aysemayse

(bkz: eren)

hesabınızdan (öğrenci hesabı dahi olsa) zırt ücreti pırt ücreti bahane ederek para kesen banka. ayrıca bu bankanın müşterisi değilseniz ve bu bankada işiniz varsa asla işlem yapamayacağınız banka sistem ancak müşterilerine öncelik tanıyo tamam her banka öyle de bu kadar da olmaz dedirten bankadır ayrıca.. eğer kartınız veya müşteri numaranızla numara almazsanız 3 saatin sonunda delirebilirsiniz...önceliklilerden rica etseydin denilebilir fakat merak ettim denedim..yok gelmedi sıra... şikayet ettim ağladım yok yine de gelmedi..

manisa yöresine ait bademli türk kahvesi..tatlı badem akşamdan suya ıslatıp bekletilir. sabaha kadar yumuşayan kabuklarını soyulur. kabukları soyulmuş bademler kavrulur, pembeleştirilmiş bademler soğuduğunda, havanda dövülür. bol köpüklü bir türk kahvesi pişirildikten sonra, kahveyi fincana dökmeden önce bir tutam dökülür...koyu köpüğün üstüne de serpilir ve afiyetle içilir. artık pek yapılmayan bu kahveyi manisa merkezdeki hankafe de bulabilirsiniz. akhisar kahvesinde de varmış.

tracy chapman’ı beyaz bir erkek, eminem’i de türk asıllı zannederdim.

(bkz: boğa burcu erkeği)

uykusu gelmemiş de diğer uyuyacakmış gibi olan arkadaşlarının nabzını ölçen bireyin söylemidir. "bi sigara daha içeyim de öyle yatayım"; "bak oturacaksanız otururum daha ha" anlamına gelir aslında. bazen de kek gibi herkes yatacak diye yatarsınız bakarsınız içerde hareketlilik bitmemiş, çıkarsınız "ya bi sigara daha içeyim öyle uyuyayım bari" dedim deyip dalarsınız kaldığınız yerden muhabbete.

uyuma hastalığına sahip iseniz olağan bir durumdur. henüz 17 yaşındaydım ve bana emanet edilmiş bir narkoleptikle almanya’da bir ay yaşamak zorunda kaldımadlı romanımda uyurken yurumekmiş, yürürken uyumakmış, tüm gün uyuyakalmakmış, hava alanında uyurken kaybolmakmış, konuşurken sızmakmış, uyuyamayınca sinirlenmek saldırıya geçmek sonra hiç bişey hatırlamamakmış gibi bir çok farklı olayla karşılaşabilirsiniz. dünyanın en korkunç hastalıklarından biri, düşünsenize korkarak uyanıveriyorsunuz adeta sıçramışsınız, gözünüzü bir açıyorsunuz hiç bilmediğiniz bir meydanda yabancı bir adamın size omuz atmasıyla uyanmışsınız,suratınıza doğru kızarak bakan adamın ne dediğini anlamıyorsunuz ve çevrenizde hiç tanıdık yok, ayakta öylece etrafınıza bakınıyorsunuz ve hala çok uykunuz var. (peki o arada sen nerdeydin diye sorduğunuzu biliyorum ordaydım da beni görmedi birden uyku sersemi)

denizleri aşta gel kurbanın olam adlı şarkı;
izel: hani bakar dalar durursun ya gurubaaa (hala yanlış olabilir)
ben : hani makarnalar suya durulmaz yaaa...

yıllardır izlemediğim ama tanıtımlarını gördükçe yaaa noluyo bu dizide kesin haftaya izlicem dediğim dizidir.. gerçekten nolmuş bu arkadaşlara.. yine de eğlenceli bir dizidir, gençliğimize diğer dizilerden farklı olarak doğal, çalışkan, masum kızlar da öpüşebiliri anlatmaya çalışmıştır.

babamın erkeklere için ilginç tarifi;
babamın bize bakmak zorunda olduğu kısa bir dönemde babam değişik bir makarna yaptığını söyler, biz de zavallı minikler ay babacığımız bizim için ne yaptı annem gibi değişik ve lezzetli soslu makarnaların bir değişiğini mi yaptı acaba derken, önümüze gelen tereyağlı sade makarnayla irkildik ve ben "eeeeeee değişiklik ne! bu seferde sossuz makarna yiyecek olmamız mı?" dedim ve kardeşim ekledi "sosu arkadan filan dökecez değişiklik neeeee" diye sorduğunda babamın cevabı ilginçti.. "ben annenizin yaptığı gibi kaynamış suya makarnayı atmadım kaynamış suyu makarnaya döktüm bi de yağı üstten attım tencerede eritmedim bakın daha diri ve lezzetli olmuş sanki"ydi ki bir erkekten aldığım ve bir kadınla yarışma çabasında olan en komik tarifti.. "ne farkeder yaa" diyip bol yoğurt yok ne bilim kekik mekik ekleyip kendimize göre servis edip yedik makarnamızı oturduk, gerçekten de bişi farketmedi.

eğer varsa çok sevecek olacağım yazardır. zira bu akşam ne yemeği yapsam sorununa cevap olabilecek ve verdiği leziz tariflerle mutfak kültürümüzü genişletecek olan kişidir.

1-sevgi ve bağlılık duyulan, 2-sevilen ve âşık olunan kimse, yavuklu, dost, yâr, canan. (türkçe sözlükten alınmıştır.)

katkıda bulunmaya çalışmanın ya da kendi sınırları dahilinde bir proje başlatmanın nesi kötü ki.. tan sağtürk oraya başka ne kursu açabilirdi. çocuk aç, okulu yok bilmem ne diye hiç mi sosyalleşmesin hayatında görmediği bi aktiviteyle karşılaşmasın. sadece okul mu yapalım bu çocuuklara ev mi verelim zaten o kurs açılsa da açılmasa da mevcut olanaklar aynı kalacak. ama o kursa katılan çocuklarımız gününün iki saatinde de olsa bu zorlukları sıkıntıları unutacak, belki aralarında çok yetenekliler olacak kraliyet opera balesine kabul edilecekler..her girişime bir engel her çabaya bir eleştri.. bale kursu bi tek istanbuldaki çocuklara, antalyadaki ne bileyim izmirdeki çocuklara mı yakışır? anlamadım.

hemen insanın aklına rus kızlarını getirten başlıktır..züra (bkz: yevgeny kafelnikov) ve (bkz: marat safin) de rusya daki tenisçilerdir ve evet fena değillerdir.

tüpü açarak gazdan zehirlenerek intihar etmek isterseniz, son bi cigara yakmak sizi intihara oldukça yaklaştıracaktır. hatta resmen intihar ettiğinizin resmidir.

herkesin kendisine çok uygun olduğunu düşündüğü şarkı..ama kimse sezen aksu’nun söyleyebildiklerini söyleyecek kadar cesur değildir..

kahvenin topraklarımıza gelmeden önceki kaynakları inceleyenlerin bulabileceği bir cevap olabilir. ayrıca bir tek kahverengi olan şey kahve miydi ki?

"ay allahaşkına kim gelecek senin eve de banyoda bıçaklayacak seni" dedirten korku çeşitidir.

yukarıdaki tanımlamalara göre köpek değil de kedi olduğunu düşündüğüm hayvan cinsi.. kıskanç ve şımarık oldukları malum da hatta bi rivayete göre başka birşey daha çok sevilirse ya da uzun süre yanlız kalırlarsa gözlerini çıkarabiliyorlarmış, böyle anlatılınca saçma olabilir belki ama bir çocuğa anlatıldığında, çok korkunç bir hikaye..

tadıyla insanların zayıflama, genç ve zinde kalma dertlerini unutturuveren çay çeşidi..tadına baktıktan sonra kendisiyle barışıveriyo insan.