içinin salçalı pirinç ve baharatla doldurulması sonucu müthiş bir yiyecek halini alan bir tür sakatat...
adana mutfağına aittir ve alkollü bir bedenin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilme gibi bir özelliğe sahiptir fakat daha önce hiç şırdan yememiş, hatta görmemiş birine şırdan yedirebilmek çok zor olabilir...
görüntü itibari ile bir çeşit yaratıktan başka bir şey değildir fakat bilinmelidir ki şırdan tencerede durduğu gibi durmaz, tadıldığı anda kişiyi kendine bağımlı yapar...
fotoğrafı için;http://img524.imageshack.us/img524/5049/sirdantn5.jpg
kişinin ilgi alanına göre değişebilecek bir hadise olsa da genellikle okurken diğer bölümler kadar sıkıcı olmayan fakat mezuniyetten sonra size herhangi bir ünvan katamayacak olan bölüm...
(bkz: uluslararası ilişkilerci)
(bkz: uluslararasıcı)
(bkz: uluslararası ilişkilerci)
(bkz: uluslararasıcı)
(bkz: son adam)
futbolda libero adı verilen mevkide oynayan oyuncu için kullanılan ifade...
son adamlar içinde bulundukları konum itibari ile savumada yapılacak tüm hataları kendi tekellerine almayı peşinen kabul etmiş mazlum insanlardır...
oyun içinde kilit rol üstlenseler de yaptıkları olumlu işler pek göze batmaz...
çünkü onlar rakip kaleye epey uzaktırlar ve o uzaklıktayken ne yaparlarsa yapsınlar o iş zaten "yapılması gereken"dir, takıma ekstra bir katkı sağladığı düşünülmez...
olumsuz hareketleri ise, gol öncesi yapılmış olan son hata olacağı için üzerlerine yapışır kalır...
hatta maçları yayınlayan kuruluşun kameraları bile gol atıldıktan sonra önce gol sevinci yaşayan futbolcuları gösterir, ardından hata yapmış olan bu "son adam"a döner...
sözün özü, son adam son olduğu kadar yalnızdır da...
son adamlar içinde bulundukları konum itibari ile savumada yapılacak tüm hataları kendi tekellerine almayı peşinen kabul etmiş mazlum insanlardır...
oyun içinde kilit rol üstlenseler de yaptıkları olumlu işler pek göze batmaz...
çünkü onlar rakip kaleye epey uzaktırlar ve o uzaklıktayken ne yaparlarsa yapsınlar o iş zaten "yapılması gereken"dir, takıma ekstra bir katkı sağladığı düşünülmez...
olumsuz hareketleri ise, gol öncesi yapılmış olan son hata olacağı için üzerlerine yapışır kalır...
hatta maçları yayınlayan kuruluşun kameraları bile gol atıldıktan sonra önce gol sevinci yaşayan futbolcuları gösterir, ardından hata yapmış olan bu "son adam"a döner...
sözün özü, son adam son olduğu kadar yalnızdır da...
aşağıdaki bağlantılar da şahsımdan başkasına ait değildir...
http://sezcancamurdan.deviantart.com
http://anavarza1940.deviantart.com
http://sezcancamurdan.deviantart.com
http://anavarza1940.deviantart.com
futbola değişik bir açıdan bakan, aylık online futbol dergisi...
ayrıca;
http://www.hayatimfutbol.com/ adresinden ulaşılabilecek dergidir...
ayrıca;
http://www.hayatimfutbol.com/ adresinden ulaşılabilecek dergidir...
elektrikler kesildiğinde yoldaki arabaların farlarının da söneceğini düşünmek salaklıksa, evet ben öyleydim...
sitedeki eserlerin izinsiz kullanımı nedeniyle mahkemelik olan insanlar da hatırı sayılır miktardadır...
anavarza zine’in sayfa tasarımları aşamasında elimin defalarca gidip gidip geldiği, fakat kullanmadığım birçok hoş çalışma hala bu sitededir ve takibim altındadır...
anavarza zine’in sayfa tasarımları aşamasında elimin defalarca gidip gidip geldiği, fakat kullanmadığım birçok hoş çalışma hala bu sitededir ve takibim altındadır...
çakmağı olmayan bireyin ruh hali iki boyutta değerlendirilebilir...
ilki; birey tribüne henüz girmemiştir...
turnikelerden geçtikten sonra maruz kalacağı polis aramasında çakmağı kaptırmamak için polislerin kontrol etmeyeceği bir bölge düşünmekte olan insanlara göre rahattır, kaybedecek bir şeyi yoktur, polis onu istediği kadar arasındır...
ikinci boyutu ise maç bitimine çok az zaman kala tribünde bulunan ve çakmağı olmayan bireyin içine girdiği ruh halidir...
maç bitiminde (hele ki ev sahibi takım taraftarıysa) polisler taraftarlardan tribünü bir an evvel boşaltmalarını isteyecektir, fakat tellerde asılı duran pankartlar öylece bırakılmayacağından pankart sahiplerinin pankartları indirmesi gerekmektedir...
çakmağı olmayan birey uçmasın diye pankartını maç öncesi kör düğümle tellere astığından pankartı sökmekte epey zorlanmaktadır ve ne yazık ki ipleri yakıp bu pankart sökme işlemini rahatça gerçekleştirebilmesini sağlayacak bir çakmağı yoktur...
polisin "hadi arkadaşım, biraz çabuk olalım" şeklindeki çıkışlarına maruz kalan bireyimiz stada girerken yaşamamış olduğu sıkıntıyı şimdi yaşamaktadır...
ilki; birey tribüne henüz girmemiştir...
turnikelerden geçtikten sonra maruz kalacağı polis aramasında çakmağı kaptırmamak için polislerin kontrol etmeyeceği bir bölge düşünmekte olan insanlara göre rahattır, kaybedecek bir şeyi yoktur, polis onu istediği kadar arasındır...
ikinci boyutu ise maç bitimine çok az zaman kala tribünde bulunan ve çakmağı olmayan bireyin içine girdiği ruh halidir...
maç bitiminde (hele ki ev sahibi takım taraftarıysa) polisler taraftarlardan tribünü bir an evvel boşaltmalarını isteyecektir, fakat tellerde asılı duran pankartlar öylece bırakılmayacağından pankart sahiplerinin pankartları indirmesi gerekmektedir...
çakmağı olmayan birey uçmasın diye pankartını maç öncesi kör düğümle tellere astığından pankartı sökmekte epey zorlanmaktadır ve ne yazık ki ipleri yakıp bu pankart sökme işlemini rahatça gerçekleştirebilmesini sağlayacak bir çakmağı yoktur...
polisin "hadi arkadaşım, biraz çabuk olalım" şeklindeki çıkışlarına maruz kalan bireyimiz stada girerken yaşamamış olduğu sıkıntıyı şimdi yaşamaktadır...
siyasal yelpazenin sağ kanadında sürekli git-geller yapan, bir dönem seçim kampanyasında bayhanı kullandığı için popstar lakabı ile de anılan, adı geçtiğinde sinirlerimizin kalkmasına neden olan, adana büyükşehir belediyesi başkanı...
ufak tefek bir şeydir ve aynen sinek örneğinde olduğu gibi mide bulandırır...
ufak tefek bir şeydir ve aynen sinek örneğinde olduğu gibi mide bulandırır...
(bkz: buraya bakarlar)
(bkz: nereye bakıyor bu adamlar)
(bkz: buraya bakarlar)
ankarayın içindeki tüm panolarda yer alan afişlerin üzerindeki yazı...
reklam verecek kuruluşlar o kadar angut mudur ki onlara böyle bir akıl verme gereği duyuyorsunuz dedirten ve ankaraya her gidişimde yerlerine hala reklam asılmamış olduğunu gördüğüm afişler...
(bkz: ya bakmazlarsa)
reklam verecek kuruluşlar o kadar angut mudur ki onlara böyle bir akıl verme gereği duyuyorsunuz dedirten ve ankaraya her gidişimde yerlerine hala reklam asılmamış olduğunu gördüğüm afişler...
(bkz: ya bakmazlarsa)
2005 yılı aralık’ında ilk sayısı ile raflarda konuşlanan, yakın zamanda açılan ve hala birçok eksiği olanhttp://www.anavarza.org sayesinde webzinelik de taslayabilecek fanzin...
şimdiye kadar 3 sayısı çıkmış olup, 4. sayısının hazırlıkları başlama aşamasındadır...
şimdiye kadar 3 sayısı çıkmış olup, 4. sayısının hazırlıkları başlama aşamasındadır...
yedi karanfilin 7. albümünde kendine yer bulmuş olan, bu sabah arabada ilk dinlediğim parça olduğu için midir bilinmez tüm gün dilimden nağmelerini düşüremediğim, sözlükte karşıma çıkmasıyla bana "ulan burada da mı?" dedirtmiş güzel eser...
benimle beraber olmayı hak ediyorsun...
(bkz: pinar ksk)
ege üniversitesi iktisadi ve idari bilimler fakültesinin her konuda tek yetkili kişisi...
okuldaki işleyişi bilmeyen birinde müstahdem izlenimi uyandırır fakat ne gibi bir süreçten geçerek oluşturduğunu hiç bilmediğim gizli yetkileri vardır...
okul tuvaletlerinde tıraş olabilir,
"nato binası deprem tehlikesinden dolayı boşaltılmış, okul binasını boşaltın" diyebilir,
yaz okulunda derslerin devam ettiği bir saatte anons yaparak "okulu kapatıyoruz, dersler bitmiştir" diyebilir...
okuldaki işleyişi bilmeyen birinde müstahdem izlenimi uyandırır fakat ne gibi bir süreçten geçerek oluşturduğunu hiç bilmediğim gizli yetkileri vardır...
okul tuvaletlerinde tıraş olabilir,
"nato binası deprem tehlikesinden dolayı boşaltılmış, okul binasını boşaltın" diyebilir,
yaz okulunda derslerin devam ettiği bir saatte anons yaparak "okulu kapatıyoruz, dersler bitmiştir" diyebilir...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?