kardeşim ,çok zayıf ve güçsüzdü ilk doğduğunda.hergün doktora giderdik, bi gün annem dayanamayıp kardeşimin gerizekalı olup olmadığını doktora sorduğunda ; o da anneme kızmış ve reflekslerini çok iyi olduğunu en sonuna da bak görürsün o öyle bişiy olcak ki önüne bakarken arkasını görcek diye eklemişti.ben de bunu duyunca ilk önce çok korkmuş ve 1 hafta yanına yaklaşamamıştım, arkası dönükken kafatasının bana gülümsediğini filan zannederdim..sonra ki bir hafta saçının içindeki gözleri armakla geçti.en sonunda anneme sordum kardeşimin arkasındaki gözler neresinde diye..işte o an kadın gerizekalı olanın ben olduğumu anladı zannedersem.
ağzıma atarım içimde patlasın anasını satayım..
ilişki sırasında facebook hesabı olmayan ve facebooka karşı olup, facebook insanlarının aptal olduğunu ileri süren, ayrılıktan sonra hesap açıp ekleyen, aynada kendi resmini çekip, profil resmi yapan şaka gibi sevgilidir. kısa süreli bir heyecan yarattığı kesindir, neden hesap açtı, neden ekledi gibi. size geri dönmeyi istemesi ihtimali bir kenarda dursa da, gerçek amacı şudur, baktı kızlarla iletişime geçmek gerçekten zor tabi, birliktelik içindeyken de o kadar gerekli değildi, hemen bir facebook hesabı alıp tanıdığı, tanıştığı tüm kızları eklemektir, sizin de ne yaptığınızı merak ediyordur, bi de ayıp olur yani eklemezsem diye düşünmüştür çok kötü ayrılmadıysanız, söyleyeyim
kısacası, her ne kadar, aşkınız bitse de, içiniz soğusa da, artık tekrar bir araya gelmek istemeseniz de, eğlenirken, facebooka koyulacağından emin olunan fotolarda yanındaki erkeklerle daha sıkı fıkı pozlar verceğinin, her etkinliğe adeta gidecekmiş gibi katılıp, sonra gitmeyerek, haftasonları evde pijamayla otursan da sanki dışardaymışsın gibi, hiç bişi paylaşmayıp, aman da ne güzel eğleniyorum bak sensiz de numaraları yapacağınızın resmidir. bir süre sonra her gün baktığınız, facebook sayfası artık ilginizi çekmemeye başlayacak merak etmeyin.
kısacası, her ne kadar, aşkınız bitse de, içiniz soğusa da, artık tekrar bir araya gelmek istemeseniz de, eğlenirken, facebooka koyulacağından emin olunan fotolarda yanındaki erkeklerle daha sıkı fıkı pozlar verceğinin, her etkinliğe adeta gidecekmiş gibi katılıp, sonra gitmeyerek, haftasonları evde pijamayla otursan da sanki dışardaymışsın gibi, hiç bişi paylaşmayıp, aman da ne güzel eğleniyorum bak sensiz de numaraları yapacağınızın resmidir. bir süre sonra her gün baktığınız, facebook sayfası artık ilginizi çekmemeye başlayacak merak etmeyin.
artık 24 saat şifresiz diye de bir slogan yapmış kanal.. yok bi de şifreli olaydı demeden duramayacağım.. bi de para verip mi izleyecektik.. ama eskiden çok emeği geçmiştir üzerimizde.. nedense her evde izlenememesine rağmen tv de ilk sıralarda kayıtlıydı bu kanal, bi de yerel televizyonlar utanmadan sıkılmadan cine5 logosunu bile saklamaya gerek görmeden, yazık bundan çeker çeker yayınlarlardı o zaman tv de izleyemeyeceğimiz filmleri..
ben küçükken yani 1.sınıfa yeni başladığımda ; küçük ve fakir okulumuzda bir tek simit ayram satılırdı.ben hergün sıraya giren çocuklara bedava dağıtılıyo zanneder ve sıraya girip simit ayranımı alırdım her uzun tenefüste ve nedense kalfateyze bişiy diyemezdi üzülürün diye heralde sene sonunda okula gelen teyzemi öğretmen uyarmış kadının başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi olmuş.o zamana kadar ki ortalama yiyebileceğim simit ayran paralarını ödedikten sonra kalfa teyzeye ekstra da para bırakmış bu sene böyle idare edelim diye.sonra ben 2. başlarken teyzem beni uyardı artık büyüdün bir tek birinci sınıflara bedava dağıtılıyomuş simit 2. sınıf olunca paranla alacan tamam mı ayşemayşecim diye...
erkeklerin bilip de kadınların bilmediğini nadir şeylerden biri olduğu için erkek egosunu kabartan bişidir, aslında erkekler ne kadar sinir oluyoruz deseler de aslında hoşlarına gider, ayrıca bi kadının ofsaytı bilmemesi çok kadınsı da bişidir, ayrıca sevimli ve şirindir tüm o anlayamama durumları... ya kız bi seferde anlarsa nolacak o erkeğin hali, daha da kötüsü kızın zaten bilmesi...
kendisini yanda, diğer isimlerle görünce; kendisi ve daha pek cok unlu isim hakkindaki savcilik iddianamesi mahkeme tarafindan kabul edildi. kendisi ve diger unlu isimler 21 mayis 2014 tarihinde hakim kar$isina cikacaklarmış zannettiğimdir.
#1079748 şu entrisi ile kime çiçek alacakmış da alamamış çok merak edilen kişidir.
(bkz: indi kime çiçek alacağını açıklasın kampanyası)
(bkz: indi kime çiçek alacağını açıklasın kampanyası)
sonra da olayı bir arkadaşının başına gelmiş gibi anlatacak kızdır.
tekliflere hemen zıplamayan sözlük yazarıdır. önce o gün içinde gelen tüm teklifleri kapsamlı olarak değerlendirir, sonra olumlu ya da olumsuz olarak size geri döner. hayır, vaktim olsa bile zıplamam ayrıca. aaa !!! anosonumu alır, evde rakımı gerekirse kendim yaparım.
bugün tam "daha berbat bir hayatım olamazdı" diye düşündükten hemen sonra ne kadar bencil olduğum konusunda kendimi suçluyordum, insanlar ölüyor, savaştalar ne saçma sapan konuşuyorsun, senden daha şanssız insanlar da var derken duyduğum ve sinirimden ağladığım olaydır. evet ağladım. evrene, benden daha kötü durumda da insanlar var derken yanlış mesaj mı gönderdim acaba diye kendimi bile suçladım.
sabahın köründe evden çıkıp, iş kovalayıp, öğleden sonra adliye kapanana kadar canım çıkana kadar koşturdum, ha bu arada bu kadar çalışmama doğrudüzgün bir gelirim yok, haftanın sonunda elimde kalan bir hiç ve yorgunluktan ve mutsuzluktan ölüyorum, üstelik de müvekkilimden aldığım masrafın kalan, 58,5 tl sini sadece masraf adı altında aldığım için iade etmişim, yarın birgün adam harca hurca bakar bi yanlışlık olmasın kafasında kuşku oluşmasın diye düşünmüşüm ve yol-yemek v.s masrafımı hiçe saymışım. sonra birden bir görüyorum bu adamlar serbest kalmış, malvarlıkları iade edilmiş. hem de nasıl ağlarım ben bunun üzerine, halimize de bir güzel üzülürüm.
ha bir de hukukçuyum diye 2 kat ağladım. gördüğüm o kadar çok insan haksız yere yargılanıyor, işine parasına el konuyor, ceza alıyor, ki bu insanların kaçma şansı yok, kaç desen kaçacak yerleri yok, o kadar korkuyorlar ki, devletten, polisten, jandarmadan, hakimden, savcıdan.sonra babam arıyor, salı günü bir hukuk davasında tanık olarak çağırılmış ne yapacam ben diyor, o kadar korkuyor ki, tanık olarak da olsa mahkemeye çıkmaktan, üzülüyorum,korkusuna üzülüyorum, yoksa bilmiyorum diyecek bitecek, koskoca babamın o devletten, hakimden korkusu beni o kadar üzüyor ki, sonra duyuyorum bu adamlar serbest. hem de hakim, savcı karşısında da o kadar rahatlar. iki kat ağlıyorum, çünkü avukat olarak hakimin, savcının, memurun bana tavrını düşünüyorum. iyice sinirlerim bozuluyor.
sonra diyorum abi bu ne biçim ülke, ben nasıl bir ülkenin vatandaşıyım, kendimi nasıl güvende hissedebiliyorum bu ülkede, hergün kaç paralarım, rızkımdan nelerim siliniyor acaba, hadi benden silinsin ! bizim hiç utanmamız yok mu? kendimden utanıyorum, çünkü ne kendime ne başkasına verebilecek mantıklı bir açıklamam yok. en fazla kafamı sola doğru eğiyorum, ağzımı yamultarak. yapacak bir şey yok diye. bence ülke burdan gitsin yoksa bize onlar kadar vize vermezler zaten.
sabahın köründe evden çıkıp, iş kovalayıp, öğleden sonra adliye kapanana kadar canım çıkana kadar koşturdum, ha bu arada bu kadar çalışmama doğrudüzgün bir gelirim yok, haftanın sonunda elimde kalan bir hiç ve yorgunluktan ve mutsuzluktan ölüyorum, üstelik de müvekkilimden aldığım masrafın kalan, 58,5 tl sini sadece masraf adı altında aldığım için iade etmişim, yarın birgün adam harca hurca bakar bi yanlışlık olmasın kafasında kuşku oluşmasın diye düşünmüşüm ve yol-yemek v.s masrafımı hiçe saymışım. sonra birden bir görüyorum bu adamlar serbest kalmış, malvarlıkları iade edilmiş. hem de nasıl ağlarım ben bunun üzerine, halimize de bir güzel üzülürüm.
ha bir de hukukçuyum diye 2 kat ağladım. gördüğüm o kadar çok insan haksız yere yargılanıyor, işine parasına el konuyor, ceza alıyor, ki bu insanların kaçma şansı yok, kaç desen kaçacak yerleri yok, o kadar korkuyorlar ki, devletten, polisten, jandarmadan, hakimden, savcıdan.sonra babam arıyor, salı günü bir hukuk davasında tanık olarak çağırılmış ne yapacam ben diyor, o kadar korkuyor ki, tanık olarak da olsa mahkemeye çıkmaktan, üzülüyorum,korkusuna üzülüyorum, yoksa bilmiyorum diyecek bitecek, koskoca babamın o devletten, hakimden korkusu beni o kadar üzüyor ki, sonra duyuyorum bu adamlar serbest. hem de hakim, savcı karşısında da o kadar rahatlar. iki kat ağlıyorum, çünkü avukat olarak hakimin, savcının, memurun bana tavrını düşünüyorum. iyice sinirlerim bozuluyor.
sonra diyorum abi bu ne biçim ülke, ben nasıl bir ülkenin vatandaşıyım, kendimi nasıl güvende hissedebiliyorum bu ülkede, hergün kaç paralarım, rızkımdan nelerim siliniyor acaba, hadi benden silinsin ! bizim hiç utanmamız yok mu? kendimden utanıyorum, çünkü ne kendime ne başkasına verebilecek mantıklı bir açıklamam yok. en fazla kafamı sola doğru eğiyorum, ağzımı yamultarak. yapacak bir şey yok diye. bence ülke burdan gitsin yoksa bize onlar kadar vize vermezler zaten.
kelime:mandrake
-süt müt satan dükkana ne denir?
-mandrake
-bildin.
-süt müt satan dükkana ne denir?
-mandrake
-bildin.
tut ki karnım acıktı: sus gitar bacaklı.
sevişmek isteyen sevişir, elimizden bir şey gelmez, denilecek durumdur. fakat beni asıl düşündüren sevişme sırasında çıkan sesler.
(bkz: allahu ekber).
(bkz: allahu ekber).
gotyeye ait, bir dönem sosyal paylaşım sitelerinde yayınlamamışsanız hesabınızın silineceğini düşündüren şarkı. ayrıca elliot smithin de aynı isimle çok beğenilen bir şarkısı vardır.
http://tinyurl.com/597vof
http://tinyurl.com/597vof
şüphesiz ki; origami sanatını, ateistleri imana getirmek için yarattık sonucuna varan videodur. herşey nasıl katladığına göre değişir, önemli olan niyettir.
boşalan yer güneş almayan bir cam kenarı, oldukça geniş ve konforluysa alınmanıza hiç de gerek olmayan kız modelidir.
harıl harıl nick ararken birden, amaaannn ayşe, mayşe ne farkeder der ve ampul yanar. artık nicklerin bir önemi kalmaz onun için..
bir çubuklu dondurmadır. adamlar öyle bir reklam yapıyor ki arkadaş, sanırsın, piyasalarda, birim fiyatı, 1000 dolardan başlıyor. yok, geçen aldım "2.75" ti vallahi. ayrıca, alabilmek için sanki reinaya gidecek gibi giyinmen gerekiyormuş havası yaratılıyor, öyle aman aman seksi olman da gerekmiyor illa yiyebilmek için, bakkal tipime bile bakmadan hemen verdi valla!! 2.75 e bakar !
yıllar yıllar önce, üsküdar-kadıköy dolmuşlarına yeni zam gelmiştir. camdan dışarıya türlü türlü düşüncelere dalmış, dolmuşun kalkmasını bekleyen ayşemayşeye yanına oturan kadın, birden "1.60 mı?" diye sorar, ayşemayşe de döner kadına "yoo, 1.65-1.66 falan diye cevap verir. ya kadın senin boyunu neden sorsun ki, durduk durmadık yerde.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?