yetismiyor sana sesim
bekliyorum gelmiyorsun
yillar gecti mevsim mevsim
bekliyorum gelmiyorsun
daglar yuce beller uzun
gunler, aylar yillar uzun
bu kadar mi yillar uzun
bekliyorum gelmiyorsun
(bkz: ezginin gunlugu)
gelmiyorsun
(gelmeyenlere ve bekleyenlere.. naçizane.)
-yeti$miyor sana sesim-
bağırıyorum aralıksız. aramızda birbiri ardına yavrudağlar, yavrukentler, aradenizler, araa$klar var. niteliksiz bir bağlanı$a kurban etmi$im de sanki kendimi, ağzım burnum siyanür, bileklerim kan. pinpon topu gibi almı$ sesimi iki dağ birbirine vuruyor, sır çıkmıyor aralarından, su sızmıyor, evcille$tirilmi$ iki yavrufok gibi oynuyorlar benle. yeti$miyor sana sesim!
-bekliyorum gelmiyorsun-
çayı koydum, annem yolluk kurabiye yapmı$, birazdan film de ba$layacak. "e hadi gel artık diyorum" içimden; kapı vurulsun, kapı kur$unlanarak vurulsun, ringin ortasına yığılan boksör gibi yarım kalsın aramızda bahar! sen bilmezsin buralarda orman var, buralarda uçurtmalar var vurulmamı$, hem bak kurabiye de var! e gel artık!! bekliyorum gelmiyorsun!
-yıllar geçti mevsim mevsim-
cemre dü$tü.. cemre senin için yollara dü$tü. o gün sana yazdığım $iirin sayfası sarardı, dipdiri servilere kom$u papatyalar sarardı, dünya sarardı. ayakizlerimin silindiği yollarda bir tek, ardımdan döktüğün su kaldı, buralarda hidrojen oksijenden ayrıldı, su yalnız kaldı. anla, çok oldu bebeğim! yıllar gecti mevsim mevsim!
-dağlar yüce beller uzun-
farz-ı misal ağlasam $imdi, en rüzgarlı tepeye çıksam, en rüzgarlı tepeye daha çabuk dü$er yağmur desem eğer; sessem, sersem bir heceysem ; oturup biraz $iir yazsam, biraz annemden bahsetsem dağlara, küfür etsem mütemadiyen.. şefkatle sarar mı beni kutsal kitabım hüzün ? bilmiyorsun, hiç sorma! daglar yuce beller uzun !
-günler aylar yıllar uzun-
"zaman" derdi bana tanıdığım ilk filozofabim! yer ile gök arasında evlat edindiğim bu pürtela$ yağmura zıt buralarda zaman! yolcu bekleyen tren vagonları gibi birbirini takip eden saniyeler arasında sıkı$ıp kaldım, bakakaldım fotoğraflara flu ; her birinde bir gülümseme eksik çıktı. senden sonra, kan asansörle beynim çıktı. anla dedim anne anla, melankolik oldu oğlun! gunler aylar yıllar uzun!
-bu kadar mı yollar uzun-
bir $ehir insanı nasıl çağırır, bir insan bir $ehri neden sever? dizkapaklarının kanadığı $ehre uzaklığın 784 kmden daha uzun gelir de ondan. ağaçlara salıncak kuran iki afacan çocuk gibi, acıdan elektroliz edilmi$ iki saf element gibi, melengiçin dalındaki iki saksağan gibi. bitti. uçup giden hatıralardan bana yarabantları kaldı. onları da kalbime tentürdiyot ile sürdüm ! - konu$ma, kırıcı oluyorsun.. - bu kadar mi yollar uzun ? ./..
-yeti$miyor sana sesim-
bağırıyorum aralıksız. aramızda birbiri ardına yavrudağlar, yavrukentler, aradenizler, araa$klar var. niteliksiz bir bağlanı$a kurban etmi$im de sanki kendimi, ağzım burnum siyanür, bileklerim kan. pinpon topu gibi almı$ sesimi iki dağ birbirine vuruyor, sır çıkmıyor aralarından, su sızmıyor, evcille$tirilmi$ iki yavrufok gibi oynuyorlar benle. yeti$miyor sana sesim!
-bekliyorum gelmiyorsun-
çayı koydum, annem yolluk kurabiye yapmı$, birazdan film de ba$layacak. "e hadi gel artık diyorum" içimden; kapı vurulsun, kapı kur$unlanarak vurulsun, ringin ortasına yığılan boksör gibi yarım kalsın aramızda bahar! sen bilmezsin buralarda orman var, buralarda uçurtmalar var vurulmamı$, hem bak kurabiye de var! e gel artık!! bekliyorum gelmiyorsun!
-yıllar geçti mevsim mevsim-
cemre dü$tü.. cemre senin için yollara dü$tü. o gün sana yazdığım $iirin sayfası sarardı, dipdiri servilere kom$u papatyalar sarardı, dünya sarardı. ayakizlerimin silindiği yollarda bir tek, ardımdan döktüğün su kaldı, buralarda hidrojen oksijenden ayrıldı, su yalnız kaldı. anla, çok oldu bebeğim! yıllar gecti mevsim mevsim!
-dağlar yüce beller uzun-
farz-ı misal ağlasam $imdi, en rüzgarlı tepeye çıksam, en rüzgarlı tepeye daha çabuk dü$er yağmur desem eğer; sessem, sersem bir heceysem ; oturup biraz $iir yazsam, biraz annemden bahsetsem dağlara, küfür etsem mütemadiyen.. şefkatle sarar mı beni kutsal kitabım hüzün ? bilmiyorsun, hiç sorma! daglar yuce beller uzun !
-günler aylar yıllar uzun-
"zaman" derdi bana tanıdığım ilk filozofabim! yer ile gök arasında evlat edindiğim bu pürtela$ yağmura zıt buralarda zaman! yolcu bekleyen tren vagonları gibi birbirini takip eden saniyeler arasında sıkı$ıp kaldım, bakakaldım fotoğraflara flu ; her birinde bir gülümseme eksik çıktı. senden sonra, kan asansörle beynim çıktı. anla dedim anne anla, melankolik oldu oğlun! gunler aylar yıllar uzun!
-bu kadar mı yollar uzun-
bir $ehir insanı nasıl çağırır, bir insan bir $ehri neden sever? dizkapaklarının kanadığı $ehre uzaklığın 784 kmden daha uzun gelir de ondan. ağaçlara salıncak kuran iki afacan çocuk gibi, acıdan elektroliz edilmi$ iki saf element gibi, melengiçin dalındaki iki saksağan gibi. bitti. uçup giden hatıralardan bana yarabantları kaldı. onları da kalbime tentürdiyot ile sürdüm ! - konu$ma, kırıcı oluyorsun.. - bu kadar mi yollar uzun ? ./..
robot süpürge
bebek maması
aptamil bebek maması
en ucuz klima fiyatları
klima fiyatları
dubai vize
sözlük scripti sütyenli atlet
şişli escort bursa escort bursa escort görükle escort türkçe seks hikayeleri izmir escort hatay escort izmir escort ankara escort
çankaya escort maltepe escort buca escort denizli escort denizli escort çiğli escort şirinevler escort çekmeköy escort
Anadolu Yakası Escort istanbul escort
şişli escort
esenyurt escort
beylikdüzü escort
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?