165.760.000 kilometre kare gibi bir büyüklüğe sahiptir.
(bkz: ny alesond)
en kuzeydeki yerleşim birimi, norveç - 78.5 derece kuzeyde bulunmaktadır.
on beş ülke ile sınırı vardır ki bu özelliği ile dünyada en çok sınır komşusu olan ülke ünvanına sahiptir.
seksen bir buçuk kilometre ile en uzun kanaldır.
dünyanın en kalabalık şehridir. yirmi altı milyon beş yüz bün gibi bir nüfusa sahiptir.
(bkz: al aziziyah)
diet kola suda nasıl yüzebiliyor?
tabii evinizdeki teneke kutu kolaları suya atıp, yüzme bilip bilmediklerini test etmek gibi bir merakınız yoksa bilemezsiniz. suya atılan bir teneke kutu diyet kola batmaz ama aynı hacim ve ebattaki normal kola batar. bunun doğruluğunu abd’deki kola üreticilerinin yetkilileri de onaylamışlardır. peki diyet kola yüzmeyi nasıl öğrendi?
her iki kolayı da suya koyduğunuzda (attığınızda değil) diyet kola yüzeye doğru çıkar ama, klasik kola da taş gibi dibe oturmaz. yüzeye çıkayım mı, çıkmayayım mı dercesine salınır durur.
üreticilerin bu durumu, diyet kolalarda kullanılan suni tatlandırıcıların yoğunluklarının şekere göre daha az olması ve bu nedenle de bir kutuda daha az miktarda kullanılmaları şeklinde izah ediyorlar. gerçekten ’aspartame’ denilen tatlandırıcı, şekerden 200 kez daha tatlıdır. yani bir kolayı tatlandırmak için 10 çay kaşığı şeker koymanız gerekiyorsa, aynı tatlılığı bir çay kaşığının yirmide biri kadar suni tatlandırıcı katarak verebilirsiniz. aslında diyet kola ve kutunun yapıldığı alüminyumun yoğunlukları ayrı ayrı sudan fazladır ama kutunun içindeki hava ve gaz kabarcıkları, onun ortalama yoğunluğunu, suyun yoğunluğunun biraz altına indirir. arşimet’e göre ortalama yoğunluğu sudan az olan her şey yüzebilir.
bu arada biradan da bahsetmeden geçemeyeceğiz. evinizdeki aynı hacimdeki teneke kutu biraları suya koyun, hepsinin farklı derinliklerde kaldıklarını göreceksiniz. bunun nedeni suyun kaldırma gücünden ziyade tüketici yasalarıdır. kutunun kenarında yazan hacim miktarı yasal olarak en az olanıdır. doldurma sistemindeki hassasiyet pek iyi değilse, daha çok dolanlar daha ağır olabilirler.
kutu biralar eğer üzerlerinde yazan yasal minimum miktar kadar doldurulurlarsa, içlerindeki hava ve karbondioksit sayesinde yüzebilirler. ancak üreticiler, yasadan çekinmeleri nedeni ile, biraları minimumdan değil de, biraz fazla doldurmayı tercih ettiklerinden kutuların çoğunluğu suda dibe gider.
tabii evinizdeki teneke kutu kolaları suya atıp, yüzme bilip bilmediklerini test etmek gibi bir merakınız yoksa bilemezsiniz. suya atılan bir teneke kutu diyet kola batmaz ama aynı hacim ve ebattaki normal kola batar. bunun doğruluğunu abd’deki kola üreticilerinin yetkilileri de onaylamışlardır. peki diyet kola yüzmeyi nasıl öğrendi?
her iki kolayı da suya koyduğunuzda (attığınızda değil) diyet kola yüzeye doğru çıkar ama, klasik kola da taş gibi dibe oturmaz. yüzeye çıkayım mı, çıkmayayım mı dercesine salınır durur.
üreticilerin bu durumu, diyet kolalarda kullanılan suni tatlandırıcıların yoğunluklarının şekere göre daha az olması ve bu nedenle de bir kutuda daha az miktarda kullanılmaları şeklinde izah ediyorlar. gerçekten ’aspartame’ denilen tatlandırıcı, şekerden 200 kez daha tatlıdır. yani bir kolayı tatlandırmak için 10 çay kaşığı şeker koymanız gerekiyorsa, aynı tatlılığı bir çay kaşığının yirmide biri kadar suni tatlandırıcı katarak verebilirsiniz. aslında diyet kola ve kutunun yapıldığı alüminyumun yoğunlukları ayrı ayrı sudan fazladır ama kutunun içindeki hava ve gaz kabarcıkları, onun ortalama yoğunluğunu, suyun yoğunluğunun biraz altına indirir. arşimet’e göre ortalama yoğunluğu sudan az olan her şey yüzebilir.
bu arada biradan da bahsetmeden geçemeyeceğiz. evinizdeki aynı hacimdeki teneke kutu biraları suya koyun, hepsinin farklı derinliklerde kaldıklarını göreceksiniz. bunun nedeni suyun kaldırma gücünden ziyade tüketici yasalarıdır. kutunun kenarında yazan hacim miktarı yasal olarak en az olanıdır. doldurma sistemindeki hassasiyet pek iyi değilse, daha çok dolanlar daha ağır olabilirler.
kutu biralar eğer üzerlerinde yazan yasal minimum miktar kadar doldurulurlarsa, içlerindeki hava ve karbondioksit sayesinde yüzebilirler. ancak üreticiler, yasadan çekinmeleri nedeni ile, biraları minimumdan değil de, biraz fazla doldurmayı tercih ettiklerinden kutuların çoğunluğu suda dibe gider.
şirinler yıllardır komünizm propagandası yapmakla suçlanmış abdde bir
dönem gösterimi yasaklanmıştır..
bunun nedeni para olmadan komünal bir yaşam sürmeleri, şirin babanın karl marxa benzemesi ve kızıl şapka giymesidir. herkes kendi işini yapıyordur ve mutludur. herkes aynı şeyi giyiyordur. çizgi filmdeki şirinlerin düşmanı gargamel papaz cübbesi giyer ve dini sembolize eder,altın ve para düşkünüdür (kapitalizm) ve onları yeme (misyonerlik) gibi pek çok gizli unsur bulundurduğu iddia edilmiştir.
şirinler çizgi filminin yaratıcısı peyo, sosyalisttir.. şirinleri ortaya çıkardığı zaman iki kutuplu bir dünya vardı.. bir tarafta abd diğer tarafta sscb.. sosyalist olan peyo, yaptığı çizgifilmle bir mesaj vermek ve emperyalist amerikaya karsı bu yolla propaganda yapmak istemiştir..şirinler köyünde bir tek bile ibadethane bulunmaz.. ne kilise, ne havra,ne camii..
şirinler köyünde para kullanan kimseyi gördünüz mü şimdiye kadar hiç??para kullanılmaz evet, ama herkes kendine gerekli olan şeyleri bedava edinir.. tembel şirin bile hiç bir iş yapmadığı halde bütün şirinlerle
aynı standartlarda yaşamaktadır(tembellik hakkı).. şirin çileği tarlaları sadece bir şirine ait değildir, bütün şirinler bu tarlada hak sahibidir..
gargamelin kedisi azman ise (orjinalindeki adı azraildir bu kedinin)abdnin peşinden ayrılmayan küçük ülkeleri sembolize eder..ayrıca şirinlerin ingilizce yazılımı smurftur, bu da "socialist men under red flag" yani kızıl bayrak altında yaşayan adamlar..
şirinlerin temsil ettiği çok farklı unsurlar da vardır. örneğin; şirine feminizmi, süslü eşcinselliği, güçlü şirin maço erkeği temsil eder.
dönem gösterimi yasaklanmıştır..
bunun nedeni para olmadan komünal bir yaşam sürmeleri, şirin babanın karl marxa benzemesi ve kızıl şapka giymesidir. herkes kendi işini yapıyordur ve mutludur. herkes aynı şeyi giyiyordur. çizgi filmdeki şirinlerin düşmanı gargamel papaz cübbesi giyer ve dini sembolize eder,altın ve para düşkünüdür (kapitalizm) ve onları yeme (misyonerlik) gibi pek çok gizli unsur bulundurduğu iddia edilmiştir.
şirinler çizgi filminin yaratıcısı peyo, sosyalisttir.. şirinleri ortaya çıkardığı zaman iki kutuplu bir dünya vardı.. bir tarafta abd diğer tarafta sscb.. sosyalist olan peyo, yaptığı çizgifilmle bir mesaj vermek ve emperyalist amerikaya karsı bu yolla propaganda yapmak istemiştir..şirinler köyünde bir tek bile ibadethane bulunmaz.. ne kilise, ne havra,ne camii..
şirinler köyünde para kullanan kimseyi gördünüz mü şimdiye kadar hiç??para kullanılmaz evet, ama herkes kendine gerekli olan şeyleri bedava edinir.. tembel şirin bile hiç bir iş yapmadığı halde bütün şirinlerle
aynı standartlarda yaşamaktadır(tembellik hakkı).. şirin çileği tarlaları sadece bir şirine ait değildir, bütün şirinler bu tarlada hak sahibidir..
gargamelin kedisi azman ise (orjinalindeki adı azraildir bu kedinin)abdnin peşinden ayrılmayan küçük ülkeleri sembolize eder..ayrıca şirinlerin ingilizce yazılımı smurftur, bu da "socialist men under red flag" yani kızıl bayrak altında yaşayan adamlar..
şirinlerin temsil ettiği çok farklı unsurlar da vardır. örneğin; şirine feminizmi, süslü eşcinselliği, güçlü şirin maço erkeği temsil eder.
aramıza yeni katılmış olan yazar adayımız. hoşgelmişlerdir. (bkz: bskk)
her ne yapılırsa yapılsın karşılaşılan durum karşısında nutku tutulan ve daha nasıl bir farklılık yaratsamda değişik bir düzen kursam düşüncesinin sonunda pes edilmesi ile kısır döngü içerisinde kalmış insanın nidası.
fevkaladenin fevkinde bir olaydır. zira sizi başkası bu kadar anlamaz. yalnızlık sizin kendiniz ile tek başınıza kalmanızı sağlar. içinizdeki eleştirel ruhunuz ortaya çıkar. yaptıklarınızı sorgulamaya başlarsınız. sorguladıkça anlarsınız, anladıkça daha bilinçli sorgularsınız.
sevmeye başlarısınız yalnızlığı. hep onunla takılmaya başlarsınız artıkın. hep ona anlatırsınız içinizden gelenleri ve hiç bir şey demeden sabrın en güzel halini size gösterip dinler, ve öyle bir zaman gelir ki kollarında bulursunuz kendinizi yalnızlığın sımsıkı.
sevmeye başlarısınız yalnızlığı. hep onunla takılmaya başlarsınız artıkın. hep ona anlatırsınız içinizden gelenleri ve hiç bir şey demeden sabrın en güzel halini size gösterip dinler, ve öyle bir zaman gelir ki kollarında bulursunuz kendinizi yalnızlığın sımsıkı.
(bkz: adamına göre muamele)
heyecanlanmanın ya da sinirin belkide korkunun dışa vurulmuş hali.herhangi bir olay karşısında kişinin kendisini tutamayıp duygularını biraz abartılı bir şekilde göstermesi.
kapıda kocaman ayaklı amcaların sizi tekmeleyip işten çıkarmaları için sizden çok maaş alma durumu olması. zira heran herkes topun ağzındadır ve bu kadar çalışmaya bu kadar mı mukafat verilir deyip ilk serzenişinde onuda elinizden alınması zor olmayan yer.
bir de yapmadığınız bir sebepten ötürü işten çıkarılmak ve bunu da tam ihtiyaç zamanı yapmaları. üzerinize atılan pis iftirayımı temizliceksiniz yoksam kendi psikolojinizi mi düzelteceksiniz o ayrı bir konudur.
bir de yapmadığınız bir sebepten ötürü işten çıkarılmak ve bunu da tam ihtiyaç zamanı yapmaları. üzerinize atılan pis iftirayımı temizliceksiniz yoksam kendi psikolojinizi mi düzelteceksiniz o ayrı bir konudur.
geride iz bırakmamak.ya da başlığı beleklerini kesip tuvalete atmak diye anlamak.
(bkz: başlığı götten anlamak)
(bkz: başlığı götten anlamak)
biran da gelen arkadaşların baskın niteliğini taşıyan yüzlerin gülrek söylediği selamlama şeklide olabilir nice zamanlarda.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?