olumlu davrani$ degi$ikligi...
eğitim
olumlu davrani$larin canlilara ogretilmesi.
gunumuzde egitimsizlerin durumu dusunulecek olursa;olumlu davranislarin canlilara kanirttirilmasi seklinde bir hal almistir.
(bkz: egitim sart)
egtim ve ogretim kurumlarinda biz ogrenimden once ve daha cok ogrencilerin egitimine onem veriyoruz deyisleriyle desteklenen fakat bir turlu rayina oturamayan eylem.
(bkz: oryantasyon)
bireyin yaşantısı yoluyla kasıltı ve istendik davranış değişikliği oluşturması sürecidir. beşikten mezara kadar olan tüm yaşam sürecini kapsar.
olmayan bir davranışı kazanma, kazanılmış olumsuz bir davranışı olumlu hale getirme ve kazanılmış olumlu bir davranışı geliştirme şeklinde görülebilir.
anadolu öğretmen liselerinde öğretilen "eğitim bilimlerine giriş" dersinin ilk konusudur.
olmayan bir davranışı kazanma, kazanılmış olumsuz bir davranışı olumlu hale getirme ve kazanılmış olumlu bir davranışı geliştirme şeklinde görülebilir.
anadolu öğretmen liselerinde öğretilen "eğitim bilimlerine giriş" dersinin ilk konusudur.
(bkz: kötü eğitim)
(ara: eğitim)
okulda da işde de en parlak zekalı,en atak,en cin gibi olanlar atılıyor,ayıklanıyor.geleceğin asıl umutlarına hiç hoşgörü gösterilmiyor.bunun sonunda da seçilen en sünepeler,en uyuşuklar,en çekingenler,korkaklar kalıyor geriye.
böyleleri her alanda iş başına geçiyor.eğitim adına çocuklara gençlere çok yazık ediliyor.aziz nesin
böyleleri her alanda iş başına geçiyor.eğitim adına çocuklara gençlere çok yazık ediliyor.aziz nesin
süreklilik özelligi olmadan bi hiç olan zirva.
öğretim ile birbirine karıştırılan, sadece okulda olmayacağı bir türlü anlaşılamayan kişisel gelişim eylemi.
egitim bir konuda/alanda bireye kalıcı davranıslar kazandırma surecidir.isin ilginc yanı iki farkı birey birbirlerinin aldıkları egitimi engellemek icin egitimde alabılırler.orn:bir avukat savundugu kısının masumıyeti digeride suclulugunu kanıtlamak icin aldıkları egitimi kullanırlar aslında temelde olan birbirlerinin tezlerini curutmektır.
kişide istendik davranış değişikliği getirme sürecine denir.
eğitim, insanın okulda öğrendiği her şeyi unuttuğunda arta kalandır. "
(bkz: albert einstein )
(bkz: albert einstein )
(bkz: egitim atolyesi)
hocanın benden eğitim için yazmamı istediği tezi burada da yazmak istiyorum;
eğitim birikimdir.birikim ise yılların vermiş olduğu bir sonuçtur.bugün üniversiteye hazırlanan öğrencilerimiz devamlı sınav sisteminden veya sorulardan rahatsızlıklarını bildirmektedirler.haklı hasızı demiyorum,sadece eğitim;birikim işidir diyorum.son yıl koşuşturarak çalışıldığı yıllar yıllar yan gelip yatıldığı takdirde hiç bir şekilde başarılı olamayız.bunu bambu aağacının büyüme şekline benzetebiliriz.bambu ağacının tohumu ekildikten sonra devamlı su verilir.anacak,ilk beş yıl içerisinde hiç bir değişiklik göstermez.buna rağmen devamlı sulamaya devam edilir.beş yıl sonunda ağaç birden yirmi dört metreye bulaşır.
okullarda almış olduğumuz birikimdir eğitim.kimler dersi daha iyi dinlemişse onlar daha çabuk yeşerirler.illa ki okulda aldığımız birikimdir demiyorum;aileden,eşten,dosttan,çevreden..v.b herkesten aldığımız bir birikim işidir eğitim.
çocuklarküçük yaşlardan başlanarak eğitilirler daha doğrusu eğitilmelidir.aksi takdirde çocuk,eğer küçük yaşlarda iyi bir eğitim almamışsa,bu onun ilerki yıllarında,ergenikte ve yetişkinlikte daha da önemlisi hayatı boyunca kendisinde kötü bir izlenim bırakır.yani eğitim;aslında kendini en iyi bireyin çocukluk döneminden itibaren verilmesi zorunludur.atalarımız;’’ağaç yaş iken eğilir’’sözünü söylerken de kişinini çocuk yaşta eğitime tabi tutulması gerektiğini öne sürmüşrür.bir diğer atasözümüz olan ’’yadisinde ne ise yetmişinde de odur’’sözü yine eğitimin çocuklu yıllardaki önemini vurgulamaktadır.
eğitimsiz bir toplum,al bayraksız bir millete benzer.nasıl ki bir milleti temsil eden en önemli etken bayrağı ise toplumu da en iyi besleyen ve temsil eden ’eğitim’dir.eğitimli bir millet oolmak ne güzel bir duygu veriyor insana...eğitimi bizlere ve gelecek nesillere sevdiren ve öğreten gerçek eğitimciler gerçekten de en kutsal görevi yapmayı bulunmaktadırlar.
okullarda eğitim;öğrenci ve eğitimci arasındaki diyaloğa bağlıdır.eğitimci alanında uzman olmalı ve öğrencinn kendi alanındaki her soruya mutlaka güzel bir açıklama getirebilmelidir.öğrenci ise;derslerine en programlı bir şekilde çalışmalı ve hazırlıklı olmalı,aynı zamanda da severek,isteyerek gelmelidir okula.işte ancak o zaman eğitim alma isteği gelişir insanda.
eğitmek;’yaşama yapılan bir müdahale olan’,’bilgi sağlayarak değer yargılarını,inançlarını etkileyip,hayata bakışı belirleyen’,’yaşamın daha iyi anlaşılmasını sağlayıp insanın ufkunu genişleten’,’yaşama ince zevkler katan’,’topluma biçim veren’...diye başlayıp neredeyse sonsuza kadar uzanan bir tanımlar dizisidir.oysa ki okulların çoğuna baktığımızda üzülerek bu gerçeği söylemek istiyorum ki;ne bazı öğretmenlerimizin öğrencilerini eğitme isteği var ne de bazı öğrencilerimizin öğretmenlerden birşeyler kapma isteği var.
son olarak ’kitap okuma saatleri bi ezbere eğitim sistemi’kavramlarını ele almak istiyorum;
okullarda haftada bir saat kitap okuma mecburiyeti diye bir bildirge bulunmaktadır.aslında meb’lığının başlatmış olduğu bu yürürlük gerçekten çok güzel bir şey.gerçi,bu gerçeği söylerken içim kan ağlıyor ama gerçekleri söylemek lazım;kitap okumayı sevmeyen bir milletiz,o yüzden batıdan geri kalmamızı sağlayan en önemli etken kitap okumamamızdır yani eğitim eksikliğidir.milli eğitim müdürlüğü’de bunu düşünmüş olacak ki kitap okuma zorunluluğu gitermiş olacak.ama ne yazık ki bu haftada bir saat bile kitap okumayı çok görenlerin olduğunu üzülerek söylüyorum.eğer bu millet;’kitapsız bir yaşam’a devam edrse,hallerini düşünmek bile istemiyorum.
ezbere yönteme gelince ise;okullarda ne yazık ki bir çok öğretmenler tarafından ezbere yöntem takniği uygulanmaktadır.öğrenci;ezber yaptığı zaman kısa bir süreden sonra zeberlemiş olduğu herşeyi unutur ve tekrar tekrar okuması gerek ta ki ezbere yöntemden umudunu kesene kadar.o yüzden öğretmenlerimizin ’ezbere yöntem’yapmamaları gerektiğini düşünüyorum..
eğitim birikimdir.birikim ise yılların vermiş olduğu bir sonuçtur.bugün üniversiteye hazırlanan öğrencilerimiz devamlı sınav sisteminden veya sorulardan rahatsızlıklarını bildirmektedirler.haklı hasızı demiyorum,sadece eğitim;birikim işidir diyorum.son yıl koşuşturarak çalışıldığı yıllar yıllar yan gelip yatıldığı takdirde hiç bir şekilde başarılı olamayız.bunu bambu aağacının büyüme şekline benzetebiliriz.bambu ağacının tohumu ekildikten sonra devamlı su verilir.anacak,ilk beş yıl içerisinde hiç bir değişiklik göstermez.buna rağmen devamlı sulamaya devam edilir.beş yıl sonunda ağaç birden yirmi dört metreye bulaşır.
okullarda almış olduğumuz birikimdir eğitim.kimler dersi daha iyi dinlemişse onlar daha çabuk yeşerirler.illa ki okulda aldığımız birikimdir demiyorum;aileden,eşten,dosttan,çevreden..v.b herkesten aldığımız bir birikim işidir eğitim.
çocuklarküçük yaşlardan başlanarak eğitilirler daha doğrusu eğitilmelidir.aksi takdirde çocuk,eğer küçük yaşlarda iyi bir eğitim almamışsa,bu onun ilerki yıllarında,ergenikte ve yetişkinlikte daha da önemlisi hayatı boyunca kendisinde kötü bir izlenim bırakır.yani eğitim;aslında kendini en iyi bireyin çocukluk döneminden itibaren verilmesi zorunludur.atalarımız;’’ağaç yaş iken eğilir’’sözünü söylerken de kişinini çocuk yaşta eğitime tabi tutulması gerektiğini öne sürmüşrür.bir diğer atasözümüz olan ’’yadisinde ne ise yetmişinde de odur’’sözü yine eğitimin çocuklu yıllardaki önemini vurgulamaktadır.
eğitimsiz bir toplum,al bayraksız bir millete benzer.nasıl ki bir milleti temsil eden en önemli etken bayrağı ise toplumu da en iyi besleyen ve temsil eden ’eğitim’dir.eğitimli bir millet oolmak ne güzel bir duygu veriyor insana...eğitimi bizlere ve gelecek nesillere sevdiren ve öğreten gerçek eğitimciler gerçekten de en kutsal görevi yapmayı bulunmaktadırlar.
okullarda eğitim;öğrenci ve eğitimci arasındaki diyaloğa bağlıdır.eğitimci alanında uzman olmalı ve öğrencinn kendi alanındaki her soruya mutlaka güzel bir açıklama getirebilmelidir.öğrenci ise;derslerine en programlı bir şekilde çalışmalı ve hazırlıklı olmalı,aynı zamanda da severek,isteyerek gelmelidir okula.işte ancak o zaman eğitim alma isteği gelişir insanda.
eğitmek;’yaşama yapılan bir müdahale olan’,’bilgi sağlayarak değer yargılarını,inançlarını etkileyip,hayata bakışı belirleyen’,’yaşamın daha iyi anlaşılmasını sağlayıp insanın ufkunu genişleten’,’yaşama ince zevkler katan’,’topluma biçim veren’...diye başlayıp neredeyse sonsuza kadar uzanan bir tanımlar dizisidir.oysa ki okulların çoğuna baktığımızda üzülerek bu gerçeği söylemek istiyorum ki;ne bazı öğretmenlerimizin öğrencilerini eğitme isteği var ne de bazı öğrencilerimizin öğretmenlerden birşeyler kapma isteği var.
son olarak ’kitap okuma saatleri bi ezbere eğitim sistemi’kavramlarını ele almak istiyorum;
okullarda haftada bir saat kitap okuma mecburiyeti diye bir bildirge bulunmaktadır.aslında meb’lığının başlatmış olduğu bu yürürlük gerçekten çok güzel bir şey.gerçi,bu gerçeği söylerken içim kan ağlıyor ama gerçekleri söylemek lazım;kitap okumayı sevmeyen bir milletiz,o yüzden batıdan geri kalmamızı sağlayan en önemli etken kitap okumamamızdır yani eğitim eksikliğidir.milli eğitim müdürlüğü’de bunu düşünmüş olacak ki kitap okuma zorunluluğu gitermiş olacak.ama ne yazık ki bu haftada bir saat bile kitap okumayı çok görenlerin olduğunu üzülerek söylüyorum.eğer bu millet;’kitapsız bir yaşam’a devam edrse,hallerini düşünmek bile istemiyorum.
ezbere yönteme gelince ise;okullarda ne yazık ki bir çok öğretmenler tarafından ezbere yöntem takniği uygulanmaktadır.öğrenci;ezber yaptığı zaman kısa bir süreden sonra zeberlemiş olduğu herşeyi unutur ve tekrar tekrar okuması gerek ta ki ezbere yöntemden umudunu kesene kadar.o yüzden öğretmenlerimizin ’ezbere yöntem’yapmamaları gerektiğini düşünüyorum..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?