalinizme damgasını vuracaktır.
buharin 1928 yılında stalin’in tarımı kamulaştırma önerisine karşı çıktı ama baskılar nedeniyle fikrinden vazgeçti. bu sebeple, nisan 1929’da komintern’den, aynı yılın kasım ayında politbüro’dan atıldı. buharin’in abd komünist partisi’nden jay lovestone gibi uluslararası destekçileri de komintern’den atıldı. görüşlerini savunmak için uluslararası komünist muhalefeti’ni kurdular. sovyetler birliği’nde bulunan troçkici sol muhalefet, buharin ve onu destekleyenlere sağ muhalefet adını verdi.
buharin, stalin tarafından temize çıkarıldı ve 1934 yılında izvestia’nın editörlüğüne atandı ama 1937 yılında sovyet devletini devirmek suçuyla tekrar tutuklandı. mart 1938’de yargılandı ve nkvd tarafından idam edildi.
buharin, 1988 yılında sovyet devletinin mihail gorbaçov yönetiminde temize çıkarıldı.
emiliano zapata (8 ağustos 1879 anenecuilco, morales, meksika – 10 nisan 1919 ciudad de mexico), 1910da başlayan meksika devrimi´nin lideridir.
asıl amacı yoksul köylüler için toprak elde etmekti. reformcu lider francisco madero toprak dağıtana kadar zapata silahlarını bırakmadı. 1911de, madero´nun yavaş ilerleyen reformlarını beğenmeyen zapata, “plan de ayala” denen acil bir toprak reformu belgesi yayınladı. 1913 yılında maderoyu deviren victoriano huertanın otoritesini tanımayan zapata, 1914te pancho villa ile beraber ciudad de mexicoyu işgal etti. 10 nisan 1919da albay jesus guajardo tarafından öldürüldü.
asıl amacı yoksul köylüler için toprak elde etmekti. reformcu lider francisco madero toprak dağıtana kadar zapata silahlarını bırakmadı. 1911de, madero´nun yavaş ilerleyen reformlarını beğenmeyen zapata, “plan de ayala” denen acil bir toprak reformu belgesi yayınladı. 1913 yılında maderoyu deviren victoriano huertanın otoritesini tanımayan zapata, 1914te pancho villa ile beraber ciudad de mexicoyu işgal etti. 10 nisan 1919da albay jesus guajardo tarafından öldürüldü.
subcomandante insurgente marcos (son olarak adını delegado zero olarak değiştirdi) kendini zapatista ulusal özgürleştirme ordusu’nun (zapatista army of national liberation, ezln) sözcüsü olarak tanımlıyor. çok tanınmış bir kişilik olması sebebiyle çoğu kimse tarafından en önemli ezln lideri olarak görülüyor.
meksika hükümetine göre; marcos’un önceki ismi rafael sebastian guillen vicente’dir. guillen liseye tamaulipas tampico’daki bir jizvit okulu olan instituto cultural tampico’da gitmiş ve tahmini olarak özgürleştirme düşüncesiyle orada tanışmıştır. daha sonra, mexico city’e taşınmış ve meropolitan autonomous university (uam) ’ den mezun olmuştur. aynı üniversitede felsefe master’i yapmış ve profesör olarak çalışmaya başlamıştır. bundan sonra devrimci hareketini başlatmak için buradan ayrılmıştır. marcos rafael guillein olduğunu her zaman reddetmiş ve rafael guillein’in başına ne geldiğini bilmeyen ailesi de, marcos’un rafael olup olmadığı konusundaki düşüncelerini açıklamayı reddetmiştir. 2001 yılındaki mexico’ya yürüyüş sırasında marcos uam ı ziyaret etmiş ve burada yaptığı konuşmasında uam’da daha önce en az bir kere bulunduğunu açıkça ifade etmiştir.
meksika hükümetine göre; marcos’un önceki ismi rafael sebastian guillen vicente’dir. guillen liseye tamaulipas tampico’daki bir jizvit okulu olan instituto cultural tampico’da gitmiş ve tahmini olarak özgürleştirme düşüncesiyle orada tanışmıştır. daha sonra, mexico city’e taşınmış ve meropolitan autonomous university (uam) ’ den mezun olmuştur. aynı üniversitede felsefe master’i yapmış ve profesör olarak çalışmaya başlamıştır. bundan sonra devrimci hareketini başlatmak için buradan ayrılmıştır. marcos rafael guillein olduğunu her zaman reddetmiş ve rafael guillein’in başına ne geldiğini bilmeyen ailesi de, marcos’un rafael olup olmadığı konusundaki düşüncelerini açıklamayı reddetmiştir. 2001 yılındaki mexico’ya yürüyüş sırasında marcos uam ı ziyaret etmiş ve burada yaptığı konuşmasında uam’da daha önce en az bir kere bulunduğunu açıkça ifade etmiştir.
sanford ballard dole (23 nisan, 1844 – 9 haziran, 1926) hawaii krallığının, protektorasının, cumhuriyetinin ve bölgesinin siyasetçisi ve hukukçusu.
dole honolulu’da amerika birleşik devletleri norridgewock, maine’den protestan hristiyan misyoner bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. ananas patronu olan kuzeni james dole, sonraki yıllarda dole’a hawaii’ye gelerek destek olmuştur. dole hawaii adaları’nda daha sonraları yerel siyasette etkili olmuş olan varlıklı, seçkin göçmen bir topluluğun parçasıydı. başarılı bir avukat olarak hizmet etmiştir ve kral david kalkaua ve kraliçe liliuokalani’nin arkadaşı olarak hawaii toplumunun ve kültürünün batılılaşmasında etkili olmuştur. isteksizce kabul ettiği geçici hükümet başkanlığını kabul etmeden önce, dole üç hawaii krallığı yargıtay yargıçından birisiyidi.
dole yerel göçmen işadamları ve şeker yetiştiricilerinin, içişleri bakanı lorrin a. thurston tarafından yazılmış olan süngü yasası’nı zorla kabul etmeleri ile sonuçlanan 1887 devriminde yer almıştır. tüm asyalıların oy hakkını resmen almıştır ve yerli hawaiilerin büyük çoğunluğu gelir ve servet gereksinimleri nedeniyle haklarından mahrum edilmişlerdir, bu sayede krallık avrupalılara daha çok güç vermiştir. ayrıca krallığın gücünü danışma meclisi’nin yönetimi lehinde azaltmıştır. kalkaua daha sonra dole’u hawaii krallığı yargıtay yargıcı olarak atamıştır.
17 temmuz 1893 blount raporu güvenlik komitesi’nin a.b.d büyükelçisi john l. stevens ile birlikte hareket ederek amerika birleşik devletleri deniz piyade sınıfı’nın adaya indirilmesinde ve kraliçe liliuokalani’yi zorla tahtından indirmesinde iddia edilmiştir. başkan cleveland tarafından yapılması sağlanan 26 şubat 1894 morgan raporu, konuyu derinlemesine araştırmıştır ve isyanın yerel olduğu sonucuna varmıştır. isyanın temelinde krallığın tarih içindeki bozulması ve amerikan askerlerinin sadece amerikan mülkünü ve vatandaşlarını korumak ve hawaii krallığı’nın sona ermesinde herhangi bir rolü olmadığı sonucuna varılmıştır.
her şeye rağmen krallık ocak 1893’de sona ermiştir ve geçici hükümet hawaii krallığı ile diplomatik bağları olan tüm devletler tarafından sona ermesinin ardından 48 saat içinde adaların yasal hükümeti olarak tanınmıştır. sonraki yıllarda başarısız olan silahlı isyan girişimi sonucunda, kraliçe resmi olarak 1896’da tahttan çekilmiştir.
grover cleveland’ın amerika birleşik devletleri başkanı seçilmesiyle, geçici hükümet’in ilhak umutları bir süreliğine bırakıldı. doğrusu james henderson blount tarafından yürütülen bir araştırma sonrasında cleveland krallığı eski haline getirmek için doğrudan yardım etmeye çalışmıştır. 16 kasım 1893’de albert willis cleveland’ın devrimcilere haklarını geri verme karşılığında olacak genel af yapma isteğini sunmuştur, başlangıçta kraliçe olaya karışanlara ölüm cezası verilmesi isteğiyle reddetmiştir. 18 aralık 1893’te kraliçe dole ve thurston’un cezalandırılması hususundaki isteğiyle fikrini değiştirmiştir fakat o zamanlarda cleveland çoktan konuyu morgan raporu’nu hazılamış olan kongreye devretmişti. 23 aralık 1893’te cleveland’ın konuyu kongreye havale ettiğinden habersiz olan willis geçici hükümet’e kraliçeyi tekrar tahta çıkarma isteğini belirtmiş ve reddedilmiştir. sonraki yıl, geçici hükümet anayasa çıkartmıştır ve 4 temmuz 1894’de hawaii cumhuriyeti kurulmuştur.
lorrin a. thurston başkanlığı reddetmiştir ve dole hükümeti yönetmek için seçilmiştir. dole ilk ve tek başkan olarak 1894’den 1900’e kadar hizmet etmiştir. dole thurston’u washington, dc’de kulis yapması ve hawaii’nin ilhakını garantilemesi için görevlendirmiştir.
dole’un hükümeti birden fazla krallığı yeniden kurma çabaları ile karşılaşmıştır, buna robert william wilcox’un katıldığı silahlı isyanda dahildir. bu olayın sonucunda wilcox ve diğer komplocularun hükümleri ya azaltımıştır ya da ölüm cezaları hapis cezasına çevrilmiştir. dole diplomat olarak başarılıydı, hawaii krallığı’nı tanıyan tüm uluslar hawaii cumhuriyeti’ni de tanımışlardır.
başkan william mckinley a.b.d.’nin hawaii’yi ilhakı sağlandıktan sonra dole’u ilk bölge valisi olarak atamıştır. dole göreve 1900’de başlamıştır fakat 1903’de a.b.d bölge mahkemesi hâkimi olmak için istifa etmiştir. bu görevde 1915’e kadar kalmıştır ve birkaç seri inmenin ardından 1926’da ölmüştür. külleri kawaiahao kilisesi’ne gömülmüştür. oahu adasına kalihi vadisi’nde bulunan dole orta okulu’nun adı dole’un anısına 1956’da verilmiştir.
dole honolulu’da amerika birleşik devletleri norridgewock, maine’den protestan hristiyan misyoner bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. ananas patronu olan kuzeni james dole, sonraki yıllarda dole’a hawaii’ye gelerek destek olmuştur. dole hawaii adaları’nda daha sonraları yerel siyasette etkili olmuş olan varlıklı, seçkin göçmen bir topluluğun parçasıydı. başarılı bir avukat olarak hizmet etmiştir ve kral david kalkaua ve kraliçe liliuokalani’nin arkadaşı olarak hawaii toplumunun ve kültürünün batılılaşmasında etkili olmuştur. isteksizce kabul ettiği geçici hükümet başkanlığını kabul etmeden önce, dole üç hawaii krallığı yargıtay yargıçından birisiyidi.
dole yerel göçmen işadamları ve şeker yetiştiricilerinin, içişleri bakanı lorrin a. thurston tarafından yazılmış olan süngü yasası’nı zorla kabul etmeleri ile sonuçlanan 1887 devriminde yer almıştır. tüm asyalıların oy hakkını resmen almıştır ve yerli hawaiilerin büyük çoğunluğu gelir ve servet gereksinimleri nedeniyle haklarından mahrum edilmişlerdir, bu sayede krallık avrupalılara daha çok güç vermiştir. ayrıca krallığın gücünü danışma meclisi’nin yönetimi lehinde azaltmıştır. kalkaua daha sonra dole’u hawaii krallığı yargıtay yargıcı olarak atamıştır.
17 temmuz 1893 blount raporu güvenlik komitesi’nin a.b.d büyükelçisi john l. stevens ile birlikte hareket ederek amerika birleşik devletleri deniz piyade sınıfı’nın adaya indirilmesinde ve kraliçe liliuokalani’yi zorla tahtından indirmesinde iddia edilmiştir. başkan cleveland tarafından yapılması sağlanan 26 şubat 1894 morgan raporu, konuyu derinlemesine araştırmıştır ve isyanın yerel olduğu sonucuna varmıştır. isyanın temelinde krallığın tarih içindeki bozulması ve amerikan askerlerinin sadece amerikan mülkünü ve vatandaşlarını korumak ve hawaii krallığı’nın sona ermesinde herhangi bir rolü olmadığı sonucuna varılmıştır.
her şeye rağmen krallık ocak 1893’de sona ermiştir ve geçici hükümet hawaii krallığı ile diplomatik bağları olan tüm devletler tarafından sona ermesinin ardından 48 saat içinde adaların yasal hükümeti olarak tanınmıştır. sonraki yıllarda başarısız olan silahlı isyan girişimi sonucunda, kraliçe resmi olarak 1896’da tahttan çekilmiştir.
grover cleveland’ın amerika birleşik devletleri başkanı seçilmesiyle, geçici hükümet’in ilhak umutları bir süreliğine bırakıldı. doğrusu james henderson blount tarafından yürütülen bir araştırma sonrasında cleveland krallığı eski haline getirmek için doğrudan yardım etmeye çalışmıştır. 16 kasım 1893’de albert willis cleveland’ın devrimcilere haklarını geri verme karşılığında olacak genel af yapma isteğini sunmuştur, başlangıçta kraliçe olaya karışanlara ölüm cezası verilmesi isteğiyle reddetmiştir. 18 aralık 1893’te kraliçe dole ve thurston’un cezalandırılması hususundaki isteğiyle fikrini değiştirmiştir fakat o zamanlarda cleveland çoktan konuyu morgan raporu’nu hazılamış olan kongreye devretmişti. 23 aralık 1893’te cleveland’ın konuyu kongreye havale ettiğinden habersiz olan willis geçici hükümet’e kraliçeyi tekrar tahta çıkarma isteğini belirtmiş ve reddedilmiştir. sonraki yıl, geçici hükümet anayasa çıkartmıştır ve 4 temmuz 1894’de hawaii cumhuriyeti kurulmuştur.
lorrin a. thurston başkanlığı reddetmiştir ve dole hükümeti yönetmek için seçilmiştir. dole ilk ve tek başkan olarak 1894’den 1900’e kadar hizmet etmiştir. dole thurston’u washington, dc’de kulis yapması ve hawaii’nin ilhakını garantilemesi için görevlendirmiştir.
dole’un hükümeti birden fazla krallığı yeniden kurma çabaları ile karşılaşmıştır, buna robert william wilcox’un katıldığı silahlı isyanda dahildir. bu olayın sonucunda wilcox ve diğer komplocularun hükümleri ya azaltımıştır ya da ölüm cezaları hapis cezasına çevrilmiştir. dole diplomat olarak başarılıydı, hawaii krallığı’nı tanıyan tüm uluslar hawaii cumhuriyeti’ni de tanımışlardır.
başkan william mckinley a.b.d.’nin hawaii’yi ilhakı sağlandıktan sonra dole’u ilk bölge valisi olarak atamıştır. dole göreve 1900’de başlamıştır fakat 1903’de a.b.d bölge mahkemesi hâkimi olmak için istifa etmiştir. bu görevde 1915’e kadar kalmıştır ve birkaç seri inmenin ardından 1926’da ölmüştür. külleri kawaiahao kilisesi’ne gömülmüştür. oahu adasına kalihi vadisi’nde bulunan dole orta okulu’nun adı dole’un anısına 1956’da verilmiştir.
robert frew, (rahip fru) ingiliz ajanı, rahip ve misyoner.
iskoçyada doğdu ve din eğitimi aldı. uzun süre osmanlı topraklarında misyonerlik faaliyetlerinde bulundu. board of foreign missions of the presbyterian church’de (bfmpc) ve kalvinci geleneği dayanan “american board of commissioners for foreign mission”ın (abcfm)içinde bulunduğu “international congregations” başkanı olarak 1902–1924 yılları arasında osmanlı topraklarında faaliyet gösterdi. ağa han ve seyyid emir alinin girişimleriyle ingilterede british red crescent society (britanya kızılay derneği) adıyla kurulan derneğin istanbul temsilciliğini yaptı.
robert frew, milli mücadele döneminde ingiliz istihbaratı adına çalışan, mr. ryan, general didds, albay rawlinson , general milne, amiral calthorpe ve amiral webb gibi memurlar arasında en aktif görev alanlardandır. batı anadolu’da albay emiling adıyla faaliyetlerde bulunduğu bilinmektedir.
mondros mütarekesinden sonra ingiliz haber alma servisi ajanı olarak istanbulda bulundu. 20 mayıs 1920de istanbulda kurulan ingiliz muhipleri cemiyeti başkanı said molla ile yakın ilşkiler kurdu ve örgüte gelen parasal destekleri kanalize etti. anadoludaki, ulusal direniş hareketinin bastırılmasına yönelik eylemleri kışkırtarak organize etti. türkiyeden ayrıldıktan sonra ingilterede papazlık yaptı.
iskoçyada doğdu ve din eğitimi aldı. uzun süre osmanlı topraklarında misyonerlik faaliyetlerinde bulundu. board of foreign missions of the presbyterian church’de (bfmpc) ve kalvinci geleneği dayanan “american board of commissioners for foreign mission”ın (abcfm)içinde bulunduğu “international congregations” başkanı olarak 1902–1924 yılları arasında osmanlı topraklarında faaliyet gösterdi. ağa han ve seyyid emir alinin girişimleriyle ingilterede british red crescent society (britanya kızılay derneği) adıyla kurulan derneğin istanbul temsilciliğini yaptı.
robert frew, milli mücadele döneminde ingiliz istihbaratı adına çalışan, mr. ryan, general didds, albay rawlinson , general milne, amiral calthorpe ve amiral webb gibi memurlar arasında en aktif görev alanlardandır. batı anadolu’da albay emiling adıyla faaliyetlerde bulunduğu bilinmektedir.
mondros mütarekesinden sonra ingiliz haber alma servisi ajanı olarak istanbulda bulundu. 20 mayıs 1920de istanbulda kurulan ingiliz muhipleri cemiyeti başkanı said molla ile yakın ilşkiler kurdu ve örgüte gelen parasal destekleri kanalize etti. anadoludaki, ulusal direniş hareketinin bastırılmasına yönelik eylemleri kışkırtarak organize etti. türkiyeden ayrıldıktan sonra ingilterede papazlık yaptı.
dur yolcu! bilmeden gelip bastığın,
bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
bir vatan kalbinin attığı yerdir.
bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
gördüğüm bu tümsek, anadolu’nda,
istiklal uğrunda, namus yolunda,
can veren mehmed’in yattığı yerdir.
bu tümsek, koparken büyük zelzele,
son vatan parçası geçerken ele,
mehmed’in düşmanı boğuldu sele,
mübarek kanını kattığı yerdir.
düşün ki, hasrolan kan, kemik, etin
yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
bir harbin sonunda, bütün milletin,
hürriyet zevkini tattığı yerdir.
bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
bir vatan kalbinin attığı yerdir.
bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
gördüğüm bu tümsek, anadolu’nda,
istiklal uğrunda, namus yolunda,
can veren mehmed’in yattığı yerdir.
bu tümsek, koparken büyük zelzele,
son vatan parçası geçerken ele,
mehmed’in düşmanı boğuldu sele,
mübarek kanını kattığı yerdir.
düşün ki, hasrolan kan, kemik, etin
yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
bir harbin sonunda, bütün milletin,
hürriyet zevkini tattığı yerdir.
nazmi bey 1875 yılında istanbul, yeniköyde doğdu. 14 mart 1894te harbiyeye girdi ve 19 şubat 1896da mezun oldu. çanakkale savaşı başlamadan önce çanakkale müstahkem mevki komutanlığı mayın komutanıydı. 18 ocak 1915te karanfil burnu-kepez ve nara burnu-eceabat arasına döşediği mania ağı, 8 mart 1915te karanlık limana döktüğü 26 mayın ve 17 mart gecesi nusret mayın gemisi ile boğaza teşkil ettiği mayın hatları müttefiklerin 18 mart saldırısında boğazı geçmesini engelledi. ayrıca, 12-13 mayıs gecesi ingiliz goliath gemisini batıran muaveneti-milliye muhbirimizin kılavuzu idi.
nazmi bey,19 temmuz 1915te binbaşılığa terfi etti. 20 kasım 1923te emekli oldu ve 5 mayıs 1940ta ölümüne kadar istanbul boğazında sivil kılavuz kaptanlık yaptı.
nazmi bey,19 temmuz 1915te binbaşılığa terfi etti. 20 kasım 1923te emekli oldu ve 5 mayıs 1940ta ölümüne kadar istanbul boğazında sivil kılavuz kaptanlık yaptı.
1909-1918 yılları arasında hüküm süren osmanlı padişahıdır. 2 kasım 1844de istanbulda, sultan abdulmecidin oğlu olarak doğdu. annesi gülcemal kadınefendi idi. babasının yenilikçi düşünceleri ile yetişti. sarayda özel eğitim gördü. arapça, farsça ve islam ilimleri öğrendi. mevleviliği benimsedi. ağabeyi ii. abdülhamidin tahta çıkmasıyla veliaht ilan edildi. 31 mart olayından sonra tahtan indirilen abdülhamidin yerine geçti.
27 nisan 1909da, 65 yaşında iken padişah olan mehmet reşatın saltanatının ilk dönaminde doğu anadoluda ayaklanmalar çıktı. v. mehmet, olayları yatıştırmak ve siyasal birliği korumak amacıyla rumelide bir geziye çıktı. bu sırada arap ülkelerinde de bağımsızlık hareketleri baş göstermeye başlamıştı. bu karışıklıklardan yararlanan italya, 1911de trablusgarp ve bingaziye asker çıkardı. ardından 1912de, 12 adayı işgal etti. v. mehmetin savaşı önleme çabaları sonuç vermedi. trablusgarp savaşı olarak bilinen osmanlı italyan savaşına son veren uşi (ouchy) antlaşması ile 15 ekim 1912de trablusgarp ve bingazi italyaya bırakıldı.
v. mehmet, 23 ocak 1913deki babıali baskınından sonra, devlet yönetimindeki tüm denetimini yitirdi. bu tarihten sonra devlet yönetimi tamamen enver paşa ve talat paşanın eline geçti. 1909 kanuni esasi değişikliklerinden sonra meşruti bir kimlik kazanan osmanlı devletinde, v. mehmet, parlamento, monarşi kurum ve kurallarına genellikle saygılı davrandı. bu yeni düzenin sonucu, sorumlukları dolayısıyla da yetkisi bulunmayan simgesel bir devlet başkanı oldu. ittihat ve terakki fıkrasının, özelikle 1913den sonra, heyeti mebusan ve hükümetin en yetkili gücü haline gelmesinde v mehmetin payı büyüktür. v. mehmet reşat, 3 temmuz 1918 yılında istanbulda öldü.
27 nisan 1909da, 65 yaşında iken padişah olan mehmet reşatın saltanatının ilk dönaminde doğu anadoluda ayaklanmalar çıktı. v. mehmet, olayları yatıştırmak ve siyasal birliği korumak amacıyla rumelide bir geziye çıktı. bu sırada arap ülkelerinde de bağımsızlık hareketleri baş göstermeye başlamıştı. bu karışıklıklardan yararlanan italya, 1911de trablusgarp ve bingaziye asker çıkardı. ardından 1912de, 12 adayı işgal etti. v. mehmetin savaşı önleme çabaları sonuç vermedi. trablusgarp savaşı olarak bilinen osmanlı italyan savaşına son veren uşi (ouchy) antlaşması ile 15 ekim 1912de trablusgarp ve bingazi italyaya bırakıldı.
v. mehmet, 23 ocak 1913deki babıali baskınından sonra, devlet yönetimindeki tüm denetimini yitirdi. bu tarihten sonra devlet yönetimi tamamen enver paşa ve talat paşanın eline geçti. 1909 kanuni esasi değişikliklerinden sonra meşruti bir kimlik kazanan osmanlı devletinde, v. mehmet, parlamento, monarşi kurum ve kurallarına genellikle saygılı davrandı. bu yeni düzenin sonucu, sorumlukları dolayısıyla da yetkisi bulunmayan simgesel bir devlet başkanı oldu. ittihat ve terakki fıkrasının, özelikle 1913den sonra, heyeti mebusan ve hükümetin en yetkili gücü haline gelmesinde v mehmetin payı büyüktür. v. mehmet reşat, 3 temmuz 1918 yılında istanbulda öldü.
ingiliz devlet adamı olan david lloyd george, 1836 yılında ingilterenin manchester kentinde doğdu. hukuk öğrenimi gördü. 1890 yılında liberal partiden milletvekili seçildi. 1905-1908 yılları arasında campbell bannerman kabinesinde ticaret ve maliye bakanlığı yaptı. 1916 yılında başbakanlığa getirildi ve 1922ye kadar bu görevde kaldı. birinci dünya savaşında müttefik harekatını balkanlara ve ortadoğuya kaydırmağa çalıştı. yunanlıların egeye asker çıkarmasını destekledi. türk kurtuluş savaşının başarıya ulaşmasıyla siyasi çıkmaza giren lloyd george, sinn fenierlerin bağımsız bir irlanda devleti kurma isteklerini onaylamak zorunda kalınca muhafazakarların sert tepkisiyle karşılaştı ve görevinden ayrıldı. 1945 yılında llaynstumwy caernarvonshirede öldü.
hartum ve aspell kontu, ingiliz feldmareşali. protestan bir ailenin çocuğuydu. özel öğrenim gördü. wowlwich krallık askeri akademisini bitirdi. fransız alman savaşlarında, fransızlar safında gönüllü olarak savaştı. ocak 1871de devlet memuru olarak çalışmağa başladı. 1874-1882 arasında filistin, anadolu ve kıbrısta gizli serviste çalıştı. 1883 başlarında kahirede bir mısır süvari birliğinde görevlendirildi. nilde general c. g. gordonu kurtarmak için yapılan operasyona katıldı. harekatın başarısızlıkla sonuçlanması üzerine zanzibara gitti. kızıldeniz kıyısındaki suakinde genel vali olarak bulundu. başbakan lord salisburyin tavsiyesi üzerine mısır ordusu başkumandanı oldu.
kitchener hiç evlenmedi, sadece görevini düşündü. kitchener ve arkadaşları 1896 da savaşı başlattılar; 2 eylül 1898de omdurmandan araplara karşı geniş bir katliam düzenlediler. vahşetin zaferi ingiltereyi heyecana boğdu. kitchenere 1898 kasımında soyluluk unvanı, 1899 haziranında parlamentonun teşekkürleriyle büyük bir para verildi. kitchenerin bir başka başarısı da, faşodada (kodok) bulunan bir fransız birliğinin sudanın bazı kısımları üstünde hak iddia etmesiyle ortaya çıkan durumu ustalıkla çözümlemesi oldu. kitchener sudanda bir yıl genel vali olarak kaldı. bu arada güney afrikada savaş çıkmıştı. kitchener kötüye giden durumu düzeltmek üzere 1899 aralığında lord roberts ile güney afrikaya gönderildi, orada robertsin yerine başkumandan oldu, aşağı yukarı iki yıl süren gerilla direnişini vahşi metotlarla kırdı. tarlalar ateşe verildi, kadınlar ve çocuklar salgın hastalıkların kol gezdiği toplama kamplarına kapatıldı. sonunda boerler dize geldi.
kitchener, 1902 temmuzunda ingiltereye dönünce şeref madalyaları aldı, ayrıca vikontluğa yükseltildi. savaş bakanlığında çalışmayı kabul etmeyince başkumandan olarak hindistana gönderildi. burada orduyu bir içi isyanı bastıracak şekilde değil de dışarıdan gelecek bir saldırıyı karşılayacak şekilde yeniden teşkilatlandırdı. fakat hindistan ordusunda böylece ortaya çıkan çift kumandan düzeni yüzünden genel vali ile arası açıldı. kitchener askeri konularda genel valinin değil başkumandanın daha yüksek yetkiye sahip olması gerektiği görüşünü savundu. ingiliz kabinesinin kitcheneri tutması üzerine genel vali istifa etti. 1909 eylülüne kadar orada kalan kitchener aynı yıl savunma siyaseti konusunda tavsiyelerde bulunmak üzere avustralya ve yeni zelandaya gitti.
hayatının en büyük hayal kırıklığı belki de asquithin liberal hükümetinin kendisini hindistan genel valisi yapmaya yanaşmaması oldu, fakat mısır valiliği teklif edilince teselli buldu. 1911-1914 arasında kahirede bulundu, mısır ve sudanı yönetti. kitchener 1914 temmuzunda başbakan asquithin verdiği bir görevi hiç istemeyerek kabul etti. buna göre mareşal olarak kabineye girecek ve tarafsız bir savaş bakanı olacaktı. kitchener ingiliz ordusunu küçük buluyor, savaşın üç haftada biteceğine inanan meslektaşlarına savaş en az üç yıl sürecek diyordu. kitchenera göre ingilterenin savaşı kazanabilmesi için daha bir milyon kişilik bir ordu gerekirdi. kitchener savaşın ilk aylarında tam bir önderdi, halkın zafer tutkusunu temsil ediyordu. yeni birlikler kurdu bu birliklere bazı ayrıcalıklar tanıdı ve ülke sanayiinin savaş sanayisine dönüşmesini sağladı.
kitchenerın hatası grup çalışmasını ve yetkilerini paylaşmayı hiç sevmemesiydi. sürekli olarak birbirine karşıt baskılar altında kalıyordu ve bu durumda yerinde ve etkili kararlar vermesi güçleşiyordu. mayıs 1915te sanayi ile ilgili yetkileri elinden alındı. kitchenerın kasımda tahliye için tavsiyelerde bulunmak üzere geliboluya gitmek istemesi bütün iş arkadaşlarına rahat bir nefes aldırdı. yokluğu sırasında strateji konusundaki bütün yetkileri elinden alındı. kitchenerı istifa etmekten alıkoyan yalnızca görev aşkı oldu. halkın kabineye güvenini sarsmamak, kabinenin düşmemesine çalışmak zorundaydı. halkın hayranlığı ile kabinedeki arkadaşlarının ilgisizliği arasında bocaladı ve bu durum onu bunalıma sürükledi.
1915 sonlarında kitchener kura ile askere almanın sırası geldiğine inanmıştı, ama asquith, siyasi açıdan bunun henüz imkansız olduğu görüşünü savunuyordu, kitchener bu durumda susmak zorunda kaldı. haziran 1916da bir görevle rusyaya gitti. 5 haziran 1916da hampshire kruvazörü orkney adası açıklarında bir alman mayınına çarparak battı. kitchener boğularak öldü.
kitchener hiç evlenmedi, sadece görevini düşündü. kitchener ve arkadaşları 1896 da savaşı başlattılar; 2 eylül 1898de omdurmandan araplara karşı geniş bir katliam düzenlediler. vahşetin zaferi ingiltereyi heyecana boğdu. kitchenere 1898 kasımında soyluluk unvanı, 1899 haziranında parlamentonun teşekkürleriyle büyük bir para verildi. kitchenerin bir başka başarısı da, faşodada (kodok) bulunan bir fransız birliğinin sudanın bazı kısımları üstünde hak iddia etmesiyle ortaya çıkan durumu ustalıkla çözümlemesi oldu. kitchener sudanda bir yıl genel vali olarak kaldı. bu arada güney afrikada savaş çıkmıştı. kitchener kötüye giden durumu düzeltmek üzere 1899 aralığında lord roberts ile güney afrikaya gönderildi, orada robertsin yerine başkumandan oldu, aşağı yukarı iki yıl süren gerilla direnişini vahşi metotlarla kırdı. tarlalar ateşe verildi, kadınlar ve çocuklar salgın hastalıkların kol gezdiği toplama kamplarına kapatıldı. sonunda boerler dize geldi.
kitchener, 1902 temmuzunda ingiltereye dönünce şeref madalyaları aldı, ayrıca vikontluğa yükseltildi. savaş bakanlığında çalışmayı kabul etmeyince başkumandan olarak hindistana gönderildi. burada orduyu bir içi isyanı bastıracak şekilde değil de dışarıdan gelecek bir saldırıyı karşılayacak şekilde yeniden teşkilatlandırdı. fakat hindistan ordusunda böylece ortaya çıkan çift kumandan düzeni yüzünden genel vali ile arası açıldı. kitchener askeri konularda genel valinin değil başkumandanın daha yüksek yetkiye sahip olması gerektiği görüşünü savundu. ingiliz kabinesinin kitcheneri tutması üzerine genel vali istifa etti. 1909 eylülüne kadar orada kalan kitchener aynı yıl savunma siyaseti konusunda tavsiyelerde bulunmak üzere avustralya ve yeni zelandaya gitti.
hayatının en büyük hayal kırıklığı belki de asquithin liberal hükümetinin kendisini hindistan genel valisi yapmaya yanaşmaması oldu, fakat mısır valiliği teklif edilince teselli buldu. 1911-1914 arasında kahirede bulundu, mısır ve sudanı yönetti. kitchener 1914 temmuzunda başbakan asquithin verdiği bir görevi hiç istemeyerek kabul etti. buna göre mareşal olarak kabineye girecek ve tarafsız bir savaş bakanı olacaktı. kitchener ingiliz ordusunu küçük buluyor, savaşın üç haftada biteceğine inanan meslektaşlarına savaş en az üç yıl sürecek diyordu. kitchenera göre ingilterenin savaşı kazanabilmesi için daha bir milyon kişilik bir ordu gerekirdi. kitchener savaşın ilk aylarında tam bir önderdi, halkın zafer tutkusunu temsil ediyordu. yeni birlikler kurdu bu birliklere bazı ayrıcalıklar tanıdı ve ülke sanayiinin savaş sanayisine dönüşmesini sağladı.
kitchenerın hatası grup çalışmasını ve yetkilerini paylaşmayı hiç sevmemesiydi. sürekli olarak birbirine karşıt baskılar altında kalıyordu ve bu durumda yerinde ve etkili kararlar vermesi güçleşiyordu. mayıs 1915te sanayi ile ilgili yetkileri elinden alındı. kitchenerın kasımda tahliye için tavsiyelerde bulunmak üzere geliboluya gitmek istemesi bütün iş arkadaşlarına rahat bir nefes aldırdı. yokluğu sırasında strateji konusundaki bütün yetkileri elinden alındı. kitchenerı istifa etmekten alıkoyan yalnızca görev aşkı oldu. halkın kabineye güvenini sarsmamak, kabinenin düşmemesine çalışmak zorundaydı. halkın hayranlığı ile kabinedeki arkadaşlarının ilgisizliği arasında bocaladı ve bu durum onu bunalıma sürükledi.
1915 sonlarında kitchener kura ile askere almanın sırası geldiğine inanmıştı, ama asquith, siyasi açıdan bunun henüz imkansız olduğu görüşünü savunuyordu, kitchener bu durumda susmak zorunda kaldı. haziran 1916da bir görevle rusyaya gitti. 5 haziran 1916da hampshire kruvazörü orkney adası açıklarında bir alman mayınına çarparak battı. kitchener boğularak öldü.
zeebrugge ve douvres i. baronu ve ingiliz amiralidir. 1914 ağustosunda helgoland muharebesine katıldı. 1915te çanakkalede amiral robeckin kurmay başkanı oldu. douvresda karakol gemileri kumandanı iken 23 haziran 1918de zeebrugge ve ostende limanlarını tıkamak amacıyla düzenlenen bir akımı cesaretle yönetti. tümamiral rütbesiyle 1925-1928 arasında parlamentoda çalıştı. ikinci dünya savaşında tekrar görev aldı. komandolara verilen düzenli harekatları yönetti.
asker bir babanın oğlu olan ian standish monteith hamilton 16 ocak 1853’te hamilton, 1853te yunanistan’a bağlı korfu adasında doğdu. gordon iskoç alayında görev yapan babası hint birliklerinden oluşan alayın komutanlığına atanınca aile hindistana gitti. fakat hamilton çocukluğunun büyük kısmını argyllshireda geçirdi. cheam ve wellingtonda tahsilini tamamladıktan sonra asker olmaya karar verdi. hamilton, askeri eğitimini tamamladıktan sonra orduya katıldı. altı ay süreyle hanoverli sürgün bir generalin dresdendeki eğitimine katıldıktan sonra, hindistana gitti (1872 - 1879). güney afrika (1881), mısır (1884-1885) ve yeniden güney afrikadaki ingiliz birliklerinde (1899-1902) çeşitli görevler aldı. güney afrika savaşında gösterdiği başarılardan dolayı hamiltona korgeneral rütbesi verildi.
daha sonra ingiltereye dönen hamilton önce lord kitehenerın kurmay başkanlığı sonra da saray süvarileri muhafız alay karargah komutanlığı görevine getirildi. 1904 rus-japon savaşı sırasında gözlemci olarak japonyaya gönderilen hamilton, savaş sonrasında hatıralarını yayınladı. 1910 yılında ise akdeniz orduları başkomutanlığına atandı. 1915de çanakkalede fransız ve ingiliz kara kuvvetleri başkumandanlığına tayin edildi. 13 martta, anadolu kıyılarına kara kuvvetleri çıkarma göreviyle londradan hareket etti. 16 martta mondrosa geldiğinde emrindeki sefer kuvveti 17.000i fransız 75.056 asker, 132si fransızlara ait 140 top ve 8 uçaktan oluşuyordu. ian hamiltonın emriyle, boğazı geçmek isteyen müttefik donanma çanakkalede başarısızlığa uğrayınca geliboluya asker çıkarma kararı alındı. ancak çıkarma 25 nisan’da bu karardan bir ay sonra gerçekleştirilebilmişti. ne varki bu girişim de başarısızlıkla sonuçlanınca ağır eleştirilere hedef olan hamilton, görevden alınarak ingiltereye çağrıldı (ekim 1915). bundan sonraki askerlik yaşamında geri hizmetlerde görev yapan ian hamilton 1947 yılında londrada öldü.
yapitlari:
a staff ofıcer’s scrap book,1905-1907, (“bir kurmay subayının güncesi”) ; compulsory service, 1910, (“zorunlu hizmet’); gallipoli diary,1920 (geliboiu günlüğü”); when 1 was a boy, 1934, (“çocukluğumda”); jean, 1942; listening for the drums, 1944, (“trampetleri dinlerken”).
daha sonra ingiltereye dönen hamilton önce lord kitehenerın kurmay başkanlığı sonra da saray süvarileri muhafız alay karargah komutanlığı görevine getirildi. 1904 rus-japon savaşı sırasında gözlemci olarak japonyaya gönderilen hamilton, savaş sonrasında hatıralarını yayınladı. 1910 yılında ise akdeniz orduları başkomutanlığına atandı. 1915de çanakkalede fransız ve ingiliz kara kuvvetleri başkumandanlığına tayin edildi. 13 martta, anadolu kıyılarına kara kuvvetleri çıkarma göreviyle londradan hareket etti. 16 martta mondrosa geldiğinde emrindeki sefer kuvveti 17.000i fransız 75.056 asker, 132si fransızlara ait 140 top ve 8 uçaktan oluşuyordu. ian hamiltonın emriyle, boğazı geçmek isteyen müttefik donanma çanakkalede başarısızlığa uğrayınca geliboluya asker çıkarma kararı alındı. ancak çıkarma 25 nisan’da bu karardan bir ay sonra gerçekleştirilebilmişti. ne varki bu girişim de başarısızlıkla sonuçlanınca ağır eleştirilere hedef olan hamilton, görevden alınarak ingiltereye çağrıldı (ekim 1915). bundan sonraki askerlik yaşamında geri hizmetlerde görev yapan ian hamilton 1947 yılında londrada öldü.
yapitlari:
a staff ofıcer’s scrap book,1905-1907, (“bir kurmay subayının güncesi”) ; compulsory service, 1910, (“zorunlu hizmet’); gallipoli diary,1920 (geliboiu günlüğü”); when 1 was a boy, 1934, (“çocukluğumda”); jean, 1942; listening for the drums, 1944, (“trampetleri dinlerken”).
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?