endüstriyel futbol;
parası olmadığı için beleş tepede kouşlanan adamın 90 dakika boyunca iç geçirmesinin müsebbibidir...
endüstriyel futbol;
teneke kutularla ders aralarında futbol oynayan çocukların giydiği burunları açılmış ayakkabıların, bir ayakkabı fırmasının en son model kramponları ile kıyaslandığında değersiz bulunmasıdır...
endüstriyel futbol;
futbol topu üreticilerinin, evdeki çorapların iç içe sokulması suretiyle top yapılabileceğini tahayyül edememesidir...
endüstriyel futbol;
ilkokulda derse giriş zili çaldıktan 5 dk. sonra kıpkırmızı suratlar ve körük gibi çalışan ciğerlerle sınıf kapısını çalmaya cesaret edemeyen çocukların 30 yıl sonra ellerinde kombine biletlerle maç saatinde stat önünde belirmelerini sağlayabilecek sürecin ürünüdür...
endüstriyel futbol;
zamanında top oynarken kuyruk gibi sallanmasın diye gömlek cebine sokulan kravatların, televizyonlardaki futbol tartışma programlarında boy gösteren janti abiler sayesinde en mühim aksesuar niteliği kazanmasıdır...
endüstriyel futbol;
localarda sırtını sahaya dönüp duvardaki plazma tvlerden maçı seyretmektir...
endüstriyel futbol;
üretim ilişkilerinin oluşturduğu sınıfsal yapının, numaralı tribün ve kale arkası tribün farkı sayesinde bir stada sokulmasıdır...
annenin temizlik yaparken arap sabunları arasında delik bir sabun bulmasından daha iyi bir durumdur...
en azından anne için işlevseldir, göz yumabilir kadıncağız...
en azından anne için işlevseldir, göz yumabilir kadıncağız...
ortadan katlanmış bir türkiye haritasıysa, kat yerine tam ortada olduğu için hep adana denk gelir, dolayısıyla en çok yıpranma ve en çabuk yırtılma bu şehirde görülür...
bir grup mafya tipli herif birikmiş, arkada maersk konteynerleri görünüyor:
-uyuşturucu işinden elini ayağını çekeceksin nuri...! elindeki kumarhaneyi de devredeceksin, anlaşıldı mı...?
-abi anlaşıldı da... benim eskişehirde yaşayan bir mafya olduğum anlaşılmadi bir türlü... hep birşeyler söylemek istediğinizde limanlara cağırıp durmayın... aldığım parayı olduğu gibi yola veriyorum, limanı batsın...!
-uyuşturucu işinden elini ayağını çekeceksin nuri...! elindeki kumarhaneyi de devredeceksin, anlaşıldı mı...?
-abi anlaşıldı da... benim eskişehirde yaşayan bir mafya olduğum anlaşılmadi bir türlü... hep birşeyler söylemek istediğinizde limanlara cağırıp durmayın... aldığım parayı olduğu gibi yola veriyorum, limanı batsın...!
-ich komme, ich komme...
-jaaah das ist wunderbar...!
-jaaah das ist wunderbar...!
bu konu ile ilgili olan bir belgeseli izlerken kan çekilmesinin ne menem bir şey olduğunu anlamamı sağlamış insanlık ayıpları bütünü...
"evet, liverpool şehrinin iki takımı vardır. biri liverpool, diğeri de liverpoolun yedekleri" - bill shankly
hepimiz türk olduğumuz için ermeniyiz, hepimiz ermeni olduğumuz için türküz...
ilginç öyküleri olan özel bir camia...
şöyle ki;
kulübün renklerinin tayin edilmesi aşamasında limana yanaşan ilk geminin bandırasına göre karar verileceği konusunda uzlaşılmıştır...
limana yanaşan ilk gemi de isveç bandıralı olunca kulübün renkleri sarı-mavi olmuştur...
rivayet edilir ki bocalı bir zat öldükten sonra tabutuna river plate bayrağı sarılmasını talep eder...
yakınları hayretler içerisinde neden böyle bir şey istediğini merak ederken amcamdan güzel bir cevap gelir;
-bizimkiler bir riverli daha gebermiş diye sevinsinler...!
taraftarları öldükleri zaman küllerinin mabed olarak gördükleri la bomboneraya serpilmesini ister, ki stadın içinde tutam tutam küller mevcuttur...
ve bocalıların o meşhur sloganda dedikleri gibi;
"birgun hepiniz maradona olabilirsiniz ama bir che asla"
şöyle ki;
kulübün renklerinin tayin edilmesi aşamasında limana yanaşan ilk geminin bandırasına göre karar verileceği konusunda uzlaşılmıştır...
limana yanaşan ilk gemi de isveç bandıralı olunca kulübün renkleri sarı-mavi olmuştur...
rivayet edilir ki bocalı bir zat öldükten sonra tabutuna river plate bayrağı sarılmasını talep eder...
yakınları hayretler içerisinde neden böyle bir şey istediğini merak ederken amcamdan güzel bir cevap gelir;
-bizimkiler bir riverli daha gebermiş diye sevinsinler...!
taraftarları öldükleri zaman küllerinin mabed olarak gördükleri la bomboneraya serpilmesini ister, ki stadın içinde tutam tutam küller mevcuttur...
ve bocalıların o meşhur sloganda dedikleri gibi;
"birgun hepiniz maradona olabilirsiniz ama bir che asla"
büyük insanlık gemide güverte yolcusu
tirende üçüncü mevki
şosede yayan
büyük insanlık.
büyük insanlık sekizinde işe gider
yirmisinde evlenir
kırkında ölür
büyük insanlık.
ekmek büyük insanlıktan başka herkese yeter
pirinç de öyle
şeker de öyle
kumaş da öyle
kitap da öyle
büyük insanlıktan başka herkese yeter.
büyük insanlığın toprağında gölge yok
sokağında fener
penceresinde cam
ama umudu var büyük insanlığın
umutsuz yaşanmıyor.
7 ekim, taşkent, 1958
nazım hikmet
tirende üçüncü mevki
şosede yayan
büyük insanlık.
büyük insanlık sekizinde işe gider
yirmisinde evlenir
kırkında ölür
büyük insanlık.
ekmek büyük insanlıktan başka herkese yeter
pirinç de öyle
şeker de öyle
kumaş da öyle
kitap da öyle
büyük insanlıktan başka herkese yeter.
büyük insanlığın toprağında gölge yok
sokağında fener
penceresinde cam
ama umudu var büyük insanlığın
umutsuz yaşanmıyor.
7 ekim, taşkent, 1958
nazım hikmet
(bkz: ben bir mülteciyim)
(bkz: göztepe)
ne kadar karadenizin isen, o kadar akdenizinsin...
ve sen elbette dünyanın tüm denizlerinde usul usul kıyıya vuran o sevgi dolu yüreksin...
http://tinyurl.com/2ssfbm
ve sen elbette dünyanın tüm denizlerinde usul usul kıyıya vuran o sevgi dolu yüreksin...
http://tinyurl.com/2ssfbm
"o kadar sevdim ki resmini, işte bugün konuştu benle"
cümlesini hakedebilecek bir şahısın muhtemelen sahip olduğu şey...
cümlesini hakedebilecek bir şahısın muhtemelen sahip olduğu şey...
2001 yılında hz. muhammedin tasvir edildiği bir resim yayınlamış olan almanların ünlü der spiegel dergisini tek başına karşısına alan bir spikerimiz vardı, ve şakaklarındaki tüm damarları patlatmak istercesine şu şekilde haykırmıştı;
-özür dileyeceksin der spiegel...!
-özür dileyeceksin der spiegel...!
evet, bahsi geçen içecek şalgam bitkisinden üretilen bir içecektir ve mantıken şalgam suyu olarak adlandırılmalıdır fakat özellikle adanada (ki şalgamın ana vatanı burasıdır) suyu kelimesi kullanılmadan, sadece şalgam olarak anılır...
şalgam suyu diyenler de arkadaş çevrelerine alınmamak, halı sahada sadece kaleci kontenjanından maça dahil olabilmek gibi örneklerini (büyük bir zevkle) çoğaltabileceğimiz, feleğin çeşitli sille türlerine maruz kalırlar...
şalgam suyu diyenler de arkadaş çevrelerine alınmamak, halı sahada sadece kaleci kontenjanından maça dahil olabilmek gibi örneklerini (büyük bir zevkle) çoğaltabileceğimiz, feleğin çeşitli sille türlerine maruz kalırlar...
"futbol bir ölüm-kalım meselesi değildir. ondan çok daha önemlidir" - bill shankly
"birinciysen birincisindir, ikinciysen hiçbir şey" - bill shankly
"bir maçın en önemli dakikası, ilk 90 dakikasıdır" - sir bobby robson
"all that i know most surely about morality and obligations, i owe to football" - albert camus
"futbol asla sadece futbol değildir" - simon kuper’in yazdığı "football against the enemy" isimli kitabın türkçe ismi
"futbol benim bir parçam. ben oynarken, etrafimdaki dünya da uyaniyor" - bob marley
"birinciysen birincisindir, ikinciysen hiçbir şey" - bill shankly
"bir maçın en önemli dakikası, ilk 90 dakikasıdır" - sir bobby robson
"all that i know most surely about morality and obligations, i owe to football" - albert camus
"futbol asla sadece futbol değildir" - simon kuper’in yazdığı "football against the enemy" isimli kitabın türkçe ismi
"futbol benim bir parçam. ben oynarken, etrafimdaki dünya da uyaniyor" - bob marley
ufak kuzenimin ben bilgisayarda insanüstü bir yoğunlukla çalışırken, yanımda 10 dakika dikilip duvardaki adana demirspor formasına baktıktan sonra sorduğu soru ve akabinde gelişen diyalog;
-abi adana demirsporun hayvanı ne...?
+nasıl yani...?
-hani galatasaray aslan ya, adana demirspor ne...?
+hmm, bizim öyle bir hayvanımız yok, şimşek denir adana demirspora...
+ohooo...! hayvansız takım mı olur ya...
özledim keratayı...
-abi adana demirsporun hayvanı ne...?
+nasıl yani...?
-hani galatasaray aslan ya, adana demirspor ne...?
+hmm, bizim öyle bir hayvanımız yok, şimşek denir adana demirspora...
+ohooo...! hayvansız takım mı olur ya...
özledim keratayı...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?