gece yazarları başlığı altında ilk entrysini girmiş olan yeni çömez. hoşgelmiş.
#983161
kiminle itilaf kiminle ittifak yapacaksın bunu iyi seçmen lazım sayın seçmen/çömez/eğlenceli/komik/güldürürken/düşündüren/bilgiç.
ayrıca o sfjghsdhgşs entry si sadece #983154 nolu entry ye yardım ve yataklık yapsın diye girildi.
kiminle itilaf kiminle ittifak yapacaksın bunu iyi seçmen lazım sayın seçmen/çömez/eğlenceli/komik/güldürürken/düşündüren/bilgiç.
ayrıca o sfjghsdhgşs entry si sadece #983154 nolu entry ye yardım ve yataklık yapsın diye girildi.
kolay arapça öğrenin?
artık ingilizce konuşalım?
ankara da ingilizce kursu?
olsa şöyle:
kolay kama sutra öğrenin
artık beden dilimizle konuşalım
moskova da rusça kursu
tıklamayan ipne olsun.
artık ingilizce konuşalım?
ankara da ingilizce kursu?
olsa şöyle:
kolay kama sutra öğrenin
artık beden dilimizle konuşalım
moskova da rusça kursu
tıklamayan ipne olsun.
soyadı kanunundan falan önceydi benim ay’a gelişim. ismin ne dedi. ben, demişim. öyle de kaldı. siz ona ay diyorsunuz, o bana ben diyor. bütün hikaye bu.
rahat rahat oturtmadınız bir köşemde. yok ay’ın hacmi dünya’nın hacminin %2’siymiş de, kütlesi dünya kütlesinden 81,3 kat daha düşükmüş de. sanki gelip ölçtünüz! yok ay dünya’nın çevresinde dolanırsa yirmi dört saat sürermiş de. kendi etrafında dolanması 30 gün olurmuş da. öyle miydi ya? neyse! her yıldan arta kalan altı saatler şubat’a eklenirmiş de! of!
hem yazık değil mi şubat’a niye 31 çekemiyor?!
kimin uydurduğu deli saçması şeyler bunlar yahu! ben sabitledim hızını ay’ın. takılıp gidiyoruz şurada. dünya ise bir yandı bir dondu. yok atmosfer, yok basınç. işim olmaz gelmem bir daha. teflon kaplasanız gelmem. o kadar kaypaklıkla işim olmaz.
bir de uğraşmışlar duvar örmüşler görebileyim diye. ellerine sağlık da, piramitleri biraz daha ayarlı yapabilselerdi ben onların üstüne konup gelen gideni şaşırtacaktım. gerçi, firavunlar da çok şımarıktı, her istediklerini yaptık daha hala mumyamı yap, altınla kapla, üstümü ört! höh!
bir lokma bir hırka yaşayıp gidiyorum. ayın karanlık yüzündeyim. aslında sizin gördüm sandığınız ama görmediğiniz yüzü. size hep öbür yüzü dönük durur. ben saklanayım diye. sağ olsun bir gün bile deşifre etmedi sırrımı. dedim ya soyadı kanunu diye. hatta kanun falan da yok burada. sadece ay ve ben’in çok özel ilişkileri.
meraktan çatladılar. kendi gözleri yemedi hayvanları yolladılar önce bu tarafa. siz sanırsınız ki ilk gelen hayvan laika’dır. daha neler?! ilk meyve sineklerini yolladılar! hala köklerini kazıyacağım diye uğraşır dururum. hayır burada meyve de yok ama ne yer ne içerse deyyuslar! laika’yı iyi ki yollamışlar. onlar öldü sandı ama ben tasmasından yakaladım boşlukta. sıkılmıştı hayvan uç uç. gezdi dolaştı. ay’da bir işedi falan. rahatladı, ben burada kalacağım dedi. hay hay dedim zaten yalnızız ay ve ben.
sonra kendi verdikleri isimle luna’lar fırlattılar ay’a doğru. kimisi geldi çarptı. kimisini ben süpürgeyle savdım. kaplumbağalar da iyi oldu. çeşitlilik ne de olsa. yuri yetişemedi bize. o kadar el salladık. baktık rotayı değiştirmiş gidiyor. nereye diye bağırdım. kadınlar mars’tan değil miydi koçum, diye bir ses geldi. daha o kitap yazılmadı ki demişim. ama geç kaldım bastı mars’a gitti. sonradan haber aldık bir fırtına venüs’e atmış zavallıyı. eee alma mazlumun ahını. yine de houston’a ilk mesajı ben attım:
houston he has a problem?!?!?
yuri, valentina, aleksey derken neil ile buzz çıkageldiler. buzz çok komik adam. zıpladı durdu. neil ciddi takılıyor:
neymiş bir insan için küçük fakat insanlık için bıdı bıdı bıdı.
ulan ben her gün arşınlıyorum ay yüzeyini. ama kimse benim ayak izi fotoğrafımı çekip google’da milyonlarca sayfada yayınlamıyor.
ayak izi deyince, adamın ayaklar zaten 45 numero. bir de o ayakkabıları giymiş sanki bok var da ona basacak burada. oldu mu sana kocaman iz! dünya dan görecekler diye silemiyorum da. bir de utanmadan california eyaletine burada bıraktıkları üç beş çul çaput için ay yüzeyinin o kısmını sit alanı ilan ettirmişler! tuvalet yaptım orayı laika’ya. eşyaların da hepsini çöpe attım. geri de dönüştüremezsiniz artık. güneşe yolladık. yaktı kazanında. ukalalığa bak yahu. işgalci köpekler!
mars’a da gideriz arada. hayvanlarla ben. insansız uzay aracı diyorlar ya. onlar daha eğlenceli vallahi. en azından muhabbetleri çekiliyor ve ayakları o kadar büyük değil. spirit biraz kıskanç, kadın ne de olsa. opportunity ise daha mülayim. birbirlerini idare ediyorlar işte. koskoca gezegen kolay mı? sil süpür temizle iş çok. yardım da etmiyormuş bu oppo bizim kıza. erkek mars’ta da erkek anlayacağınız. yerçekimsiz aşım dertsiz başım.
spirit 18 aylık hamile. mars zamanıyla yani. çocuk olunca ay’a taşınacağız dediler. mars çocuk yetiştirmek için ideal bir gezegen değilmiş. bizde de okul öncesi eğitim yeni zorunlu oldu dedim ama idare ederiz dediler. yedi çok geç tabii.
bu arada, çin´de ingilizce konuşan kişi sayısı amerika´dan daha fazlaymış.
rahat rahat oturtmadınız bir köşemde. yok ay’ın hacmi dünya’nın hacminin %2’siymiş de, kütlesi dünya kütlesinden 81,3 kat daha düşükmüş de. sanki gelip ölçtünüz! yok ay dünya’nın çevresinde dolanırsa yirmi dört saat sürermiş de. kendi etrafında dolanması 30 gün olurmuş da. öyle miydi ya? neyse! her yıldan arta kalan altı saatler şubat’a eklenirmiş de! of!
hem yazık değil mi şubat’a niye 31 çekemiyor?!
kimin uydurduğu deli saçması şeyler bunlar yahu! ben sabitledim hızını ay’ın. takılıp gidiyoruz şurada. dünya ise bir yandı bir dondu. yok atmosfer, yok basınç. işim olmaz gelmem bir daha. teflon kaplasanız gelmem. o kadar kaypaklıkla işim olmaz.
bir de uğraşmışlar duvar örmüşler görebileyim diye. ellerine sağlık da, piramitleri biraz daha ayarlı yapabilselerdi ben onların üstüne konup gelen gideni şaşırtacaktım. gerçi, firavunlar da çok şımarıktı, her istediklerini yaptık daha hala mumyamı yap, altınla kapla, üstümü ört! höh!
bir lokma bir hırka yaşayıp gidiyorum. ayın karanlık yüzündeyim. aslında sizin gördüm sandığınız ama görmediğiniz yüzü. size hep öbür yüzü dönük durur. ben saklanayım diye. sağ olsun bir gün bile deşifre etmedi sırrımı. dedim ya soyadı kanunu diye. hatta kanun falan da yok burada. sadece ay ve ben’in çok özel ilişkileri.
meraktan çatladılar. kendi gözleri yemedi hayvanları yolladılar önce bu tarafa. siz sanırsınız ki ilk gelen hayvan laika’dır. daha neler?! ilk meyve sineklerini yolladılar! hala köklerini kazıyacağım diye uğraşır dururum. hayır burada meyve de yok ama ne yer ne içerse deyyuslar! laika’yı iyi ki yollamışlar. onlar öldü sandı ama ben tasmasından yakaladım boşlukta. sıkılmıştı hayvan uç uç. gezdi dolaştı. ay’da bir işedi falan. rahatladı, ben burada kalacağım dedi. hay hay dedim zaten yalnızız ay ve ben.
sonra kendi verdikleri isimle luna’lar fırlattılar ay’a doğru. kimisi geldi çarptı. kimisini ben süpürgeyle savdım. kaplumbağalar da iyi oldu. çeşitlilik ne de olsa. yuri yetişemedi bize. o kadar el salladık. baktık rotayı değiştirmiş gidiyor. nereye diye bağırdım. kadınlar mars’tan değil miydi koçum, diye bir ses geldi. daha o kitap yazılmadı ki demişim. ama geç kaldım bastı mars’a gitti. sonradan haber aldık bir fırtına venüs’e atmış zavallıyı. eee alma mazlumun ahını. yine de houston’a ilk mesajı ben attım:
houston he has a problem?!?!?
yuri, valentina, aleksey derken neil ile buzz çıkageldiler. buzz çok komik adam. zıpladı durdu. neil ciddi takılıyor:
neymiş bir insan için küçük fakat insanlık için bıdı bıdı bıdı.
ulan ben her gün arşınlıyorum ay yüzeyini. ama kimse benim ayak izi fotoğrafımı çekip google’da milyonlarca sayfada yayınlamıyor.
ayak izi deyince, adamın ayaklar zaten 45 numero. bir de o ayakkabıları giymiş sanki bok var da ona basacak burada. oldu mu sana kocaman iz! dünya dan görecekler diye silemiyorum da. bir de utanmadan california eyaletine burada bıraktıkları üç beş çul çaput için ay yüzeyinin o kısmını sit alanı ilan ettirmişler! tuvalet yaptım orayı laika’ya. eşyaların da hepsini çöpe attım. geri de dönüştüremezsiniz artık. güneşe yolladık. yaktı kazanında. ukalalığa bak yahu. işgalci köpekler!
mars’a da gideriz arada. hayvanlarla ben. insansız uzay aracı diyorlar ya. onlar daha eğlenceli vallahi. en azından muhabbetleri çekiliyor ve ayakları o kadar büyük değil. spirit biraz kıskanç, kadın ne de olsa. opportunity ise daha mülayim. birbirlerini idare ediyorlar işte. koskoca gezegen kolay mı? sil süpür temizle iş çok. yardım da etmiyormuş bu oppo bizim kıza. erkek mars’ta da erkek anlayacağınız. yerçekimsiz aşım dertsiz başım.
spirit 18 aylık hamile. mars zamanıyla yani. çocuk olunca ay’a taşınacağız dediler. mars çocuk yetiştirmek için ideal bir gezegen değilmiş. bizde de okul öncesi eğitim yeni zorunlu oldu dedim ama idare ederiz dediler. yedi çok geç tabii.
bu arada, çin´de ingilizce konuşan kişi sayısı amerika´dan daha fazlaymış.
herkes mersin e giderken türk kızlarının tersine gitmesinden dolayı muzdarip insan haykırışı.
vikipedi ye bilgi alırım edasıyla girdim ve fakat bu maddeyi sorguladığımda:
please read:an urgent appeal from wikipedia founder jimmy wales
gibi bir yazıyla karşılaştım.
insan ne oldum dememeli ne olucam demeli diye boşuna dememişler. sen koskoca vikipedyayı kur ondan sonra elalemden uyuşturucu sayfalarında para dilen.
dağlara daşlara.
please read:an urgent appeal from wikipedia founder jimmy wales
gibi bir yazıyla karşılaştım.
insan ne oldum dememeli ne olucam demeli diye boşuna dememişler. sen koskoca vikipedyayı kur ondan sonra elalemden uyuşturucu sayfalarında para dilen.
dağlara daşlara.
alkol bitkilerdeki şekerden fermantasyonla elde edilir. %96lık ya da saf alkol olarak bulundurulur. asıl kullanılan alkol %96 dan seyreltilerek %70 e düşürülmüş alkoldür.
sterilizasyonda kullanılmaz. aksine mikropları sabitlediği tespit edilmiştir.
oje çıkarma işleminde asla kullanılmaz. ojeyi çıkarmadığı gibi deri tabakanızda inanılmaz bir kuruluk ve beyazlık meydana getirir.
pipetle ağza çekilirken son derece dikkatli olunması gerekir.
(bkz: bilgi sözlük alkol kültürünü geliştirme servisi) sundu.
sterilizasyonda kullanılmaz. aksine mikropları sabitlediği tespit edilmiştir.
oje çıkarma işleminde asla kullanılmaz. ojeyi çıkarmadığı gibi deri tabakanızda inanılmaz bir kuruluk ve beyazlık meydana getirir.
pipetle ağza çekilirken son derece dikkatli olunması gerekir.
(bkz: bilgi sözlük alkol kültürünü geliştirme servisi) sundu.
aslında hepimiz birazır deliyiz.
aşk beyinde başlar, insan karşısındakini beyniyle soyar ve giydirir.
aşk diye bir şey yoktur, küspesi fazla gelmiş damızlık boğa vardır.
erkeğin aşkı sonsuza değil, ilk donsuza kadar sürer. karşısında mini eteğin altına iç çamaşırı giymediğini fark ettiği bir kadınla karşılaşmayagörsün!
onun için aşk istenmeyen tüyler gibidir. sperm de tüy dökücü krem. ilk ilişkiden sonra aşk’ın a’sı düşer vücuttan. üçüncü sevişmeden sonra artık erkek bedeni aşktan arınmıştır; ama kıllarından asla.
erkek beyni aşkla sevişmeyi birbirinden ayırt edemez. zaten ayırt etmek için de uğraşmaz. ne kadar peşinde koşturursan o kadar ‘aşık’ım sanır. halbuki elde edemediği oranda, bir orangutanın yüksek daldaki muzu arzulaması kadardır isteği. dal sarkar kartal kalkar. kartal kalkar gider, başka bir dala sarkar. işte kısaca erkek ürogenital sisteminin açılımı budur.
aşk insanın içini boşaltır. çürük bir ceviz gibi içini kurutur kabuğunu bırakır. sen içim doldu sanırken onunla, o, kendini geri çektiği anda sifonu çeker senin üstüne, bir de klozetin kapağını kapatır.
#983079
ben aramızdaki kıvlcımlanmanın ikimizin sevdiği ortak şişme bebekten geldiğini biliyorum.
kendisi bununla nickini takas edecekmiş. ben benimkinden sıkıldımdı zati.
biberon ve prima masrafları da cabası. ver nickini. al tepe tepe kullan.
ben aramızdaki kıvlcımlanmanın ikimizin sevdiği ortak şişme bebekten geldiğini biliyorum.
kendisi bununla nickini takas edecekmiş. ben benimkinden sıkıldımdı zati.
biberon ve prima masrafları da cabası. ver nickini. al tepe tepe kullan.
nickten yana nın önce nickini kısaltıp 50 karakterli başlığa sığabilecek bir nick almasını dilerdim ama nickten yana şansı yok garibimin.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?